Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1514
KARAR NO: 2022/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/10
KARAR NO: 2022/658
DAVA TARİHİ: 06/01/2022
KARAR TARİHİ: 05/07/2022
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 02/08/2017 tarihinde BookLogic Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmede “otel” olarak adlandırıldığını, davalının sözleşme hükümlerine aykırı hareket ederek hizmet bedellerini ödemediğini, sözleşmede Otel’in sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshedilmesine sebep olunması durumunda hizmetler karşılığı borçlarına ilave olarak senelik otel başı 600 Euro cezai şart ödemekle yükümlü olduğunun düzenlendiğini, fatura bedellerinin ödenmeyerek sözleşme hükümlerine aykırı davranılması nedeni ile davalı şirkete 23/08/2021 tarihli ihtarname cevap ve ihtarların iadeli taahhütlü mektup ile gönderildiğini, davalı şirketin gönderdiği ihtarnameye verilen cevapta taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7. maddesi uyarınca sözleşme süresinin uzadığı ve muhatap şirkete hizmet verilmeye devam edildiği, 02/08/2021 tarihinde sözleşme yenilendiği için fesih bildiriminin haksız olduğunun davalıya bildirildiğini ayrıca davalı şirket tarafından 18/08/2021 tarihli fesih bildirimine istinaden sözleşmenin fesih edildiği dikkate alınarak erken fesihten kaynaklı olarak cezai şartların ödenmesinin istendiğini, davalı şirket tarafından fatura bedelleri ve sözleşmeden kaynaklı cezai şart alacağı ödenmediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptali ile %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu sözleşmenin imza yetkilisi tarafından imzalanmadığını, sözleşmede edimlerin yerine getirileceği yerin ve davalı adresinin Antalya olduğunu, sözleşmedeki yetki hükmü müvekkili yönünden bağlayıcı olmayacağı için yetkisizlik kararı ile dosyanın Antalya Mahkemelerine gönderilmesinin gerektiğini, dava konusu sözleşmedeki ticari ilişki taraflar arasında kurulmadığını, davacı tarafından sözleşmeden belirtilen edimlerin yerine getirilmediğini, davacı tarafça düzenlenen bir kısım faturaların iade edildiğini, bir kısım faturaların ise iade edilmesinin atlandığını, bahse konu sözleşmenin yetkisiz kişilerce imzalandığını ve aynı kişilerce de feshedildiğini, cezai şart taleplerine ilişkin de itirazlarının bulunduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile takibe konu faturalar usulüne uygun düzenlenmediğini, ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinin gerektiğini, davalı adına kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Somut olayda uyuşmazlığın temelini 02/08/2017 tarihli “Booklogiç Rezervasyon Sistemi Kullanım Sözleşmesi” oluşturmaktadır. Davalı cevap dilekçesi ile sözleşmenin davalı şirketi temsile yetkili kişiler tarafından imzalanmadığını bu sebeple davalı şirketini bağlamadığını savunmuş ayrıca Antalya Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu belirterek yetki ilk itirazında bulunmuş, davacı taraf davalı tarafından Antalya … Noterliği’nin 18/02/2016 tarih ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile sözleşmede davalıya atfen imzası bulunan …’e yetki verildiği savunmuş mahkememizce vekaletname örneği getirtilip incelenmiştir. Öncelikle davalının yetki ilk itirazının değerlendirilmesi gerekir. Sözleşmenin 9. maddesi ile uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkeme ve İcra Daireleri’nin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır. HMK.’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” düzenlemesine yer verilmiş, davacı da davasını yetki sözleşmesine göre İstanbul Mahkemelerinde açmıştır. Ancak yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için her iki tarafından bu sözleşmeyi kabul etmesi gerekir. Elde ki davada davalı yan sözleşmeyi kabul etmemektedir. Bu durumda davanın HMK’nun 6. maddesi gereği genel yetkili mahkeme olan davalının şirket merkezinin bulunduğu yer Antalya Nöbetçi Ticaret Mahkemelerinde açılması ve sözleşmenin tarafları bağlayıcı olup olmadığının yetkili mahkemece değerlendirilmesi gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar gereği mahkememizin yetkisizliğine Antalya Nöbetçi Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının gerekçesinde, HMK 17. maddesinin uygulanabilmesi için her iki tarafında bu sözleşmeyi kabul etmesi gerektiği, eldeki davada davalı şirketin sözleşmeyi kabul etmemesi nedeni ile davalı tarafın yetki itirazının kabulüne karar verildiği belirtilmiş ise de devamında “…sözleşmenin tarafları bağlayıcı olup olmadığının yetkili mahkemece dğerlendirilmesi gerekir.” ifadesine yer verildiğinden kararın çelişkili olduğunu, takibe konu alacaklar aynı zamanda fatura alacağı olduğundan davacı şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmelerin şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığı ileri sürülmüş ise de sözleşmelerin davalı şirkete ait … Hotelin işletmesinin tüm yönleriyle bırakıldığı, işleten sıfatı taşıyan işletme müdürü … tarafından imzalandığını ayrıca ön muhasebe müdürü olan …’ın da sözleşmelerde imzasının bulunduğunu, sözleşmelere istinaden ticari ilişkinin 2017 yılından itibaren devam ettiğini, davacı şirket tarafından hizmetlerin verildiğini, bir kısım ödemelerin de davalı şirket tarafından yapıldığını, sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki savunmanın sözleşmedeki sorumlulukları yerine getirmemek için dürüstlük kuralına aykırı olarak ileri sürüldüğünü, Antalya … Noterliğinin 18/02/2016 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesi ile davalı şirket yetkilisi … tarafından, şirket adına işleten …’e her türlü yetkinin verildiğini, davalı tarafça iş bu sözleşme gereğince hizmet aldığının inkar edilmediğini, sözleşmeleri imzalayan kişiler ticari vekil sıfatına sahip olup sözleşmeler şirket yönünden bağlayıcı olduğundan kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, sözleşmeden kaynaklı fatura alacağının ve sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacının iddiası taraflar arasında 2017 yılından itibaren BookLogic Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi kapsamında ticari ilişkinin devam ettiği, bu kapsamda sözleşme konusu hizmetlerin verildiği, davalı tarafça ilişki kabul edilerek bir kısım fatura ödemelerinin yapıldığı ancak takibe konu fatura ve cezai şart alacaklarının ödenmediği, davalı tarafın savunması ile sözleşmenin yetkisiz kişiler tarafından imzalandığı ve davalı şirketi bağlamadığı yönündedir. Somut olayda uyuşmazlık yetkili mahkemenin tespit noktasında toplanmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesinin ilk fıkrasında, genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Sözleşmeden doğan davalarda yetki, HMK’nın 10.maddede düzenlenmiş ve sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hükmüne yer verilmiştir. Yetki Sözleşmesi ise aynı yasanın 17.maddesinde, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri ve taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı şeklinde ifade edilmiş, HMK 18/2. fıkrada, yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesinin şart olduğu düzenlenmiştir. Bir kimsenin, hüküm ve sonuçları başka bir kişinin hukuk alanında doğmak üzere o kişinin ad ve hesabına hukuki işlem yapma yetkisine temsil denir (Eren, F.; Borçlar Hukuk Genel Hükümler, 22. Baskı, Ankara 2017, s. 444). Temsil halinde işlem temsilci tarafından temsil olunanın nam ve hesabına yapıldığından hukuki işlemin tarafı, doğrudan doğruya temsil olunandır. Temsilci hukuki işlemi temsil olunanı hiç söylemeden kendi adına yaptıktan sonra bu işlemden doğan hak ve borçları temsil olunana nakledebileceği gibi (dolaylı temsil), hukuki işlemi yaparken bu işlemi doğrudan temsil olunan nam ve hesabına da (doğrudan temsil) yapabilir. Temsilin söz konusu olabilmesi için temsilcinin hukuki işlemi/muameleyi temsil olunan adına yapması, bunu diğer tarafa bildirmesi, temsilcinin temsil yetkisinin bulunması veya temsil olunanın sonradan yapılan hukuki işleme icazet vermesi gereklidir. Bu noktada, mümessil tarafından yapılan hukuki işlemden doğan hak ve borçların temsil edilene ait olabilmesi için gerekli en önemli unsur; mümessilin, temsil edilen adına hukuki işlem yapmaya yetkili olmasıdır. Temsil yetkisi, temsil olunanın temsilciye, kendisini üçüncü kişiler nezdinde temsile yetkili olduğunu bildiren bir irade beyanıdır. Temsil ilişkisinin meydana gelmesi için yetki beyanının temsilcinin hakimiyet alanına ulaşması yeterlidir. Doğrudan doğruya temsilin söz konusu olabilmesi için gerekli olan temsil yetkisinin olmaması halinde, temsil olunanın sonradan icazet vermesi bu noksanlığı tamamlar ve bu icazetle temsilci ile temsil olunan arasındaki temsil ilişkisi ispatlanmış olur. Temsil yetkisinin olmaması ve temsil olunanın icazet vermemesi hâlinde hukuki muamele kesin olarak hükümsüzdür. Temsil olunan ve temsilci, hukuki işlem ile bağlı değillerse de yetkisiz temsil ile işlem yapan temsilcinin üçüncü kişinin zararını karşılamak ile yükümlü olduğu açıktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22/09/2010 tarih ve 2010/13-414 E., 2010/412 K.). Bu husus TBK’nın 46. maddesinde; “Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. Yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı diğer taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir. Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur.” şeklinde ifade edilmiştir. Aynı yasanın 47. Maddesinde de temsil olunanın açık veya örtülü olarak hukuki işlemi onamaması halinde, bu işlemin geçersiz olmasından doğan zararın giderilmesi, yetkisiz temsilciden isteyebileceği düzenlenmiştir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; davacı BookLogic Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi kapsamında verilen hizmetlere ilişkin fatura bedelinin ödenmediğini belirterek, fatura alacağı ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart bedelinin tahsili talebiyle eldeki davayı açmıştır. Davaya dayanak yapılan sözleşmenin, davalı şirket adına … ve … tarafından imzalandığı, bu kişileri şirketi temsil ve yetkisinin bulunmadığı, sözleşmenin yetkisiz temsilci tarafından imzalandığı ileri sürülmektedir. BookLogic Rezervasyon Sistemleri Kullanım Sözleşmesi’nin 9.maddesinde sözleşme ile ilgili ortaya çıkacak ihtilaflarda İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece her ne kadar davalı şirket yetkilisince imzalanmış yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalının sözleşme ilişkisini reddettiğinden sözleşmede kararlaştırılan yetki şartının geçerli olmadığına karar verilmiş ise de taraflar arasındaki ticari ilişki belirlenmeden, sözleşmeye sonradan zımmen icazet verilip verilmediği değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır. Nitekim davalı şirket, yetkisiz temsil ile yapılan sözleşmeye zımnen icazet vermiş ise bu durumda yetkisiz temsilci ile yapılan sözleşme başlangıçtan itibaren geçerli bir sözleşmenin bütün hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Açıklanan nedenlerle; mahkemece, tarafların tüm delilleri toplandıktan ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunulmadığı, davacı tarafça yapılan işlemlere davalının zımmen onay verip vermediği tespit edilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/10 E. 2022/658 K. sayılı 05/07/2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2022