Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1511 E. 2022/1310 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1511
KARAR NO: 2022/1310
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/558
KARAR NO: 2022/296
KARAR TARİHİ: 24/05/2022
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 16/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalının, müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollardan kendisine ait olan …, … plakalı araçlarla ihlalli geçiş yaptığını ve süresinde ödenmeyen ücretlerden dolayı, davalıya icra takibi açıldığını ve davalının borca ve ferilerine itiraz ettiği ve takibin durduğunu beyan ederek, davanın kabulüne, borçlunun yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “…Alınan bilirkişi raporunda davalının sorumlu olduğu aracın 42 adet ihlalli geçiş yaptığının tespit edildiği, davalının ödenmemiş geçiş ücretinden ve gecikme cezasından dolayı 7.627,75TL borcunun bulunduğu yönünde rapor düzenlendiği, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak, bu miktar alacak üzerinden davanın kabulü ile otoyol işletmecisi ile sürücü arasında sözleşme benzeri ilişki mevcut olup takipten önce işlemiş faizin istenebilmesi için temerrüt ihtarı zorunlu olup davalının temerrüde düşürüldüğüne dair dosyamızda delil bulunmadığından faiz talebi ile faiz üzerinden hesaplanacak KDV talebinin reddine, ayrıca alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin de reddine ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirketin işletme hakkında sahip olduğu otoyol veya 3. köprüden ihlalli geçiş yapan araç sahiplerinin, ihlalli geçişi izleyen 15 (on beş) gün içinde geçiş ücretini cezasız ödeyebilmekte olup şirketin ihlalli geçiş tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde herhangi bir bildirimde bulunmak yükümlülüğü bulunmadığının kabulü ile, işbu sürenin sonu temerrüt tarihi başladığını, dava konusu edilen faiz ve kdv kanuna uygun olduğunu, İİK md.67/2 uyarınca icra inkar tazminatı şartları oluşmuş olup, davalı- borçlu aleyhine alacak ile birlikte en az %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava otoyol geçiş ücretinden kaynaklı davalıya ait aracın ihlalli geçişlerine ilişkin geçiş ücreti ve ceza tutarının tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra müd. … sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, davalı aleyhine 1.525,55 TL geçiş ücreti ve 6.102,20 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 7.627,75 TL asıl alacak, 382,18 TL işlemiş faiz ve 68,79 TL KDV olmak üzere toplam 8.078,72 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde sunmuş olduğu ödeme emrine itiraz dilekçesinde, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2.fıkrasında, miktar ve değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu düzenlenmiştir. Aynı yasanın, “ Parasal sınırların artırılması “ üst başlığı ile, ek madde 1’de, 200’üncü, 201’inci, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların, o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması süreti ile uygulanacağı, ikinci fıkrada, 341’inci, 362’inci ve 369’uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı ifade edilmiştir. İstinafa konu ilk derece mahkemesi kararının, davacı tarafından istinaf edilen kısmı, davacı tarafça talep edilen toplam 8.078,72 TL alacağın mahkemece reddedilen 450,97 TL olduğu, HMK’nun 341/2 maddesi uyarınca dava değeri bakımından karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırı 8.000,00 TL olduğundan davacının istinaf talep hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Bu durumda, davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,4-İstinaf yargılaması için davacı tarafça yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/11/2022