Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/151 E. 2022/662 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/151
KARAR NO: 2022/662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/832
KARAR NO: 2021/986
DAVA TARİHİ: 18/09/2017
KARAR TARİHİ: 26/10/2021
DAVA: Kooperatif Üyeliğinin Tesbiti
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 2016 yılı itibariyle 9 üyeden oluştuğunu, kooperatifin düzenlenmiş olan tüm genel kurul hazirun listesinde davacı … hariç tüm müvekkillerinin hazirun listesinde yer aldığını, davacı müvekkillerinden …, …, …, …, 9 üye ve ortaktan oluşan davalı kooperatifin üyesi ve ortağı olmasına rağmen, usulsüz ve sahte işlemlerle ortaklıktan çıkarıldıklarını yine davacı müvekkili …’in kooperatif hissedarı olan …’den hisse alıp, kooperatife başvurmasına rağmen üyelik işlemleri tamamlanmadığı gibi …’in hissesinin de usulsüz ve sahte işlemle önceden devredildiğini, usulsüz yeni üye kaydı yapıldığını haricen öğrendiklerini, kooperatif üyesi olan 5 kişinin usulsüz ve sahte işlemlerle kooperatiften çıkarıldığını, kooperatif üyesi ve vekili olan …’ın davacılardan … ile …’ın vermiş olduğu genel avukatlık vekâletnamesine dayanarak davacılardan …, … ve işbu dosyada şikayetçi olmayan …’in kooperatifteki hissesinin tamamını bütün aktif ve pasifiyle birlikte vekâleten öz yeğeni …’e devrettiğini, şikâyetçilerden … ile …’ın, …’a 2010 yılında vekalet vermelerine rağmen Zeytinburnu … Noterliğinin 20/09/2016 tarih ve … Yevmiye nolu işlemiyle azletmiş olmaları ve azilnamenin daimi çalışanı …”ya 27/09/2016 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, şüphelinin 26/10/2016 tarihinde hisse devirlerini gerçekleştirmekte hiçbir beis görmediğini, söz konusu işlemlerden 3 kooperatif üyesinin de haberi ve böyle bir talebi de bulunmadığından, hisse devirlerinin sahte ve usulsüz olarak tanzim edildiğini, belirtilen belgeli sahte işlemler dışında yine kooperatif üyesi ve 2016 yılında da Yönetim Kurulu Başkanı olan … ile …’in de usulsüz işlemle kooperatif üyeliğinden çıkarıldıklarını, kooperatif üyeliğinden çıkarma işleminin nasıl gerçekleşmiş olduğunun taraflarınca bilinmediğini, Zeytinburnu … Noterliği 12/04/2017 tarih ve … yevmiye nolu işlemle Noterliğe verilmiş olan ek belgelerle kooperatifin 2009 defterinin bittiği, kooperatife yeni defter gereksinim olduğundan bahisle Av. … tarafından … Konut Yapı kooperatifi adına usulsüz yeni karar defteri tanzim edildiğini, kooperatif adına 2009 yılından sonra düzenlenmiş 2017, 2016, 2015 vs gibi muhtelif yıllara ait gerçek karar defteri mevcutken, 2009 yılı karar defteri bitmiş olduğundan bahisle karar defteri düzenlenmesinin usulsüz gerçekleşmiş olduğunu, kooperatife usulsüz ve sahte işlemlerle 3 yeni üye kaydedildiğini, davalı kooperatif 9 kişiden ibaretken, … ailesinden 4 kişi ile …’in usulsüz olarak kooperatif üyeliklerine son verilerek kooperatifin sadece … AİLESİNDEN oluşan 4 kişiye düştüğünü, Kooperatif Kanununa göre en az 7 kişiden oluşacağı yönündeki zorunlu kuralına uymak için iş bu kere usulsüz olarak kendi öz yeğenlerinin de bulunduğu 3 yeni üye alınıp, usulsüz/sahte düzenlenmiş olan karar defterine işlendiğini, bu yöntemle …, …, … isimli kişilerin de müvekkillerince bilinmeyen yöntemlerle üyeliğe dâhil edildiğini, akabinde usulsüz düzenlenen karar defteriyle almış oldukları kararlarla kooperatif genel kurul toplantısını 26/04/2017 tarihinde gerçekleştirdiklerini, söz konusu genel kurulun usulsüz olduğuna ilişkin Çevre Bakanlığı İl Müdürlüğü hükümet komiseri tarafından düzenlenmiş raporun da bulunduğunu, genel kurul kararlarının iptal davasının Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/436 E. Sayılı dosyasıyla, usulsüz işlemlerle ilgili şikayetin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı 2017/55181 soruşturma nolu dosyasıyla görüldüğünü, tarafların düzenlemiş olduğu genel kurul sonucunda yukarıda bahsedilen 5 üyenin kooperatif dışında kaldığını beyan ederek, müvekkillerinin … Konutyapı Kooperatifi üyesi ve ortağı olduğunun tespitine, usulsüz olarak üye yapılan 3 kişinin üyeliğinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, Kooperatif ve Kooperatif ortakları aleyhine muhtelif davalar açarak şikayetlerde bulunduğunu, doğrudan ilgisi nedeniyle özelikle mahkemenin 2017/436 esas sayılı dosyasında açılan 16/04/2017 tarihli genel kurul kararının iptali talepli dava ile Bakırköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/353 esas sayılı dava dosyasında açılan davada ve diğer tüm şikayet ve davalarda, davacıların Kooperatif ortağı olmadıklarına yönelik itirazda bulunulmasına rağmen davacıların bu itirazlara karşı koymadıklarını, bu itirazlardan çok sonra, ortaklığın tespiti talepli iş bu davanın ikame edildiğini, davacıların Kooperatifte bir hak ve alacakları bulunmadığını, olsa dahi ortaklık (üyelik) talepleri dahil tüm taleplerinin, Kooperatiften ayrılış tarihleri itibariyle zamanaşımına uğradığını veya hak düşürücü sürenin geçtiğini, zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının nazara alınması gerektiğini, 1992 yılında kurulan Kooperatifin kuruluş tarihinden 2009 tarihine kadar 60 ortak olarak faaliyetini sürdürdüğünü, bu 60 ortağın paylarını 2008 ve 2009 yılında devir senetleri ile yeni ortaklara devir ve temlik ettiklerini, bu devir etme ve devir alma keyfiyetinin 02/01/2009 tarihli, 2009/1 ve 15/02/2009 tarihli, 2009/4 numaralı yönetim kurulu kararlarıyla kabul edildiğini, yeni ortakların pay defterine yazılmalarına karar verildiğini, davacıların bu aşamada eski ortaklardan her hangi bir pay devir almadıklarından, devrin kabulüne ve devir alanların ortaklar pay defterine yazılmalarına ilişkin eski ortaklar tarafından oluşturulan yönetim kurulu kararlarında isimlerinin yer almadığını, kooperatifin payları eski ortaklardan devir senedi ile yeni ortaklar tarafından devir alındıktan sonra hiçbir ortağın Kooperatife ödeme yapmadığını ve ortaklardan para toplanmadığını yani 2008 yılından itibaren oluşan Kooperatif ortaklığının başka (önceki) bir ortaktan pay devir alma suretiyle gerçekleştiğini, Kooperatife ortak olacak şekilde, davacıların başka bir ortaktan pay devir almadıklarını, davacıların Kooperatif ana sözleşmesinin 11. Maddesi gereğince Kooperatife ortak olma yönünde YAZILI başvuruları olmadığını, ortaklığa kabul yönünde (hakkında) yönetim kurulu kararı olmadığını, başka bir ortaktan pay devir almayan davacıların Kooperatife her hangi bir ödeme ve katkısı da olmadığını, yani zımni (örtülü) ortaklığın da gerçekleşmediğini, tüm bunlara rağmen 23/06/2010 tarihli genel kurul toplantısından bu yana genel kurul hazirun cetvellerinde bir kısım davacıların isimlerine yer verildiğini, bunun sebebinin ise Kooperatif payları eski ortaklardan yeni ortaklar tarafından devir alındıktan sonra, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yükleniciye verilen ve yüklenici tarafından natamam bırakılarak işten el çekilen inşaatların yapılarak tamamlanması için davacı …’in inşaatlardaki eksik kalan işleri yapma karşılığında, fazladan pay sahibi olan diğer ortaklardan pay devir almak suretiyle ortak olmak üzere Kooperatif vekili ve ortağı … ile anlaşması olduğunu, Kooperatifin işlemlerini yardım ve güven bağlamında yürütmek ve yapılardaki eksik işleri yapma karşılığında diğer ortaklardan pay devir almak üzere, yeni ortaklarca pay devir almayı takip eden 24/01/2009 tarihinde yapılan 2008 hesap yılına ait ilk genel kurul toplantısında hazirun cetvelinde kendisine yer verildiğini ve bu tarihten itibaren davacı …’in, hiçbir hakka sahip olmaksızın, şeklen Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğünü, 2009 yılı hesap dönemi içinde Kooperatife ortak olarak giren ve ayrılanların bulunduğunu, 2009 hesap yılına ait genel kurul toplantısının 23/06/2010 tarihinde yapıldığını, bu toplantıya ait hazirun cetvelinde …’in borçları nedeniyle boşandığı eşi …, oğlu … ve kayın biraderi …’a yer verildiğini, davacı …’in yapılardaki eksik işleri tamamlama karşılığında, Kooperatifte birden ziyade payı bulunan ortaklardan pay devir almak suretiyle, şeklen ortak kayıt ettiği diğer aile bireyleriyle birlikte Kooperatife ortak olacağını ancak kısa bir süre sonra …’in borca batık olduğu, borçlular tarafından yapılacak veya yapılmış hacizlerden kaçınmak üzere eşinden muvazaalı olarak boşanmış olduğunun görüldüğünü, bu haliyle, natamam inşaatları kısmen de olsa yaparak, ortaklık payı devir almasının imkansız olduğunun anlaşıldığını, davacı … ve ona bağlı diğer davacıların iş yapma karşılığında, Kooperatifte ortaklığının gerçekleşemeyeceği anlaşıldıktan sonra, davacıların Kooperatifin bürokratik işlerinin yürümesi ve zorunlu ortaklık sayısının altına düşmemek için Kooperatifte şeklen ortak kalmaya devam ettiklerini, davacıların gerçek anlamda bir ortaklığının olmadığını, 27/05/2010 tarihli 2010/01 numaralı Yönetim Kurulu Kararıyla da tespit edildiğini, davacıların bu şekli ortaklığının 2015 hesap dönemine ait 16/05/2016 tarihli Genel Kurul toplantısına kadar sürdüğünü, 16/05/2016 tarihli Genel Kurul toplantısından sonra, …’in yönetim kurulu üyeliğinden düşmesini gerektiren suç nedeniyle kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunduğundan, denetleme kurulunun uyarısı üzerine 20/07/2016 tarihli, 2016/4 numaralı Yönetim Kurulu kararı ile Yönetim Kurulu üyeliğinin düşürüldüğünü, bu duruma alınganlık gösteren davacı … ve ailesinin diğer davacıların ortaklıktan (Kooperatiften) ayrılma isteklerini Kooperatif yönetimine ve Kooperatif ortağı vekili Av. …’a bildirdiklerini, bu bildirim üzerine …’in 20/07/1016 tarihli 2016/4 numaralı Yönetim Kurulu kararı ile …, …, …’in 18/08/2016 tarihli, 2016/5 numaralı Yönetim Kurulu kararı ile şekli ortaklıktan ayrılma isteklerinin kabul edildiğini, bu nedenle de 26/04/2017 tarihinde yapılan genel kurul hazirun cetvelinde kendilerine yer verilmediğini, Bakanlık temsilcisi tarafından imzalanan 26/04/2017 tarihli genel kurul tutanağının, Kooperatif kayıtlarına uygunluğu görülerek imzalanan hazirun (ortaklar listesi) cetvelinin, denetim ve yönetim kurulu raporlarının, ticaret sicil kayıtlarının, ticaret sicili gazetesinin davacıların Kooperatifte ortak olmadıklarını gösterdiğini tüm bu belgeler karşısında davacıların taleplerinin reddi gerektiğini, davacı gözüken …’in isminin ise Kooperatif kayıtlarında hiçbir şekilde yer almadığını, …’a ait payı devir aldığını ve Kooperatife başvurduğunu iddia etmekte ise de bu iddianın gerçek dışı olduğunu, …’ın payını, iddia edilen tarihten çok önce …’e devrettiğini, devir etme ve devir alma keyfiyetinin 25/10/206 tarihli, 2016/6 numaralı Yönetim Kurulu kararı ile kabul edilerek …’in ortaklık pay defterine kayıt edildiğini, Yönetim Kurulu kararlarının ana sözleşmenin 45. Maddesine uygun alındığını, tüm iş ve işlemlerin hakka ve mevzuata uygun yapıldığını, tek eksikliğin ise Kooperatifin nakit parası olmaması nedeniyle …’in yönetim kurulu üyeliğinin düşmesinin tescil ve ilan edilmemesi olduğunu, ancak bu durumun davacılara bir hak Sağlamayacağını, bu nedenle yönetim kurulunun, mahkemenin 2017/436 esas sayılı dosyasında iptali istenilen genel kurulun toplanmasına ilişkin kararı ile genel kurula katılacak ortakların (hazirun cetvelinin) tespitine ilişkin kararı, iptali istenilen karardan önce ortaklıktan ayrılma ve ortaklığa girme, devir ve sair mevzulara ilişkin kararların geçerli olduğunu, davacı …’in aile fertleriyle birlikte Kooperatiften ayrıldıktan sonra, kendisinde kalan Kooperatifin bir kısım defter ve belgelerini Kooperatif yetkililerine teslim etmediğini, başta genel kurul karar defteri olmak üzere, bir kısım defter ve belgelerin …’de kaldığını, davacıların Kooperatiften ayrıldıktan kısa bir süre sonra, alacaklılar ve onların adına hareket eden uygunsuz kişilerin baskısı ile davacı …, diğer davacı aile mensuplarını zorlayarak (vekil adına aldıkları vekaletname ile) Kooperatif ve ortakları aleyhine muhtelif davalar açarak şikayette bulunduklarını, Kooperatif Yönetim Kurulu iki üye ile idari (yönetsel) kararlar alabildiği için iki üye ile alınan kararlara sahte, üretilmiş karar diye nitelendirilemeyeceğini, davacıların Kooperatif ortaklığına kabul edilen yeni ortakların ortaklığının iptalini istemelerinin hukuken mümkün olmadığını, davada taraf sıfatı bulunmayan kişilerin ortaklığının iptalini istemenin de başka bir garabet olduğunu beyan ederek davanın usul ve/veya esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Davacıların talebi, davalı kooperatif üyeliğinden usulsüz olarak çıkarılmaya ve kooperatif üyesinden hisse alınımına dayalı üyeliğin tespiti davasıdır. Davacı …, 07/12/2020 tarihli dilekçe ile iş bu davadan feragat ettiğini beyan etmiş olmakla davacı … yönünden açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Diğer davacılar … ve …, davalı kooperatif vekilinin kendilerinden aldığı vekalete istinaden davacıların üyeliğini başka şahsa devrettiğini, diğer davacılar … ve … ise, usulsüz olarak kooperatif üyeliğinden çıkarılması sebeplerine dayanmaktadırlar. Davalı ise, davacı … hakkında verilen yönetim kurulu kararı gereğince üyeliğinin düşürüldüğünü, diğer davalıların ortaklıktan ayrılma talepleri doğrultusunda yönetim kurulu kararınca ortaklıklarının sona erdiği savunması ile davanın reddini talep etmektedir. Davalı kooperatif defterleri, sunulan vekaletnameler, Mahkememiz 2017/436 E. Sayılı dosyasında yer alan kayıtlar ve ceza dosyaları bir arada değerlendirilmiştir. Hükme esas alınan gerekçeli bilirkişi raporu ile kooperatiflerde şeklen veya yedek üye ve benzeri şekilde ortak kaydı yapılamayacağı, davalı kooperatifin 24.01.2009 tarihinde yapılan 2007-2008 hesap yılı genel kurulundan beri davacı …’in, 23.06.2010 tarihinde yapılan 2009 hesap yılı genel kurulundan 16.05.2016 tarihinde yapılan 2014-2005 hesap yılı genel kuruluna kadar ki (7 yıl boyunca) tüm genel kurul hazirun cetvellerinde …, …, … ve …’in, davalı kooperatifin kayıtlı ortağı bulunduğu ve adı geçen tüm davacıların kooperatif üyesi sıfatı ile davalı kooperatifte yönetim kurulu asil ve yedek üyeliğine, divan heyeti üyeliğine seçilerek görev yapmış oldukları, 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre kooperatif üyesi olmayan kişilerin yönetim kurulu asil ve yedek üyesi olarak seçilemeyeceği gibi divan heyetinde de görev yapamayacakları, davacılar … ve …’un davalı kooperatif vekili Av. …’a vermiş olduğu kooperatif hisse devir yetkisine haiz geniş yetkili vekaletname ile kooperatif üyeliğinin …’e devir edildiği iddiasının, dosyaya ibraz edilen azilnamenin kooperatif hisse devir tarihinden önce, yetkilendirilen Av. …’ın bu görevlerinden azil edilmiş ve bu azilin muhatap avukatlara tebliğ edilmiş olması nedeni ile yetkisiz vekilin azilnameye rağmen davacılar … ve …’un kooperatif hisselerinin devir edilmesine dair olan işleminin yetkisiz şekilde yapıldığının kabul edilmesi gerekeceği ve bu bağlamda kooperatif hisse devir işlemlerinin geçerliliğinden bahsedilemeyeceği, davacılar … ve …’un halen kooperatif üyesi olduklarının kabul edilmesi gerekeceği, 1163 sayılı kooperatifler kanunu ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak ve dosya kapsamına göre davacılar …, …, … ve …’in kooperatif üyeliğinden istifa ederek ayrıldıklarının ispat edilmemesi karşısında davacıların tümü yönünden davalı kooperatiften istifa ederek ayrılmadıklarının kabul edilmesi gerekeceği, davalı kooperatifin mülkiyetinde 60 ortağa ait kat irtifakına bağlanmış 60 adet mesken bulunduğunu ve bu meskenlerin 24.01.2009 tarihli genel kurulda verilen yetki dahilinde ortaklara tahsis edilerek ferdileştirildiğinin tapu kayıtları ve kooperatif kayıtlarıyla sabit olduğunun davalı kooperatifçe de kabul ve beyan edildiğini ve bu genel kurul kararına dayanılarak alınan 20.05.2009 tarihli yönetim kurulu kararına istinaden …, … ve … adına bağımsız bölümlerin tahsis edildiğinin dosya kapsamı ile tevsik edildiği, 1168 sayılı kooperatifler kanununun 16. Mad ve ana sözleşmenin 14. Mad. hükümlerine uygun olarak davacıların her biri yönünden ayrı ayrı alınmış ihraç kararının dosyaya ibraz edilmediği dikkate alındığında usulüne uygun olarak alınan bir ihraç kararının varlığından bahsedilemediğinden davacılar …, …, … ve …’in davalı kooperatifin halen ortağı bulunduklarının kabul edilmesi gerekeceği tespit edilmiştir. Aksi davalı tarafından ispatlanabilmiş değildir. Hali ile davacıların kooperatif üyeliklerinin devam ettiği kabul edilerek davacılar …, …, … ve … yönünden açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Usulsüz olarak üye yapılan kişilerin üyeliklerinin iptali talebinin, davada taraf olmayan kişiler aleyhine hüküm kurulamayacak olması ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümleri dikkate alınarak reddine karar verilmiştir.” gerekçesiyle, “A-Davacı … yönünden; Açılan davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE, B-Davacılar …, …, … ve … yönünden; 1-Kooperatif üyeliğinin tespiti talebinin kabulü ile davacılar …, …, … ve …’ın davalı kooperatifin üyesi olduklarının TESPİTİNE, 2-Usulsüz olarak üye yapılan üç kişinin üyeliğinin iptali talebinin REDDİNE,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, kooperatif defter ve belgeleri incelenmeden, celbi talep edilen dava dosyalar getirtilmeden, dosya kapsamına aykırı, eksik, hatalı ve gerçeğe aykırı olarak düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporlarındaki beyanlara dayanılarak hüküm kurulduğunu, birbirleriyle çelişkili olan bilirkişi kök ve ek raporlarına yapılan itirazların giderilmediğini, mahkemece elde edilen bilirkişi kök ve ek raporlarının 20/10/2021 tarihli talep dilekçesi ekinde sunulan Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/353 Esas sayılı dosyasında, kooperatifin defter ve belgeleri incelenerek uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporunda yer alan olgu ve değerlendirmelerle de açıkça çeliştiğini, mahkeme kararına rağmen bilirkişi tarafından kooperatifin defter ve belgeleri ile mahkemenin 2017/436 esas sayılı dosyasının kapsamındaki belgelerin incelenmediğini, 07/01/2019 tarihli bilirkişi raporuna karşı içinde mali bilirkişinin de olduğu yeni bir heyetten rapor alınması talep edilmesine rağmen mahkemece ek bilirkişi raporu alınmasına karar verildiğini, ek rapordaki tespitlerin olgulara, dosyadaki kanıtlara, gerçeklere aykırı olması nedeniyle itiraz edildiğini, ek raporda davacılar tarafından mahkemenin 2017/436 esas sayılı dosyasına sunulan ve gerçek bilgileri ihtiva etmeyen fotokopi belgelere dayanılarak başka bir bilirkişi tarafından düzenlenen rapordaki eksik, hatalı, itirazlı bilgiler esas alınarak, davacıların eski ortaklardan pay devir aldıkları ve bu nedenle de kooperatif ortağı olabilecekleri şeklinde beyanlara yer verildiğini, ek raporda yer alan bu beyanların doğru olmadığını teyit eden ıslak imzalı belgeler taraflarınca mahkemeye sunularak kasaya alınmış olmasına rağmen ek rapora itirazları hakkında mahkemece bir karar verilmediğini, kasaya alınan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/353 esas sayılı dosyasında usulüne uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi heyeti raporunda da davacıların kooperatifle ilgili hukuki durumları değerlendirildiğini ve bu raporda kooperatifin defter ve belgeleri, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/353 esas sayılı dosyası, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/436 ve 2017/832 esas (işbu dava dosyası) sayılı dosyaları kapsamındaki belgeler üzerinde inceleme yapılarak, davacıların davalı kooperatife ortak (üye) olmadıklarının açık ve net şekilde tespit edildiğini, 02/04/2021 tarihli dilekçe ile iş bu ortaklığın tespiti davası ile ilgisi olan ve sonuçları itibariyle bu davanın sonucunu da etkileyecek mahiyette olan Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/287 esas, Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/741 esas, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/353 esas sayılı dosyalarının celbi talep edilerek, bu dava dosyalarından maddi olgunun saptanmasına ilişkin ceza dosyasının bekletici mesele yapılması ve diğer dava dosyalarının kapsamında bulunan belgelerin kanıt olarak değerlendirilmesi talep edilmesine rağmen Mahkemece bu talepleri hakkında bir karar vermeden ve ilgili dosyalar celp edilerek değerlendirilmeden hüküm tesis edildiğini, bilirkişi raporlarına yönelik itirazları, mahkeme kasasına alınan evraklar, beyan ettikleri dava dosyaları, kooperatif defter ve kayıtları incelenerek yeniden rapor alınması gerektiğinden, eksik inceleme neticesinde verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti ile kooperatife sahte olarak üye kaydedilen kişilerin üyeliklerin iptali istemine ilişkindir. Kooperatif uzmanı bilirkişi …’ten alınan 07/01/2019 tarihli raporda özetle; Davalı kooperatifin 1992 yılında kurulduğu, davalı kooperatifin 24/01/2009 tarihinde yapılan 2007-2008 hesap yılı genel kurulundan beri davacı …’in, 23/06/2010 tarihinde yapılan 2009 hesap yılı genel kurulundan 16/05/2016 tarihinde yapılan 2014-2015 hesap yılı genel kuruluna kadar ki (7 yıl boyunca) tüm genel kurul hazirun cetvellerinde …, …, … ve …’in, davalı kooperatifin kayıtlı ortağı bulunduğu ve adı geçen tüm davacıların kooperatif üyesi sıfatı ile davalı kooperatifte yönetim kurulu asil ve yedek üyeliğine, divan heyeti üyeliğine seçilerek görev yaptıkları, -28/01/2009 tarih 3 sayılı yönetim kurulu kararı ile 24./01/2009 tarihinde yapılan genel kurul gereği yönetim kurulu asil üyeliklerine …, … ve …’in seçildiği yönetim kurulunun bu kararla aldığı görev paylaşım ve kooperatifi temsil ilzam kararı gereği yönetim kurulu başkanlığına …, yönetim kurulu 2. başkanlığına …, üyeliğe …’in seçildiği, yönetim kurulunun 8 nolu kararı ile kooperatife ait İstanbul ili, Büyükçekemece ilçesi, … köyü, … hududu, … Mevkiinde kain ve tapuda … pafta, … ada, … parselde kayıtlı kat irtifakı kurulmuş taşınmazın bağımsız bölümlerinin kısmen veya tamamen ortaklığa giriş sırası önceliği gözetilerek, tercihlerine göre ortaklara tahsislerinin yapılmasına, kooperatifin ferdileşmeye geçirilmesine yönetim kurulu başkanı …, yönetim kurulu 2.başkanı … veya …’den herhangi 2 sinin müşterek imzaları (çift imza) ile kooperatifin temsil ve ilzam edilmesine karar verildiği, -20/05/2009 tarih 6 sayılı yönetim kurulu kararı ile ferdileşme ve bağımsız bölümlerin kooperatif ortakları adına tahsisine dair karar alındığı, alınan bu karara göre … adına toplam 5 adet (A blok 18, 20, 21, B blok 4, 6), … adına 3 adet (A blok 30, 31, 32), … adına 5 adet (B blok 8, 9, 10, 11, 12) bağımsız bölümün isabet ettiği, kooperatif mülkiyetinde bulunan bu bağımsız bölümlerin ve ferdileşme işlemleri gereği kooperatıf ortağına tahsisi yapılan, natamam kat irtifakı kurulmuş bağımsız bölümlerin 1 paya bir bağımsız bölüm isabet edecek şekilde 24/01/2009 tarihli genel kurul kararı gereğince ortakların anlaştığı şekli ile tahsisine tahsis işlemlerinin peyder pey tapu idaresinde yürütülmesine, natamam bağımsız bölümlerin eksik işlerinin ortaklar ve (çevre düzenlemesi vs) yüklenici halefleri ile birlikte tamamlanmasına, yüklenici haleflerinin katılım payı miktarı ile eksikliklerinin tamamlanması hususunda anlaşmaya kooperatif ortağı ve aynı zamanda kooperatif vekili Av. …’ın yetkili kılınmasına, katılım sağlayan yüklenici halefleri hakkında Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/805 E. sayılı davasından feragat edilmesine karar verildiği, -27/05/2010 tarih 1 sayılı yönetim kurulu kararı ile kooperatifte bundan böyle genel kurullarda yer alacak …, …, … ve …’in ortaklıklarının şekli olduğu, kooperatife ödemeleri bulunmadığı, gerçek ve geçerli şekilde pay devir almadıkları, yasal olarak asgari ortak sayısını karşılamak ve eksik iş yaptırmak karşılığında verilecek daireyi almak için ortaklığa giren kişiler oluşu ve vs gibi durumlar nedeniyle kooperatifin ve kooperatifteki ortaklık yapısının sağlıklı sürdürülmesi için yardım amaçlı olarak kooperatifin tasfiyesine kadar şeklen üye olarak kalmalarına, adlarına tahsis edilmiş ve tahsis edilecek bağımsız bölümlerin satılarak eksik işlerin tamamlanmasında kullanılmasına, kooperatiften herhangi bir hak ve alacakları ile yükümlülüklerinin bulunmadığına karar verilerek kararın … ve … tarafından imza altına alındığı ancak söz konusu kararın … tarafından imzalanmadığı, – 20/07/2016 tarih 4 sayılı yönetim kurulu kararı ile hak ve alacak sahibi bulunmayan şeklen kooperatifte ortak görünen 16/05/2016 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyesi seçilen …’in denetleme kurulunun uyarısı üzerine hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunması nedeniyle yönetim kurulu üyeliğinin düşürülmesine ve bu nedenle şekli üyeliği sebebiyle kooperatiften ayrılmasına, kooperatif asil üyeliğine yedekten ilk sıra seçilen yönetim kurulu üyesinin davet edilmesine, yönetim kurulu üyeleri olan … ve … imzası ile karar verildiği, – 18/08/2016 tarıh 5 sayılı yönetim kurulu kararı ile 31/01/2010 tarih 1 nolu yönetim kurulu kararında belirtilen kooperatifte herhangi bir hak ve alacak sahibi bulunmayan ve şeklen ortak bulunan …, … ve …’in gerek verdikleri ayrılma dilekçeleri ve gerekse de şekli üyeliğinin ortaklığının kooperatife bir katkısı olmaması nedenıyle kooperatiften ayrılmalarına karar verildiği, söz konusu kararın … ve … imzası ile alındığı, -1163 sayılı kanun ve kooperatif ana sözleşme hükümleri çerçevesinde kooperatif üyesi olunması için gerekli şartları taşıyan ve üye olmak için yönetim kuruluna yazılı olarak müracaatta bulunan veya devir yoluyla üyeliği edinen kişilerin yönetim kurulunca kooperatif üyeliğinin kabulüne dair karar verileceği, kooperatiflerde gerek kanun gerekse ana sözleşmeye göre ŞEKLEN ibaresi ile veya yedek üye ve benzeri şekilde ortak kaydı yapılamayacağı, 1163 sayılı kanun ve ana sözleşme hükümlerine göre kooperatif üyesi olmayan kişilerin yönetim kurulu asil ve yedek üyesi olarak seçilemeyeceği gibi divan heyetinde de görev yapamayacağı ve kooperatif nezdinde yaptırılacak konut inşaatlarındaki bağımsız bölümlerinde bu kişiler adına ferdileşme işlemi gereği tahsis ve tapu devirlerinin yapılamayacağı, açıklamalar uyarınca davacı …’in şeklen veya yedek üye şeklinde bir ibare ile 1163 sayılı kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olarak davalı kooperatife ortak kaydedilemeyeceği, davacıların …, …, … ve …’ın kooperatif üyesi olduklarının kabulü gerekeceği, -Davalı kooperatife ait 2 adet pay defterinin bulunduğu, Kadıköy … Noterliğinin 21/07/1994 tarih … yevmiye no ile tasdik edilen ortaklar pay defterinde, kooperatifin 1992 kuruluşundan itibaren kayıtlı 60 kişiden ibaret ortağının bu defterde kayıtlı olduğu ve 2009 yılından beri kayıtlı olan üyelerin ise bu defterde yer almadığı, Zeytinburnu … Noterliğinin 08/01/2009 tarih … yevmiye no ile tasdik edilen ortaklar pay defterinde ise 02/01/2009-15/03/2009 tarihleri arasında kayıtlı üyeler arasında davacıların bulunmadığı, bu tarihlerden sonraki kayıtların ise 25/10/2016 tarihinde üye olan …’in …’dan tüm payları devir alarak 5 adet, 02/01/2017 tarihinde üye olan …’ün 2 adet, 02/01/2017 tarihinde kooperatife üye olan …’ın 2 adet payı olduğu olduğu, bu durumda pay defterindeki ortaklık kayıtları ve pay miktarlarının yönetim kurulu karar defterindeki 20/05/2009 tarih ve 6 sayılı ferdileşme bağımsız bölüm tahsisini içeren kararla çeliştiği, pay defterinin yönetim kurulu kararı uyarınca gerçeğe uygun olarak düzenlenmediği, -Zeytinburnu … Noterliğinin 05/02/2010 tarih … yevmiye no.lu vekaletnamesi ile vekalet veren davacılar … ve …, Av. … ve Av. …’ı kooperatif hissesi devir alma ve satış, kooperatife üye olma, kooperatif hisselerini dilediği bedel ve şartlarla devretme, devir bedelini talep, tahsil ve ahzu kabza yetkili kıldıkları, bu vekaletnameye dayanarak Zeytinburnu … Noterliğinin 24/10/2016 tarih … yevmiye no ile kooperatif hisse devir sözleşmesi ile davacılardan … vekili olan Av. …’ın …’ın davalı kooperatifteki hissesinin tamamını bütün aktif ve pasifi ile birlikte devir alan …’e 5.000,00 TL bedel karşılığında devir ve temlik ettiği, yine Zeytinburnu … Noterliğinin 24/10/2016 tarih … yevmiye no ile kooperatif hisse devir sözleşmesi ile davacılardan … vekili olan Av. …’ın …’ın davalı kooperatifteki hissesinin tamamını bütün aktif ve pasifi ile birlikte devir alan …’e 5.000,00 TL bedel karşılığında devir ve temlik ettiği, Zeytinburnu … Noterliğinin 20/09/2016 tarih … yevmiye no ile tanzim edilen düzenleme şeklindeki azilnameye göre davacılardan … ve …’ın Av. … ve Av. …’ı azlettikleri ve azilnamenin muhatapların iş takibinde olduğu belirtilerek, aynı işyerinde daimi çalışan olduğunu beyan eden ehil yetkili sekreter … imzasına 27/09/2016 tarihinde tebliğ edildiği, bu durumda devir işlemlerinin yetkisiz şekilde yapıldığı, -1163 sayılı Kanun ve ana sözleşme hükümleri çerçevesinde kooperatif ortağı olmayan kişinin yönetim kurulu asil ve yedek üyeliğine seçilemeyeceği ve divan heyet üyesi olarak görev yapamayacağı dikkate alındığında davacılar …, …, … ve …’in kooperatif üyesi oldukları ve bu davacıların kanun ve ana sözleşmede belirlenen usul ve esaslar dahilinde kooperatif üyeliğinden istifa ettiği veya ihraç edildiği ispat edilemediğinden halen davalı kooperatifin üyesi olduklarının kabul edilmesi gerekeceğini yönünde görüş sunulmuştur. Rapora yönelik itirazlar üzerine alınan 17/05/2019 tarihli ek raporda özetle; Davalı kooperatif tarafından, kooperatife ait tüm kayıtlar, muhasebe defter ve belgeleri üzerinde hiç inceleme yapılmadığı yönünde itiraz edilmiş ise de uzmanlık alanının mali müşavir bilirkişi olmaması nedeniyle kooperatifin muhasebe defter belge ve kayıtları üzerinde bu nedenle inceleme yapmamın mümkün olmayacağı ancak asıl uzmanlık alanıyla ilgili olarak ve mahkemenin verdiği yetki sınırı dahilinde davalı kooperatiften email yoluyla kooperatif üyeliğinin tespitine dair incelemeler için 1163 sayılı kanun kapsamında talep edilen davalı kooperatife ait ve dosya çözümüne ilişkin yönetim kurulu karar defterleri, ortaklık pay defteri, genel kurul ve hazirun cetvelleri çerçevesinde davacıların 1163 sayılı kanun gereği üye olup olmadıklarının tespitine yönelik inceleme ve değerlendirme yapıldığı, -Davalı kooperatif tarafından … ve …’ın şekli ortaklıktan ayrılma dilekçelerinin vekaletnameye dayalı olarak vekil … tarafından 12/08/2016 tarihinde kooperatif yönetim kuruluna verildiği, yönetim kurulunun 18/08/2016 tarih ve 2016/5 sayılı kararı ile ayrılma taleplerinin kabul edildiği, istifa dilekçesi ve pay devir senetlerinin dayanağı olan vekaletnameden herhangi bir azlin bulunmadığı, azilin verilen bu vekaletname ile ilgili olmadığı yönünde itirazda bulunulmuş ise de, azilnamenin vekaletnamede belirtilen tüm yetkileri kapsadığı, davacılardan … ve … vekili olarak Av. …’ın vekaletini ekleyerek 12/08/2016 tarihinde davalı kooperatif yönetim kuruluna hitaben düzenlediği üyelikten istifa dilekçesinde müvekkilleri adına ana sözleşmenin 13. Mad si gereği … ve …’ın kooperatif ortaklığından ayrılma istemini yazılı olarak bildirerek müvekkillerinin istifa sebebiyle kooperatiften herhangi bir hak ve alacak talepleri olmadığını beyan edip kooperatifi ibra ettiğini belirtmiş ise de söz konusu bu üyelikten istifa ile birlikte ibranın vekalet hükümleri gereği davacıları bağlayıp bağlamayacağı, devirin geçerliliği kabulü halinde ise devir yoluyla devir sözleşmesinde belirtilen vekilin tahsil ettiği bedeller yönünden takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu, -Kooperatif üyesi … tarafından kooperatif yönetim kuruluna hitaben yazılan bila tarihli istifa dilekçesinde “kendime asaleten müvekkilim …’e vekaleten olmak üzere kooperatif ortaklığından ayrılıyoruz. Gereğinin yapılmasını arz ederiz.” şeklinde düzenlendiği, ekine Kadıköy … Noterliğinin 08/04/2016 tarih … yevmiye no ile düzenlenen vekaletname örneğinin eklendiği ancak incelenen bu vekaletname içeriğinde ise …’in …’e verdiği vekalet olduğu, anılan vekalet içeriğinde ise kooperatif üyeliğinden istifa etmeye dair bir yetkinin verilmediği, sadece kooperatif genel kurullarına katılma oy kullanma ve bu bağlamdaki yetkilere dair düzenlendiği, bu nedenle istifa dilekçesinin … adına geçerli olmayacağının kabul edilmesi gerektiği, -Davalı kooperatifin incelemeye ibraz edilen yönetim kurulu karar defterinde davalı kooperatif yönetim kurulunun 18/08/2016 tarih 2016/5 sayılı kararı ile “şeklen ortak olan …, … ve …in gerek verdikleri ayrılma dilekçeleri ve gerekse de şekli üyeliğinin kooperatife bir katkısı olmaması nedeniyle kooperatiften ayrılmalarına karar verildi.” şeklinde karar alındığı, -Mahkemece … ve … yönünden sunulan istifa dilekçesinin geçerli olduğunun kabulü halinde bu tarihten sonra vekaleten yapılan hisse devir işlemlerinin çelişki oluşturduğu, -Davalı kooperatiften bila tarihli istifa dilekçesi ile üyelikten ayrıldığı iddia edilen … yönünden sunulan belgelerin karşılaştırmalı incelemesinde davalı kooperatifin ibraz edilen yönetim kurulu karar defterinde istifasının kabulüne dair bir karar alınmadığı gibi yönetim kurulu karar defterinde kayıtlı 18/08/2016 tarih 5 sayılı yönetim kurulu kararında …’in istifa dilekçesinin kabulüne dair bir karar alınmadığı gibi, Yönetim kurulunun 20/07/2016 tarih 4 nolu kararı ile …’in kesinleşmiş mahkumiyet kararı olduğu gerekçesiyle yönetim kurulu üyeliğinden düşürülmesine ve bu nedenle şekli üyeliği nedeniyle kooperatiften ayrılmasına karar verildiği, -Bakırköy 2. ATM’nin 2017/436 E sayılı dava dosyası ile davacılar tarafından GKK iptali istemiyle açılan davada SMMM mali müşavir tarafından yapılan inceleme sonucu 10/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda da belirtildiği üzere “davacıların sunduğu noter tasdikleri belli olmayan 2009 yevmiye defter suretlerinde davacı …, …, … ve …’in davalı KYK’ne borçları olmayan eski ortaklardan hisse alımı yaparak yevmiye defter kaydının yapıldığı, 2009 yılı yevmiye kapanış maddesinde kaydı bulunan 529 diğer sermaye yedekleri hesabında …’in 1.070,00 TL, …’ın 535,00 TL, …’ın 1.605,00 TL …’in 535,00 TL tutarlarının noter bilgileri tespit edilen 2016 yevmiye defterinin kapanış maddesinde ve 2017 yılı yevmiye defterlerinin açılış maddesinde de bulunduğu, kooperatifin 2017 yevmiye defterinde davacıların hisselerinin geri ödenip ortaklığın sonlandığına dair 02/01/2017 tarih … no.lu yevmiye maddesi ile kasada ödeme kaydı bulunmasına rağmen dava dosyasında davacılara bu ödemelerin yapıldığına ilişkin hiçbir belgenin sunulmadığı bu bağlamda davacı tarafından sunulan yevmiye kayıtlarının kooperatif defterleri ile de teyit edildiği” tespiti gereğince davacıların şeklen üye oldukları savunmasına itibar edilemeyeceği, kök raporda davacılar yönünden yapılan tespitlerde bir değişiklik olmadığı ifade edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanununun 28.maddesi “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir. a) (Değişik: 23/7/2010-6009/18 md.) Karar ve ilam harcı; Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenir…”, 30.maddesi “Muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.”, 32.maddesi ise “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14/11/2019 tarihli 2016/7539 E. 2019/4737 K sayılı ilamında; “…1-Dava, her iki davacı için davalı kooperatifin 15.03.2015 tarihli üyelikten ihraca ilişkin genel kurul kararının ve davacıların usulüne uygun çağrılmaması nedeniyle genel kurul kararlarının iptali ile davacıların borçlu bulunmadıklarının tespiti istemine ilişkindir. İhraç kararının iptali, genel kurul kararlarının iptali ile borçlu bulunmadıklarının tespitini isteyen davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından, mahkemece verilen hüküm, her bir davacı için bağımsız hüküm özelliğini taşımaktadır. Dolayısıyla her bir davacı için dava açılırken ayrı ayrı maktu harç ile başvuru harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Dosyanın incelenmesinde; davacılar vekilince davacıların her biri tarafından kendileri hakkındaki ihraç kararının iptali ile borçlu bulunmadıklarının tespiti istenildiği halde dava açılırken tek harç yatırıldığı, diğer davacı için harç yatırıldığına dair dosyada delil ya da belgeye rastlanamadığı anlaşılmıştır. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamaz. Bu durumda, mahkemece; dava konusu edildiği halde harcı yatırılmayan diğer davacı için de harcı tamamlamak üzere davacılar vekiline Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi uyarınca süre verilerek, re’sen eksik harcın tamamlatılması, harç tamamlanmadığında harcı yatırılmayan davacılar ile ilgili dava dosyasının tefriki ile işlemden kaldırılması, yenilenmemesi halinde bu talebe yönelik davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi, harcın ikmal edilmesi halinde, her bir davacı için oluşacak uygun sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan diğer davacı hakkında yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasını gerektirmiştir…” şeklinde karar verilmiş olup, eldeki dosyada da dava açılırken başvurma harcı ile maktu karar ve ilam harcının tek bir davacı (tevzi formunda yer alan isme göre …) adına yatırıldığı, diğer davacılar yönünden başvuru harcı ve maktu karar harcı yatırılmadığı anlaşılmakla, mahkemece harç eksikliği ikmal edilmeden davaya devam edilerek hüküm tesis edilmesi hatalıdır. Bu durum karşısında öncelikle davacılar vekiline her bir davacı yönünden başvuru ve karar harcını ayrı ayrı yatırması için kesin süre verilerek, aksi halde harç yatırılmayan davacılar yönünden dosyanın tefriki ile işlemden kaldırılması ve süresi içerisinde yenilenmediği takdirde ise açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Taraf dilekçelerinde, bilirkişi raporunda ve mahkeme kararında Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/436 E. sayılı dosyasından bahsedilmekte ise de, işbu dosya kapsamına alınmadığı için Dairemizce incelenememiştir. Mahkemece ilgili dosya suretinin işbu dosya kapsamına eksiksiz alınması gerekmektedir. Davacılar … ve … tarafından azilnameye rağmen azledikdikleri vekaletnameye istinaden işlem yaptıkları iddiası ile … hakkında Cumhuriyet Savcılığına şikayette bulunulduğu, güveni kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasında Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/99-531 E.K sayılı ve 18/04/2019 tarihli kararıyla suçun Zeytinburnu ilçesinde işlenmiş olduğu gerekçesiyle Bakırköy Asliye Ceza Mahkemesine yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmakla, bu dosya akıbetine ilişkin herhangi bir kayıt yer almamaktadır. Mahkemece dosya akıbeti araştırılarak karar verilmiş ise karar örneği dosya kapsamına alınmalıdır. Yine davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/287 E., Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/741 E., Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/353 E. sayılı dosyalarının incelenmesi gerektiği ifade edilmekle, ilgili dosya suretleri celp edilerek dosya kapsamına alınmalıdır. Açıklanan nedenlerle öncelikle harç eksikliğinin ikmal edilmesi, akabinde bilirkişi kök ve ek raporu ile davalı vekilinin itiraz dilekçeleri nazara alınarak itirazların değerlendirilmesi ve kooperatif kayıtlarında mali müşavir bir bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak heyet raporu düzenlenmesi için mevcut bilirkişiye ek mali müşavir bir bilirkişi atanarak ek rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 355 ve 353/1.a.6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/832 E. 2021/986 K. Sayılı 26/10/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 ve 355. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/06/2022