Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1453 E. 2022/1321 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1453
KARAR NO: 2022/1321
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/482
KARAR NO: 2022/415
DAVA TARİHİ: 11/07/2021
KARAR TARİHİ: 26/04/2022
DAVA: Tazminat (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu)
KARAR TARİHİ: 16/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ticaret Limited Şirketi’nin restoran olarak işlettiği iş yerinin 03/10/2019-03/10/2020 tarihleri arasında müvekkili şirket tarafından sigortalandığını, İSKİ ekipleri tarafından yapılan çalışmalar esnasında boruların kırılmasından dolayı rögardan taşan suyun sigortalı iş yerine dolması sonucu hasar oluştuğunu, ekspertiz raporuna göre sigortalı iş yerinin bodrum katında zemin ve tuvalet bölümü giderlerinden pis su teptiği, pis suyun iş yerine dolarak yaklaşık 40 cm kadar yükseldiği ve bu bölümdeki demirbaş ile diğer ekipman ve dekorasyonun hasarlandığını, dava dışı sigortalıya 28.712,00 TL hasar ödemesi yapıldığını beyan ederek, bu bedelin ödeme tarihi olan 30/06/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, davanın süresi içinde açılmadığını, poliçede dava konusu olayın dahil olup olmadığı araştırılıp davacının aktif dava ehliyetinin belirlenmesi gerektiğini, arızanın atık su hatlarıyla ilgisinin olmadığını, 27/05/2020 tarihindeki sorunun aboneye ait dahili tesisattan kaynaklandığını, şebeke hatlarında sorun olmadığını, binanın su akışının geriye dönmesini engellemek amacıyla kullanılan armatürün (çek valf) takılı olmadığını, İSKİ Abone Hizmetleri Tarife ve Uygulama Yönetmeliği 50. maddesine aykırılıklar olduğunu, zararla İSKİ arasında illiyet bağının olmadığını, istenen zarar bedelinin fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Davalı kamu tüzel kişi olup kural olarak işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşımaktadır. İdarenin hizmet kusurundan kaynaklanan davalar Anayasa’nın 25. maddesi ve 2777 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/2 maddesi kapsamında tam yargı davası olarak idari yargıda açılması gerekir. Görev mahkemenin resen nazara alması gereken bir dava şartıdır. Uyuşmazlık Mahkemesinin 27/12/2021 tarih 2021/608 Esas – 2021/680 Karar sayılı kararında da hizmet kusuruna dayalı bu tür davalarda görevli mahkemenin idari yargı olduğunu” gerekçesiyle, “davanın görev – yargı yolu – dava şartı yokluğundan usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Uyuşmazlık konusuna ilişkin Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu beyanı ile kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine dayanarak ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca sorumlu davalı kurumdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. İstinaf istemine konu uyuşmazlık ise dava konusunun çözüm yerinin adli yargı mı, idari yargı mı olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen yargı yolu dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi kararının isabetli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Dava, rücu talebine dayanmakta olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası içinde söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecek ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/168 E. 2012/397 K. sayılı ve 15/06/2012 tarihli ilamında 23/11/1981 tarih ve 17523 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Yasa gereğince İSKİ’nin; Genel Kurul, Yönetim Kurulu ve Genel Müdürlükçe yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip, Genel Kurulların tasvibine sunulacağı ve bütçesinin Kamu İktisadi Teşekküllerinde uygulanan formüle göre tanzim olunacağının belirtildiği, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 18/1.maddesinde “Ticaret şirketleriyle, gayesine varmak için ticari bir işletme işleten dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi amme hükmi şahısları tarafından kurulan teşekkül ve müesseseler dahi tacir sayılırlar.” hükmünün yer aldığı, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 11, 12, 13. 18/1.maddesi dikkate alındığında İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) Genel Müdürlüğünün 2560 Sayılı Kanun ile kurulmuş olması TTK’nun 18/1.maddesinde özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olması, ticari şekilde veya iktisadi esaslara göre işletilmekte olup yaptığı işler itibariyle de ticarethane sayıldığından tacir sıfatı taşıdığı, tacir olduğu kabul edilen İSKİ’ye karşı açılan haksız fiilden kaynaklanan davaya adli yargı yerinde bakılacağı, bu nedenle dava konusu uyuşmazlıkta adli yargının görevli olduğu kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 16/1 bendinde; “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” düzenlemesi yer almaktadır. 2560 sayılı kanuna tabi olan İSKİ’nin gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmasına rağmen, özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, TTK’nın 16/1 maddesi anlamında tacir sayılacağı ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiği Yargıtay içtihatları ile benimsenmiş olup açıklanan nedenlerle mahkemece idari yargının görevi olduğu gerekçesi ile usulden reddine dair verdiği karar dosya içeriğine uygun olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/482 E. 2022/415 K. sayılı 26/04/2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE,3-Davacı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,4-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,5-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/11/2022