Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1442 E. 2022/1243 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1442
KARAR NO: 2022/1243
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/28 Esas
KARAR NO: 2022/204
KARAR TARİHİ: 23/03/2022
DAVA: Deplase işleminden doğan alacak
BİRLEŞEN İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/745 ESAS, 2018/158 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Deplase işleminden doğan alacak
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıların oluşturduğu emlak pazarlama … ortak girişimi tarafından 03/07/2017 tarih ve 337 sayılı yazı ile Ispartakule Köprülü Kavşak Viyadük Gişe Otomasyon Sistemi ve bağlantı yolları inşaatı işleriyle ilgili olarak müvekkili şirkete ait tesislerin deplasesinin istendiğini, söz konusu talebin protokol ile 18/07/2017 tarihli toplantıda tutanak altına alındığını, müvekkilince 05/09/2007 tarihinde deplase işlemlerinin tamamlandığını ancak deplase bedelinin kendilerine ödenmediğini belirterek 13.041,53 TL alacağın işin tamamlanma tarihi 05/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada ise davalılar ortak girişiminin ortaklarından doğru hasım olan … İşleri A.Ş. yönünden 13.041,53 TL alacağın işin tamamlanma tarihi 05/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin diğer davalılarla herhangi bir iş ilişkisinin bulunmadığını, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca zaman aşımı def’ilerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, projeye ilişkin tüm işlemlerin tamamlanarak yüklenicilerle hesabın kapatıldığını, ayrıca talebin zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı … San. A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, davanın zaman aşımına uğradığını, ayrıca faiz oranı ve faiz başlangıç tarihine ilişkin talepleri de kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur. Birleşen davada … A.Ş. vekili, projenin alt yapı işlerinin dava dışı … İnşaat A.Ş. tarafından yapılması nedeniyle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, davacı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, kendilerine fatura tebliğ edilmediğini, kaldı ki talebin de zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Taraflar arasındaki uyuşmazlık niteliği itibariyle eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sözleşme tarihi 18/07/2007 olup, işlerin bitiş tarihi 05/09/2007 olduğundan TBK’nın 147/6. bendi uyarınca 5 yıllık zaman aşımı süresi uygulanacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin, 2012/9523 Esas, 2012/18159 Karar sayılı, 14/11/2012 tarihli; 2013/3180 Esas, 2013/7639 Karar sayılı 18/04/2013 tarihli içtihatları) Dolayısıyla, gerek asıl dava yönünden gerekse de birleşen dava yönünden davanın dava tarihi itibariyle zaman aşımına uğradığından reddine Asıl davadaki davalı … A.Ş. Yönünden ise dosya kapsamında diğer davalılarla ortak girişim içerisinde olmadığı, hasmın yanlış yöneltildiği ancak somut olay itibariyle HMK’nın 124/3 maddesi uyarınca kabul edilebilir bir yanılgıdan kaynaklanmadığı anlaşıldığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine ” karar verilmiştir. Verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 22/12/2021 tarih 2020/542 E. 2021/1356 K. Sayılı ilamı ile ” …Eser sözleşmesini düzenleyen 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. maddesi uyarınca yüklenicinin edimi bir eser meydana getirmek, iş sahibinin edimi ise, karşılığında bedel ödemektir. Deplase ise, kelime anlamı olarak “yer değiştirmek” anlamına gelmektedir. Taraflar arasındaki dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmayıp, davalı tarafça yapılan yeni yol ve yol genişletme çalışmaları sırasında, davacıya ait tesislerin yine davacı tarafça deplase (yer değiştirme) bedelinin tahsiline ilişkindir. Buna göre 18/07/2007 tarihli protokolde yüklenici tanımına uyan taraf bulunmadığı gibi eser sözleşmesi kapsamında davalıya yapılıp teslim edilen bir imalatın da bulunmadığından taraflar arasındaki akdi ilişki, eser sözleşmesinden değil tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim aynı içerikli talepler için açılan davalarda verilen kararların Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 28/02/2017 gün, 2017/760 Esas, 2017/452 Karar sayılı kararı ile uyuşmazlık deplase (yer değiştirme) bedeline ilişkin olduğu, 23/07/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 Sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21.maddesi gereğince yapılan inceleme sonucu hükme yönelik temyiz/karar düzeltme itirazlarının (eser sözleşmelerine bakan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nce değil) Yargıtay 13. Hukuk Dairesince incelenip değerlendirileceği” belirtilmiştir. Bu itibarla, dava konusu olayda Borçlar Kanunu’nun 146 maddesinde düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, işin tamamlandığı 05/09/2007 tarihinden itibaren 10 yıllık genel zaman aşımı süresi dolmadığından işin esasına geçilerek karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu, Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığı ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin karşı tarafın rızası aramaksızın HMK 124/1 maddesi uyarınca kabul edilmesi gerektiğinden davalı … A.Ş yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi de hukuka uygun görülmediği ” gerekçesiyle mahkeme kararının kaldırmasına, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmiştir.Dairemizin kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde mahkemece; “Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’nun 24/11/2015 günlü ve 5887/7 numaralı Resmi Gazete’de yayımlanan Şebeke Yatırımlarına ilişkin 10/2. fıkrasında “mevcut dağıtım tesislerindeki deplase işlerine ait yatırım harcamaları; deplasesi talep edilen dağıtım tesisinin kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmış olması halinde veya ilgili mevzuatta açık hüküm bulunması haricinde, deplase talebini yapan gerçek veya tüzek kişi tarafindan karşılanacak olup ön kabulden geçmiş yatırım harcaması olarak değerlendirilmez. Mevcut dağıtım tesisinin ilgili kurum ve kuruluşların bilgisi veya izni dâhilinde yapılmaması durumunda deplase işlemine ait masrafların ilgili dağıtım şirketi tarafından karşılanması aksi durumda ise ilgili kurum ve kuruluşlarca karşılanması esas olup ön kabulden geçmiş yatırım harcaması olarak değerlendirilmez” hükmü mevcut olup hal böyleyken gerek imzalı toplantı tutanağı gerekse de mevzuat hükmü nazara alınarak, dava konusu Ispartakule Köprülü Kavşak Viyadük Gişe Otomasyon Sistemi ve Bağlantı Yolları İnşaatı işi kapsamında yüklenici davalıların inşaat işinde gerek ihale kapsamında gerekse de kendi aralarında yaptıkları ortaklık durum yüzdeliklerine dair dava dosyasında herhangi bir belge bulunmadığından her biri 13.041,53 TL olarak saptanmış davacı zararından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ancak davadan evvel temerrüt gerçekleşmediğinden faiz başlangıcının dava tarihinden itibaren yürütülmesi gerektiği ” gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulü ile, deplase işi nedeniyle tahakkuk eden 13.041,53 TL’nin dava tarihi 26/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak avans faizi ile birlikte asıl ve birleşen davanın davalılarından alınarak davacıya ödenmesine, … A.Ş. açısından istinaf ilamı uyarınca HMK’nın 124. maddesi gereğince kabul edilebilir bir yanılgı nedeniyle davada taraf olmaktan çıkartıldığından hakkında aleyhe ya da lehe hüküm oluşturulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Davalılar olayın her aşamasında bilgilendirilmiş olmakla alacağın muaccel olduğu iş bitim tarihi olan 05/09/2007 tarihi itibariyle temerrüde düşmesine rağmen dava tarihininden itibaren temerrüt faize hükmedilmesini hukuka aykırı olduğunu belirterek faiz başlangıç tarihinin işin bitim tarihi olan 05/09/2007 tarihinden itibaren işletilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklandığını, uygulanması gereken 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı sunduğu dava dilekçesinde bir deplase işlemi yaptığını ileri sürmüş ise de yaptığını ileri sürdüğü bu işleme ilişkin olarak herhangi bir teslim belgesi ya da geçici / kesin kabul belgesi sunamadığını, davacı yanın taleplerinin fahiş ve sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğu net bir şekilde görüldüğünü, ne var ki bilirkişi raporunda, savunma ve iddialarımız doğrultusunda dava konusu yapılan alacakların ne şekilde belirlendiği, somut kriterlerin kullanılıp kullanılmadığı, malzeme ve işçilik fiyatlarının uygunluğu hiçbir şekilde araştırılıp tartışılmadığını, bu nedenle davacı yanın öncelikle alacak kalemlerini ispatlaması ve akabinde ispatlanan alacak kalemlerinin bilirkişilerce değerlendirilmesi gerekirken, mübrez raporda olduğu gibi hiçbir şekilde ispatlanamamış alacaklara ilişkin eksik inceleme ile rapor düzenlenmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, deplase işlemlerinden doğan iş bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, her ne kadar zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de dairemizin önceki kaldırma kararında ayrıntılı ve gerekçeli ifade edildiği gibi taraflar arasındaki akdi ilişki, eser sözleşmesinden değil tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı gözetilerek işin tamamlandığı 05/09/2007 tarihinden itibaren 10 yıllık genel zaman aşımı süresi dolmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamına göre, davalıların yapmış oldukları “Köprülü Kavşak Viyadük Gişe Otomasyon Sistemi ve Bağlantı Yolları İnşaatı” işleriyle ilgili olarak davacıya ait kabloların yerinin değiştirilmesinin, yani deplasesinin davalılar tarafından talep edildiği, taraflar arasında yapılan dosyaya ibraz edilen 18/07/2007 tarihli toplantı tutanağında ” Ispartakule Köprülü Kavşağı ve Bağlantı Yolları inşaat alanı içinde bulunan …’a ait tesislerin etkilendiği, deplasesi zorunluğu olduğu, yer altı ile ilgili imalatlar bağlantı yolları şekillendikten sonra, kablo imalatının … tarafından yapılacağı, ücretin …- … ortak girişiminden talep edileceği” karalaştırıldığı, deplase işlemleri 05/09/2007 tarihinde tamamlandığı, davacının işin bitim tarihi olan 05/09/2007 tarihi itibariyle 13.041,53 TL alacak talebinde bulunduğu görülmüştür. Toplantı tutanağından anlaşıldığı üzere, deplase işlemi masrafının, davalılar ortak girişim tarafından karşılanacağı kararlaştırıldığından yapılan işin bedelinin davalılardan talep edilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Ancak, davacı tarafça tamamlanan işleme ve talep edilen masrafa ilişkin davalıların onayı yada kabulü bulunmadığından, yapılan işlem ile talep edilen masrafın piyasa rayicine uygun olup olmadığı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusu şimdilik incelenmeksizin, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusu şimdilik incelenmeksizin, İstinaf eden davalıların istinaf başvurularının KABULÜ ile İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/28 E. 2022/204 K. Sayılı 23/03/2022 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı ile davalılarca ayrı ayrı yatırılan, başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince davacı ile davalılara iadesine, 5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/10/2022