Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1191 E. 2022/996 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1191
KARAR NO: 2022/996
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/295 Esas (Derdest)
DAVA TARİHİ: 24/03/2022
ARA KARAR TARİHİ: 26/05/2022
DAVA: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı kooperatifin 26/02/2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısının 12.maddesinde kooperatifin … ada … parseldeki uygun görülen alana yönetim binası ve ibadethane yapılması görüşülerek kabul edilmiş ise de kooperatif sınırları içerisinde yönetim kurulu binası ve ibadethane mevcut olup, her iki yapı da ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyde olduğunu, yönetim kurulu tarafından yeni bir yönetim binası ihtiyacının ne sebeple ortaya çıktığı hususunda kooperatif üyelerine herhangi bir izahat yapılmadığını, Kooperatif Ana sözleşmesinde işletme faaliyetinin gerekliliği halinde inşaat yapılmasının öngörüldüğünü, mevcut şartlarda yönetim binasının yeterli olması karşısında yeni yönetim binası yapımı işletme faaliyetinin gerekli kıldığı bir durum olmamakla birlikte kooperatif üyelerine de ciddi masraflar çıkaracağını ayrıca bahse konu parselin yeşil alan olup imar mevzuatına aykırılık teşkil edeceğini, site içerisinde trafolar sorunsuz çalışmasına rağmen genel kurul toplantısının 14.maddesinde ihtiyaç halinde halihazırdaki trafo yerlerinin değiştirilmesine ilişkin olduğunu aslen bu maddenin 12.gündem maddesinin uygulanması amacıyla getirildiğini, mevcut trafonun bulunduğu alana yönetim binası yapılmasının düşünüldüğünü, genel kurul toplantısının 15.maddesinin ise kooperatife … ada …-… ve … ada …-… parsellerde en az iki hisse alınmasına yönelik olduğu ancak bu kararın hangi nedenle alındığı, kooperatife ne gibi yarar sağlayacağı açıklanmadığı gibi metrekare bedelinin ise fahis olduğunu ayrıca bu parseller yönetim kurulu üyelerinin hissedar olduğu parseller olduğu için şahsi menfaat güdüldüğünü açıklanan nedenlerle kararların iptal edilmesi gerektiğini beyan ederek S.S. Sefaköy Sanayi Site İşletme Kooperatifi Genel Kurul Toplantısında alınan ve müvekkil tarafından şerh konulan 12. 14. ve 15. madde kararlarının uygulanmasının önlenmesini maksadıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kooperatif yönetim binasının, kooperatif dışında başka bir arsada prefabrik bir yapı olup yıkım kararı bulunduğunu, yönetim binasının ihtiyaçları karşılamadığını, mevcut bir ibadethanenin ise olmadığını, davacı parselde bina yapılmayacağını iddia etmekte ise de bu hususta yetkinin tamamen OSB alanında bulunan İmar Müdürlüğüne ve OSB’nin kendi yönetmeliğine ait olduğunu, OSB yönetmeliğinde imar planına göre müvekkili kooperatifin idari bina yapma yetkisi bulunduğunu, trafonun yerinin değişmesi ya da kaldırılması için genel kurulda karar alınmasında bir engel bulunmadığını, alınacak arsanın minimum ve maksimum fiyatları belirlendiğinden ve şuandaki piyasa koşullarına göre mütavazı bir hesap yapıldığından, kooperatifin ihtiyacı doğrultusunda alınmış olan bir karar olduğundan itirazların yersiz olduğunu, davacı ısrarla yönetim kurulu üyelerinin satın alınacak olunan parsellerde hisselerinin bulunduğunu beyan etmekte ise de bu arsaların daha önce kooperatiften ayrılmış arsalar olduğunu, 418 üyeye bu arsa ayrılırken hisse verildiğini, bu sebeple tamamının hissesi olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin şahsi menfaati ile ilgili bir karar olmadığını beyan ederek gerek tedbir talebinin gerekse davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Somut olayda; davacı vekili 26.02.2022 tarihinde, usul ve yasaya aykırı biçimde gerçekleşen S.S. Sefaköy Sanayi Site İşletme Kooperatifi Genel Kurul Toplantısında alınan ve müvekkil tarafından şerh konulan 12. 14. ve 15. madde kararlarının iptaline S.S. Sefaköy Sanayi Site İşletme Kooperatifi Genel Kurul Toplantısında alınan ve müvekkil tarafından şerh konulan 12. 14. ve 15. madde kararlarının uygulanmasının önlenmesini maksadıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiş ise de; yürütmenin geri bırakılması talebinin ileri sürülüş şekli, mevcut bu talebin dayandığı vakıalarla delillerin somutlaştırılma şekli, genel kurul karar içerikleri, dava ve cevap dilekçeleri ile yönetim kurulu üyelerinin görüşleri, şirketin faaliyet durumu ve amacı karşısında bu aşamada yaklaşık ispat ölçüsü seviyesinde somutlaştırılmış delil olmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşuluğunun sağlanmamış olduğu, ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması talebinin dosyaya sunulan bilgi ve belgeler dikkate alınarak talebin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek Genel Kurulda kabul edilen 12. 14. ve 15. Madde kararlarının mevzuata aykırı, keyfi ve kooperatif üyelerine mali külfet doğuran uygulamalar olduğunu, yargılama sürecinde ihtiyati tedbire karar verilmemesi ve neticenin beklenmesi halinde iptali talep edilen 12, 14 ve 15. Madde kararlarının icrasına sebebiyet verileceğini, kararda belirtilen faaliyetlerin icra edilip tamam hale gelmesinden sonra yapılacak yargılamanın bir anlamı kalmayacağını, dava konusu kararların icrası için davalı kooperatifin tüm üyelerden ödemeleri talep etmeye başladığını, müvekkili tarafından ödemelerin gerçekleştirilmemesi durumunda gecikme faizi ve icra takibi gibi tehditler ortaya çıkacağını ileri sürerek ihtiyati tedbir isteminin reddi yönündeki kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, 26/02/2022 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 12, 14 ve 15 no.lu kararların iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafça dava açılırken ihtiyati tedbir talep edilmiş olup, mahkemece yönetim kurulu üyelerinin yazılı beyanları alınarak tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmakla, ihtilaf iptali talep edilen maddelere ilişkin ihtiyati tedbir koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti noktasında toplanmaktadır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında, yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir. Aynı madde hükmü uyarınca, genel kurulda alınan kararların, yasaya, anasözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğu iddiasıyla, toplantıda bulunan ortaklar ret oyu kullanıp, alınan kararlara muhalif kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirdikten sonra kararın iptali için toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açabilir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollaması ile uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın “Kararın yürütülmesinin geri bırakılması” başlıklı 449. maddesi; “(1) Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” hükmünü, “Kararın etkisi” başlıklı 450 maddesi; “(1) Genel kurul kararının iptaline veya butlanına ilişkin mahkeme kararı, kesinleştikten sonra bütün pay sahipleri hakkında hüküm ifade eder. Yönetim kurulu bu kararın bir suretini derhâl ticaret siciline tescil ettirmek ve internet sitesine koymak zorundadır.” hükmünü içermektedir. TTK’nın 449. maddesinde yer alan “genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına” ilişkin düzenleme, dava açıldıktan ve yönetim kurulu üyelerinin görüşü alındıktan sonra verilebilen özel bir ihtiyati tedbirdir. İhtiyati tedbire ilişkin genel hükümler HMK’nın 389-399. maddelerinde düzenlenmiştir. Yargıtay uygulamalarında genel kurul kararının yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin tedbir talebi yönünden uygulanacak prosedür ve kanun yolu bakımından HMK’nın ihtiyati tedbire ilişkin hükümlere tabi olacağı kabul edilmiştir.6100 sayılı HMK’nun 389/1 maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”, HMK 390/1 maddesinde “İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir.”, HMK 390/3 maddesinde “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır”, HMK 391/1 maddesinde “Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir” düzenlemelerine yer verilmiştir.Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. İhtiyati tedbir talep eden taraf, tedbire esas olan hakkını, ihtiyati tedbir sebep veya sebeplerini, keza davanın esası yönünden de haklılığını ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir (m. 390/3). Yani, ispatı gereken hususların tam olarak değil; kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir… yaklaşık ispat ispatsızlık veya sadece talepte bulunanın beyanlarıyla yetinileceği anlamına gelmemektedir. Talep eden, ispat ölçüsü düşürülmüş olsa dahi, bir ispat faaliyetinde bulunmak, bu çerçevede delillere dayanmak ve tam olmasa da iddia ettiği hususların gerçekliğini kuvvetle muhtemel olduğunu gösterecek şekilde ispat etmek durumundadır. Şu halde, ispat ölçüsünün düşürülmesi, tedbirin koşullarının, özellikle tedbire esas olan hakkın hüküm altına alınabilmesi için maddi hukuk kurallarında öngörülen koşul vakıaların bir kısmının incelenmeyeceği ya da üstün körü inceleneceği anlamına gelmemektedir. Zira ispat ölçüsü, incelemenin kapsamına değil, hakimdeki usuli kanaatin derecesine ilişkindir… Şüphesiz, talep eden bir ispat faaliyetinde bulunmuşsa bunu tam ispat seviyesinde aramamak gerekir; fakat tamamen ispatsız veya delile dayanmayan bir faaliyet de afaki tehlike olgusuna dayanılarak yeterli kabul edilemez (Pekcanıtez Usul, Prof. Dr.Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr. Muhammet Özekes, Doç.Dr.Hülya Taş Korkmaz, Doç.Dr.Mine Akkan, Cilt.III, s.2476, 2477). Somut olayda, mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca iptal talebine konu genel kurul toplantısının gündem maddelerinin yürütülmesinin geri bırakılmasına ilişkin davacıların talebi hakkında, yazılı görüşlerini bildirmeleri için kooperatif temsilcilerine tebligat çıkartılmış, kooperatif temsilcileri bu hususta yazılı görüşlerini dosyaya sunmuşlardır.Mutlak butlan (kesin hükümsüzlük) hali işlemin, başta Kooperatif Kanunu, Ticaret Kanunu ile ilgili kanunların emredici hükümlerine aykırı olmasıdır. Genel kurul kararlarının yokluğu, bunda hukuki yararı bulunan herkes tarafından ve bir süreye bağlı olmaksızın ileri sürülebilir. Bir genel kurul kararı şekil ve usul açısından geçerli olmakla birlikte, konusu bakımından TBK m. 27.maddesi uyarınca emredici hukuk kurallarına yahut ahlak ve adaba aykırı veya imkansız ise sonucu yine yokluktur. İptal edilebilirlik ise kanuna, esas mukaveleye ve afaki objektif iyi niyet kurallarına aykırılıktır. İptal edilebilir kararlar yönünden ise davanın 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde açılması, red oyu kullanılması ve iptali talep edilen her bir madde bakımından muhalefet şerhinin sunulması gerekmektedir. Davalı kooperatifin 26/02/2022 tarihli genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, ortaklar listesinde kayıtlı 282 ortaktan 69 ortağın asaleten ve 47 ortağın vekaleten katılımı ile toplam 116 ortağın hazır olduğu anlaşılmış, toplantı tutanağının sonunda alt kısımda şerh düşenler bölümünde davacının gündemin 12, 14 ve 15. maddelerine şerh düştüğü yazılmıştır. Genel Kurulun 12.gündem maddesinin; ”İşletme kooperatifinin … ada … parseldeki uygun görülen alana yönetim binası ve ibadethane yapılması maddesi görüşüldü. Kooperatif sınırları içerisinde yönetim binası yapılması, yapılacak yönetim binasının ihaleye çıkarılması ve ihaleyi yapacak firmanın yönetim kurulu tarafından belirlenmesi ve m2 başına minimum 3.500,00 TL + KDV maksimum 6.000,00 TL + KDV harcama yetkisinin yönetim kuruluna yetki verildi her bağımsız bölümden 1.000,00 TL + KDV 01/04/2022 tarihinden itibaren 12 taksit olarak alınması hususunda oylama yapıldı. Yapılan oylamada (5) ret oyuna karşılık (62) kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi.” Genel Kurulun 14.gündem maddesinin; ”İhtiyaç halinde halihazırdaki trafo yerlerinin değiştirilmesi veya yeni trafo yapımı için bağımsız bölüm başına taksitle ödenmek koşulu ile 2.500,00 TL + KDV 01/04/2022 tarihinden itibaren 12 taksit olarak ödenmesi hususunda oylama yapıldı. Yapılan oylama sonucunda (26) ret oyuna karşılık (46) kabul ile oy çokluğu ile kabul edildi.”
Genel Kurulun 15.gündem maddesinin; ”Kooperatif adına alınacak olan … ada …-… ve … ada …-… parsellerde asgari m2 başına minimum 3.000,00 TL + KDV maksimum 6.000,00 TL + KDV her bağımsız bölüm için 1.000,00 TL + KDV taksitle 01/04/2022 tarihinden itibaren 12 taksit olarak ücret karşılığında kooperatif adına 4 parselden en az ikişer hisse alınması oylamaya sunuldu. Yapılan oylama sonucunda (4) ret oyuna karşılık (71) kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edildi.” şeklinde olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı incelendiğinde; davacının tedbir talep ettiği yukarıdaki kararlar yönünden 6100 sayılı HMK’nın 389. maddesi uyarınca yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediği gibi kararların niteliği ve uygulanmasının davacı açısından telafisi güç veya imkansız zararlara yol açma ihtimali bulunmadığından, iddiaların yargılama aşamasında sunulacak deliller ve yapılacak inceleme neticesinde tespiti mümkün olduğundan davacının tedbir talebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/09/2022