Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1183 E. 2022/961 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1183
KARAR NO: 2022/961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/445 Esas
KARAR NO: 2022/590
KARAR TARİHİ: 29/06/2022
DAVA: Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı kooperatifin ortağı olup Bakırköy … Noterliği’nce düzenlenen 15.03.2006 tarih ve … yevmiye sayılı devir sözleşmesi ile dava dışı …’den ortaklığı devraldığı, davacıya İstanbul ili Avcılar ilçesi … pafta … parselde kayıtlı A4 blok daire 3 adresindeki bağımsız bölümün tahsis edildiği ve davacının davalı kooperatif karşı tüm edimlerini yerine getirerek hiçbir borcu bulunmadığı, davalı kooperatifin ise bahsi geçen taşınmazın davacı adına tapuya tesciline kaçındığı, aidat borcunun ödenmediği iddiasıyla usulsüz alındığı belirtilen kararla davacının ortaklıktan ihracına karar verildiği, iş bu kararın Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2016/52 Esas ve 6.02.2017 tarihli kararla iptaline karar verildiği belirtilerek davaya konu taşınmaz üzerinde teminat olarak ihtiyati tedbir konulmasını, tedbir kararı mümkün olmadığı takdirde TMK madde 1010 maddesi gereğince davalıdır şerhi konulmasına, davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespiti ile davaya konu bağımsız bölümün tüm takyidatlardan ayrı bir şekilde davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekilince Uyap sisteminden gönderilen 13.07.2021 tarihli dilekçesinde ; Öncelikle dava konusu, konusu İstanbul ili, Avcılar İlçesi, .. Pafta, … Parselde kayıtlı … Blok … adresindeki bağımsız bölümle ilgili olarak yıkım kararı ve yapılacak inşaat ile ilgili olarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, dava konusu taşınmazın başta yıkım kararına karşı itiraz yetkisi olmak üzere, tüm hukuki süreçte müvekkil adına dava açma ve açılacak davalara katılma, yeni yapılacak projede oy hakkı, Avcılar Belediyesi, ve Avcılar Tapu Müdürlüğüne başvuru yapma, evrak talep etme, konularında tedbiren yetki verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 16.07.2021 tarihli ara kararı ile; davaya konu taşınmaz üzerinde 22.11.2017 tarihi itibari ile ”davalıdır” şerhi konulduğu, taşınmazın 08.05.2019 tarihi itibari ile… adına ferdileştirme suretiyle tapuda kaydının yapıldığı, inşaat bilirkişisi raporunda de taşınmazın dava tarihi itibariyle 196.302 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla; bu değerin %20’si oranında teminatın yatırılması halinde davacı vekilinin 1 nolu talebi yönünden İstanbul ili Avcılar ilçesi … pafta … parselde kayıtlı… blok daire … adresindeki bağımsız bölüme ilişkin yıkım kararının yapılacak inşaatın tedbiren durdurulmasına dair karar verilmiş, iş bu karar davalı vekiline 21.07.2021 tarihinde e-tebligat vasıtasıyla tebliğ edilmiştir. Mahkemenin 08.09.2021 tarihi duruşmanın 3 nolu ara kararı uyarınca dosyanın ele alınması sonucunda 09.09.2021 tarihli ara karar ile davacının 08.09.2021 tarihli duruşmada teminat oranının %10’una indirilmesini talep ettiği, bu talebi mahkemece yerinde görülmesi nedeniyle tedbire ilişkin önceki 16.07.2021 tarihli ara kararda belirtilen teminat miktarının %20 oranından %10 oranına düşülmesine karar verilmiştir. Davalı vekilince 09.09.2021 tarih mahkeme ara kararına ilişkin olarak sunulan 29.09.2021 sayman mutemedi alındısıyla istinaf harçlarının yatırıldığına dair sunulan dekont ve aynı tarihli istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının haksız olduğu, davalı adına kayıtlı taşınmaz hakkında ihtiyati tedbir kararının hukuka aykırı olmakla birlikte belirtilen teminat oranının 09.09.2021 tarihli ara karar ile %10’a indirildiği ve dava konusu %20 teminatının bile dosyadaki delillerle birlikte değerlendirildiğinde düşük bir miktarda kalırken mahkemenin gerekçe göstermeden teminat oranını %10’a indirdiği, teminat miktarı indirilmesi hususunda ne davacının ne de mahkemenin gerekçesinin bulunduğu, ve idari işlem olan yıkım kararı durdurulmasına ilişkin tedbir kararının ve 09.09.2001 tarihli ara karar ile teminat miktarının %10’a indirilmesi kararının kanuna ve hukuka aykırı olduğundan bahisle kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Dairemizce 2021/1848 E 2021/1306 K sayılı ilam ile ”… davaya konu somut olay 6100 sayılı HMK’nun 394. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde; mahkemece ihdas olunan 09.09.2021 tarihli ara karara yönelik davalı vekilince yapılan itirazın (ek cümle:7251 /m.42) mahkemece yasada belirtilen usul izlenerek değerlendirilmesinden sonra verilecek karara karşı istinaf yoluna başvurulacağı anlaşılmaktadır. İş bu sebeple; davalı tarafın 09.09.2021 tarihli ara karara yönelik itirazın değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre dairemize gönderilmesi amacıyla dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine,” dair karar verilmiştir. Yukarıda belirtilen dairemizce verilen kaldırma kararından sonra mahkemece 23.02.2020 tarihli duruşmada ”6100 sayılı HMK yasal düzenlemeler ile dosya kapsamı, davaya konu uyuşmazlıkta dikkate alındığında, davacı vekilinin UYAP sisteminden gönderilen 13.07.2021 tarihli dilekçesindeki talebi uyarınca mahkememizin 16.07.2021 tarihli ara kararına davalı tarafın süresinde yapılmış itirazının olmadığı, davacı tarafın teminat miktarına itirazının duruşmalı olarak değerlendirildiği, 09.09.2021 tarihli ara karardan sonra 196.302,00TL değerin %10 üzerinden 19.630,20 TL miktarda davalı tarafça yatırılan bir teminat miktarının olmadığı, HMK 393 maddesi de dikkate alındığında, davacı tarafından süresi içerisinde yatırılan teminat olmadığından 09.09.2021 tarihli ara kararında verilen ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalktığın tespiti ile kalkan ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz hakkında değerlendirme yapılmasına yer olmadığına” dair karar verilmiş ve davalı vekilince 23.05.2022 havale tarihli istinaf başvuru dilekçesi sunulmuştur. Mahkemece davalı vekilince tedbire ilişkin ara istinaf başvurusunun 20.05.2022 tarihinde yapıldığı belirtilerek 14.06.2022 tarihinde istinaf talebinin reddine dair karar verilmiştir. İş bu kararda mahkemece 28.04.2022 günlü ara karara karşı davalı tarafça 20.05.2022 günlü dilekçeyle istinaf talebinde bulunulduğu, iş bu kararın davalı vekiline 03.05.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve bu nedenle istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verildiği belirtilmiş ve davacı vekilince 14.06.2022 tarihli ara karara yönelik istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde özetle; 28.04.12022 tarihli ara kararın elektronik tebligat yoluyla tebliğ edildiğinden 5. günün sonu olan 03.05.2022 tarihinde tebliğ edilmiş sayılacağı, ancak 05 Mayıs 2022 tarihinin Ramazan Bayramının 2. gününe denk geldiği ve HMK 93 maddesi uyarınca sonraki ilk iş günü olan 05 mayıs 2022 tarihinde ara kararın tebliğ edilmiş sayılacağı, 2 haftalık sürenin son gününün de resmi tatilden sonraki ilk iş günü olan 20 Mayıs 2022 tarihi olduğu ve bu haliyle istinaf talebinin yasal sürede yapıldığı belirtilerek mahkemece verilen ara kararın kaldırılması talep edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın uygulama alanını, adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinde tutulacak kayıtlar ile yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 52. maddesi gereğince tebligat işlemlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılacağı düzenlenmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “tebligatın yapılması” başlıklı 1. maddesinde, tüm tebligatların bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılacağı; “tebligatın memur vasıtasıyla yapılması” başlıklı 2. maddesinde ise özel hüküm bulunması halinde tebligatın kendi memurları veya mahalli mülkiye amirinin emriyle zabıta vasıtasıyla yaptırılacağı kabul edilmiştir. 11.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren “Elektronik tebligat” başlıklı 7/a maddesi ise;“Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir. Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur. Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır. Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.” hükmünü içermektedir. 6100 sayılı HMK’nun 91. maddesi uyarınca süreler, taraflara tebliğ tarihinden veya kanunda öngörülen hallerde tefhim tarihinden itibaren başlar. Süreler gün olarak belirlenmiş ise, tebliğ ya da tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün (resmi) tatil saatinde biter (m.92/1, yönetmelik m. 5/14) sürelerin hafta, ay ve yıl olarak belirlenmesi halinde ise HMK’nun 92/2 maddesi uyarınca başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Elektronik ortamlarda yapılan işlemlerde de süre (son günün) gün sonunda (saat 00:00’da ) biter. HMK 93 maddesi uyarınca resmi tatil günleri süreye dahildir. Sürenin son günün resmi tatil gününe rastlaması halinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma (mesai) saati sonunda biter. İş bu nedenle, sürenin içinde kalan resmi tatil günleri hesaba dahil edilir ve ayrıca uzatma sebebi yapılamaz. Davaya konu somut olayda, mahkemenin 28.04.2022 tarihli ara kararı elektronik yolla tebliğ edilmiştir. Dosyada mübrez tebligat parçasının incelenmesinde 28.04.2022 tarihinde tebligatın alıcısı tarafından açıldığı, 03.05.2022 tarihinde ise tebligatın, alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okunduğunun sayıldığı belirtilmiştir. HMK’nun 92/2 maddesi uyarınca iki haftalık istinaf başvuru süresi nazara alındığında istinaf başvuru süresinin 18/05/2022 tarihinde sona erdiği anlaşılmaktadır. UYAP sisteminde yapılan incelemede ise, davalı vekilince sunulan istinaf başvuru dilekçesinin havale tarihi 20.05.2022 23:53:18 olmakla süresinde istinaf yasa yoluna başvurulmadığı anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 220,70 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 80,70 TL’nin istinaf karar harcının hazineye GELİR KAYDINA,4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21.09.2022