Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/113 E. 2022/217 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/113
KARAR NO: 2022/217
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/351
KARAR NO: 2021/842
DAVA TARİHİ: 05/06/2018
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 14/09/2017 tarihinde İnsan Kaynaklan Süreçleri Yapılandırma Projesi Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin başlangıç tarihinin 26/09/2017 bitiş tarihinin ise 20/03/2018 tarihi olduğunu, davacının sözleşmeye uygun şekilde hizmet sunumunu yaptığını, 2018/Mart ayına ilişkin 01/03/2018 tarihli … seri numaralı 206.500,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, davalının bahse konu fatura bedelini ödemediğini, davalının Kayseri … Noterliğinin 12/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davalının sözleşmenin feshinin geçerli ve haklı bir nedene dayanmadığını, sözleşmenin bitiş tarihine kadar yükümlülüğünü eksiksiz yerine getireceğini bildirir Büyükçekmece … Noterliğinin 21/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini davalıya keşide ettiğini, davalının sözleşmenin bitimine 15 gün kala haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, davacının davalıya 05/04/2018 tarihli ve … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturayı gönderdiğini, davalının bahse konu faturayı iade ettiğini, davacının 01/03/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli fatura ile 05/04/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturalardan kaynaklanan alacak için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu hizmet alım akdinden doğan yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini, proje döneminin sonuna gelinmiş olmasına rağmen davacı tarafça somut bir çalışma ortaya konmadığını, sözleşmede kararlaştırılan birçok hizmetin yerine getirilmediğini, sözleşmenin 4/a maddesinde belirtilen idareye bağlı holding ve bağlı şirketler ziyaret edilerek mevcut insan kaynakları organizasyon yapısı ve insan kaynaklan uygulamalarının detaylı incelenmesi, inceleme sürecinde kontrol listeleri, organizasyon şemaları, kurumsal bilgi ve belgeleri incelenerek bazı çalışanlar ile derinlemesine mülakat şeklinde gerçekleştirilmediğini, analiz süreci sonunda kontrol edilen veriler raporlanmadığını, davacı şirketin organizasyon şemasının iyileştirilmesinde grup şirketlere yönelik çalışma yapmadığını, sadece holding için şema hazırlanıp grup şirketlerine ilişkin çalışmaların davalı şirket tarafından yapılmasına ilişkin yönlendirme yapıldığını, davacının ifasını eksik yerine getirdiğini, sözleşmenin 4. maddesinde idarenin talebi halinde yönetici ve çalışanlara eğitim verilmesi ile koçluk hizmetlerinin ayrıca ücretlendirileceğı bu hizmetlerin günlük bedelinin 7.000,00 TL olduğu, davacıya günlük ödeme konusunda tarafların anlaştığını, davacının sözleşme hükmünü ihlal ederek eğitim başına ücret talep ettiğini ve fatura kestiğini, davacının tavrının MK md. 2’ye aykırı olduğunu, davacının yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle 12/03/2018 tarihinde davacının sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davaya konu icra takibinin iptali ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarihli 2018/510 E. 2020/888 K. sayılı kararı ile; “…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup unvan değişikliği yapan eski ünvan ile davalı …’in cevap ve beyan dilekçelerinde ikrar ettiği şekilde TMSF’ye devredildiği, olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan KHK’lar gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlardan olduğu, 03/10/2016 tarihli 675 sayılı KHK’nın ” Dava ve Takip usulü ” başlıklı 16 mad’de (3) 20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek ve tüzel kişiler veya kapatılma ya da re’sen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/08/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun hükmünde kararnamenin 5.mad gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir” hükmüne yer verilmiş olmakla davalı hakkında 670 sayılı KHK ‘nın 5.mad gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine…” karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 15/04/2021 tarihli 2021/284 E. 2021/383 K. sayılı ilamı ile; “…Davalı şirket yönünden yapılan incelemede ise; Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2014/21792 sayılı FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/08/2016 tarihli 2016/3005 D.İş. sayılı kararı ile … Holding A.Ş.’ye kayyım atanarak yönetim organının tüm yetkileri kayyımlara devredilmiş, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/342 E. sayılı dosyasında 05/09/2016 tarihinde verilen ara karar ile 01/09/2016 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 674 sayılı KHK’nın 19.maddesi uyarınca kayyımların görevlerinin sonlandırılmasına ve … Holding bünyesindeki şirketlerin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmesine karar verilmiştir. Davalı şirket, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun ilişkili olduğu Bakan ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun atadığı yönetim kurulu tarafından yönetilmekte olup, olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler arasında değildir. Açıklanan nedenlerle, taraflar arasında sözleşme hükümleri gereğince davacı şirket tarafından sözleşme konusu hizmetlerin verilip verilmediği, davacının varsa alacak miktarının tespiti ile işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulanma yeri bulunmayan 670 sayılı KHK’nın 5. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi kararı hatalı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine” karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı üzerine İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2021 tarihli 2021/351 E. 2021/842 K. sayılı kararı ile; “…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, itirazın iptali davası olup taraflar arasında 14/09/2017 tarihinde “İnsan Kaynakları süreçleri yapılandırma projesi hizmet alımı sözleşmesi” imzalanmış olup bu sözleşmenin incelenmesinde 5 Madde’de “Bu sözleşmede belirtilen danışmanlık hizmetleri bedeli 1.500.000,00 TL + KDV’dir. İdare’nin talebi halinde yönetici ve çalışanlara eğitimler verilmesi ile koçluk hizmetleri ayrıca ücretlendirilecektir. Bu hizmetlerin bir günlük bedeli 7.000,00 TL + KDV’dir.” sözleşmenin 6. Madde’de “sözleşmenin süresi işe başlama tarihi 26/09/2017 işi bitirme tarihi 30/03/2018’dir ” sözleşmenin 7/a madde’de “Sözleşme bedelinin %30’u (450.000,00 TL + KDV = 531.000,00 TL) sözleme imzalanması sonrasında kesilecek faturaya istinaden en geç bir hafta içinde ödenecektir.” sözleşmenin 7/b madde’de ” Kalan ödeme, proje süresine bölünecek, 6 eşit taksit halinde Kasım 2017 – Nisan 2018 tarihleri arasında aylık (175.000,00 TL + KDV=206.500,00 TL) olarak her ayın ilk haftası kesilecek faturaya istinaden en geç yedi gün içinde ödenecektir.” 7/c madde’de ” Eğitim ve koçluk bedelleri eğitim ve koçluğun gerçekleşmesi sonrasında haftalık periyotlar ile kesilecek faturaya istinaden bir sonraki hafta içinde ödenecektir.” hükümlerini içerdiği tespit edilmiştir. Sözleşme, davalı tarafından Kayseri … Noterliği’nin 12/03/2018 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile feshedilmiştir.” Davacı taraf, işbu davaya konu icra takibinde sözleşmenin 7/b maddesinde belirlenen kalan süreye ilişkin 5. Ve 6. Taksitleri içeren 206.500,00 TL ve 206.500 TL olmak üzere toplamda 413.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmektedir. Bu aşamaya kadar yazılan konularda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlığın temel noktası, sözleşmenin 7/b maddesi uyarınca peşinat haricinde kalan süreye ilişkin ve 6 taksit halinde ödeneceği belirlenen 5. Ve 6. Taksitli tutarlarını içeren fatura bedellerinin davacı tarafça istenip istenemeyeceğidir. Sözleşme bedelinin %30’e olan 531.000 TL’nin ödenmesi 7/a md’de düzenlenmiş ve sözleşme imzalandıktan sonra ödemesi yapılmıştır. Peşinat tutarı ödenirken 03/10/2017 tarihinde ve 1. taksit tutarı 206.500 TL’de ödenmiştir. 2. Taksit tutarı ödenmediğinden 206.500 TL 2018 yılına devretmiştir. Yapılan mali incelemeler sonucunda davacı taraf 08/01/2018-05/04/2018 tarihleri arasında 3,4,5 ve 6. Taksit tutarlarına ilişkin 4 adet fatura düzenleyerek davalı tarafa tebliğ etmiştir. Bu faturalardan 2018 yılına devreden 2. Taksit, 2018 yılında keşide edilen 3. Ve 4. Taksit tutarları davalı tarafça ödenmiştir. 5. Taksit tutarını ihtiva eden 01/03/2018 tarihli 35691 numaralı 206.500 TL bedelli faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, bu faturaya itiraz edilmediği ve iade işlemi de yapılmadığı halde ödeme de yapılmadığı, 6. Taksit tutarını ihtiva eden 05/04/2018 tarihli … numaralı 206.500 TL bedelli faturanın ise davalı tarafa tebliğ edildiği fakat davalı tarafça bu faturanın Kayseri … Noterliğinin 12/04/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edildiği, davalı ticari defter ve kayıtlarında mevcut olmadığı sabittir. Ayrıca ticari defter ve kayıtlarda tespit edilen bir başka hususta davalı taraf 5. Takside ilişkin 206.500 TL bedelli faturadan sonra 156.940 TL’lik bir fiyat farkı faturası düzenlemiş, davacı tarafa tebliğ etmiş fakat davacı tarafça kabul edilmeyerek iade edilmiştir. Bu fatura davacı ticari defter ve kayıtlarında yer almamaktadır. Tarafların yine karşılıklı taraf oldukları mahkememizde karara çıkan 2021/324 Esas sayılı dosyasında da gerekçesi açıklandığı üzere ayrıca ücretlendirileceği belirtilen yönetici eğitimleri ve koçluk hizmetleri eğitim sayısı üzerinden faturalandırılması gerekmekte olup davalı tarafça bu hususta yapılan ödemelerden sonra fiyat farkı faturası düzenlenmesinin hukuken mümkün olmadığı, zaten süresi içinde davacı tarafça kabul edilmeyerek faturanın iade edilmiş olduğu, bu nedenle 156.940 TL’lik fiyat farklı faturasının 5. Ve 6. Taksit tutarlarından mahsup edilmesinin mümkün olmadığı, 5. Taksit tutarına ilişkin 206.500 TL’lik faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, davalı taraf ticari defterlerine işlendiği ve sözleşmenin feshedildiği 12/03/2018 tarihinden önce bu işlemlerin yapılmış olduğu, 01/03/2018 tarihli 206.500 TL’lik faturadan dolayı davalının davacıya borçlu olduğu anlaşılmaktadır. Oysa 6. Taksit tutarını ihtiva eden 05/04/2018 tarihli fatura davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen süresi içinde iade edilmiş, fesih tarihinden sonra keşide edilen fatura davalı tarafça kabul edilmemiş ve itiraz edilmiştir. İtiraz söz konusu olduğuna ve 12/03/2018 tarihinde sözleşme feshedildiğine göre davacının faturaya konu ettiği hizmetlerin verilip verilmediğinin ispatı gerekmekte olup bu husus somut delillerle ispatlanamamıştır. Buna göre 05/04/2018 tarihli 206.500 TL bedelli faturadan dolayı davalının borçlu olduğu iddiası kanıtlamadığından bu fatura yönünden talebin reddine, sonuç olarak itirazın iptali davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş” şeklinde gerekçeyle; “Davanın kısmen kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 206.500,00 TL asıl alacak ve bu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Sözleşme konusu işin bedelinin sözleşmenin 5. maddesinde 1.500.000,00 TL olarak belirlendiğini, sözleşmenin 7. maddesinde ödeme yeri ve şartlarının düzenlenerek %30 peşin geri kalan miktarın ise 6 eşit taksit halinde ödeneceğinin hüküm altına alındığını, burada iş bir bütün olarak tarif edilerek ödemenin şartlarının taksitler halinde düzenlendiğini, müvekkilinin sözleşme uyarınca yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde 5. Taksit (01/03/2018 tarihli fatura) dahil olmak üzere taksitlerin ödenmesinin düşünülemeyeceğini ancak davalının 4 taksiti ödediğini ve 5.taksitin ise mahkemece hüküm altına alındığını, edimlerin gerektiği gibi yerine getirilmediğini iddia eden davalı tarafça bunun ispat edilmesi gerektiğini, ispat külfetinin müvekkili firmada olduğu yönündeki kararın hukuka aykırı olduğunu, davalı taraf sözleşmeyi haklı feshettiğinden bahsetmekte ise de sözleşmeye her aykırılığın sözleşmeyi fesih gerekçesi olmayacağını ve feshin son seçenek olarak değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin eksikliği bulunmamakla birlikte davalı taraf sözleşmeye aykırı hareket edildiği veya işlerde eksiklik olduğuna ilişkin bir bildirimi de müvekkiline göndermediğini, sözleşmenin bitimine 16 gün kala sadece sözleşmenin feshedildiğine ilişkin bir ihtarname keşide edildiğini, hizmetlerin eksik veya hiç yerine getirilmediğine ilişkin öncesinde yapılan bir ihtar bulunmadığını, davalı tarafın fesih gerekçesinin gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirket tarafından hizmetin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, somut çalışmaların davalıya teslim edildiğini, müvekkili tarafından 1400 sayfaya yakın döküman hazırlanarak davalıya teslim edildiğini, projenin tamamının ise 2000 sayfa civarında olduğunu, buna ilişkin mailler, cd ve dökümanlar davalıya teslim edildiğini ve delil dilekçesinde belirtilen Büyükçekmece … Noterliğinin 21/03/2018 tarih ve … yevmiyeli ihtarnamesinde de davalıya ihtar edildiğini, bu hususların davalı kurumdan yazı ile sorulabilecek iken sorulmamasının eksiklik olduğunu, davalı tarafın hizmetin niteliğinin beğenilmemesi şeklindeki beyanlarının sözleşmenin feshi için yönetim değişikliği sonrası üretilen bahane olup fahiş fiyatlandırma iddiasının da sözleşmeye göre doğru olmadığının İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/324 E. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde ortaya konulduğunu, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/324 E. Sayılı dosyasına verilen hizmetlere ilişkin ilgili evraklar sunulmasına rağmen eksik inceleme sonucu bu evraklar üzerinde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan son fatura tutarına ilişkin alacağın somut delillerle ispat edilmediği gerekçesine dayanılarak kısmen reddine karar verilemesi hatalı olduğundan kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından davacının sözleşmeye uygun davranıp davranmadığı, faturaların hukuka uygunluğu, gerçek ve somut bir nedene dayanıp dayanmadığı incelemeksizin hüküm kurulduğunu, davacı tarafından sözleşmeye dayalı olarak belirlenen iş planı çerçevesinde, proje döneminin sonuna gelinmiş olmasına rağmen somut bir çalışma ortaya konmadığını, sözleşmede kararlaştırılan bir çok hizmetin gereği gibi yerine getirilmediğini, sözleşmenin 4/a maddesinde Aktiviteler başlığı altında “İdareye bağlı holding ve bağlı şirketler ziyaret edilerek mevcut insan kaynakları organizasyon yapısı ve insan kaynakları uygulamaları detaylı incelenecek, inceleme sürecinde kontrol listeleri, organizasyon şemaları, kurumsal bilgi ve belgeler incelenecek bazı çalışmalar ile derinlemesine mülakat şeklinde gerçekleştirilecektir. Analiz süreci sonunda kontrol elde edilen veriler dokümante edilecek ve raporlanacaktır.” hükmüne rağmen davacının organizasyon şemasının iyileştirilmesi hizmetinde grup şirketlere yönelik çalışma yapmadığını, sadece holding için şema hazırlanıp grup şirketlere ilişkin çalışmanın müvekkili davalı şirketçe yapılmasına ilişkin yönlendirmelerde bulunduğunu, davacının sözleşme gereğince ifası gereken yükümlülüklerini ifa etmemesine rağmen, alacak talebinde bulunmasının haklı olmadığını, Sözleşmenin 5.maddesi uyarınca davacıdan alınan eğitimler için günlük ödeme konusunda tarafların anlaştıklarını ancak davacının sözleşmenin bu hükmünü ihlal ederek müvekkiline verilen eğitim başına ücret talebi ile fatura kestiğini, davacının bu tavrının MK 2 – 3 maddelerine ve sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin 12.maddesi uyarınca davacının yükümlülüğünü sözleşmeye uygun yerine getirmemesi nedeniyle 12/03/2018 tarihinde Kayseri … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarı ile sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda sadece taraflara ait ticari defterlerin incelendiğini, asıl anlaşmazlık konusunun incelenmeyerek, taleplerinin karşılanmadığını, asıl sorunun çözümüne yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin daha önceki verdiği kararda belirttiği gibi sözleşme konusu hizmetlerin verilip verilmediği hususunda bir bilirkişi görevlendirmediğini, müvekkili tarafından fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığı iddia edildiğinden ve davacı tarafça sözleşmesel yükümlülüklerini eksiksiz olarak yerine getirdiğine dair delil sunulamadığından, tek başına fatura düzenlenmesi hizmetin verildiğine ve alacaklı olduğuna ispata yeterli olmadığından mahkemece sadece defter incelemesi neticesinde verilen kararın hatalı olduğunu, ayrıca alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında davacı tarafından 413.000,00 TL (01/03/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli ve 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli iki adet faturadan kaynaklanan) alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsili istemiyle 04/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının 14/05/2018 tarihinde itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Ancak ödeme emrinin davalıya tebliğ evrakı dosya kapsamında ve UYAP sisteminde bulunmadığından hangi tarihte tebliğ edildiği, itirazın süresinde olup olmadığı tespit edilememiştir. Taraflar arasında 14/09/2017 tarihinde İnsan Kaynakları Süreçleri Yapılandırma Projesi Hizmet Alımı Sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede davacı “yüklenici”, davalı “idare” olarak anılmıştır. Sözleşmenin ilgili hükümleri aşağıdaki gibidir; Sözleşmenin 4.maddesinde iş tanımı kısmında; “… Bu sözleşme kapsamında idare beyaz yakalı personel için aşağıda maddeler halinde belirtilen insan kaynakları süreçleri yapılandırılacaktır. Yapılandırılan süreçlerin saha (gruba bağlı şirketlerde) uygulaması idare insan kaynakları birimi tarafından gerçekleştirilecektir.” denilerek, devamında ise yapılacak iş kalemleri “a-İnsan Kavnakları Süreçleri Mevcut Durum Analizi, b-Organizasyonel Düzenlemeler/Yapılandırmalar, c-Şirket İç Kuralları, d-Baz Ücret Sistemi, e-Eğitim Faaliyetleri” başlıkları altında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Sözleşmenin 5.maddesinde sözleşmenin bedeli; “Bu sözleşmede belirtilen danışmanlık hizmetleri bedeli 1.500.000,00 TL (Birmilyonbeşyüzbintürk lirası) + KDV’dir. İdarenin talebi halinde yönetici ve çalışanlara eğitimler verilmesi ile koçluk hizmetleri ayrıca ücretlendirilecektir. Bu hizmetlerin bir günlük bedeli; 7.000,00 TL + KDV’dir. Bu sözleşmenin 4. maddesinde yazılı konular dışında kalan; ek iş ve eğitimler ile kapsam içi konularda daha geniş çalışma ve analiz talepleri ayrıca ücretlendirilecektir. Sözleşme sonunda tarafların anlaşması halinde bu sözleşme bedelinin 1/6 kadar aylık ücretle süreçlerin uygulanması aşamasına danışmanlık hizmeti verilmesine devam edilecektir.” Sözleşmenin 6.maddesinde sözleşmenin süresi; “İşe başlama tarihi 26/09/2017, işi bitirme tarihi 30/03/2018’dir.” Sözleşmenin 7.maddesinde ödeme yeri ve şartları; “Fatura karşılığı yapılacak ödemeler, aşağıda belirtilen zamanlarda yüklenicinin bildirdiği banka hesabına ödenecektir. a-Sözleşme bedelinin %30’u (450.000,00 TL + KDV = 531.000,00 TL) sözleşme imzalanması sonrasında kesilecek faturaya istinaden en geç bir hafta içerisinde ödenecektir. b-Kalan ödeme proje süresine bölünecek; 6 eşit taksit halinde Kasım 2017-Nisan 2018 tarihleri arasında aylık (175.000,00 TL + KDV = 206.500,00 TL) olarak her ayın ilk haftası kesilecek faturaya istinaden en geç 7 gün içinde ödenecektir. c-Eğitim ve koçluk bedelleri; eğitim ve koçluğun gerçekleşmesi sonrasında haftalık periyotlar ile kesilecek faturaya istinaden bir sonraki hafta içinde ödenecektir.” Sözleşmenin 12.maddesinde sözleşmenin mücbir sebepler ile feshi; “Mücbir sebeplerden dolayı idare ve yüklenici bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir. Ancak idarenin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilmesi için işin belirlenen süre zarfında sözleşme ve eklerine uygun tamamlanmamış olması gerekir. İdarenin bu sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesi durumunda, yükleniciye fesih tarihine kadar ödenen peşinat ve taksit ödemelerini geri isteyemez ve/veya istemez. Böyle bir durumda yüklenicinin idareden kalan sözleşme bedeline dahil ücretleri istemesi ile tazminat hakları saklıdır.” Davalı … A.Ş. tarafından, davacı … Ltd. Şti. adına Kayseri … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 12/03/2018 tarihli ihtarname ile; davacının sözleşme konusu edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmediği, sunulan hizmetlerin sözleşmeye uygun olmadığı, sözleşmeye aykırı olarak fahiş faturalandırma yapıldığı gerekçeleriyle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği ihtar edilmiştir. Davacı tarafından ise bu ihtarnameye cevaben Büyükçekmece … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 21/03/2018 tarihli ihtarnamede; hizmetin gereği gibi yerine getirildiği, bu çerçevede 2000 sayfa civarında dokümanın davalıya teslim edildiği, hizmete ilişkin mailler, cd ve dokümanların davalı tarafa gönderildiği, faturalandırmanın sözleşmeye uygun olarak yapıldığı belirtilmiş, sözleşmeyi haklı nedenle feshetme iddiasını kabul etmedikleri ve sözleşme gereği hak edilen bedellerin ödememesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğinin düşünüldüğü, sözleşmenin bitiş tarihine kadar yükümlülükleri eksiksiz yerine getirecekleri ifade edilerek sözleşmeye istinaden 2018 yılı Şubat ve Mart ayı (aylık 175.000,00 TL + KDV) danışmanlık hizmet bedellerinin ödenmesi ayrıca verilen 79 adet eğitimin bedeli olan 553.000,00 TL + KDV’nin de ödenmesi ihtar edilmiş ve davalıya 23/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yine davacı tarafından Büyükçekmece … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 06/04/2018 tarihli ihtarname ile; 05/04/2018 tarih ve Seri … no.lu faturada yazılı toplam 206.500,00 TL tutarındaki borcun ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ödemediği takdirde yasal yollara başvurulacağı ihtar edilerek davalıya 09/04/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı tarafından Kayseri … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 12/04/2018 tarihli ihtarname ile; davacı tarafından Büyükçekmece … Noterliği’nden keşide edilen … yevmiye numaralı 06/04/2018 tarihli ihtarname ekinde gönderilen 05/04/2018 tarih ve Seri … no.lu fatura iade edilmiştir. Mahkemece, davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması amacıyla Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan talimat neticesinde, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; davacının takip ve dava konusu yaptığı 01/03/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaya ilişkin bir ödeme kaydının yer almadığı ancak davalı defterlerinde 28/02/2018 tarihli 407403 numaralı 156.940,00 TL bedelli iade faturasının (fiyat farkı) kayıtlı olduğu ve bu fatura bedelinin davacıya olan borçtan düşüldüğü, bu işlemle davalının davacıya 49.560,00 TL (206.500,00 TL-156.940,00 TL) borçlu gözüktüğü, bahse konu iade faturası davacının ticari defterlerinde kayıtlı ise davalının davacıya takip konusu … numaralı faturadan 49.560,00 TL borçlu olacağı, kayıtlı değil ise davalının borcunun 206.500,00 TL olacağı, davalının iade faturasını ispatlaması gerektiği, davacı tarafça takip ve dava konusu yapılan 05/04/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, hizmetin verilip verilmediğinin uzman bir bilirkişi tarafından değerlendirilmesi ve davacının bu faturaya konu hizmeti sunduğunu ispatlaması gerektiği yönünde görüş bildirmiştir.Mahkemece davacı defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ise; davacının ticari defterlerine göre davacının, davalıdan 413.000,00 TL alacaklı olduğu, işbu tutarın da sözleşmeye göre taksitlendirilen ve faturaya dönüştürülen ödenmeyen/takip konusu yapılan 5. ve 6. taksitlerin toplamı olduğu, davalının ticari defterlerine göre davacıya 49.560,00 TL borçlu olduğu tespit edildiğinden tarafların cari hesapları arasında toplam 363.440,00 TL (413.000,00 TL – 49.560,00 TL) tutarında bir fark olduğu, bu farkın 206.500,00 TL’lik kısmının, davacı tarafından davalı adına tanzim edilen 05/04/2018 tarihli … no.lu 6.taksite ait faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, 156.940,00 TL’lik kısmının ise davalı tarafından davacı adına tanzim edilmiş 28/02/2018 tarih … no.lu fiyat farkı faturasının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, seçenekli olarak 4 farklı değerlendirme yapıldığı, buna göre; a) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih … nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının ise kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan 413.000,00 TL alacaklı olacağı, b) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih … nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının da kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 256.060,00 TL (413.000,00 TL – l56.940,00 TL) alacaklı olacağı, c) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmemesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih … nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının da kabul edilmemesi halinde davacının davalıdan 206.500,00 TL (413.000,00 TL – 206.500.00 TL) alacaklı olacağı, d) Mahkemece davacı tarafından tanzim edilmiş 05/04/2018 tarihli … nolu 6. taksite ait 206.500,00 TL’lik davalı defterlerinde yer almayan faturanın kabul edilmemesi, davalı tarafından tanzim edilmiş davacı tarafın defterlerinde yer almayan 28/02/2018 tarih … nolu 156.940,00 TL’lik fiyat farkı faturasının ise kabul edilmesi halinde davacının davalıdan 49.560,00 TL (413.000,00 TL – 206.500,00 TL – 156.940,00 TL) alacaklı olacağı yönünde görüşü bildirilmiştir. Davacı tarafından takibe konu edilen faturalar; 01/03/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli ve 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli iki adet faturadır. Bunlardan 01/03/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca davalı tarafından 28/02/2018 tarihli … numaralı 156.940,00 TL bedelli “… no.lu fatura fiyat farkı” açıklaması ile iade faturası düzenlenmiştir. Davalı şirkete ait dosya kapsamında yer alan defter kayıtları incelendiğinde; davacı tarafından düzenlenen ve dava konusu olmayan 01/02/2018 tarih ve … no.lu 272.580,00 TL bedelli faturanın davalı defterlerine kaydedildiği, bu faturanın miktar itibariyle aylık olarak takside bağlanan dava konusu sözleşme bedeline ilişkin olmadığı anlaşılmıştır. Faturanın dosya kapsamındaki taraf beyanları ve gerekçeli kararda geçen ifadeler dikkate alındığında, taraflar arasında aynı mahkemenin 2021/324 Esas sayılı dosyasında görülen yönetici eğitimleri ve koçluk hizmetleri eğitim bedeline ilişkin olduğu düşünülmekle birlikte, bu dosyaya ait bilgiler eldeki dosya kapsamına alınmadığı için incelenememiştir. Davacı tarafından düzenlenen 05/04/2018 tarihli … no.lu 206.500,00 TL bedelli faturanın ise davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerine kaydedilmediği, davalı tarafından sözleşmenin hizmetin gereği gibi yerine getirilmediği iddiası ile feshedildiği, davacı tarafından ise sözleşme konusu hizmetlerin gerektiği şekilde verildiği beyan edilmekle; mahkemece sadece taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılması, davacı tarafından verilen hizmete ilişkin 2000 sayfa civarında doküman bulunduğu ifade edilmesine rağmen hizmetin verilip verilmediği yönünde herhangi bir inceleme yaptırılmaması ve hizmetin verildiğinin davacı tarafça somut delillerle ispat edilemediği gerekçesiyle verilen karar hatalıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece takip dosyasında ödeme emrinin tebliğ evrakı getirtilerek öncelikle itirazın süresinde olup olmadığının tespit edilmesi, 2021/324 Esas sayılı dosyasının eldeki dosya kapsamına alınması, hizmetin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği yönünde sektör bilirkişinden rapor alınması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/351 E. 2021/842 K. sayılı 21/10/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Davacı tarafça yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcı ve istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince davalıya iadesine, 6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/02/2022