Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1106 E. 2023/518 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1106
KARAR NO: 2023/518
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/490
KARAR NO: 2022/67
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkil sigorta şirketi tarafından sigortalanan … Ticaret AŞ’ye ait iş yerinde 27/06/2017 tarihinde elektrik hatlarında oluşan kısa devre sonucu hasar meydana geldiğini, yapılan ekspertiz incelemesi sonucu alınan raporda, hasarın tesis dışındaki elektrik hatlarında meydana gelen elektriksel kısa devre sonucu meydana geldiğini tespiti üzerine davalı borçlu aleyhine Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla hasarın ödenmemesinden dolayı TTK 1472 maddesi uyarıca rücu alacağına ilişkin ilamsız icra takibine geçildiğini, borçlunun bu icra takibi alacağından borca, faize ve tüm ferilerine kötü niyetli olarak itiraz ettiğini yapılan bu itirazın tamamen haksız ve kötü niyetli yapıldığını belirterek Beykoz İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapılan takibe yönelik davalı borçlunun haksız ve yersiz itirazının iptali ile davalının en az %20 icra – inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; sigortacı ve sigorta ettiren arasındaki işin ticari niteliği ve tarafların tacir olması nedeniyle davanın ticaret mahkemesi nezdinde ikame edilmesi gerektiğini, davanın görev yönünden reddi ile dosyanın görevli İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesi gerektiğini, somut olayda haksız fiilin işlendiği yer, zararın meydana geldiği yer ve zarar görenin yerleşim yeri, hasar ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere Bağcılar ilçesi Bakırköy Mahkemelerinin yetki alanına girdiğini, yetkisiz Beykoz Mahkemelerinde ikame edilen davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin elektrik tedarik şirketi olup dağıtım şirketi olmadığını, ekspertiz raporuna unu, müvekkil şirket yönünden pasif husumet eksikliği nedeniyle reddini ve dağıtım şirketin olan … Anonim Şirketi ‘ne ihbarını talep ettiklerini, davacının taleplerinin yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle icra inkar tazminatı taleplerinin reddinin gerektiğini, haksız şekilde icra takibine girişildiğini belirterek görevsizlik kararı verilmesini, göreve ilişkin itirazları baki olmak üzere Bakırköy Mahkemeleri’ne yetkisizlik kararı verilmesini, müvekkili şirketin özel hukuk hükümlerine tabi elektrik tedarik şirketi olması, elektrik hatlarının bakımı, denetlenmesi vb. hususlardan sorumlu olmaması, ekspertiz raporundaki hatalı yönlendirme nedeniyle müvekkil şirket aleyhine açılmış olması sebebiyle müvekkil şirketin somut olayda pasif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine, davanın … A.Ş.’ye ihbarına, mahkeme aksi görüşte ise olayda kusurlu veya kusursuz sorumluluğu bulunmayan müvekkili şirketten tazminat talep edilmesi mümkün olmadığından herhalde davanın esastan reddine, davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Davalı …şirketinin elektrik perakende satış şirketi olduğu, ihbar olunan …şirketinin ise elektrik dağıtım şirketi olduğu, dağıtım şirketinin dağıtım haklarının işletme ve bakımı, tesis ve yatırımlar, sayaç okuma, kesme bağlama işlemleri ile altyapıdan faaliyetlerini yürüttüğü, perakende satış şirketinin ise abonelik işlemleri, faturalandırma ile tahakkuk ve tahsilat işlemlerini gerçekleştirdiği, elektrik enerjisi dağıtımından sorumlu şirket olan ihbar olunan …’ın yönetmeliklerde belirtilen kendi malı olan kabloda arıza meydana gelmesinde taksirinin bulunduğu, Elektrik Piyasasında Dağıtım Sisteminde Sunulan Elektrik Enerjisinin Tedarik Sürekliliği, Ticari ve Teknik Kalitesi Hakkında Yönetmeliğin 22. Maddesine göre enerji kalitesi yönetmeliğinde belirtilmiş enerji kalitesinin bozulmasına neden olduğu, kendi taksirli davranışlarından dolayı kablonun hasar görmesi ve kısa devreye neden olduğundan davacı Sigorta şirketine Kobi Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı dava dışı sigortalıya ait işyerinde meydana gelen zararda direkt illiyet bağı bulunduğundan kusurlu ve sorumlu olduğu, Davalı …şirketinin perakende satış şirketi olduğu ve bu vasıfla meydana gelen zarardan sorumluluğunun bulunmadığı ” gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacı sigorta şirketi tarafından ekspertiz raporu ile ihbar olunan …IN sigortalısının zararından sorumlu olunduğu bilindiği, davalı aleyhine başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarı 10.300,00 TL’nin %20’si olan 2.060,00 TL’nin kötü niyet tazminat olarak davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; sözlü yargılamaya geçileceğine dair herhangi bir ara karar oluşturulmadığı gibi sözlü yargılamaya geçileceğine dair herhangi bir tebligat yapılmadan karar verilmesi usule aykırı olduğunu, dosya kapsamında hiçbir aşamada ilgili hasarın hemen akabinde alınan ekspertiz raporu nazara alınmadığını, hasar dosyası içerisinde mevcut ve ilgili hasardan bir gün sonra olay mahalinde yapılan incelemeler neticesinde düzenlenen ekspertiz raporunda; “hasarın, tesis dışındaki elektrik hatlarında meydana gelen elektriksel kısa devre sonucu meydana geldiği kanaatine varılmıştır.” dendiğini, olayın üzerinden yalnızca iki gün geçtikten sonra ve olayın hemen akabinde mahalde yapılan incelemeler neticesinde alınan ekspertiz raporunda … çalışanları tarafından elektrik kesintileri ve yanlış bağlama nedeniyle zararın meydana geldiğinin tutanak ile tespit edildiğini, taraf değişikliği talebinin hukuka aykırı ve gerekçesiz bir şekilde reddedildiğini, mevzuat değişikliği sonucunda yasa gereği sorumluluğun, elektrik satış şirketlerinden dağıtım şirketlerine geçmesi nedeni ile dağıtım şirketinin itirazın iptali davasına dahil edilerek sonucuna göre karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi hukuka uygun ve hakkaniyetli olacağını, müvekkil şirketin “kötü niyet tazminatına” mahkum edilmeside usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, sigortalanan iş yerinde meydana gelen yangın nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin, 6102 Sayılı TTK’nın 1472 maddesi uyarınca rücuen tazmini amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … Tic. A.Ş. arasında başlangıç tarihi 26/06/2017, bitiş tarihi 26/06/2018 olan Kobi Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, dava dışı sigortalıya ait işyerinde 27/07/2017 tarihininde elektrik hatlarında kısa devre sonucu meydana geldiği iddia olunan arıza nedeniyle soğuk hava deposu motorlarının yanmasından kaynaklanan hasar nedeniyle yapılan ödeme nedeniyle halefiyet ilkesi gereğince davacı tarafça, davalı aleyhine Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı takip dosyası ile 10.300,00 TL TL asıl alacak, 480,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.780,01 TL alacağın rücuen tazmini için ilamsız takip başlattığı, davalının ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal süre içinde borca ve ferilerine itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.Somut olayda, davacı sigorta şirketi, dava dışı sigortalısının iş yerindeki soğuk hava deposunun motorunun yanmasından kaynaklı hasarın, elektrik hatlarında meydana gelen kısa devre sonucunda gerçekleştiği iddia olunarak davalı şirketin, meydana gelen zarardan sorumlu olduğundan bahisle davalı hakkında icra takibi başlatılmış, icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle işbu dava açılmıştır.Mahkeme gerekçesinde ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda ifade edildiği gibi davalı şirket, elektrik dağıtım şirketi olmayıp, parakende satış şirketi olduğu, bu sebeple davalı şirketin abonelik işlemleri, faturalandırma ve tahakkuk ve tahsilat işlemlerini yaptığı, iddia olunan hasarın gerçekleşmesine sebebiyet veren hadisenin davalının faaliyet alanları içerisinde bulunmadığından davalının sorumluluğu bulunmadığı dolayısıyla meydana gelen zarar ile davalı şirket arasında illiyet bağı bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Taraf değişikliği talebinin hukuka aykırı ve gerekçesiz bir şekilde reddedildiği itirazı yönünden ; 6100 sayılı HMK.nun tarafta iradî değişiklik başlıklı 124.maddesine göre, bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün ise de maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Ancak eldeki dava, itirazın iptali davası olup itirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Bu davayı icra takibi alacaklısı icra takibi borçlusuna karşı açabilir ve yargılama sonunda takibin devamı kararı verilecekse hakkında takip yapılan borçlu yönünden verilmesi gerekmektedir. Bu sebeple HMK 124. Maddeye göre davaya dahil edilmek istenen dava dışı dağıtım şirketinin, dava konusunu oluşturan takibin tarafı olmadığından HMK 124. Maddesi uyarınca davaya dahil edilmesi de usulen mümkün görülmediğinden bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Davacı vekili diğer bir istinaf nedeni olarak sözlü yargılamaya geçileceğine dair herhangi bir ara karar oluşturulmadığı gibi sözlü yargılamaya geçileceğine dair herhangi bir tebligat yapılmadan karar verilmesi usule aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de karar tarihi itibariyle miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanmakta olup basit yargılama usulünde de sözlü yargılama aşaması bulunmadığı, bu nedenle mahkemece sözlü yargılama aşamasına geçilmeden karar verildiği iddiası yerinde görülmemiştir.İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Mahkemece ekspertiz raporu ile ihbar olunan …’ın sigortalısının zararından sorumlu olunduğu bilindiği, davalı aleyhine başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğundan davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş ise de İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesi’nde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türü, sadece ve ancak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Dava konusu uyuşmazlık; dava dışı sigortalının işyerinde meydana gelen hasardan davalı şirketin sorumlu olup olmadığına ilişkin olup alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak elektrik parakende ve dağıtım şirketlerin faaliyet alanları ve sorumlulukları gözetilerek itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İİK’nın 67. Maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur. Tersinin kabulü, hak arama özgürlüğünü düzenleyen Anayasa’nın 36. Maddesi hükmüne de aykırı düşer. Hal böyle olunca, sadece takibin haksızlığını ortaya koyan olgulara dayanılarak, bunların aynı zamanda davacının kötüniyetini de gösterdiği gerekçesiyle davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince hükmün düzeltilmesi cihetine gidilmesi nedeniyle istinaf yasa yoluna başvuran davacı aleyhine takdir olunacak vekalet ücretinin, ilk derece mahkemesi kararının kaldırıldığı tarih itibariyle mi yoksa hükmün yeniden tesis edildiği yeni karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca mı hesaplanacağı uygulamada tartışma konusu yapılmış ise de asıl hükümde yargılama gideri olarak hükme bağlanan vekalet ücreti , asıl hükme bağlı fer’i nitelikte bir karardır. Bu sebeple istinaf yasa yolu başvurulması sonucunda KALDIRILAN bir hükümde fer’i nitelikte olan vekalet ücreti usuli kazanılmış hak doğurmaz.Nitekim Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 19.07.2011, 2011/5512-9527 sayılı ilamında ”… mahkemece hükmün yedinci bendinde aynen ”bozmadan önce birinci kararla taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmediğinden bu konu da temyiz bulunmadığından ve taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğunda taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına aynı nedenle yargılama giderlerinin davacılar üzerine bırakılmasına ”denilmiştir. Dairemizce, mahkemenin ilk kararı üzerine belirlenen bozma nedenlerine göre yeni bir hüküm kurulması gerekeceğinden , bozma ilamı vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden taraflar lehine kazanılmış hak oluşturmamaktadır. Bu durumda, davaların kabul veya red durumuna göre taraflar lehine ve aleyhine olmak üzere vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hüküm altına alınması gerekirken bu hususta yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir …” belirtilmektedir. Yargılama gideri arasında, yer alan vekalet ücreti Avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanır. Bu halde, vekil ile müvekkilin kendi aralarında düzenlenen yazılı ücret sözleşmesi uyarınca belirlenen ücret değil, davadaki sonuçlara göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenmektedir.4667 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik sonrasında, Avukatlık Kanunun 168/3 maddesi şu şekilde düzenlenmiştir. ”Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” Dairemizce davacı vekilinin süresi içerisinde sunduğu istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise, resen gözetilmek suretiyle yapılan inceleme sonucunda; mahkeme kararının KALDIRILMASINA, dairemizce ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA karar verilmesi nedeniyle dairemizce oluşturulan karar tarihi nazara alınmak suretiyle vekalet ücretinin belirlenerek hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/490 E. 2022/67 K. Sayılı ve 08/02/2022 karar tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davanın HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, 3-İİK 67/2 maddesi uyarınca şartlar oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE, a-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 184,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,20 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine, b-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-Davalı, kendisini vekille temsil ettidiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, ç-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden; 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafından sarf edilen 301,70 TL istinaf harcı, 56,50 TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 358,20 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilemesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.29/03/2023