Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1045 E. 2022/1019 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1045
KARAR NO: 2022/1019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/994
KARAR NO: 2022/384
KARAR TARİHİ: 08/04/2022
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili kooperatifin ticaret merkezinde ortak kullanım alanlarına ve yasaklanmış yerlere araç park edenlere kooperatifin 21/05/2011 tarihli olağan genel kurul toplantısının 15 maddesi gereği ortak alanların kullanımını düzenleyen site yönetim kurallarına aykırı hareket nedeniyle, genel kurulun yönetim kuruluna verdiği yetki gereği kesilen para cezalarının davalı tarafından ödenmediğini ve alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas, … esas ve … esas sayılı dosyaları ile ile takip yapıldığını, davalının takibe yapmış olduğu itirazların iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın 634 sayılı kat mülkiyeti kanununa dayalı olduğu ve görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin hukuki ve ya ticari ilişkiden kaynaklanmadığını, site yönetimi apartman yönetimi ve buralardaki ortak alanların kullanımına ilişkin uyuşmazlıklarda 634 sayılı kat mülkiyeti kanununun uygulanacağını, esasa yönelik itirazlarda ise talep edilen bedelin hukuki dayanağının ortaya konulmadığını, davacı tarafın 85 adet ceza makbuzunu icraya koyduğunu, bu ceza makbuzlarından bir tanesinin bile taraflarına tebliğ edilmediğini, 85 adet ceza makbuzunun tamamının ayın güvenlik görevlilerinin imzasının mevcut olduğunu, hafta içi, hafta sonu, tatil günleri vs. hiçbir şey dikkate bile alınmadığını belirterek davanın reddi ile davacının kötü niyetle takip yaptığından %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davalının davacı kooperatifin üyesi olmayıp, kiracısı olduğu, uyuşmazlığın davacı kooperatifin 21/05/2011 tarihli 2010 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan kararların 15.maddesinin, 5.bendinde ön görüldüğü şekilde ortak alanlara işgali nedeni ile kesilen cezalardan dolayı sorumlu olup olmadığı, kesilen ceza makbuzlarının gerçek duruma uygun ve haklı nedenle kesilip kesilmediğinin tespitine ilişkin olduğu, dosyaya sunulan fotoğraflar dikkate alındığında davalının ortak alanlara işgalinin bulunduğu, fotoğraflar ile desteklenmek sureti ile uygulanan cezaların genel kurul kararına ve ana sözleşmeye uygun olduğu kanaatine varılarak, bilirkişi … tarafından, davacı tarafça düzenlenen ceza makbuz asılları ile ibraz edilen fotoğraf asılları karşılaştırılmak sureti ile seçenekli olarak hazırlanıp sunulan 30/11/2017 tarihli ek raporun resimlerle desteklenmiş olan ceza makbuzlarına göre hesaplanmış olan seçeneğin dosya içeriğine ve dosyaya sunulup kesinleşen emsal mahkeme kararlarına uygunluk gösterdiği kanaatine varılarak bu seçenekte yapılan hesaplamaya itibar edilerek ve bu sebeple her ne kadar itibar edilen bilirkişi raporu görevsiz mahkemede verilmiş ise de, mahkememizce de hüküm kurmaya elverişli ve dava konusu uyuşmazlığın çözümüne yönelik olduğuna kanaat getirildiğinden usul ekonomisi gereği yeniden rapor alınmasına gerek görülmeyerek, davanın kısmen kabulü ile” Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, 1.100,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazla ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, 1.900,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazla ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, 1.000,00-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, fazla ilişkin talebin reddine, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil kooperatifin, söz konusu ceza tahahkuku işlemini gerçekleştirmeye yetkili ve ehil olduğunu, davalı şirketin yasaklanmış alanlara park ettiğini, haksız eylem niteliğindeki usulsüz park işlemlerini olay anında ve yerinde tespit eden tanıkların ifadeleri olup dosya kapsamında dinlenen tüm tanıkların beyanları ile ceza makbuzlarının varlığı, uygunluğu, miktarları tespit edildiğini, aslen bir kooperatif olan müvekkil için haksız eylem nitelikli ceza makbuzlarının tanzimi bakımından resim çekilmesini zorunlu kılan bir genel kurul kararı olmadığı, yasal mevzuatın resim çekilmesini gerektirmediği dikkate alındığında bizzat cezaya esas makbuzları tanzim eden tanıkların ifadelerine itibar edilmeyerek makbuzların resim gerektirdiğinin yerel mahkeme kararında kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili yasal süresinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Kesilen ceza makbuzlarının prosedüre uygun kesilip kesilmediği araştırılmadığını, davacının iddialarında belirttiği gibi müvekkilinin yasak yerlere araç park ettiyse ve bu hususla alakalı bir de ceza makbuzu kesildiyse iş bu durumun müvekkilime tebliğ edilmesi gerektiğini ancak müvekkiline bu hususta tebligat yapılmadığını, bilirkişi raporunda, ceza kesilen bir kısım araçların müvekkilin mülkiyetinde olmadığı kabul edildiği halde araçlar müvekkile aitmiş gibi hesaplama yapıldığını, bu durum tamamen hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif genel kurulunun yönetim kuruluna verdiği yetki gereğince kesilen para cezalarına ilişkin borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davaya konu takip dosyaları incelendiğinde, davacı kooperatif tarafından davalı şirket aleyhine kooperatif genel kurul kararına istinaden muhtelif tarihli park cezalarına istinaden Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile 4300,00 TL asıl alacak, 85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4385,00 TL, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile 5300,00 TL asıl alacak, 106 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5406,00 TL, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile 4400,00 TL asıl alacak, 11 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4511,00 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, davacı kooperatifin 21/05/2011 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı 15. Maddesi uyarınca, siteye ait ortak alanların işgal edilmesi durumunda, kooperatif yönetimine ceza makbuzu düzenleme yetkisi verildiği, düzenlenen ceza makbuzlarına dayanarak yapılan icra takiplerine itiraz olması nedeniyle itirazın iptali davası açıldığı, davalının kooperatif üyesi olmayıp, işyerinde kiracı durumunda olduğu dosya kapsamında anlaşılmış olup bu hususta bir ihtilaf bulunmamaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; “…Dava konusu olay ile ilgili Yargıtay Kararlarının incelenmesinde, davacı kooperatifin Genel Kurul tarafından Yönetim Kuruluna devredilen yetki ile site alanı içindeki boş alanların kullanıma ilişkin işgal tazminatı niteliğinde bulunduğundan ana sözleşmede belirtilmese dahi kooperatif tarafından tahakkuk ettirilen cezaların her zaman talep edilmesi mümkün olduğu, Davacı tarafından ibraz edilen makbuz asılarının incelenmesinde, tebliğ olan kısmının yanında bazı makbuzlarda “Firma Yetkilisi evrağı almayıp imzadan imtina etmiştir”, bir kısım makbuzlarda ise “Firma yetkilisi evrağı almadığından cezanın bir nüshası araç üzerine bırakılmıştır”, bir kısmında ise “Firma yetkilisi evrağı almadığından cezanın bir nüshası firma kapısına bırakıldı.” denilerek altı … Ve … tarafından imzalandığı, bu içeriklerde düzenlenen ceza makbuzlarının imzadan imtina edilmesi nedeniyle tebliğ edilmediği anlaşıldığı, Davalı tarafından …, …, …, …, …, …, …, … plaka sayılı araçların mülkiyetinin kendilerine ait olduğu kabul edildiği, diğerleri kabul edilmediği, ancak resmi kayıtlar bu şekilde olmakla birlikte davalı firma oto alım ve satımı yapan bir firma olup mülkiyeti kendi uhdesine geçirmeden de kendi sorumluluğunda olacak şekilde aracı kendi işyerinin önünde satışa çıkarabildiği, nitekim ibraz edilen resimlerden de kendilerine ait olmadığını iddia ettikleri araçların da işyerinin önünde park edildiği tespit edildiği, Davacı tarafça düzenlenen ceza makbuz asılları ile ibraz edilen fotoğraf asılları karşılaştırıldığında, her kesilen ceza makbuzu için aynı tarihli resim ibraz edilmediği, ancak ceza kesilen her aracın resmi dosya kapsamında bulunduğu, hangi ceza makbuzlarının resimleri olduğu, takip dosyaları ile birlikte raporda sütun halinde gösterildiği, buna göre yalnızca resimle desteklenmiş olan ceza makbuzlarına itibar edilmesi halinde davacının davalıdan talep edebileceği ceza miktarı; Bakırköy … İcra Müd’nün … E. Sayılı dosyasında: 1.100,00 TL, Bakırköy … İcra Müd’nün … E. Sayılı dosyasında : 1.900,00TL, Bakırköy … İcra Müd’nün … E.: 1.000,00 TL olmak üzere toplamda 4.000,00 TL olduğu ” görüş ve tespitine yer verilmiştir.Somut olayda, davaya dayanak yapılan genel kurul kararında, park edilmesi yönetimce yasaklanmış tüm alanlara araç park eden firmalara araç başına 100,00 TL ceza kesilmesine oy birliği ile karar verilmiş olup alınan karar iptal edilmediği sürece, kooperatif ortakları yada sitede kiracı bulunanlar hakkında da bağlayıcı olduğu kabulü gerekmektedir. Davacı vekili her ne kadar haksız eylem niteliğindeki usulsüz park işlemlerini olay anında ve yerinde tespit eden tanıkların ifadeleri olup dosya kapsamında dinlenen tüm tanıkların beyanları ile ceza makbuzlarının varlığı dikkate alınarak tüm makbuzlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş ise de davacı tanıkları olarak dinlenen tutanak mümzilerin beyanlarını destekleyecek somut belge olmadığı gibi, her ceza makbuzu kesilen araçların fotoğraflandığı şeklindeki beyanları dikkate alınarak davacı tarafça düzenlenen ceza makbuz asılları ile ibraz edilen fotoğraf asılları karşılaştırılmak sureti ile resimlerle desteklenmiş olan ceza makbuzlarına göre yapılan hesaplama neticesinde hükme esas alınan hesap uzmanı bilirkişisinin 10/07/2018 tarihli raporu denetime açık, kapsamlı hüküm kurmaya elverişli nitelikte olduğundan davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Öte yandan davalı şirket vekilince de istinaf yoluna başvurulmuş ise de davalı aleyhine hüküm altına alınan toplam değer 4.000,00 TL olup bu miktar karar tarihi itibariyle HMK’nın 341/2. maddesinde açıklanan 8.000.00.- TL’nın altında kalmakta olup kesin sınırlar içindedir. HMK’nun 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulması halinde kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir. Bu itibarla, HMK’nın 341/2. maddesinde açıklanan 8.000,00 TL’nin altında kalan miktarlar yönünden davalı şirket vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacının istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve 352/1.b maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler davacı ile davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının, davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 36,30 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/09/2022