Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2022/1025 E. 2022/915 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1025
KARAR NO: 2022/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/730
KARAR NO: 2021/1134
DAVA TARİHİ: 05/12/2016
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyolların davalı şirkete ait muhtelif araçların ihlalli geçişlerinden doğan ve yasal süresinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından başlatılan icra takibine haksız biçimde kısmen itiraz ettiğini, davalı şirketin ihlali geçiş vakalarına itiraz etmediğini geçmişe ilişkin ana para bedellerini ödediğini, ancak ceza tutarı ve buna ilişkin faiz harç ve ferilere itiraz ettiğini, araçların ihlali geçişleri sırasında düzenlenen bir bildirimin araç sürücüsüne teslim edildiğini bu tarihten itibaren 15 gün içinde geçiş ücretinin ödenmesi halinde ceza tahakkuk ettirilmediğini ancak 15 günlük süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde 6001 sayılı kanunun 30/5 maddesi gereğince geçiş ücretinin on katı tutarında ceza tahakkuk ettiğini tahsil edilen cezaların %60’ının hazine payı olarak devlete ödendiğini, ihlalli geçişlere itiraz etmeyen davalının bundan kaynaklanan ceza ve ferilere de itiraz edemeyeceğini ileri sürerek itirazın iptali ne ve davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait araçların, kiralama yoluyla ihbarı talep edilen … Tic. Ltd. Şti. bünyesinde şehirlerarası yolcu otobüsü olarak kullanıldığını, bu araçlarda ihbar edilen şirkete ait HGS cihazları takılı olduğundan ve söz konusu yüzlerce geçişin doğruluğunu teyit edecek zaman olmadığından dava hakkı saklı kalmak ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla icra dosyasında cezalı olarak hesaplanan toplam geçişlere ait asıl ücret tutarı 29.937,00 TL, bu ücrete ait 2.694,00 TL vekalet ücreti, takip tarihinden sonra işleyen 30,00 TL işlemiş faiz, 50,00 TL yasal dosya masrafı ile 29.937,00 TL bedele ait 1.362,00 TL tahsil harcının icra dosyasına ödendiğini, ihlalli geçişlerin yapıldığı iddiasını kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirkete ait araçlar tarafından yapılan geçişlere ait ücretlerin süresi içerisinde ödenmeyerek ihlalli geçiş yapılmış olsa dahi, davacı tarafından geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki ceza ödeme talebinin hukuka aykırı olduğunu, davacı şirket tarafından talep edilen cezanın 6001 sayılı yasanın 30/1 maddesinde belirtilen idari para cezası olduğunu ancak davacı şirketin herhangi bir şekilde idari para cezası düzenleme ve talep etme yetkisi söz konusu olamayacağı gibi idare tarafından da belirtilen geçişlerle ilgili müvekkili şirket aleyhine düzenlenen yada tebliğ edilen kesinleşmiş herhangi bir idari para cezasının da bulunmadığını, her ne kadar davacı taraf yasanın 30/5 maddesine göre bu cezaları talep ettiğini belirtmekte ise de, ortada düzenlenen bir idari para cezası olmadığından bunu talep ve tahsil hakkının bulunmadığını, davacının yasanın 30/5 maddesine göre bu cezaları talep edebilmesi ancak idare tarafından bu geçişlerle ilgili idari para cezası düzenlenerek tebliğ edilmesine rağmen müvekkili şirket tarafından ödenmemesi halinde mümkün olabileceğini, ihlalli geçiş olduğu ileri sürülen geçişlere ait düzenlenen idari para cezası olmadığından, davacı şirket tarafından bu cezaların talep ve tahsil hakkı da bulunmadığını, 6001 sayılı yasanın 30/5 maddesi Anayasaya aykırı olduğunu, HGS sisteminin güvenilir olmadığını bu nedenlerle davanın reddinin gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı şirketin idari para cezası düzenlenmeden ihlal geçişlerden dolayı 10 kat ceza talep etme hakkı bulunduğu kabul edilse dahi, davacı şirket tarafından herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın ceza talep etmesinin kötü niyetli ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirterek davanın reddini ve dava konusu borcun doğumuna sebep olan müvekkili şirkete ait araçlar kiralama yoluyla … Tic. Ltd. Şti’ne ait şehirler arası yolcu otobüsü olarak kullanıldığı için davanın bu şirkete ihbarını, davacı tarafın % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2017 tarihli 2016/1531 E. 2017/747 K. sayılı kararı ile; “…davanın kısmen kabulüne, davalı tarafça geçiş ücretlerinin ödenmiş olması sebebiyle kötüniyetli olmadığı kanaati ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığın, davanın reddedilen kısmı yönünden de kötü niyetle takip yapıldığına dair yeterli kanaat oluşmadığından kötüniyet tazminatının reddine…” karar verilmiştir. Dairemizin 24/09/2020 tarihli 2020/8 E. 2020/15 K sayılı kararı ile; “…Somut olayda, davacının açmış olduğu itirazın iptali davasında dava dilekçesinde gösterdiği 326.648,67 TL değer üzerinden Harçlar Kanunu 28.maddesi gereğince yatırması gereken nispi peşin 1/4 karar ve ilam harcının 5.578,34 TL olduğu, dava dosyasında 77,30 TL peşin harç ile icra dosyasında 1.646,49 TL peşin harç yatırıldığı, bu durumda alınması gereken bakiye harç miktarının 3.854,55 TL olduğu hesap edilmiştir. Bu harç ikmal edilmeden yargılamaya devamla hüküm kurulmuş olması HMK 355. madde gereği kamu düzenine aykırılık teşkil etmektedir.Ayrıca, davalı vekili istinaf dilekçesinden “..HGS hesapları incelendiğinde, gerek ihbar olunan şirkete ait HGS hesaplarında gerekse müvekkili şirkete ait HGS hesaplarında geçiş ücretlerini karşılayacak miktarlarda bakiye mevcut olmasına rağmen geçiş anında bu ücretlerin sistem tarafından çekilmediği..” yönündeki itirazları yönünden de mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın karar verilmiş olması, Anayasanın hak arama hürriyeti başlıklı 36.maddesindeki “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” hükmüne ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27.maddesinde yer alan “davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.” düzenlemesine aykırıdır. Bu nedenle mahkemece konusunda uzman bankacı ve bilgisayar mühendisi bilirkişi heyetinden davacıya ait sistem ile davalı HGS kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, her bir geçiş yönünden, geçiş anında yeterli bakiyenin olup olmadığı, bakiye yeterli değilse otomatik yükleme yapılıp yapılmadığı, otomatik yükleme yapmış ise geçişten itibaren 15 gün içerisinde davacı tarafça tahsilat yapılıp yapılmadığı/tahsilatın mümkün olup olmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle eksik harç ikmal edilmeden ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm kurulmuş olması sebebiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 355 ve 353.1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacı tarafın istinaf sebeplerinin ve davalı tarafın sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine…” karar verilmiştir.Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/12/2021 tarihli 2020/730 E. 2021/1134 K. sayılı kararı ile; “…Davalı taraf takibe itiraz ederken otoyol ve köprü geçiş ücretlerine ilişkin ana parayı ihtirazi kayıtla ödemiştir. İspat külfeti üzerinde olan davacı taraf dava dilekçesi ekinde alacağa dayanak yaptığı kaçak geçişlere ilişkin ihlalli geçiş bildirimi örneklerini sunmuş mahkeme tarafından talep edildiği takdirde kamera kayıtlarının da sunulabileceğini belirtmiştir. Davalı tarafa süre verilerek belirtilen ihlalli geçişlere ilişkin tutanakları inceleyerek kabul etmediği tutanakların tarih ve numaralarını bildirmesi için bir ay kesin süre verilmişse de davalı taraf belirtilen tarihlerdeki geçişlere itirazları bulunmadığını bildirmiştir. Davalının beyanında geçişler sırasında araçların HGS bakiyelerinden tahsilat yapılıp yapılmadığı konusunda araştırma talep edilmiş, varsa bu tahsilatların geçiş ücretlerinden tenzili istenmiştir. Kaldırma kararı çerçevesinde bilirkişi incelemesi yapılmış, yapılan inceleme sonucunda; …Sonuç olarak; davalı … Ltd Şti.nin …, …, …, …, …, … plakalı araçların HGS hesaplarının bulunduğu davalıya ait banka hesapları tetkikinde; Geçiş anında geçiş ücretini karşılayacak kadar bakiyelerin bulunmadığı tespit edilmiştir. Kaldırma kararı sonrasında kaldırma kararında belirtilen harç eksikliği de tamamlanmıştır.Bu sebeple davacının geçiş cezaları bakımından alacağı bulunduğu saptanmıştır. Davacı taraf davayı açtığı tarihte ve takip tarihinde yasal düzenleme çerçevesinde geçiş ücreti dışında 10 kati kadar para cezası talep etme hakkına sahip idi. Ancak; yargılamanın devamında yapılan yasal değişikliğe ve 10 katı tutarı 4 katına düşürülmüş ve davacının isteyebileceği para cezası tutarı geçiş ücreti dışında geçiş ücretinin 4 katı kadar olarak belirlenmiştir. Bu yasal değişiklik devam eden davalara da uygulanacaktır. Ancak; bu durum davacının bir kısım davasının reddine karar verilmesi sonucunu doğurur. Ancak davanın açıldığı tarihte böyle bir yasa değişikliği olmadığından bu kısım yönünden sonradan yasa değişikliği nedeniyle dava reddedilmişse de; hakkaniyet ilkesi ve MK madde 2 uyarınca para cezasındaki bu değişikliğe karşılık gelen reddedilen kısım bakımından davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. İptal edilmedikçe geçerli olan yasa hükmüne göre talep edilen alacağın haklı olduğu kanaati ile davalının ihlalli geçişlere ilişkin ana para miktarını ödediği de nazara alınmış aynı zamanda 10 katı cezanın 4 katına düşmesi de dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Ancak davacının ceza tutarının düşmesi dışında reddedilen alacak kısmı da bulunmaktadır. Bu kısım yönünden davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir. Takip sonrası ve davadan önce davalı tarafça 149.681,25 TL ödeme yapıldığından bu kısmın da alacaktan düşülmesi gerekecektir. Sonuç olarak davacı takipte davalıdan 119.744,25 TL tutarında alacaklıdır. Bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.İcra inkar tazminatı itirazla takibin ve takibe konu alacağın tahsil edilmesinin geciktirilmiş olmasına ilişkin olarak yasal düzenleme altına alınmıştır. İcra inkar tazminatı ile kötü niyet tazminatı birbirinden farklıdır, kötü niyet tazminatı için alacaklının kötü niyetinin sabit olması gerekir. İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için ise itiraz eden borçlunun itirazında kötü niyetli olup olmadığına bakılmaz. Kötü niyetli değilse de alacağın likit olması nedeniyle itirazla takip durup alacağın tahsili geciktiği için icra inkar tazminatına hükmolunur. Her ne kadar mahkememizce verilen ilk kararda kötü niyetin bulunmadığı gerekçe gösterilerek davacı lehine icra inkar tazminatına hükmolunmamışsa da; ilk kararı davacı tarafta istinaf ettiğinden aleyhe hüküm verme yasağı kuralı da uygulanamayacağı…” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davalının icra takibine kısmi itirazı nedeniyle açılan davada Bursa 1 ATM 2016/1531 E. sayılı 21/06/2017 tarihli kabul kararı neticesinde davalı tarafça 23/06/2017 tarihli dilekçe ile dosya borcuna mahsuben 366.242,32 TL ödeme yapacaklarının, yapılan ödemenin alacaklıya ödenmesine muvafakat ettiklerinin bildirildiğini ve dosya borcuna mahsuben 28/06/2017 tarihinde yapılan 366.242,32 TL ödemenin reddiyatının aynı tarihte müvekkiline yapıldığını, kararın İstanbul BAM 2020/8 E. 2020/15 K. 24/09/2020 tarihli kararı ile ortadan kaldırılması sonucunda ise mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibin 119.744,25 TL üzerinden devamına karar verildiğini, Yerel Mahkeme tarafından 6001 sayılı yasanın Geçici 3. Maddesi gözden kaçırıldığını, ilgili maddede açıkça ceza indiriminin henüz tahsil edilmemiş alacaklara uygulanacağı düzenlenmekle davalı tarafından 6001 sayılı yasanın 30/5 maddesinin değişiklik tarihinde önce ödeme yapıldığını, bu nedenle mahkemece “davanın kabulü ile takibin dava değeri üzerinden devamına, yapılan ödemelerin tahsilat aşamasında dikkate alınmasına” şeklinde hüküm kurulması gerektiğini aynı hususta inceleme yapılan Bursa BAM 5 HD 2018/857 E. 2020/65 K. Ve 16/01/2020 tarihli kararında yasa değişikliğinden önce ödeme yapılması halinde artık cezanın dört kata indirilemeyeceği, davanın tam olarak kabul edilmesi ve yapılan ödemenin tahsilat aşamasında dikkate alınması kararında herhangi bir yanlışlık bulunmadığı yönünde karar verildiğini ve Yargıtay 6 HD 2021/1614 E. 2021/1992 K. Ve 06/12/2021 tarihli kararı ile onandığını, açıklamalar uyarınca davamızın tam kabulüne karar verilip, ferilerin de dava değeri üzerinden belirlenmesi gerektiğini, aksi kanaatte olunması halinde ise icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin dava tarihindeki haklılık durumuna göre hesaplanması gerektiğinden hükmedilecek icra inkar tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin, dava değeri üzerinden belirlenmesi gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasına, davanın dava değeri üzerinden kabulü ile yapılan ödemelerin tahsilat aşamasında dikkate alınmasına, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin dava değeri üzerinden belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; idari para cezası niteliğinde olan dava konusu 4 kat ceza yönünden davacı şirketin doğrudan ceza uygulama talep ve tahsil yetkisi olamayacağını, icra takibinden önce ana bedelin ödenmesine yönelik davacı tarafından hiç bir yasal bildirim yapılmadığını, ihlalli geçişlere konu araçların ihbar olunan şirket tarafından işletildiğini, müvekkili şirketin ihlalli geçişlerden haberdar olmadığını, geçiş anında cihazların bağlı olduğu hesaplarda yeterli bakiye mevcut olduğu halde sistem arızları sebebiyle zaman zaman geçiş ücretinin hesaptan çekilmemesi hali ile karşılaşıldığından bu durumun ihlalli geçiş sayılmaması gerektiğini, yine devlete ait otoyol ve köprülerden geçişlerde HGS hesaplarında yeterli bakiye olmaması halinde sonradan bakiye yüklendiğinde önceki geçiş ücretlerinin sistem tarafından çekilerek 15 günlük süre içerisinde cezasız ödendiğini ancak davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyollarda 15 gün içerisinde sistem tarafından geçiş ücretleri çekilmediği için cezalı duruma düşüldüğünü, sistemsel sorun sebebiyle daha önce yasal bir bildirim yapılmaksızın ceza uygulanmasının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin ihlalli geçiş yapıldığından ve geçiş ücretlerinin ödenmediğinden icra takibi yapılana kadar asla haberdar olmadığını, TTK 18/3 maddesinde tacirler arası temerrüt düzenlenmiş olup temerrüt koşulunun oluşmadığını, zira davacı tarafın dosyaya sunduğu ve hiçbir tebliğ imzası dahi taşımayan bir kısım araç şoförlerine teslim edildiği belirtilen belgelerle geçişin ihlalli olduğunun bildirildiği iddia edilmiş ise de müvekkili şirket çalışanı dahi olmayan şoförlere yapılan bildirimin araç maliki müvekkiline yapılmış sayılamayacağı gibi bu belgelerin teslim edildiği hususu da taraflarınca kabul edilmediğinden temerrüt şartının ispatlanamadığını, ayrıca söz konusu bildirimde davacı şirketin açık banka hesabı bulunmayıp sadece hesabının olduğu banka adı yer aldığından hesap numarası olmadan ödemenin de yapılamayacağı, ihlalli geçiş icra takibinden önce yasada belirtilen şekilde bildirilmediğinden ve icra takibi ile oluşan bildirim tarihinden 7 gün içinde ana geçiş bedeli ödenmiş olduğundan davacı tarafından ceza bedeli talep edilemeyeceğini, davacı şirket bir kaç geçişin ihlale düşmesinden sonra icra takibi yapmak yerine tamamen kötü niyetli şekilde 5 ayrı otobüsün 6 aydan fazla sürede yaptığı 300 e yakın geçiş ücretini bekletmek suretiyle icra takibi yaparak dürüstlük kuralına aykırı davrandığını ayrıca alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, reddedilen miktar yönünden ise kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nın 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır.Dava, otoyol geçiş ücreti ödenmeksizin geçiş yapıldığı iddiası ile geçiş ücreti ve ceza tutarının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında; davacı vekili tarafından 329.298,75 TL (29.936,25 TL geçiş ücreti ve 299.362,50 TL ceza bedeli) üzerinden başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrinin davalı tarafa 25/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından 28/11/2016 tarihinde 29.937,00 TL geçiş bedeli yönünden borç kısmen kabul edilerek 29.937,00 TL geçiş bedeli, 2.694,00 TL vekalet ücreti, 30,00 TL işlemiş faiz, 1.362,00 TL tahsil harcı ve 50,00 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 34.073,00 TL’nin dosyaya 30/11/2016 tarihinde yatırıldığı, takibe konu ana para bedelinden kalan ceza miktarı olan 299.362,00 TL’lik kısma ise itiraz edildiği ve bu miktar yönünden icra takibinin durduğu, davanın İİK 67. maddesi uyarınca yasal 1 yıllık sürede ve 326.648,67 TL üzerinden (tahsilat düşüldükten sonra kalan itiraz konusu alacak ve ferilerini kapsayan güncel dosya borcu açıklaması ile) açıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu ihtilaf, davacı tarafından işletilen otoyol ve köprülerden davalıya ait araçların ücret ödemeksizin geçişinden kaynaklanan ve geçiş tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde ödenmemesi nedeniyle takibe konu edilen ceza bedelinden davalının sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır.Dairemizin kaldırma kararında konusunda uzman bankacı ve bilgisayar mühendisi bilirkişi heyetinden davacıya ait sistem ile davalı HGS kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, her bir geçiş yönünden, geçiş anında yeterli bakiyenin olup olmadığı, bakiye yeterli değilse otomatik yükleme yapılıp yapılmadığı, otomatik yükleme yapılmış ise geçişten itibaren 15 gün içerisinde davacı tarafça tahsilat yapılıp yapılmadığı/tahsilatın mümkün olup olmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınması gerektiği ifade edilmesine rağmen kaldırma kararının gereği yerine getirilmeksizin mahkemece sadece bankacı bir bilirkişiden rapor alınmıştır. Bu raporda geçiş anında bakiyelerin yeterli olup olmadığı tüm araçlar yönünden tam olarak tespit edilmediği gibi bir kısım araçlarda geçiş anından sonra bakiye yüklenmesine rağmen 15 gün içerisinde geçiş bedellerinin tahsil edilip edilmediği, bu yönde bir tahsilatın mümkün olup olmadığı, tahsil edilmemiş ise nedeninin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 30. maddesinde geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali hali düzenmiş, 1. fıkrasında “Genel Müdürlük işletimindeki otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine Genel Müdürlük tarafından, geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücretinin on katı tutarında idarî para cezası verilir.” (25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile “on” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiştir.) 3. fıkrasında “Bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen idari para cezaları ile geçiş ücretleri ve ikinci fıkrasında yer alan idari para cezaları tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. Bu sürede ödenmeyen geçiş ücretleri ve idarî para cezaları 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilir. Vergi daireleri tarafından tahsil edilen geçiş ücretleri, tahsilatın yapıldığı ayı takip eden ayın sonuna kadar Genel Müdürlük hesaplarına aktarılır.”, 5. fıkrasında “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. Ücretin on katı fazlası olarak tahsil edilen ceza tutarının yüzde altmışı, tahsilini izleyen ayın yedinci günü mesai bitimine kadar, işletici şirket tarafından Hazine payı olarak, yıllık kurumlar vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine şekli ve içeriği Maliye Bakanlığınca belirlenen bir bildirimle ödenir. İşletici şirket tarafından Hazine payının eksik bildirilmesi veya hiç bildirilmemesi ya da bildirildiği halde süresinde ödenmemesi halinde, Hazine payının ödenmesi gerektiği tarih ile tahsil edildiği tarih arasında geçen süreye 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre uygulanacak gecikme zammı ile birlikte ilgili vergi dairesince 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir.” (25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile “on” ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiş, ikinci ve üçüncü cümleler yürürlükten kaldırılmıştır.) 6. fıkrasında “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından ücretsiz geçiş yapan araçlar, işletici şirket tarafından bu maddenin yedinci fıkrasında öngörülen sürenin bitimini takip eden ilk iş gününde en yakın trafik kuruluşuna bildirilir.” 7. fıkrasında “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.” 25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 18. maddesi ile 25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine eklenen 9. fıkrada “Bu maddenin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, yedinci ve sekizinci fıkraları Bakanlık tarafından işletilen otoyolları ve erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için; beşinci, altıncı ve yedinci fıkraları ise Bakanlık tarafından 3996 sayılı Kanun ve diğer ilgili kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için de uygulanır.”, 25/05/2018 tarihli, 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 19. maddesi ile 25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine eklenen Geçici 3. maddesinde “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yer almaktadır.Davacı şirket tarafından geçiş ücretlerinin ve ceza bedellerinin tahsili noktasında uygulanması gereken yasal düzenleme, yasanın 30. maddesinin 5, 6 ve 7. fıkralarıdır. Zira 3. fıkrada düzenlenen tebliğ hükmünün, maddenin birinci fıkrasında belirtilen idari para cezaları ile geçiş ücretleri ve ikinci fıkrasında yer alan idari para cezaları yönünden geçerli olduğu açıkça düzenlenmiş olup, idari para cezalarının ise Genel Müdürlükçe yetkilendirilen personel veya trafik polisi, trafik polisinin görev alanı dışında kalan yerlerde jandarma personeli tarafından verileceği belirtilmiştir. Davacı şirket tarafından tahsil edilen geçiş ücretleri ve cezalar ise bu kapsamda olmadığından, yasal düzenleme ile tebliğ zorunluluğunun olmadığı ve geçiş tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde ödenmesi gerektiği açıktır. Ancak bu hükmün uygulanabilmesi için ihlalli geçişin, geçiş anında muhataba bildirilmesi gerekmektedir.Davacı tarafından dava dilekçesinde “otoyolda yer alan tüm gişelerden nakit, kredi kartı/banka kartı tahsilatı yapılabilmesi mümkün olduğu, ücret toplama sisteminin süresi içerisinde OGS bankasından/HGS’den provizyon alınamaması ve bu nedenle OGS ve HGS’den geçiş ücreti tahsilatı yapılamaması halinde geçiş esnasında gişede yer alan bariyerler açılmadığından, gişe memuru tarafından geçiş ücretinin gişede nakit, kredi kartı/banka kartı ile ödenmesinin talep edildiği, nakit, kredi kartı/banka kartı ile de ödeme gerçekleşmez ise oluşan ihlalli geçiş kaydına ilişkin ihlalli geçiş bildiriminin yasal bir yükümlülük olmasa da sadece bilgilendirme amaçlı olarak düzenlenerek ihlalli geçiş anında, araç sürücüsüne teslim edildiği, bildirimde 6001 sayılı kanun uyarınca geçiş tarihini izleyen 15 (on beş) gün içinde geçiş ücretinin cezasız ödenebileceği aksi halde geçiş ücretinin (10) katı tutarındaki ceza ve oluşacak tebligat, yargılama ve takip masrafları, avukatlık ücreti, işleyecek yasal faiz ve diğer her türlü yasal giderler de takip ve tahsil edileceğinin bildirildiği” belirtilmiş, gişe operatörü tarafından düzenlenen ve araç sürücüsüne verildiği belirtilen ihlalli geçiş bildiriminin örneği dosyaya sunulmuştur. Davacı tarafından ihlalli geçiş esnasında bu bildirimlerin basılarak davalıya ait araç sürücülerine teslim edildiğinin ispatlanması gerekmektedir. OSG cihazı/ HGS etiketi bulunduğu sabit olan davalı araçlarının, gişelerden geçiş yaptığı esnada geçiş ücretlerinin bakiye olmaması yada başka bir nedenle tahsil edilemediğinin, nakit/kart ile ödeme yapılmadığının ve ödeme yapmaksızın geçiş yapılması sebebiyle 15 gün içerisinde cezasız ödeme yapma imkanına sahip olduklarının, davalı tarafça bilindiği ancak ödeme yapılmadığı yönündeki davacı iddiası ile geçiş ücretleri ve cezaların muaccel olduğu tarihin bu şekilde belirlenmesi mümkündür. Yine geçiş anında tahsilat yapılmamış ise bu durumun bankadan mı yoksa davacının kullandığı HGS/OGS sisteminden mi kaynaklandığı, bakiyenin belli bir limit altına düşmesi halinde otomatik yükleme yapılıp yapılmadığı, geçiş anında bakiye yetersiz kalırsa sonradan yapılan yükleme ile geçişten itibaren 15 gün içerisinde tahsilat yapılıp yapılmadığı/tahsilatın mümkün olup olmadığı, sonradan yükleme yapılmış ise geçiş bedellerinin tahsil edilememesinin sebebinin ne olduğunun da belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca gerekçeli kararda “Takip sonrası ve davadan önce davalı tarafça 149.681,25 TL ödeme yapıldığından bu kısmın da alacaktan düşülmesi gerekecektir. Sonuç olarak davacı takipte davalıdan 119.744,25 TL tutarında alacaklıdır. Bu sebeple davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.” ifadesine yer verilmiş ise de, incelenen dosya kapsamı itibariyle takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce davalı tarafça “29.937,00 TL geçiş bedeli, 2.694,00 TL vekalet ücreti, 30,00 TL işlemiş faiz, 1.362,00 TL tahsil harcı ve 50,00 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 34.073,00 TL” ödendiği anlaşılmakla, davalı tarafından yapılan başkaca ödeme varsa bu husus açıklanmalıdır. Davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/06/2017 tarihli 2016/1531 E. 2017/747 K. sayılı kararı (Dairemizin kaldırma kararı öncesi verilen karar) neticesinde, davalı tarafından dosya borcuna mahsuben 28/06/2017 tarihinde 366.242,32 TL ödeme yapıldığı ifade edilmekle birlikte, bu ödemeye dair dosya kapsamında bir kayıt yer almamaktadır. Mahkemece ödemenin hangi tarihte yapıldığı araştırılarak 25/06/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 30. maddesine eklenen Geçici 3. Maddesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra yeni bir heyetten rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/730 E. 2021/1134 K. Sayılı ve 01/12/2021 karar tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 4-Taraflarca ayrı ayrı yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/09/2022