Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/996 E. 2021/1254 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/996
KARAR NO: 2021/1254
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1081 Esas
KARAR NO: 2021/527
KARAR TARİHİ: 21/04/2021
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA
İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/531 Esas
KARAR NO: 2019/1035
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 01/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil şirket faaliyeti kapsamında, Kocaeli ili … mevkii … Bölgesi’nde yer alan tesiste üretim gerçekleştirilmektedir. Şirketin faaliyetini yürütmek amacıyla anılan tesiste bulunan makine ve teçhizatlar, … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı 11.03.2016-2017 tarihli Makine Kırılması Poliçesi ile sigortalandığını, 03.05.2016 tarihinde saat 17:00 sıralarında, müvekkil şirkete ait tesiste gerçekleştirilen üretimin ana ünitesi olan “…” vakum kaçağı tespit edildiğini, meydana gelen beklenmedik ve ani bu olaya, tesiste görevli operatör/işletme mühendisi tarafından derhal müdahale edildiğini, makinedeki yağ boşaltılarak, kolonun gözetleme camı 180°C’de iken açılmak istendiğini ve açılan gözetleme camından içeri oksijen girmesi ile birlikte yüksek sıcaklık nedeniyle kolon alev alıp ve zarar gördüğünü, Söz konusu zararın, makine kırılması poliçesinden karşılanması için sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu, yapılan ekspertiz çalışması ile hasar ve hasarın meydana geliş şekli tespit edilmek istendiğini, yapılan inceleme sırasında; “hasarın sigortalı makinede meydana gelen arızaya müdahale edildiği sırada, arızalanan makinanın sebep olduğu alevlenme neticesinde geliştiği” ispat edilmesine rağmen, hasar, davalı sigorta şirketince “makina kırılması poliçesi” yerine, hatalı şekilde “yangın poliçesi” kapsamında değerlendirilmeye çalışıldığını, hatalı şekilde yangın poliçesinden değerlendirilen bu talep ayrıca yangın poliçesi muafiyeti içinde değerlendirilmek suretiyle reddedildiğini, müvekkili şirkete ait olan sigortalı makinede meydana gelen toplam zarar 263.859 Euro olduğunu, ancak davalı sigortacı söz konusu hasarı yangın poliçesinden değerlendirerek, poliçede mevcut 250.000 Euro tutarındaki muafiyeti uygulamak suretiyle hasarın tamamını reddetme yoluna gittiğini, ancak hasar, makine kırılması poliçesi özel ve genel şartları gereği teminat kapsamında olduğunu, meydana gelen hasarın acilen giderilmesi ve sistemin bir an önce çalışır hale getirilebilmesi için, makinenin onarım bedeli müvekkil şirket tarafından karşılanmış olup, 46.859,18-Euro onarım bedeli ödendiğini, bu hususun müvekkili şirket defter ve kayıtları ile ispat edileceğini, Sonuç olarak, müvekkili şirkete ait olan ve … Sigorta A.Ş. tarafından … numaralı Makine Kırılması Poliçesi ile sigortalı … marka … Distilasyon kolonunda meydana gelen zararın tespiti ile muafiyetler ile sovtaj bedeli tenzil edildikten sonra tespit edilecek gerçek zarar miktarının tespiti ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 Euro’luk kısmının hasar tarihinden başlayan faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki kur karşılığı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin fabrikasında kullandığı makinaları davalı sigorta şirketine sigortalattırdığını, 03/05/2016 günü bir makinada arıza tespit edildiğini, duruma müdahale edildiğini ancak kurtarılamadığını, davalı sigorta şirketince makina kırılma poliçesi yerine hatalı şekilde yangın poliçesi kapsamında değerlendirilmeye çalışıldığını, davalı şirket aleyhine yaptıkları icra takibinin itiraz üzerine durdurulduğunu, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde gerçek zararın tespiti amacıyla 2017/1081 E sayılı dosyasının derdest olduğunu, her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan mahkememiz dosyasının İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1081 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkil şirket ile sigortalı … A.Ş. arasında 11.03.2016-11.03.2017 başlangıç-bitiş tarihli … poliçe numaralı Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ve … poliçe numaralı Ticari Risk Poliçesi bulunduğunu, davacı her iki poliçede de sadece sigorta ettiren olup müvekkil şirket sigortalısı … A.Ş. olduğunu, zarar sigortalarında sigorta ettiren kendi hesabına sigorta yaptırabileceği gibi başkası adına çıkarı korumak için de başkası adına sigorta yaptırabileceğini, başkası (lehine) hesabına yapılan bir sigortada hak sahibi kural olarak o sigorta ile koruma altına alınmış olan kişi sigortalı olduğunu, davacının sigorta ettiren sıfatı ile işbu davayı açma hakkı ve davayı takip yetkisi bulunmadığını, belirtilen nedenlerle davanın esasına geçilmeden davacının davayı takip yetkisi olmadığından ve dava etme hakkı bulunmadığı için aktif husumet yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, ” Davanın dayanağı … numaralı 11.03.2016 -2017 tarihli Makine Kırılması Sigorta Poliçesinde, sigortalı olarak … A.Ş.’nin sigorta ettiren olarak da davacı … A.Ş.’nin yer aldığı görülmekle, dava konusu sigorta başkası lehine sigorta olup sigorta poliçesi davalı şirket tarafından düzenlenmiş ve sigortalı olarak … A.Ş. gösterilmiştir. Poliçe ile dava tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1454/1 maddesi uyarınca ” Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Somut olayda davaya konu poliçe kapsamında bu yönde ( aksine )bir hüküm olmadığı, sigortalı … A.Ş. Tarafından mahkememiz müzekkeresine cevap verilmiş verilen cevabın ve ekindeki muvafakatname konulu yazının dava dışı sigortalının alacağını temlik niteliğinde olmadığı bu nedenle hukuken sigorta ettirene talep ve dava hakkını kazandırmadığı, sigorta ettirenin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı, ( Yargıtay 11 H.D. 2019/4619 Es. -2020/3401 K. Ve 2019/4271 Es. -2020/3464 K. Sayılı ilamları ) belirlenmekle asıl davanın ve birleşen davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; mahkemece, … şirketinin tarafımıza verdiği dava takip etme yetkisi içeren muvafakat yazısının yeterli olmadığı, temlik belgesinin de olması gerektiğinden bahisle davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş ise de dava dışı sigortalıya yazılan müzekkerede temliknamenin bulunup bulunmadığı sorulmadığını sadece açmış olduğumuz davaya muvafakat verilip verilmediği, borcun sona erip ermediği sorulduğunu, temliknamenin varlığına ilişkin belgenin sunulması için mehil verilmiş olsaydı ekte sundukları temliknameyi ibraz etmelerinin mümkün olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Asıl ve birleşen dava, sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat ve itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre,Davacının Kocaeli İli … Mevkii … Bölgesinde yer alan tesiste üretim gerçekleştirdiği, bu tesiste bulunan makine ve teçhizatların davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından 11.03.2016 -2017 tarihleri arasında Makine Kırılma Poliçesi ile sigortalandığı, davacıya ait üretim tesisinde 03.05.2016 tarihinde dava konusu rizikonun meydana geldiği, davacının meydana gelen hasarın sigorta tazminatında olduğunun tespiti ile asıl davada uğranılan hasar nedeniyle 5.000 Euro’nun tazmini, birleşen dava da ise sigorta kapsamında olan kolonun onarım ve yenilenme bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ettiği, dayanak yapılan sigorta poliçesinde, sigortalı olarak … A.Ş.’nin, sigorta ettiren olarak da davacı … A.Ş.’nin yer aldığı görülmüştür. TTK 1454/1. Maddesinde “Sigorta ettiren, üçüncü bir kişinin menfaatini, onun adını belirterek veya belirtmeyerek, sigorta ettirebilir. Sigorta sözleşmesinden doğan haklar sigortalıya aittir. Sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Dava konusu sigorta poliçesi incelendiğinde, sigorta ettireninin davacı şirket, sigortalısının dava dışı … A.Ş. olduğu, sigorta ettiren davacı şirkete ait tesiste bulunan makine ve teçhizatların sigortalandığı görülmüştür. Buna göre sigorta poliçesi TTK 1454.m. uyarınca Başkası Lehine Sigorta mahiyetinde olup, maddede açıklandığı üzere sözleşmeden doğan haklar sigortalı … A.Ş.’ye aittir ve sigortalı, aksine sözleşme yoksa, sigorta tazminatının ödenmesini sigortacıdan isteyebilir ve onu dava edebilir. Dava konusu poliçede sigorta tazminatının ödenmesini isteyecek tarafa ilişkin aksine bir hüküm yoktur. Ancak, dava dışı … A.Ş.nin tazminatın davacıya ödenmesine muvafakatinin bulunması halinde yargılamaya devam edilerek davanın sonuçlandırılması, aksi takdirde davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Her ne kadar mahkemece sigortalı … A.Ş. tarafından verilen muvafakatname konulu yazının dava dışı sigortalının alacağını temlik niteliğinde olmadığı bu nedenle hukuken sigorta ettiren müvekkil şirkete talep ve dava kazandırmadığı gerekçesiyle davacı şirketin aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de 05/02/2018 tarihli ara kararı gereğince dava dışı sigortalı … şirketine yazılan müzekkerede “davacının açmış olduğu davaya muvafakatinin bulunup bulunmadığı, davaya sebep borcun sona erip ermediği” sorulmuş olup verilen müzekkere cevabında ” davacıya huzurdaki davayı ikame edebilmesi için açık muvafakat verildiği” bildirilmiştir. Dava dışı sigortalı …’in vermiş olduğu açık muvafakat; davacının, davayı açıp yürütmesi için ona aktif dava ehliyeti sağladığı sabittir. Zira leasing yöntemi ile kiralanan menkulün kiraları bitince mülkiyeti davacıya geçecek olup, davacının, davayı açmasında hukuki yararı vardır. Buna rağmen mahkemece bu husus göz ardı edilerek, gerekmemesine rağmen ayrıca temlikname şartı aranması doğru olmamaıştır. Buna rağmen dava dışı sigortalıya yazılan müzekkerede temliknamenin bulunup bulunmadığı sorulmamış, muvafakatname konulu yazının dava dışı sigortalının alacağını temlik niteliğinde olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi de hatalı olmuştur. O halde istinaf dilekçesine eklenen dava dışı sigortalı tarafından düzenlendiği iddia olunan 16/01/2018 tarihli ” işbu finansal kiralama sözleşmesine konu makine ve ekipmanların uğradığı hasar nedeniyle sigortalı olarak poliçeleri kapsamında sigorta şirketinden doğmuş ve doğacak hak ve alacakların davacı şirkete devrine” ilişkin temlikname gözetilerek söz konusu poliçeden kaynaklanan hak ve alacaklar davacıya temlik edilip edilmediği dava dışı sigortalıya sorularak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi hukuka aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1081 E. 2021/527 K. sayılı 21/04/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının Hazineye gelir kaydına, istinaf karar harçlarının talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/12/2021