Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/960 E. 2021/836 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/960
KARAR NO: 2021/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/920
KARAR NO: 2020/74
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait …, …, …, … plakalı araçların muhtelif tarihlerde ücret ödemeksizin davacı şirketin işletmesindeki köprü ve otoyollardan geçiş yaptığını, bedeli ödenmeyen geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait yasal cezaların toplamının hesaplanarak davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından dosyaya 12.289,51 TL kısmi ödeme yapıldığını kalan tutara ve yetkiye itiraz edildiğini, müvekkilinin işletme hakkına haiz olduğu köprü ve otoyolların ücret mukabilinde kullanıcılara sunması ve köprü ve otoyolların kullanılması ile sözleşme ilişkisi kurulduğundan yetki itirazının TBK 89 ve HMK 10 maddeleri uyarınca yerinde olmadığını beyan ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili icra müdürlüğü ve mahkemenin Ankara İcra Müdürlüğü ve Ankara Mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin takibe konu otoyol geçiş ücreti borcunu ödeme emri tebliği ile öğrendiğini, davacının otoyol geçiş borcuna istinaden herhangi bir ihtar veya yazılı bir bildirim yapmadığını, ayrıca HGS kartının davalı şirket tarafından alınmadığını bu yüzden geçiş ücretlerinden bilgilerinin olmadığını, müvekkili şirketin araçlarını kimi zaman kira sözleşmesi ile kiraya verdiğini, ayrıca HGS sistemi ve icraya konulan geçişler incelendiğinde geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine uygulanan faiz oranının fahiş olduğunu, zaten müvekkili şirketin icra dairesine ödemesi gereken miktar ve buna ilişkin masraf ve ücretleri yatırdığını beyan ederek yetki itirazının kabulüne, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Davaya konu icra dosyası incelendiğinde; davalı takip borçlusu vekilinin, süresinde sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek yetkili icra müdürlüğünün Ankara İcra Müdürlüğü olduğunu ileri sürdüğü, İİK’nun 67. maddesi çerçevesinde görülen işbu itirazın iptali davasında takibin yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış olması dava şartı olduğundan davalı takip borçlusunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazının öncelikli olarak incelenmesi gerektiği, bu yoldaki itirazın tetkikinde; İİK’nun yetkiyi düzenleyen 50. maddesinde para veya teminat borcuna ilişkin takiplerde 6100 sayılı HMK’nun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla uygulanacağının belirtildiği, ilgili atıf nedeniyle HMK’nun 6/2. maddesinin uygulanma alanı bulduğu, işbu maddeye göre takibin başlatıldığı tarihte davalı takip borçlusu tüzel kişilik merkezi icra müdürlüğünün genel yetkili icra müdürlüğü olduğu, somut olayda davalı takip borçlusunun merkezi Ankara olmakla, itiraz dilekçesinde yetkili icra müdürlüğü belirtilerek yetki itirazının usulüne uygun yapıldığının anlaşıldığı, davacı yan her ne kadar sözleşmesel ilişki kapsamında İstanbul İcra Müdürlüklerinin de sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi olması nedeniyle özel yetkili olduğunu ileri sürmüş ise de; taraflar arasında sözleşmesel ilişkinin varlığı kabul edildiğinde dahi bu sözleşme kapsamında; davacının otoyoldan geçiş sağlamayı, davalının da otoyol geçiş ücretini ödemeyi üstlendiği anlaşılmakla, aralarındaki sözleşmenin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme niteliğinde olduğu, davalının üstlenmiş olduğu geçiş ücretini ödeme borcunun para borcu niteliğini haiz olduğu, HMK’nun sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğuna dair 10. maddesi delaletiyle TBK’nun 89. maddesine göre sözleşmenin ifa yerinin tespit edileceği, anılı maddenin 1. fıkrasında tarafların açık ya da örtülü iradelerine göre ifa yerinin belirleneceği, yine aynı maddenin 1. fıkrası 1. bendi uyarınca para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceği, geçiş ücretlerinin ödenmediği iddiasına konu otoyolun bir kısmının mahkememiz yetkisi dahilindeki ilçelerden geçmesi nedeniyle sözleşmenin ifa yerinin İstanbul olduğunun TBK’nun 89. maddesine göre kabulünün mümkün olmadığı, davacının takip ve dava tarihi itibarıyla tüzel kişilik merkezinin Çankaya/Ankara olduğu, davacının eldeki davada icra takibini ne davalının ne de davacının yerleşim yerinde başlattığı, takibin İstanbul’da başlatılmış olmasının ne genel ne de özel yetki kuralına uygun olduğu, davacı taraf yetkisiz icra müdürlüğünde takip başlattığından yetkili icra müdürlüğünü seçme hakkı davalı tarafa geçmiş olup, davalı tarafça yetkili icra müdürlüğünün HMK’nun 6. HMK’nun 10. ve TBK’nun 89. maddelerine uygun olarak gösterildiği, anılı maddeler gereğince takibin Ankara İcra Müdürlüğü bünyesinde başlatılması gerekli iken İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, bu itibarla icra müdürlüğünün yetkisine usulünce yapılmış itirazın yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında yerinde olduğu, yetkili icra müdürlüğünde yapılmayan takip nedeni ile dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla; davanın usulden reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında yazılı olmayan otoyoldan geçiş fiiliyle kurulan bir sözleşme olması ve sözleşmenin ifa edildiği yerin İstanbul olması nedeniyle HMK 10.maddesi uyarınca İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, işletmesi davacıya ait otoyol ve köprülerin ücret ödenmeksizin kullanılmasından kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. İcra dairesinin yetkisinin kesin olmadığı hallerde yetki itirazının ödeme emrinin tebliği üzerine itiraz süresi içerisinde ileri sürülmesi, borçlunun hem icra dairesinin yetkisine hem de mahkemenin yetkisine itirazda bulunması durumunda takibin yetkili icra dairesinde başlatılması dava ön şartı niteliğinde olduğu için mahkemece İİK’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir. İcra dairesinin yetkisi 2004 sayılı İİK’nun 50. maddesinde düzenlenmiş, para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, aynı Kanun’un 10. maddesinde sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği ifade edilmiştir. Ayrıca 6098 sayılı TBK’nun 89. maddesinde para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcunun, alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Davacı şirket köprü ve otoyolların işletmecisi konumunda olup belli bir ücret karşılığında köprü ve otoyollardan geçiş hizmeti vermektedir. Davalı ise bu hizmetten yararlanan tüzel kişidir. Taraflar arasındaki ilişki hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı tarafça hizmetin alındığı inkar edilmediği gibi bir kısım ödeme takip tarihinden sonra yapılmıştır. HMK’nun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin yetkili olduğu kabul edilmiş olup İİK’nun 50.maddesi yollaması ile bu hükmün icra dairesinin yetkisinin belirlenmesi yönünden de uygulanacağı açıktır. Bu durumda sözleşmenin ifa yeri davacının hizmet aldığı köprü ve otoyol gişelerinin bulunduğu yargı çevresidir. İhlalli geçişlere ilişkin kayıtlar incelendiğinde hizmetin verildiği yer İstanbul yargı alanı içerisinde olduğundan, davalının icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı ve mahkemenin takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan red kararı yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece dava şartı yokluğundan verilen red kararı hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemenin 2018/920 E. 2020/74 K. sayılı 11/02/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/12/2021