Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/852 E. 2021/714 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/852
KARAR NO: 2021/714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/726
KARAR NO: 2021/142
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
DAVA: İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ:30/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile taraflar arasında 05/07/2018 tarihli uyuşmazlığı konu satış sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeden dolayı müvekkilinin alacaklı olduğunu, bu alacağın talep edilebilir hale geldiğini, icra takibine konu edildiğini, ancak davalının borca ve faize itiraz ettiğini, satış sözleşmesi kurulduktan sonra müvekkili şirketin davalı şirkete değişik tarihlerde, değişik miktarlarda ödemeler yaptığını, davalı şirketin mallarının teslimi noktasında temerrüte düştüğünü, temerrüt çerçevesinde davalı tarafa zararın tahsili için tahsil talebi iletildiğini, verilen süre içerisinde cevap verilmediğini, alacak taleplerinin red olunduğunu, bu çerçevede müvekkilinin alacaklı aleyhine icra takibi yaptığını, haksız olarak itiraz edildiğini, takipte belirtilen ana alacak ve işlemiş faiz tutarında müvekkilinin alacaklı olduğunun tespit edilerek, dayanak icra takibine yönelik itirazın kaldırılmasını ve davalı şirketin iflasını talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra mahkemesinin görevli olduğunu, hiçbir zaman davacıya aylık bir malların teslim taahhütü verilmediğini, davacı vekilince dava dosyasına eksik ya da kasti olarak bilgiler verildiğini, öncelikle davanın itirazın kaldırılmasına yönelik açıldığından davanın icra mahkemesinde açılması gerektiğini, iflas talebinin kötüniyetli olduğunu, davacı şirketin ABD tarafından ambargo altına alındığından ödeme güçlüğü içinde bulunduğundan dolayı teminat sunması gerektiğini, davacı tarafın dürüst davranma ve doğruyu söyleme edimini yerine getirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmede teslim tarihinin bulunmadığını, esasen sözleşmenin ifası için … A.Ş.’ye ait tesislerde üretime başlandığını, ödeme yükümlülüğünün zamanında yerine getirilmediği, alacağın temerrüte düştüğünü, müvekkillerinin hiçbir zaman bedel tahsil edip, üretim yapmayan konumda olmadığını, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden oluşan zararların ise dava dışı … A.Ş. tarafından müvekkiline yansıtıldığını, davacının ihtarlarının samimiyetsiz ve çelişen iddialar içerdiğini bu nedenle davacının davasının red olunmasını, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmolunmasını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… davacının davalıya karşı açmış olduğu itirazın kaldırılması ve iflas davasının kesin yetki nedeniyle usulden ve dava şartı yokluğundan İİK m.154/son hükmüne atfen HMK m.114/f.1 bend (ç) hükmü gereği reddine, davanın niteliği, gereği ve yasal dayanağı olmadığından davalının tazminat taleplerinin reddine, karar kesinleştiğinde dosyanın talep halinde yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; HMK madde 84/2 maddesi uyarınca dava açılırken teminat gösterme yükümlülüğü bulunmadığı halde davanın görülmesi sırasında teminatı gerektiren durum ve koşulların ortaya çıkması halinde mahkeme teminat gösterme yükümlülüğünü doğuran durum ve koşulları öğrenir öğrenmez teminat göstermesine karar verileceği hükme bağlandığından teminat koşulu sağlanmadan karar verildiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, İİK’nun 154 vd maddelerinde düzenlenmiş olan, iflas yoluyla takip sonucu, borçlunun icra takibine itirazı nedeniyle açılan itirazın kaldırılması ve iflas davasıdır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; davacı tarafından, davalı aleyhine, 50.437.390,00 TL (05.07.2018 tarihli satış sözleşmesinden kaynaklanan asıl alacak) 1.285.117,06 TL (04.06.2020 tarihinden takip tarihine kadar işleyen ticari temerrüt faizi) olmak üzere toplam 51.722.507,06 TL alacağın tahsili istemiyle iflas yoluyla takip başlatılmış, davalı vekilinin itirazı üzerine takip durmuştur. 2004 sayılı İİK’nun 154/1. maddesi uyarınca iflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir. Ancak, İİK’nun 154/3. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir. Borçlu ve alacaklı yetki sözleşmesi veya yetki şartı ile borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa o yerin icra dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Ancak iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır. Davalının sicilde kayıtlı adresi “Bakırköy/İstanbul” olup iflas yoluyla takip İstanbul İcra Dairesi’nde başlatılmış, dava İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmıştır. 6100 sayılı HMK’nun “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinde düzenlenmiştir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını 6100 sayılı HMK’nun 114.maddesinde yer alan sıralamaya göre belirleyecek olup, HMK’nun 114/1.ç maddesinde yer alan kesin yetki dava şartı, HMK’nun 114/1.ğ maddesinde yer alan teminat şartından önce gelmektedir. Bu haliyle mahkemenin öncelikle kesin yetki kuralının olduğu hallerde, yetkili olup olmadığını tespit etmesi gerekmektedir. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/3373 Esas 2017/2542 K sayılı ilamında da ”… davalı şirket adresinin, …. olduğu anlaşıldığı, İİK’nun 154. maddesi gereğince kesin yetki kuralına ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, HMK’nun 114/ç maddesi uyarınca usulden reddine” dair verilen kararın onanmasına dair karar verildiği belirtilmiştir. İstinafa konu iş bu dava dosyasının mahkemece 04.03.2021 tarihli mahkeme ilamında Davanın niteliği gereği ve yasal dayanağı olmadığından davalının tazminat taleplerinin reddine, dair karar verilen kısım yönünden İstinaf sebebi yapılmamış olsa dahi dairemizce re ‘sen inceleme yapılmıştır. Mahkemece dava, “kesin yetki dava şartı” nedeniyle usulden reddedildiğine göre, artık esasa yönelik talepler hakkında hüküm tesis edilememesi gerekmektedir. Davanın kesin yetki dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesine rağmen, davalının tazminat talebinin reddine dair karar verilmiş ve verilen iş bu kararın gerekçesi mahkeme ilamında açıklanmamıştır. Bu husus 6100 sayılı HMK’nun 297.maddesine aykırılık teşkil etmekle birlikte davaya yetkili mahkeme tarafından devam edilmesi halinde, davanın esasına ilişkin inceleme yapılacak olması göz önünde bulundurulduğunda eleştirilmekle yetinilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde olmayıp 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 162,10 TL’nın başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 59,30 TL’nın istinaf karar harcının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/06/2021