Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/849 E. 2021/711 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/849
KARAR NO : 2021/711
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/293 (DERDEST)
ARA KARAR TARİHİ: 09/04/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/06/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının mobilya üretim sektöründe faaliyet gösterdiğini, İstanbul Mobilya Fuarı (İMOB), gelenekselleşmiş olarak her yılın Ocak ayında yapılarak kış aylarında sektöre hareketlilik yaratması sebebiyle katılımcılar tarafından tercih edildiğini, müvekkili şirketin fuarın yıllardır süregelen istikrarlı bir katılımcısı olarak 21-26 Ocak 2020 tarihinde gerçekleşen 16. Uluslararası İstanbul Mobilya Fuarı esnasında, 19-24 Ocak 2021 tarihlerinde düzenlenecek 17. Fuar için davalı ile anlaştığını, aralarında kurulan sözleşme uyarınca 38.696,50 TL peşinatı 24/01/2020 tarihinde EFT yolu ile davalıya ödediğini, müvekkil şirketin pandeminin kısa sürede atlatılacağı umuduyla ve yıllardır yer aldığı ticaret hayatında prensip olarak benimsediği ahde vefa ilkesine verdiği değerle sözleşmeyi ayakta tutarak 07/05/2020 tarihinde mail yoluyla iletilen sözleşme formunu imzalayarak davalıya mail yoluyla gönderdiğini, 08/05/2020 tarihinde kalan ödeme olan 195.424,35 TL’yi yine EFT yolu ile davalıya ödediğini ancak sonbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte vakalarda artış oranının yeniden yükselişe geçmesi ve Covid 19 Pandemisinin ikinci dalgasının başladığının açıklanmasının ardından, davalı tarafından 14/10/2020 tarihinde iletilen bir maille 19–24 Ocak 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 17. Uluslararası İstanbul Fuarının, 3–8 Ağustos tarihine ertelendiğinin bildirildiğini, müvekkil şirket ile davalı arasında dava konusu sözleşmenin kurulduğu 2020 yılının Ocak ayında ortaya bir virüsün çıkacağı ve tüm dünyayı etkisi altına alacak bir pandemiye (salgın hastalığa) sebep olacağının sadece müvekkil değil bu pandemiye maruz kalan herkes için mutlak olarak öngörülemez bir olay olduğunu, davalı ile mevcut sözleşmede öngörülen edimin ifasının objektif olarak imkansız hale geldiğini, fuarın mevcut şartlar içinde gerçekleştirilmesi olanaksız olmakla birlikte gelecek süreçte gerçekleşebilirliğinin de belirsiz olduğunu, belirsizliğin ortadan kalkacağı zamanın öngörülememesi nedeniyle sözleşmesel ilişkinin davacı için katlanılmaz bir hal aldığını, Covid 19 pandemisi sözleşmesel ilişki için mücbir sebep teşkil ettiğinden ve belirlenen tarihte fuar gerçekleştirilemediğinden müvekkilinin sözleşme yapmaktaki amacının ve sözleşmeden doğan tüm menfaatinin ortadan kalktığınnı, ifa imkansızlığı davacıdan katlanılması beklenemeyecek şekilde belirsiz süreli olması sebebiyle sürekli ifa imkânsızlığı teşkil ettiğinden Türk Borçlar Kanununun 136 ve 137. maddeleri uyarınca imkansızlaşan borcun sona erdiğini, sözleşmenin sona ermesiyle davalı sebepsiz zenginleştiğinden ödenen 234.120,85 TL’yi iade etme yükümlülüğü altında olduğunu, yüksek sağlık riskinin olduğu dönemde gerçekleştirilecek ilgili etkinliğin amaçladığı faydayı sağlamaktan son derece uzak kalacağını ve yalnızca katılımcılardan sağlayacağı ekonomik getirileriyle davalıyı tatmin edeceğini, bu nedenlerle müvekkilinin öncelikle davalıya 20/10/2020 tarihinde mail, 18/02/2021 tarihinde ise İnegöl … Noterliğince … yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek, sözleşmenin sona erdiğini, fuara katılamayacağını bildirerek ödenen ücretin iadesini talep ettiğini fakat herhangi bir dönüş olmadığını, arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç sağlanmadığını belirterek, davalıya ödenen 234.120,85 TL’nin, ihtarın davalıya tebliğ tarihi olan 23/02/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili ve bu süreçte davacının alacağı rehin veya başka bir şekilde teminat altında olmadığından alacağına yeter miktarda, davalının menkul, gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine (uygun görülecek teminat mukabilinde) ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/04/2021 tarihli ara kararı ile; “…Somut olayda davacı vekili; mobilya sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirket ile davalı arasında CNR Expo Fuar Merkezi’nde 19-24 Ocak 2021 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 17. CNR IMOB Uluslararası Mobilya Fuarı için sözleşme akdedildiğini, ancak 14/10/2020 tarihinde davalı tarafça, müvekkili şirkete söz konusu fuarın covid-19 salgını sebebiyle Ağustos 2021 dönemine ertelendiğini ve katılımcıların Ağustos 2021 dönemi için yeniden başvuru yapmaları hususunu içerir mail gönderildiğini, ancak erteleme için seçilen tarihin yaz tatili dönemine denk geldiğini, hastalığın seyrinin tahmin edilemediğinden o tarihte de fuarın gerçekleşebilirliğinin belirsiz olduğunu, fuarın yaz ayında gerçekleşmesinin davacıya hiçbir faydasının olmayacağını bu nedenle yapılan ödemenin iadesinin talep edildiğini, ihtara rağmen dönüş alınamadığını, arabuluculuk aşamasında da anlaşılamadığını belirterek müvekkili şirketin alacağının teminat altında olmaması nedeniyle alacak miktarı üzerinden davalının menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiş ise de; talebin yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispat şartlarının sağlanmaması nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, İnegöl 4. Noterliğinin 18/02/2021 tarih…yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkilinin sözleşmenin sona ermesinden mütevellit ücret iadesini talep etmesiyle borcun muaccel hale geldiğini, mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığını, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşulun bulunmadığını, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz isteyebileceğini, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesinin sona erdiği iddiası ile ödenen fuar katılım bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tahsili için açılan alacak davası olup, istinaf incelemesine konu talep ise ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir.İİK 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır.Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, sözleşmeye konu fuarın, pandemi nedeniyle belirlenen tarihte yapılamamış olması, ertelendiği tarihte yapılıp yapılmayacağının belirsiz olması, ertelenen tarihte yapılması halinde pandemi koşulları nedeniyle davacıya fayda sağlamayacağı, bu durumda sözleşmenin ifa imkansızlığı nedeniyle sona erdiği iddiası ile ödenen bedelin tahsili ile ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş ise de; tarafların iddia ve savunmaları ile sunacakları deliller değerlendirilerek, imzalanan sözleşmenin hükümleri kapsamında ifa imkansızlığı nedeniyle sözleşmenin sona erip ermediğinin, tarafların hak ve yükümlülüklerinin yapılacak yargılama ile tespiti mümkün olduğundan, davacı tarafça sunulan deliller bu aşamada alacağın varlığı ve muaccel olduğunu yaklaşık ispata yeterli değildir ve İİK 257.maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır.Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi gereğince REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ve davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 30/06/2021