Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/82 E. 2021/380 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/82
KARAR NO: 2021/380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/345
KARAR NO: 2020/245
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
DAVA: Tazminat (Sigorta Poliçesine Dayanan Rücu)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … poliçe nolu kobi sorumluluk sigorta poliçesi imzalandığını, iş bu poliçe kapsamında müvekkili şirketin işyerinde SGK’ya tabi olarak çalışan personelin kaza sonucu vefatı veya sürekli sakat kalmaları halinde oluşacak her türlü zarar ve bu duruma ilişkin hukuki korumanın teminat altına alındığını, müvekkili şirketin işyerinde 10/11/2011 tarihinde … adlı işçinin iş kazası geçirdiğini ve 19/11/2011 tarihinde adı belirtilen işçinin vefat ettiğini, bu durumun davalı şirkete bildirildiğini ve … nolu dosyanın davalı şirket tarafından oluşturulduğunu, söz konusu kaza ile ilgili olarak ölen işçinin eşi ve çocukları tarafından müvekkilinin şirket aleyhine İstanbul Anadolu 17. İş Mahkemesi’nin 2013/445 E. Sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını ve neticeten 272.935,00 TL maddi 60.000,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 450.000,00 TL müvekkili şiket tarafından davacılara ödenmesine hükmedildiğini, belirtilen bu tutarın 25/07/2014 tarihli protokol kapsamında ölen işçinin mirasçılarına ödendiğini, söz konusu kaza ile ilgili SGK Başkanlığı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesi’nin 2012/473 E. Sayılı dosyası ile 46.455,,72 TL peşin değer, 10.543,90 TL hastane masrafları, 3.893,64 TL harç, 6.512,95 TL vekalet ücreti, 575,50 TL yargılama giderinin müvekkili tarafından davacı SGK Başkanlığı’na ödendiğini, dava konusu kaza ile ilgili ölen işçinin anne baba ve kardeşleri tarafından İstanbul Anadolu 10. İş Mahkemesi’nin 2014/629 E. Sayılı dosyası ile tazminat davacı açıldığını ve neticeten 60.000,00 TL manevi tazminat, 3,757,05 TL harç, 375,15 TL yargılama gideri, 6.900,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, işbu mahkeme kararı davacılar tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla icra takibine konulduğunu ve müvekkili tarafından ödendiğini, müvekkili aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davaları neticesinde müvekkilinin mahkeme kararlarında belirtilen tutarları ödemiş olmasına rağmen davalı … şirketi tarafından bu güne kadar sigorta poliçesi kapsamında herhangi bi ödeme yapılmadığını, davalı şirketin müvekkili şirkete söz konusu sigorta poliçesi kapsamında ödeme yapması için Noterlik vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini ancak yine ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle müvekkili şirket ile davalı … şirketi arasında yapılan Kobi Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında ödenmesi gereken 3. Şahıs mali mesuliyet teminatının, ferdi kaza teminatının, hukuksal koruma teminatının ve işveren mali mesuliyet teminatının davalı … şirketine rücuen fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL olarak müvekkili şirkete taza tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili sigorta şirketi ile davalı şirket arasında yapılan işveren mali sorumluluk teminatının bedeni zararlarda şahıs başına 30.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, olay tarihinde davacıya ait işyerinde 83 kişi çalıştığını, ferdi kaza teminatının 750.000,00 TL/83 kişi=9.036,14 TL kişi başı poliçe teminatı olduğunu, yine aynı poliçede yer alan hukuksal koruma teminatının ise 15.000,00 TL azami limitle sınırlı olduğunu, işveren mali sorumluluk teminatının tamamının ödendiğinden davacıya başkaca herhangi bir tazminat ödenmesinin mümkün olmadığını, mali mesuliyet sigorta teminatı kapsamında davacının yapmış olduğu başvuru üzerine müvekkili olan sigorta şirketi nezdinde … nolu hasar dosyasından sigorta poliçesinin teminat limitinin tamamı olan 30.000,00 TL’nin 27/12/2013 tarihinde davacıya ödendiğini ve davacıya yapılan bu ödeme ile teminat limitinin tamamının tüketilmiş olduğunu, ferdi kaza teminatının kişi başına 9.036,14 TL ile sınırlı olduğunu, davacıya ödenme şartlarının oluşmadığını, davacının davada talep ettiği yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin niteliği itibariyle hukuksal koruma teminatı konusu dışında olduğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının 3. Şahıs olmaması sebebiyle 3. Şahıs mali mesuliyet teminatından da yararlanamayacağı, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/345 E. 2020/245 K. sayılı ve 05/03/2020 tarihli kararı ile; “Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı şirkette çalışan işçi …’nın 19/11/2011 tarihinde vefatı sonrası davacı tarafça iş kazası nedeniyle ödenen maddi manevi tazminatlar neticesinde, davacı ile davalı arasında akdedilen imzalanan Kobi Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında ödenmesi gereken teminatların tahsili amacıyla açılan alacak davasıdır. Davacı yana iş kazası ve ölüm neticesinde açılan maddi manevi tazminat davası neticesinde, mütevvefanın eşi ve çocuklarına hükmedilen tazminat sonucunda davacı ile anlaşma protokolü imzalandığı, söz konusu protokolün ibra niteliğinde olduğu, ödeme neticesinde sigorta alacağı gibi herhangi bir alacağın davacı yana temlik edilmediği anlaşılmaktadır. Mahkememizce hasar dosyası celp edilmiş ve dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin sigorta hukukundan kaynaklanan nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirikişinin 09/04/2018 tarihli raporunda özetle: “Ferdi kaza teminatının 750.000,00 TL olduğunun görüldüğünü, 750.000,00 TL/83 Kişi =9.036,14 TL kişi başı poliçe teminatı olduğunu, bu nedenle davacının ferdi kaza teminatından 9.036,14 TL talep edebileceğini, hukuksal koruma şartlarının oluşmadığından talep edilemeyeceğini, davacı aleyhine hükmolunan ve dava dilekçesinde belirtilen davalarda talepte bulunan kişilerin 3. Şahıs olmamalarından dolayı 3. Şahıs mali sorumluluk teminatından herhangi bir tazminat ödenmesinin talep edilemeyeceği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafın rapora itirazları kapsamında ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin 11/06/2018 tarihli ek raporunda özetle: “Davacı tarafça ödendiği belirtilen ferdi kaza teminatının menfaattarlara mı yoksa kanuni hak sahiplerine mi ödendiği konusunda müteveffanın verasetnamesinin ibraz edilmesi akabinde müteveffanın yasal mirasçılarının aldıkları beyan edilen ödemeye muvafakat vermeleri halinde davalı … şirketi tarafından davacıya ödenmesi gerektiği kanaatine varıldığı, hukuksal koruma şartlarının oluşmadığından talep edilemeyeceğini, işveren mali sorumluluk teminatının 30.000,00 TL olduğunu, teminat bedelinin sigorta şirketi tarafından davacı şirkete ödemesinin yapıldığının görüldüğünü, davacı 3. Şahıs mali mesuliyet teminatı kapsamında sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunmuş ise de davacı aleyhine hükmolunan ve dava dilekçesinde belirtilen davalarda talepte bulunan kişilerin 3. Şahıs olmamalarından dolayı, 3. Şahıs mali sorumluluk teminatından herhangi bir tazminat ödenmesinin talep edilemeyeceği görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Eldeki raporun sigorta hesap uzmanı aracılığıyla düzenlendiği, hukuki olarak poliçenin irdelenmesi gerektiği gözetilerek sigortacılık alanında uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin 02/12/2019 tarihli raporunda özetle; “Hukuksal koruma teminatının Sosyal Sigortalar Kurumunun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile sosyal sigortalar kurumunun sağladığı bu yardımların üzerinde ve dışında işverene terettüp edecek hukuki sorumlulukların bu esaslar çerçevesinde bir değerlendirme yapılması gerekmekte olup, ancak bu esaslar çerçevesinde yapılacak hesaplama sonucunda bulunacak tazminat bedelinin sigorta konusu olabileceği, yukarıda açıklanan sebeplerle hukuksal koruma şartlarının oluşmadığından talep edilemeyeceğini, işveren mali sorumluluk teminatının 30.000,00 TL olduğunu, davalı … şirketi tarafından davacıya teminat tutarının ödendiğinden davacının bu teminattan başkaca bir alacağının kalmadığını, davacı aleyhine hükmolunan ve dava dilekçesinde belirtilen davalarda talepte bulunan kişilerin 3. Şahıs olmamalarından dolayı 3. Şahıs mali sorumluluk teminatından herhangi bir tazminat ödemesini talep edilemeyeceğini, olay anında 83 işçi çalıştığını, ferdi kaza teminatından sigorta şirketinin bir işçinin vefatı nedeniyle ödeyeceği miktarın 750.000,00 TL/83 kişi= 9.036,14 TL olduğunu, davaya konu sorumluluk poliçesine göre hak sahiplerine 3 ayrı dava yoluyla 589.013,91 TL ödenmiş olduğundan bu konuda yapılacak 9.036,14 TL’lik ödemenin hak sahibinin davacı sigortaının olacağı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Taraflar arasında akdedilmiş poliçede işveren mali sorumluluk poliçesi, 3. Şahıs mali sorumluluk, ferdi kaza, mesleki mesuliyet ve hukuksal koruma teminatları bulunmaktadır. Davalı tarafça dava açılmadan önce işveren mali sorumluluk teminatının tamamının davacı yana ödenerek tükendiği uyuşmazlık dışıdır. Yine hukuksal koruma ve 3. Şahıs mali sorumluluk teminatlarının da eldeki davada talep edilemeyeceği alınan bilirkişi raporlarları ile sabittir. Nitekim bilirkişi kök ve ek raporları ile Mahkememizce alınan son bilirkişi raporu, tarafların rapora ititazları doğrultusunda taraflar arasındaki tek uyuşmazlığın ferdi kaza teminatının davacı tarafça eş ve çocuklara ödendikten sonra davalıdan istenilip istenilemeyeceği hususundadır. Sigorta poliçesinin ferdi kaza teminatı ile ilgili ilgili bölümü: “İş bu poliçe ile sigortalının yukarıda adresi ve faaliyet alanı yazılı işyerindeki Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak çalışan personelinin kaza sonucu vefatı veya sürekli sakat kalmaları hali, ferdi kaza sigorta genel şartları çerçevesinde teminat kapsamına dahil edilmiştir. ” şeklinde düzenlemiştir. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nın 1 ve 2. Maddesi: “İşbu poliçe, aşağıdaki şartlar dairesinde, sigortalıyı sigorta müddeti içinde maruz kalacağı kazaların neticelerine karşı temin eder. Bu poliçedeki Kaza tabirinden maksat ani ve harici bir hadisenin tesirile sigortalının iradesi dışında ölmesi veya cismani bir arızaya maruz kalmasıdır.” Vefat teminatına ilişkin hükmü ise: “İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren bir sene zarfında vefatına sebebiyet verdiği takdirde, sigorta bedeli poliçede gösterilen menfaattarlara, yoksa kanuni hak sahiplerine ödenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Uyuşmazlık konusu ferdi kaza teminatında sigortalı kişiler işçi, sigorta ettiren ise davacı şirkettir. TTK’da sigortacının ödeme yapması halinde sigortalı yerine geçeceği düzenlenmiş ise de, sigorta ettirenin ödeme yapması halinde sigortalı yerine geçeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle bilirkişi raporuna bu yönüyle itibar edilmemiştir. Davacı ile sigortalının eşi ve çocukları arasında düzenlenen protokol ferdi kaza teminatı kapsamında hak sahiplerinin alacaklarını davacı yana temlik eder nitelikte değildir. Bu nedenle davacının bu bedeli talep etmekte aktif husumetinin olmadığı anlaşılmış Mahkememizce bu hususta bilirkişi raporundan ayrık karar verilmiş ise de uyuşmazlığın hukuki nitelendirme olduğu anlaşılmıştır. Nitekim Yargıtay 11. HD’nin 2008/1502 E. 2009/5579 K. Sayılı ilamında: “Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, dava konusu grup ferdi kaza sigorta poliçesinin sigortalısı davacı ise de davacının bu poliçeyi işyerinde çalışan 44 işçi için düzenlediği, bu durumda davacı şirketin işçisine herhangi bir ödeme yapmadığı taktirde sigorta şirketinden kendisi adına talepte bulunamayacağı gerekçesiyle davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacı şirketin çalıştırdığı işçiler yararına davalı nezdinde yaptırdığı grup ferdi kaza sigorta poliçesinde sigortalı olarak yer almış ise de, davacının asıl konumunun sigorta ettiren olduğunun anlaşılmasına, davacı işçisi Nevzat’ın davalıdan olan sigorta bedeli alacağını davacı şirkete temlik ettiğinin iddia ve ispat edilmemiş bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.” şeklinde olup, ilamda açıkça alacağın temlik edildiğinin ispat edilmemiş olması gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararı düzelterek onamıştır. Yine aynı dairenin 2007/10875 E. 2008/13942 K. Sayılı ilamının da bu yönde olduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, ilgili hükümler birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında Kobi Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiği, uyuşmazlığın bu poliçe kapsamında sigortalı işçinin vefatı nedeniyle ödenen tazminat nedeniyle ferdi kaza teminatından davacının yararlanıp yararlanmayacağı hususunda toplandığı anlaşılmış, davacı taraf her ne kadar ödeme yapmış ise de alacağı temlik eder nitelikte bir belge sunmadığından ve uyuşmazlık konusu klozda sigortalının dava dışı vefat eden işçi ile vefatı nedeniyle onun menfaattarları, yasal mirasçıları olduğu anlaşılmış, TTK ve genel şartlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde kaza sigortalarında sigortacının ödeme yapmakla sigortalı yerine geçtiğine ilişkin uygulanabilecek herhangi bir hüküm bulunmadığı, davacının aktif husumetinin olmadığı anlaşılmış, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, her ne kadar dava açılırken başkaca teminatlar da dava konusu edilmiş ise de, davacı tarafça bu talepler dava açılırken kalem kalem ayrılmamakla ve alınan bilirkişi raporları doğrultusunda diğer teminatların da talep edilemeyeceği tespit edilmekle davanın ferdi kaza teminatı yönünden aktif husumet yokluğundan diğer teminatlar yönünden ise esastan reddi gerektiği ancak Mahkememizce yalnızca aktif husumet yokluğundan davanın reddedildiği anlaşılmış, esasen sonuç değişmediğinden bu hususun gerekçede belirtilmesi ile yetinilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle “Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili süresi içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki bayanları tekrarla, bilirkişi raporunda ferdi kaza sigortası yönünden 9.036,14 TL’nin hak sahibinin davacı olduğunun ifade edilmesine rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Yerel Mahkemenin müvekkili şirket tarafından ölen işçinin yakınlarına ödemeler yaptığını ve bu kapsamda alınan protokolü geçerli görmemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunulan mahkeme kararları ve ödeme evraklarında ve bu kapsamda alınan protokolde müvekkili şirketin gerekli ödemeleri yaptığının açık olup kararda hak sahibi olarak yine işçi yakınlarının kabul edilmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, dava dışı işçinin geçirdiği iş kazası nedeniyle vefatı sonucu mirasçılarına ve SGK’ya ödenen bedellerin, Kobi Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Somut dosyada, 28/06/2011-2012 tarihleri arasında geçerli “Kobi Sorumluluk Sigorta Poliçesi” düzenlenmiştir ve davalı şirket poliçede sigortalı olarak yer almaktadır. Sigorta poliçesinde ferdi kaza teminatı “İş bu poliçe ile sigortalının yukarıda adresi ve faaliyet alanı yazılı işyerindeki Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak çalışan personelinin kaza sonucu vefatı veya sürekli sakat kalmaları hali, ferdi kaza sigorta genel şartları çerçevesinde teminat kapsamına dahil edilmiştir. Poliçe müddeti içinde ödenecek toplam tazminat tutarı poliçede belirtilen yıllık teminat tutarını geçemez. Poliçe müddeti içinde kişi başına ödenecek tazminat miktarı poliçede belirtilen yıllık teminat limitinin, sigortalı firmanın hasar tarihindeki SSK’na tabi toplam personel sayısına bölünmesi ile elde edilecek tutar olacaktır…” şeklindedir ve sigorta bedeli 750.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Poliçede işveren mali sorumluluk sigorta bedeli ise şahıs başına 30.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Davalı … şirketi tarafından işveren mali sorumluluk teminatı olan 30.000,00 TL’nin ödendiği taraflar arasında ihtilafsızdır. Yine poliçede hukuksal koruma teminatı yer almakta olup sigorta bedeli 15.000,00 TL, 3.şahıs mali sorumluluk teminatı sigorta bedeli şahıs başı 30.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Dava, davacının iş mahkemesi dosyaları kapsamında ödediği bedellerin, “Kobi Sorumluluk Sigorta Poliçesi” gereğince davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece “Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,” karar verilmiş, gerekçede ise “davanın ferdi kaza teminatı yönünden aktif husumet yokluğundan diğer teminatlar yönünden ise esastan reddi gerektiği ancak Mahkememizce yalnızca aktif husumet yokluğundan davanın reddedildiği anlaşılmış, esasen sonuç değişmediğinden bu hususun gerekçede belirtilmesi ile yetinilmiştir” şeklinde açıklama yapılmıştır. Davacı vekili tarafından ferdi kaza poliçesi kapsamında 9.036,14 TL’nin hak sahibinin davacı olduğunun bilirkişi raporları ile açık şekilde ifade edilmesine rağmen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek karar istinaf edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1487. maddesinde “… sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir.”,
1490.maddesinde “Sigorta ettiren, kendisinin veya başkasının hayatını, ölüm veya hayatta kalma ihtimallerine karşı sigorta ettirebilir. Başkasının hayatı üzerine sigorta yapılabilmesi için, o kişinin hayatının devamında lehtarın menfaatinin bulunması şarttır.”, 1493.maddesinde “Sigorta ettiren, 1490 ıncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkraları saklı kalmak üzere, gerçek ya da tüzel kişi lehine sigorta sözleşmesi yapabilir. Sigorta ettiren, atadığı lehtarı sigortacıya bildirir. Lehtarın sigortacıya bildirilmemiş olması hâlinde, sigortacı iyiniyetle yaptığı ödeme ile borcundan kurtulur… Sigortacıdan edimi istem ve tahsil yetkisi, aksi kararlaştırılmadıkça, lehtara aittir.”, 1494/2 maddesinde “Ölüm rizikosuna karşı yapılan sigortalarda lehtar belirtilmemişse, sözleşmenin sigorta ettirenin mirasçıları lehine, yaşama ihtimaline karşı yapılmış sigortalarda ise sigortalı lehine yapıldığı kabul olunur.” hükümleri yer almaktadır. … sigortası, sigortacının sigorta ettirenin prim ödeme borcunu yerine getirmesi karşılığında, lehtara, riziko şahsının ölümü halinde veya sözleşmede belirtilen tarihte hayatta kalması koşulu ile belirli bir tutarı ödeme sorumluluğu taşıdığı sözleşmedir. Sigorta edilen riziko gerçekleşince sigorta bedelini talep hakkı, lehine sözleşme yapılan lehtara aittir. Lehtar tayin edilmemişse, sözleşmenin sigorta ettirenin mirasçıları lehine, yaşama ihtimaline karşı yapılan sigortada ise sigortalı lehine yapılmış sayılacağı hükme bağlanmıştır. TTK 1496.maddesinde; “En az on kişiden oluşan, sigorta ettiren tarafından, belirli kıstaslara göre kimlerden oluştuğunun belirlenebilmesi imkânı bulunan bir gruba dâhil kişiler lehine, tek bir sözleşme ile sigorta yapılabilir. Sözleşmenin devamı sırasında gruba dâhil herkes sigortadan, grup sigortası sözleşmesi sonuna kadar yararlanır. Sözleşmenin yapılmasından sonra grubun on kişinin altına düşmesi sözleşmenin geçerliliğini etkilemez. Grupta yer alan her kişiye poliçe içeriğini özetleyen bir belge verilir. Grup sigortalarında lehtarı atama hakkı, aksi kararlaştırılmamışsa, grupta yer alan kişiye aittir. Sözleşme süresi içinde gruptan ayrılma hâlinde grup sigortası ile sağlanan teminat, aksi kararlaştırılmamışsa, sigorta ettiren, sigortalı veya lehtar tarafından bireysel olarak devam ettirilebilir. Sigortalı veya lehtarın sözleşmeye bireysel olarak devam etmesi ancak sigorta ettiren sıfatıyla olur. Bu kişiler geçmiş günlere ait kendilerine düşen prim borçlarından, önceki sigorta ettirenle birlikte sorumludur. Grup sigortalarında ayrılma, ödünç alma, indirme, bildirim yükümlülüğü ve ilgili diğer konular Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlık tarafından çıkartılacak yönetmelikle düzenlenir.” şeklinde grup sigortaları düzenlenmiştir. Aksi kararlaştırılmamışsa TTK 1496/3 maddesi uyarınca grup sigortaların lehtarı atama hakkı grup üyesine yani sigortalıya ait bulunmaktadır. Grup sigortası sözleşmesinde lehtarı atama hakkının sigorta ettirende kalacağı öngörülmemişse, grup üyesi sigortalıların her biri kendileriyle ilgili olabilecek sigorta parası için lehtar belirleyebilecektir. Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları’nda vefat teminatı “İşbu poliçe ile temin edilen bir kaza, sigortalının derhal veya kaza tarihinden itibaren bir sene zarfında vefatına sebebiyet verdiği takdirde, sigorta bedeli poliçede gösterilen menfaattarlara, yoksa kanuni hak sahiplerine ödenir.” şeklinde düzenlenmiştir. Ferdi kaza sigortası bir can sigortası olup, tür itibariyle meblağ sigortası olduğundan, sigortacı ölüm rizikosunun gerçekleşmesi halinde herhangi bir aktüer hesaplama yapmaksızın sigorta bedelini aynen ödemek zorundadır ayrıca ferdi kaza sigortası poliçesi kapsamında hesaplanan tazminat tutarı, destekten yoksun kalma sebebiyle hesaplanan veya ödenen tazminat tutarından tenzil edilemez. Ferdi Kaza sigortası bir can sigortası olduğundan, risk gerçekleştiği zaman, destekten yoksun kalma tazminatından bağımsız olarak, mirasçılara ödenmesi gereken bir sigortadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 15/05/2007 tarihli 2006/435 E. 2007/74643 K. sayılı ilamı) Kobi Sorumluluk Sigorta Poliçesinde ferdi kaza sigortası yönünden lehtara ilişkin bir kayıt yer almamaktadır. Bu nedenle teminat bedelini talep hakkı vefat eden işçinin mirasçılarına aittir. Davacı şirket tarafından iş mahkemesi dosyaları kapsamında, mirasçılar tarafından açılan davalarda destekten yoksun kalma tazminat ve manevi tazminat ödendiği yine SGK tarafından açılan davada mirasçılara bağlanan peşin değerli gelir ve hastane masraflarının rücuen tahsil edildiği belirtilerek, ödenen bedellerin davalı … şirketinden poliçe kapsamında tahsili talep edilmiş ise de, yukarıda açılandığı üzere ferdi kaza sigortası meblağ sigortası olduğundan, vefat ile herhangi bir hesaplama yapılmaksızın poliçede belirtilen tutarın hak sahiplerine ödenmesi gerekmektedir ve bu tutar destekten yoksun kalma sebebiyle hesaplanan veya ödenen tazminat tutarından tenzil edilemeyeceğinden, davacı şirketin ödeme yaptığı iş mahkemesi dosyalarını gerekçe göstererek tazmin talebi yerinde değildir. Yine poliçede lehtar tayin edilmediği için, vefat teminatını talep hakkı vefat eden işçinin mirasçılarına ait olduğundan, davacının mirasçılara ödeme yaparak alacağı temlik aldığı, mirasçılardan muvafakat aldığına dair bir kayıt da sunulmadığından davacının ferdi kaza sigortası yönünden aktif husumeti bulunmadığı açıktır. Davalı … şirketi tarafından işveren mali sorumluluk teminatı olan 30.000,00 TL’nin ödendiği, hukuksal koruma teminatının şartlarının oluşmadığı, davacı tarafından yapılan ödemelerin 3.şahıs mali sorumluluk teminatı kapsamında olmadığı belirlenmekle, davacının fazlaya ilişkin talebinin ise esastan reddi gerekmektedir. İlk derece mahkemesinin ferdi kaza sigortası yönünden aktif husumet yokluğundan red kararı doğru ise de, diğer talepler yönünden gerekçede belirtildiği gibi davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken husumet yokluğundan reddi hatalı olup, 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabulü ile kararın kaldırılmasına ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca aşağıdaki şekilde yeniden hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/345 E. 2020/245 K. sayılı ve 05/03/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 bendi uyarınca KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, a-Davacının ferdi kaza sigortası yönünden 9.036,14 TL tazminat talebinin aktif husumet yokluğundan REDDİNE, bakiye 963,86 TL tazminat talebinin esastan REDDİNE, b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın, davacı tarafça peşin yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 111,48 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, ç-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d-Artan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf İncelemesi Yönünden; a-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, b-İstinaf başvurusunun kabul sebebine göre istinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, c-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, ç-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, d-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2021