Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/808 E. 2022/108 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/808
KARAR NO: 2022/108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/929 Esas
KARAR NO: 2021/364
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
DAVA: İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2016 tarih ve 2016/532 E. 2016/782 K. sayılı kararı ile davacı müflis … A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini; iflas tasfiyesinin Denizli … İcra İflas Müdürlüğü’nün … İflas sayılı dosyasından devam ettiğini; Davacı şirketin alacaklarına binaen Bakırköy … İcra Md … sayılı dosyasından davalılar … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. aleyhine 31.05.2015 tarihli 200.000 TL tutarındaki çek hakkında; Bakırköy … İcra Md … sayılı dosyasından davalılar …, … Ltd. Şti. ve dava dışı … Ltd. Şti. aleyhine 29.05.2015 tarihli 100.000 TL tutarındaki çek hakkında kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takipler yapıldığını; ödeme emirlerinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasındaki borçlulardan … firmasına 29.05.2018 tarihinde, … firmasına 05.07.2018 tarihinde TK 35. maddesine göre; diğer dosya olan 2018/9639 sayılı dosyada ise; … firmasına 29.05.2018 tarihinde, … firmasına 05.07.2018 tarihinde yine TK 35. Maddesine göre tebliğ edildiğini; davalı …’in her iki dosyada da icra dairesine itiraz etmesi gerektiği halde icra mahkemesine itiraz yoluna gittiğini, açılan davanın da bu nedenle reddedildiğini beyan etmiş, davalılar tarafından borç ödenmediğinden davalı borçlu şirketlerin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili 03.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddiaları cevaplanabilmesi için gerekli olan inceleme ve araştırmaların yapılabilmesi için süre uzatım talep etmiş, mahkememizce, davalı şirket vekilinin vermiş olduğu dilekçedeki süre uzatım talebi hakkında mahkememizce sehven bir karar verilmemiş, ancak davalı vekili de verilmiş bir süre uzatım kararı olmadığını gözeterek cevap süresi içerisinde ayrıca cevap dilekçesi sunmamış olduğundan, cevap dilekçesi verilmemiş sayılmıştır. Davalı vekili 25.07.2019 havale tarihli dilekçesi ile; davaya cevap süresi geçtikten sonra cevap sunmuş, takibe konu çeklerin ödenmiş olduğunu; takip alacaklısı firma ile müvekkili firma arasında protokol imzalanmış olduğunu ve yapılan ödeme ile ilgili çeklerin müvekkillere teslim edileceğine dair mutabakata varıldığını ve fakat bu mutabakata rağmen davacı firma yetkililerinin takibe konu çekleri müvekkili firmaya teslim etmediğini; Davacının müvekkili şirketin borca batık ve iflas etmiş durumda olduğunu ispat etmesi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” … davalının ödeme emrine icra dairesinde itiraz etmediği, kesinleşen takibe rağmen davalı şirket tarafından borcun ödenmediği ve usulüne uygun olarak tebliğ edilen depo emri kararının yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, kambiyo senetlerine dayalı iflas yolu ile takipte ticaret mahkemesinin yaptığı inceleme şekli bir incelemedir. Mahkeme bu davada alacaklının gerçekten alacaklı olup olmadığını genel hükümlere göre inceleme yetkisine sahip değildir. Yani, borçlunun yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olması halinde; ticaret mahkemesi, alacağın esası hakkında bir incelemeye girişmez; alacağı mevcut kabul ederek yalnız şekli hususları (ödeme emrine itiraz edilip edilmediğini ve edilmemişse borcun ödenip ödenmediğini) incelemekle yetinir. Borçlu bu iflas davasında (ticaret mahkemesinde) borçlu olmadığına dair bir itiraz veya def’ide bulunamaz; yani borçlunun itiraz ve def’ileri mahkemece inceleme konusu yapılamaz. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Adalet Yayınevi, 2013, s.1122) Dava konusu dosya kapsamında, borçlu icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmemiş, süresinden sonra verilmiş bir dilekçe ile takibe konu çeklerin ödenmiş olduğunu ileri sürmüş, ayrıca davacının davalının borca batık durumda olduklarını ispatla yükümlü olduklarını beyan etmiştir. Mahkememizin esasen süresinden sonra sunulan bu beyanları dikkate alması mümkün değildir ancak bir an için bu dilekçenin geçerli bir cevap dilekçesi olduğunun kabulü halinde dahi, davalılar tarafından icra dairesinde yapılan bir itiraz söz konusu olmadığından ödeme emri ve borç kesinleşmiştir. Davalı tarafça ödemeye ilişkin herhangi resmi ya da yazılı bir belge geçen süre içinde sunulamamış ve ödeme iddiasını ispat edememiştir. Açıklanan tüm bu sebeplerle, İstinaf sonrası celb edilen tebligatlara da incelenmiş ve davacı istinaf öncesi depo emrine esas bedelli de kabul ettiğini dilekçe ile açıkça beyan ettiğinden yeniden güncel depo emri bedeli hesaplanmadan mevcut depo emri yeniden davalıya tebliğ edilmiştir. Öte yandan davalının ödeme emrine icra dairesinde itiraz etmediği, kesinleşen takibe rağmen davalı şirket tarafından borç da ödenmediğinden ve depo emri kararı yerine getirilmediğinden davalı şirketin İİK’nun 173/3 madde ve fıkrası hükümlerine göre iflasına, iflasın 25/03/2021 günü, saat:14.12 itibariyle açılmasına, davalı şirketin iflasına karar verildiğinin ve gerekli işlemlerin başlatılmasının Bakırköy … İcra ve İflas Müdürlüğüne Uyap üzerinden derhal bildirilmesine, davalı şirketin iflasına karar verildiğinin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne de bildirilmesine, diğer davalı diğer şirketler yönünden verilen hüküm daha öncesinden kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … Şti vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; iflas eden davacı firma ile davalı firma arasında takibe konu edilen çeklere ilişkin alacak ilişkisinin bulunmadığı, davacı firmanın fetö soruşturması kapsamında iflas ettiği ve yöneticilerinin tutuklu ya da firari olduğu, takibe konu çeklerin yazılma tarihi ile iflas idaresinin işlem tarihi dikkate alındığında ilgili çeklerin ödendiğinin şirket tarafından bilindiği ve bu sebeple müflis şirket tarafından icra takibine konu edilmedikleri, mahkemece şirketin pasif kalemlerinin aktiflerin fazla olduğunun ve borca batık ve iflas etmiş durumda olduğu hususu araştırmadan karar verildiği, davalı firmanın 15 yıldır aralıksız faaliyetlerini devam ettirdiği, davacı şirket yetkililerinin takibe konu çeklerin ödenip ödenmediği konusunda ifadelerine başvurulması yönündeki talebin de reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK’nın 171 vd. maddelerinde düzenlenmiş olan, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip sonucu, borçluların borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu açılan iflas davasıdır. Dairemizin 2020/1399 Esas 2020/240 Karar ve 11.11.2020 tarihli ilamında ”… Mahkemece yapılan yargılama sonucunda her ne kadar davaya konu Bakırköy …İcra Dairesi’nin … ve … sayılı takip dosyalarının kesinleştiği belirtilerek davalı şirketin İİK 173/3 maddesi uyarınca verilen iflas kararı ve davaya konu takip dosyalarının henüz kesinleşmediği anlaşılmakla; mahkemece iş bu takip dosyalarına yapılan itiraz sonucunun kesinleşmesinin beklenerek, takip dosyasında ödeme emrinin davalılara tebliğine ilişkin düzenlenen tebligat parçalarının dosya arasına alınması sağlanarak, yargılamaya devam edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kesinleştiğinin kabulü ile davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı bulunmaktadır. Ayrıca mahkemece gerekçeli karar içeriğinde davalı şirketlerin İİK 173/3 maddesi (ödeme emrine itiraz ve şikayet edilmemiş olmaması halinde iflas davası) uyarınca iflasına karar verildiğinin belirtildiği ve yine hüküm kısmında 1 nolu maddenin c bendinde ise; davalıların ayrı ayrı İİK’nın 156, 158 maddeleri uyarınca iflaslarına karar verildiğinin belirtilmesi doğru olmamış , bu hususun eleştiri konusu yapılması gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine iadesine ” dair karar verilmiştir. Mahkemece, dairemizce verilen kaldırma kararında belirtilen eksikliklerin ikmaline yönelik Bakırköy … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında yer alan ödeme emri tebligat suretleri dosya arasında alınmış ve yapılan incelemede davalı Mat İplik… şirketine ödeme emrinin 29.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece 03.10.2019 tarihli celsede ve dairemizce verilen kaldırma kararından sonraki 18.02.2021 tarihli celsede Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası için İcra Müdürlüğünden gelen kapak hesabına göre toplam 365.718,76 TL’nin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası için İcra Müdürlüğünden gelen kapak hesabına göre toplam 184.509,51 TL miktarın tebliğden itibaren 7 günlük kesin süre içerisinde davacıya ödenmesi veya bu meblağın mahkeme veznesine depo edilmesine, aksi taktirde ilk oturumda davalı şirketin iflasına karar verileceğinin ihtarına dair ara karar ihdas edilmiştir. İİK’nın 158.maddesinde “Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66. maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir.” düzenlemesi ile iflas yoluyla takipte, iflas davasının yargılama usulü belirlenmiştir. Yukarıda yer alan bilgilerden de anlaşılacağı üzere, depo emrine konu miktarın, depo kararının verildiği tarihe göre hesap edilmesi gerekmektedir. Ancak mahkemece, dairemizce verilen 11.11.2020 tarihli kaldırma kararına esas teşkil edecek şekilde hesaplanan depo emrinde yazılı miktar nazara alınarak hazırlanan depo emri 18.02.2021 tarihli celsede verilen arar karar üzerine davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Mahkemece iflas kararı verilen oturuma kadar yeniden depo emrine esas alacağın hesap ettirilmesi ve davalı borçluya hesaplanan bu miktar üzerinden yeni depo emrinin, asıl alacak ve ferileri ayrı ayrı miktar olarak belirterek yeniden tebliğ edilmesi ve yasal süre içerisinde ödeme yapılmaması halinde ilk oturumda iflasına karar vermesi gerekirken bu yönde işlem yapılmamıştır. Bu husus dikkate alınmaksızın, Mahkemece önceden tebliğ edilen depo emrinde yazılı miktar gereğince düzenlenen depo emri nazara alınmak suretiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle Mahkemece verilen iflas kararı usul ve yasaya aykırı olup, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplama yaptırılarak karar verilmesi gerektiğinden, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi gereğince kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2020/929 Esas, 2021/364 Karar ve 25/03/2021 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal MAHKEMESİNE İADESİNE, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının HAZİNEYE GELİR KAYDINA, yatırılan istinaf karar harcının talep halinde DAVALIYA İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/02/2022