Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/757 E. 2021/730 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/757
KARAR NO: 2021/730
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/182
KARAR NO: 2020/60
KARAR TARİHİ: 23/01/2020
DAVA: İFLAS (İFLASIN ERTELENMESİ)
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin plastik ambalaj (kapak vs.) üretimi yapma amacıyla kurulduğunu, yemeklik yağ ve madeni yağ sektöründe kullanılan plastik kapaklarla, pet şişe ve kavanoz kapak imal ettiğini, müvekkili şirketin 25/02/2016 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğunu ancak sundukları iyileştirme projesinde borca batıklıktan kurtulabileceklerinden bahisle müvekkili şirketin borca batık halinin tespiti ile iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine ve İİK.’nun 179/a maddesi uyarınca ihtiyati tedbirlere karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/182 E. 2020/60 K. sayılı 23/01/2020 tarihli kararı ile; “…İİK’nun 179/a maddesinin amir hükmü uyarınca davacı-borçlu şirketin envanterlerinin düzenlenmesi ve yönetim kurulu kararlarının onaylanması keza şirket müdürlerinin temsil ve ilzam yetkisinin tedbiren kısmen kısıtlanarak yapılacak işlemlerin geçerliliğinin onaylanması yetkileri ile sınırlı tutulmak suretiyle kayyım atanmıştır. Celp edilen Bakırköy 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/536 esas sayılı dava dosyasının tetkikinde, davacılar, … a.ş. ve … tarafından davalı … aleyhine 18/07/2019 tarihinde, Bakırköy …Noterliği’nin … yevmiye numarası ve 26.09.2018 tarih ile imzalanan “Hisse Devir Sözleşmesi” nin iptali, Ortaklar Pay defterinde gerekli düzeltmenin yapılması, … A.Ş.’nin demirbaşlarının zarar görmemesi için davalının, şirketin faaliyet merkezinden çıkarılması ve … A.Ş’ nin hisselerinin ticaret sicilden devrinin önlenmesi için tedbir talepli dava açıldığı, davanın derdest, duruşmasının 14/02/2020 tarihine bırakıldığı görülmüştür. Müdahale talebinden bulunan …, Bakırköy 3. ATM nin 2019/536 esas sayılı dava dosyasında davalı olarak gözüktüğü anlaşılmakla müdahillik talebinin reddine karar verilmiştir. 09/09/2019 tarihli kayyım raporunda, davacı şirketin, 15/07/2018 tarihi itibarıyla üretime ara verildiği, 30/06/2019 tarihi itibarıyla Boğaziçi vergi dairesine 997.239,00 TL çalışan personele 880.229,80 TL, Sosyal Güvenlik Kurumuna 1.745.416,23 TL borcu bulunduğu, cari likidite ve net işletme sermayelerinde negatif bir değişim olduğu, işletme sermaye ihtiyacının giderek arttığı ve davacı şirketin revize iyileştirme projesini iyileştirme imkanının bulunmadığı belirtilmiştir. İstanbul ili Silivri ilçesi … Mah. … ada, … parsel sayılı 3516,31 m2 miktarlı imalathane ve arsası üzerinde ipotek kayıtlarının mevcut olduğu, ipotek bedelleri ve taşınmazın değeri ile davacı şirketin genel borçları dikkate alınarak, TTK. hükümleri gereğince, rehinli taşınmazın satışına izin verilmesi talebi yerinde görülmemiştir. Davacı her ne kadar bir yıl süreyle iflas erteleme talep etmiş ise de, mahallinde yapılan keşif, incelemeler sonucu alınan bilirkişi heyet raporu ve kayyım raporlarına göre, davacı şirketin istihdam yapısında, çalışan işçi sayısı bakımından 31/08/2018 tarihinden itibaren önemli sayıda düşüşlerin görüldüğünü, davacı şirket açısından verimlilik değerlendirilmesinin yapılamayacağını, şirketin içinin boşaltıldığı, davacı tarafa ait ticari defterlerinin delil niteliği taşımadığı, sunulan mali verilerin doğruluğunun teyit edilemediği, şirketin üretim faaliyetinin olmadığı, şirketin fiziki durum itibarıyla faaliyetini gerçekleştirebilecek teknik alt yapıya sahip olmasına rağmen mali durum itibarıyla iyileştirme projesinin uygulanabilir olmadığı, 31/03/2019 Mali Tablo dönemine kadar geçen sürede davacı şirketin stokları kullanılarak üretim yapıldığı, davacı şirkete ait 24.250 adet hisseyi devralan … tarafından hisse bedeline ilişkin ödeme yapıldığına ve/veya şirkete sermaye konulduğuna ilişkin kaydın olmadığı, üretim sonucu elde edilen ürünlerin, hisseleri …’a devredilmeden önce grup şirketi olan … Ltd. Şti. üzerinden satıldığı, dava dışı … tarafından, 01/10/2018-31/12/2018 tarihleri arasında 154.715,22-TL harcama yolu ile davacı şirkete finansman sağlandığı iddiasında bulunulmuş olsa da, sunulan belgelerle bunun tevsik edilemediği, esasen kendilerince harcandığı iddia edilen tutarların, davacı şirket kaynaklarından üretim yapılarak diğer grup şirketlerin … Ltd. Şti. üzerinden satış yapılarak elde edilen gelirin davacı şirkete borç verilmiş gibi gösterildiği konusunda uzman bilirkişi tarafından tespit edilmiş, elde edilen gelirin, hisseleri …’a devredilen davacı şirkete kaydedildiği, davacı şirketin stoklarından ve tamamen davacı şirketin makina, teçhizat ve tesisleri kullanılarak elde edilen ürünlerin satışından hiçbir şekilde davacı şirkete gelir kaydedilmediği gibi, davacı şirketin mali tablolarda yer alan artan borçluluğu yanısıra, gösterilen cari harcamaları nedeni ile de borçluluğunun arttığı, ticaret faaliyeti bulunmayan ve olması için gerekli makine, tesis ve cihaz ile gerekli varlıkları mevcut olmayan şirketin borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olmadığının kabulü gerekmektedir. Şirketin ticari faaliyette bulunmak için gerekli nakdinin bulunmadığı, şirketin üretim faaliyetinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu şartlar altında şirketin projesindeki hedefleri gerçekleştirme imkanı bulunmadığı gibi, son rayiçlere göre aktiflerinin pasifteki yabancı kaynakları karşılayacak düzeyde olmadığı görülmektedir. Bu surette şirketin borca batıklıktan kurtulma imkanının olmadığı, dava dosyasına önceden sunulan iyileştirme projesinin inandırıcılık ve ciddi olma niteliklerini tamamen kaybetmiş bulunduğu…” gerekçesiyle; “1-Davanın reddi ile borca batık olan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı bulunan borçlu- davacı … A.Ş.’nin iflasına, iflasın 23/01/2020 günü saat 13:14 itibariyle açılmasına, 2-İİK’nun 166.maddesi uyarınca gerekli işlem ve ilanların yapılmak üzere kararın derhal Bakırköy … İcra İflas Müdürlüğüne ayrıca bilgi için İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine, iflas avansının Bakırköy … İcra İflas Müdürlüğüne aktarılmasına, 3-Kararın niteliği de göz önünde bulundurularak safahatta verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına, kayyımın görevinin sonlandırılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın asli müdahiller … ve … vekili Av. …’a 12/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, asli müdahiller vekili 21/02/2020 tarihinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece dosya kapsamında alınan raporlar arasında büyük çelişkiler ve eksiklikler olmasına rağmen yeni bir heyet ya da yeni bir bilirkişiden rapor alınmaksızın karar verildiğini, bilirkişi raporunda güncel borç bakiyesi dikkate alınmaksızın rapor tanzim edildiğini, şirketin bilançolarını gösteren tabloların gerekçeleri dosyaya sunulmaksızın kayyım raporu tanzim edilmesi ve bu kayyım raporu doğrultusunda karar verilmesi nin usul ve yasa aykırı olduğunu (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/9167 E. 2017/1442 K. sayılı 15/5/2017 tarihli kararı), 20/12/2019 tarihli kayyım raporunun 7. sayfasında “binaların rayiç değer tespitine ilişkin bilirkişi raporu gelmemiş olduğundan, mevcut durumdaki şirketin gerçek rayiç değerli özkaynaklarının değerlendirmesi yapılamamıştır. Ancak; hal böle olmakla birlikte şirketin yüksek miktarda borca batık olduğu da bir gerçektir.” şeklindeki raporun sadece ihtimal doğrultusunda tanzim edildiğini, öncelikle özkaynak araştırması yapılarak binaların kıymet takdir raporu alındıktan sonra kayyım raporu alınması gerekirken bu hususta usul yönünden ciddi hata yapıldığını, kayyım raporundan sonra dosyaya sunulan gayrımenkul değer tespitine ilişkin raporda şirkete ait gayrımenkulün değerinin 23.500.000,00 TL olarak hesaplandığını, güncel verilere göre rapor tanzim edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece denetçi kayyumu olarak atanan … tarafından tanzim edilen raporun 1. ve 2. sayfasında “Şirket adresine gelindiğinde Sn. … davacı şirket yetkilisi …’nun %100 hissesini satın aldığını devirle ilgili prosedürlerin yerine getirildiği, ancak devre ilişkin belgelerde kayyım onayı olmadığından, devrin Ticaret Sicil’de tescil edilmediğini, mevcut durumda şirketin tek hissedarı ve yönetim kurulu başkanı kendisinin olduğunu beyan etmiştir.” şeklindeki tutanağın, davacı şirketin yönetimsel anlamda karmaşa içerisinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu, şirketin yönetim kurulunda büyük bir boşluk bulunduğunu, şirketin yönetim kurulu başkanı veya üyelerinin kimler olduğunun dahi belirli olmadığını, şirketin iyileştirme projelerini faaliyete geçirecek organın yönetim kurulu olduğu dikkate alındığında şirketin aslında iyileştirme projelerini hayata geçirme ihtimalinin bu haliyle bulunmadığını buna rağmen mahkemece yönetim kayyumu tayin edilmediğini ve yönetim kayyımı atamamasının sonucu olarak iyileştirme projelerinin faaliyete geçirilemediğini, şirketin sadece fabrikasının bulunduğu alan dönem borçlarını tek başına karşılayabilecek iken şirketin özkaynaklarının -10.392.967,30 TL olarak gözükmesinin, davacı şirketin yönetimsel olarak boşlukta olduğunu ortaya koyduğunu, yine mahkemenin iflas hususunu değerlendirmek üzere teknik bir bilirkişiye veya heyetten güncel durum raporu alarak şirket özkaynaklarının ne şekilde azaltıldığını tespit etmesi gerekmekte iken bu hususları araştırmaksızın ve rapor almaksızın karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, şirketin aktif özkaynağı 23.500.000 TL’nin üzerinde iken özkaynağının -10.392.967,30 TL olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince gerekçeli kararın asli müdahil … Ltd. Şti. ve … vekili Av. …’ye 12/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, asli müdahiller vekili 24/02/2020 tarihinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin borca batık olmadığını, son celsede davacı vekili tarafından şirketin aktif mal varlığının pasif mal varlığından fazla olduğu iddiası gerekçeli ve belgelendirilmiş bir iddia olmasına rağmen ilk derece mahkemesince gerekli incelemeynin yapılmadığını, davacı şirketi devralan ve tüm borçları ödeme amacıyla hareket eden …’ın resmi işlem yapma yetkisi alabilmesi için şirket devrinin onaylanması ve ticaret sicil müdürlüğünde ilan edilerek yeni hissedarın şirket adına işlem yapabilmesi adına izin ve yetki verilmesi yönündeki istemleri, kendileri de dahil bir çok alacaklı tarafından mahkemeden talep edilmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesince bu haklı ve şirketi belki de borçtan kurtarıp, tüm alacaklıların alacaklarını almalarını sağlayacak çözüme olumlu yaklaşılmayarak red kararı verildiğini, yargılama devam ederken bir çok alacaklının ortak kanaatinin davacı şirket hisselerini devralan …’a gerekli yetki ve imkanın verilmesi halinde şirketin iflastan kurtulabileceği ve alacaklıların da alacaklarına kavuşabilecekleri yönünde olduğunu, söz konusu devir akabinde …’ın bir çok müdahil ve alacaklı ile görüşmelere başladığını ve şirketi yeniden ayağa kaldıracak projelerini paylaşarak, hem yardım talebinde bulunduğunu, hem de ödeme konusunda protokoller düzenlediğini, açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin borca batık olmayan şirket hakkında verdiği iflas kararının yasaya aykırı olduğunu, zira davacı şirketin iflas etmesi değil, kurtularak borçlarını ödemesinin alacaklıların menfaatine olduğunu belirterek iflas kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Süresi içerisinde katılma yoluyla istinaf talebinde bulunan davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin borca batıklıktan çıktığını, 20/12/2019 tarihli kayyım raporunun, gayrimenkul değerleme raporu gelmeden önce kaleme alındığını, kayyımın değerlendirmesine göre müvekkili şirketin -10.392.967,30 TL borca batık olduğunu, bu değerlendirmenin 31/03/2019 tarihli bilançoya göre yapıldığını, yine aynı bilançoya göre müvekkiline ait binanın değerinin 9.933.290,44 TL olduğunu, 25/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda ise müvekkiline ait taşınmazının değerinin 23.500.000,00 TL olarak hesaplandığını, böyle bir tespitten sonra müvekkilinin borca batık olduğundan söz edilemeyeceğini, bunun yanında müvekkilinin … Bankası’na 872.000,00 TL ödemede bulunduğunu, dolayısıyla binanın rayiç değerinin tespitinden sonra müvekkilinin yeniden borca batıklık hesabının yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince iflas kararı verildiğini, bu hususların gerek yazılı gerekse karar duruşmasında şifahi olarak da mahkemeye iletilmesine rağmen mahkemece bu beyanların kabul edilmediğini ve hatalı karar verildiğini, ayrıca … Ltd. Şti. Ve … vekili tarafından verilen istinaf dilekçesindeki … ile ilgili beyanların yerinde olmadığını, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında …’a ilişkin yerinde tespitlerin yer aldığını, yine 06/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda adı geçen şahsın “AYM” ye nasıl zarar verdiğinin çok net tespit edildiğini belirterek Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/182 E., 2020/60 K. sayılı dosyasından 23/01/2020 tarihinde verilen iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Müdahale talep eden … 17/07/2020 havale tarihli dilekçesinde özetle; Mahkemece menfaati olmasına rağmen müdahale talebinin reddedildiğini, şirketin TTK hükümlerine göre bedeli ödenmek suretiyle alınarak işletilmeye başlandığını, iflas kararının ve müdahillik talebinin reddi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahale talep eden … vekili Av. … 27/07/2020 tarihli dilekçesinde özetle; Şirketin müvekkili tarafından TTK hükümlerine göre bedeli ödenmek suretiyle alınarak işletilmeye başlandığını, şirketi çalışır hale getirmek için 2 milyon TL harcandığını, alacaklılarla borçların yapılandırılması yönünde görüşmeler ve anlaşmalar yapıldığını, bir kısım alacaklı vekillerinin dosya kapsamında bu yönde beyanlarının mevcut olduğunu, eski hissedarların da devre onay verilmesi yönündeki beyanlarını defalarca mahkemeye ilettiklerini, ayrıca müvekkilinin işçi alacaklarının bir kısımına karşılık 100.500,00 TL ödediğini, mahkemece bu hususlar dikkate alınmayarak müdahillik hakkı tanınmamasının telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verdiğini, mahkemece atanan bilirkişilerin makinelerin bedelini 9.700.000,00 TL takdir etmelerine rağmen Bakırköy … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında makinelerin değerinin bilirkişiler tarafından 16.000.000,00 TL olarak takdir edildiğini, bu durumda şirketin toplam değerinin 40.200.000,00 TL’nin üzerinde olup borç alacak dengesinin bulunduğunu, TTK hükümleri gereğince şirketi devreden ve devralanların müşterek ve müteselsil olarak 2 yıl süreyle sorumlu oldukları bu hükmün dahi şirket devrinin kabul ve onayı için yeterli olduğunu belirterek müvekkilinin asli taraf olarak kabulünü, iflas kararının iptalini ve devrin onaylanmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, İİK’nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK’nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemidir. İİK’nın 154 üncü maddesine göre iflas ve iflas davasındaki usul hükümlerine göre incelenmesi gereken iflasın ertelenmesi davalarında kesin yetkili mahkeme, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesidir. Davacı … Anonim Şirketinin muamele merkezi Selimpaşa … Mah. … Cad. No:… Silivri/İSTANBUL adresi olup dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. Bakırköy … Noterliğinin 23/02/2016 tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikli, davacı şirketin 23/02/2016 tarih 2016/2 sayılı yönetim kurulu kararı ile borca batıklık bildirimi ve iflasın ertelenmesi talebiyle mahkemeye müracaat edilmesine oy birliği ile karar verilerek, karar şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyeleri olan … ve … tarafından imzalanmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1.f bendinde vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartları arasında sayılmış, 6098 sayılı TBK nun 504. maddesinde vekaletin kapsamı düzenlenmiş ve TBK 504/3 bendinde “Vekil, özel olarak yetkili kılınmadıkça dava açamaz, hakeme başvuramaz, iflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep edemez…” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine davaya vekalette özel yetki verilmesini gerektiren hallerin düzenlendiği 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesi uyarınca müvekkili adına dava açıp iflas erteleme talebinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekili yasal düzenlemelere uygun olarak iflas erteleme talebi yönünden özel olarak yetkilendirilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 179/a maddesinde, mahkemece, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal bir kayyım atayacağı, ayrıca şirketin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemlerin alacağı, son fıkrada ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Mahkemece, öncelikle İİK 179/b maddesi gereğince tedbir kararı verildiği, yasanın 181. maddesi gereğince, İİK 160. Maddesinde belirtilen iflas avansı davacı tarafça yatırılmış, iflas erteleme davası İİK 179/a maddesinin göndermesi ile İİK 166. maddesi gereğince mahalli … Gazete ile yurt düzeyinde dağıtım yapan … Gazetesinde 17/03/2016 tarihinde ilan edilmiş, dosya kapsamında gazete mevcut olmamakla birlikte İstanbul Ticaret Odasının resmi internet sitesindeki bilgi bankasından temin edilen kayıtlarına göre Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 29/03/2016 tarihinde ilan edilmiş, Mahkemece denetim kayyumu olarak …’ın atanmasına, keşfen bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmiştir. Dava dilekçesinde davacı şirketin plastik ambalaj üretimi yapmak amacıyla kurulmuş olup 33 yıldır plastik kapak, plastik kulp, tel kulp ve sac çember imal ederek yurt içi ve yurt dışındaki firmalara hizmet verdiğini, öncelikli olarak imal ettiği ürünlerin yemeklik yağ ve madeni yağ sektöründe kullanılan plastik kapaklarla, pet şişe ve kavanoz kapakları olduğunu, 150 personel istihdam ettiğini, şirketin sermayesinin 8.000.000,00 TL olup tamamının ödendiğini ve şirketin %100 pay ile tek ortağının … olduğunu, şirketin dönen varlıklarının 15.842.880,76 TL, duran varlıklarının 17.818.048,39 TL olup aktif toplamının 33.660.929,15 TL, şirketin kısa vadeli yabancı kaynaklarının 23.060.716,82 TL, uzun vadeli yabancı kaynaklarının 16.871.812,12 TL bu durumda özvarlığının ise (-) 6.271.599,79 TL ile borca batık durumda olduğu belirtilmiştir. Dava dilekçesi ekinde yer alan iyileştirme projesinde; şirketin mevcut sermayesinin ilk etapta 1.000.000,00 TL artırılacağı, artırılan sermayenin bir kısmının borçların ödenmesinde kullanılacağı, ayrıca şirkete katkı sağlayabilecek yeni ortak/ortakların şirkete alınacağı, şirket ortaklarının bazı taşınmazları satılarak ortaklar tarafından şirkete sermaye olarak konulacağı, üretim yönünden stok maliyetlerinin minimize edilerek yalın üretime geçileceği, üretim ve stok sisteminde yapılacak reorganizasyon ile şirketin üretim yapması sağlanarak elde edilecek tasarruf sonucu finansman giderlerinin azaltılacağı, kısa vadeli borçlanmaların getirdiği artan finansman giderleri nedeniyle bu yöntemden vazgeçilerek, kısa vadeli borçlanmadaki finansman giderlerinden tasarruf sağlanacağı, alacaklılarla borçların yapılandırılması yönünde görüşmeler yapılarak borçlanma koşullarının 24-36 ay ve 48 ay gibi uzatılarak hem nakit akışının rahatlatılacağı hem de finansman giderlerinde tasarruf sağlanarak 50-55 ayda borca batıklıktan kurtulacağı, 2017-2020 proforma-projeksiyon gelir tablosuna göre 2017 yılında 1.113.595,64 TL, 2018 yılında 1.525.476,27 TL, 2019 yılında 3.184.470,08 TL, 2020 yılında ise 5.346.085,33 TL net kar hedeflendiği ifade edilmiştir. Kayyım … tarafından düzenlenen 03/03/2016 tarihli kayyım ön raporunda; davacı şirkette Ocak/2016 döneminde toplam 132 personel istihdam edildiği, şirketin sermayesinin 8.000.000,00 TL (tamamı ödenmiş) ve tek ortağının … olup şirket yönetim kurulu başkanı olarak münferiden yetkili olduğu, yönetim kurulu başkan yardımcısı ve … ve yönetim kurulu üyesi …’nın da Bakırköy … Noterliğinin 27/05/2013 tarih ve … yevmiye numaralı imza sirkülerine göre 3 yıl süreye kadar münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları, kaydi verilere göre şirketin dönen varlıklar toplamının 25.079.814,20 TL, duran varlıklar toplamının 26.257.072,96 TL aktif toplamının 51.336.887,16 TL, kısa vadeli yabancı kaynaklar toplamının 23.060.716,82 TL, uzun vadeli yabancı kaynaklarının 16.871.812,12 TL bu durumda kaydi değerlere göre özvarlığının (+) 11.404.358,22 TL ile borca batık olmadığı, rayiç değerlere göre ise şirketin dönen varlıklarının 15.842.880,76 TL, duran varlıklarının 17.818.048,39 TL olup aktif toplamının 33.660.929,15 TL, şirketin kısa vadeli yabancı kaynaklarının 23.060.716,82 TL, uzun vadeli yabancı kaynaklarının 16.871.812,12 TL bu durumda özvarlığının ise (-) 6.271.599,79 TL ile borca batık durumda olduğu, şirketin SGK’ya 02/03/2016 tarihi itibariyle 86.483,10 TL borcu olduğu, vergi dairesinden ihracat nedeniyle alacağı KDV iadesinin mahsubu halinde vergi dairesine borcu kalmayacağı, şirketin iyileştirme projesinde 1.000.000,00 TL nakit sermaye artışı öngörüldüğü belirtilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan yasal hükümlere göre, iflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatifler ile sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur. İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun m. 377, İİK’nun m.179 vd.). Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nun 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nun 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için bilirkişi heyetince; borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ve mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla sunulan projenin, yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen şirket rayiç değerleri ve gerçekçi verilere göre belirlenecek şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) kapsamında değerlendirilmesi ve sonuca gidilmesi gerekir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Ayrıca dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. (Yargıtay 23 Hukuk Dairesi 03/04/2017 tarih 2015/7395 E. 2017/987 K.) Mahkemece bu doğrultuda iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve rayiç değerlere göre şirketin borca batık olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişiler mali müşavir …, Muhasebe finans bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. …, sektör bilirkişisi …, İcra İflas bölümü öğretim görevlisi Prof Dr. …, makine mühendisi … ve inşaat mühendisi Doc. Dr. … tarafından düzenlenen 08/06/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; şirketin 12/05/2016 tarihli 350.000,00 TL sermaye artışı ile sermayesinin 8.350.000,00 TL olduğu, ödenmemiş sermaye borcunun bulunmadığı, 159.497,93 TL şüpheli ticari alacağının bulunmasına rağmen 21.406,00 TL şüpheli ticari alacak karşılığının ayrıldığı, 138.091,93 TL’sine karşılık ayrılmadığı, bu nedenle 138.091,93 TL’nin rayiç değer hesaplamasına dahil edilmediği, şirketin tek ortağı olan …’na 2.388,91 TL borcu olduğu ve bu miktarın da rayiç değer hesaplamasına dahil edilmediği, davacı şirketin aktifinde yer alan taşınmazların 29/02/2016 tarihi itibariyle rayiç değerinin 8.449.556,50 TL olduğu, taşınmazlar hariç diğer duran varlıklarının 29/02/2016 tarihi itibariyle rayiç değerinin 7.240.544,92 TL olduğu, ilk ham madde ve malzeme stoklarının 29/02/2016 tarihi itibariyle rayiç değerinin 514.360,00 TL, yarı mamul stoklarının 148.146,00 TL, mamul stoklarının 340.800,00 TL olduğu, şirketin 29/02/2016 tarihli kaydi değerlere göre aktif toplamının 35.954.852,93 TL, borçlar toplamının 36.714.065,70 TL (kısa vadeli 28.214.466,25 TL ve uzun vadeli 8.499.599,45 TL), özvarlık toplamının (-) 759.212,77 TL ile borca batık olduğu, şirketin aktiflerinin borçların % 98’ini karşılayabileceği, % 2’sini karşılayamayacağı, şirketin 29/02/2016 tarihli rayiç değerlere göre aktif toplamının 26.237.174,84 TL, borçlar toplamının 36.711.676,79 TL (kısa vadeli 28.212.077,34 TL ve uzun vadeli 8.499.599,45 TL), özvarlık toplamının (-) 10.474.501,95 TL ile borca batık olduğu, şirketin aktiflerinin borçların % 71’ini karşılayabileceği, % 29’unu karşılayamayacağı, şirketin net karşılık oranının 2013 dönemi (+) % 4, 2014 dönemi (+) % 4, 2015 dönemi (-) % 29, 2016 yılı 29/02/2016 tarihine kadar (-) % 28 olarak gerçekleştiği, şirketin iyileştirme projesindeki proforma projeksiyon gelir tablosunda 2016 yılı için tahmini hedef belirtilmediği ancak yapılan incelemede 29/02/2016 tarihi itibariyle (-) 1.010.056,30 TL zarar gerçekleştiği, 2017 yılı için 1.113.595,64 TL, 2018 yılında 1.525.476,27 TL, 2019 yılında 3.184.470,08 TL, 2020 yılında ise 5.346.085,33 TL net kar hedeflenerek maliyetlerin düşürüleceği belirtilmiş ise de geçmiş yıllara ilişkin karlılık oranları dikkate alındığında sadece 2017-2018 kar hedefinin gerçekleştirilebilir mahiyette olduğu, 2019 ve 2020 kar hedeflerinin nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin somut veri ortaya konulamadığı, kar beklentilerinin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve maliyet kalemlerinin nasıl düşürüleceğine ilişkin de somut verilen ortaya konamadığı, iyileştirme projesindeki tüm sermaye artırımının yapılması halinde dahi borca batıklıktan kurtulma imkanının olmadığı, iyileştirme projesinin uygulanabilir, ciddi ve inandırıcı olmadığı belirtilmiştir. Davacı şirketin 18/07/2016 tarihli 1. revize iyileştirme projesinde; şirketin üretim sisteminde revizyon ile yalın üretim sistemine geçilmesinin amaçlandığı, üretim esnasında kaizen (sürekli iyileştirme) sisteminin uygulanmasının hedeflendiği, bilirkişi heyet raporunda mevcut projede hedeflenen ciro rakamlarına nasıl ulaşılacağının izahının gerektiği belirtilmiş ise de satış rakamlarının, üretilen mamullerin dövize endeksli olmasından dolayı muhtemel döviz kuru artışlarının dikkate alınması suretiyle çıkartıldığı, bu artışın yıllık enflasyon + gelişme primi ile birlikte olacağı, iflas erteleme kararı verilmesi halinde şirketin stoklu çalışma yöntemini bırakarak minimum stok ile müşteri ihtiyacına göre üretim yapacağı, bu sayede atıl stoğun önüne geçileceği, şirketin finansman maliyetinden kurtulacağı ve bu şekilde 1.085.000,00 TL gelir elde edebileceği ifade edilmiştir. Kayyım … tarafından düzenlenen 12/10/2016 tarihli kayyım raporunda; şirketin faaliyetlerine devam ettiği, 31/08/2016 tarihi itibariyle 134 personel çalıştığı, 2016 yılı proforma projeksiyonunun yapılmamış olması sebebiyle gerçekleşen fiili durum itibariyle mukayese imkanının bulunmadığı, şirkete 8.350.000,00 TL sermayeye ek olarak 03/10/2016 tarihinde 87.500,00 TL nakit sermaye artışı yapıldığı, ödenmemiş 160.000,00 sermaye borcunun bulunduğu, 31/08/2016 tarihi itibariyle Boğaziçi Vergi Dairesine 157.208,90 TL vergi borcunun 73.637,84 TL’sinin 6736 sayılı kanun kapsamında 18 ay taksitlendirildiği, SGK’ya 31/08/2016 tarihi itibariyle 630.903,29 TL borcu olup 417.028,94 TL borcun 6736 sayılı kanun kapsamında 18 ay taksitlendirildiği, 73.342,70 TL’nin ise KDV alacağından mahsubunun talep edildiği, ayrıca … kredisinin 685.000,00 TL olup 9 eşit taksit ile 2020 yılına kadar … kredisinin ise 2.600.000,00 TL olup 72 taksit ile 2023 yılına kadar yapılandırıldığı belirtilmiştir. Bilirkişiler mali müşavir …, muhasebe finans bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. …, sektör bilirkişisi …, İcra İflas bölümü öğretim görevlisi Prof Dr. … ve makine mühendisi … tarafından düzenlenen 09/12/2016 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; şirketin sermayesinin 8.700.000,00 TL olduğu, şirketin 29/02/2016 tarihli kaydi değerlere göre aktif toplamının 35.954.852,93 TL, borçlar toplamının 36.714.065,70 TL (kısa vadeli 28.214.466,25 TL ve uzun vadeli 8.499.599,45 TL), özvarlık toplamının (-) 759.212,77 TL ile borca batık olduğu, şirketin aktiflerinin borçların % 98’ini karşılayabileceği, % 2’sini karşılayamayacağı, şirketin 29/02/2016 tarihli rayiç değerlere göre aktif toplamının 26.237.174,84 TL, borçlar toplamının 36.711.676,79 TL (kısa vadeli 28.212.077,34 TL ve uzun vadeli 8.499.599,45 TL), özvarlık toplamının (-) 10.474.501,95 TL ile borca batık olduğu, şirketin aktiflerinin borçların % 71’ini karşılayabileceği, % 29’unu karşılayamayacağı, 29/02/2016 tarihi itibariyle rayiç değerlere göre finansal kiralamadan doğan borçlar hariç tutularak aktif toplamının 26.237.174,84 TL, borçlar toplamının 34.892.339,52 TL (kısa vadeli 27.470.992,44 TL ve uzun vadeli 7.421.347,08 TL), özvarlık toplamının (-) 8.655.164,68 TL ile borca batık olduğu, şirketin aktiflerinin borçların % 75’ini karşılayabileceği, % 25’ini karşılayamayacağı, şirketin iyileştirme projesinde 2016 yılı için kar hedeflerinin öngörülmediği, diğer yıllara ilişkin kar hedeflerinin ise geçmiş yıl performansları dikkate alındığında yarısı miktarına ulaşabileceğinin tahmin edildiği, ileriye dönük kar hedefleri artış sebeplerinin gerek iyileştirme projesinde gerekse revize projede belirtilen sebepler ile somut olarak ispat edilemediği, belirtilen borca batıklık miktarlarına göre 2020 yılı sonu itibariyle iyileştirme projesinde konulan hedeflere ulaşmasının ve borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olmadığı, 1.000.000,00 TL sermaye artışı öngörülmüş ve 700.000,00 TL nakit sermaye artışı yapılmış ise de kalan 300.000,00 TL sermaye artışı yapılması halinde dahi şirketin borca batıklıktan kurtulamayacağı, ayrıca dava dilekçesinde, projede/revize projede satışın döviz cinsinden olduğu belirtilerek kur artışları nedeniyle satış tutarlarının da yükseleceği ve karlılığın artacağı belirtilmiş ise de davacı şirketin ham madde girdi maliyetleri ve dövizli banka kredilerine olan borç miktarlarına döviz artışının etkisi de düşünüldüğünde aynı oranda artış oluşacağından şirketin ilave kar elde edeceği görüşünün uygun olmadığı, revize proje kapsamında da borca batıklıktan kurtulmaya yönelik somut veriler sunulmadığı belirtilmiştir. Davacı şirketin 27/12/2016 tarihli 2. revize iyileştirme projesinde; şirketin 29/02/2016 tarihli kaydi değer bilançosuna göre öz varlığı (-) 759.213,00 TL olmasına rağmen 30/11/2016 tarihli kaydi değer bilançosuna göre öz varlığı (+) 986.401,00 TL olduğu, bu artışın 700.000,00 TL’sinin nakit sermaye artışı ile kalan miktarın ise net kardan sağlandığı, yine 29/02/2016 tarihli rayiç değer bilançosuna göre öz varlığı (-) 10.474.501,00 TL olmasına rağmen 30/11/2016 tarihli rayiç değer bilançosuna göre öz varlığı (-) 7.361.665,00 TL olduğu, bu artışın nakit sermaye artışı. net kar, finansal kiralama borçlarının ödenmesi ile makine ve tesisatların hesaba intikali, üretimde fiilen hammadde gibi kullanılan stokların hammadde hesabına intikali ile sağlandığı, bankalara olan borçların yapılandırıldığı, şirketin 2013 yılında 1.827.982,00 TL, 2014 yılında 1.993.958 ,00 TL, 2015 yılında 3.709.378,00 TL faaliyet karı elde ettiği, 2013 yılında 961.863,00 TL, 2014 yılında 937.009,00 TL net kar, 2015 yılında (-) 8.884.751,00 TL net zarar elde ettiği, 2016 yılında ise 01/01/2016-29/02/2016 döneminde (-) 1.010.056,00 TL net zarar, 01/03/2016-30/11/2016 döneminde iflas erteleme sürecinde alınan mali önlemler ile 1.045.614,00 TL net kar elde ederek yılın ilk iki aylık dönemindeki zararın telafi edildiği, şirketin 3 yıllık proforma gelir tablosu hazırlanırken geçmiş yıllarda yapılan satışlar ve karlılık durumunun dikkate alınması suretiyle ihtiyatlı ve gerçekçi hedefler belirlendiği, bu kapsamda 2017 yılı için 2014 yılı net satış tutarı ile aynı 24.495.000,00 TL net satış, 2018 yılı için 2015 yılının gerisinde 27.698.000,00 TL net satış, 2019 yılı için 2015 yılı net satış tutarı ile aynı 31.515.000,00 TL net satış hedeflendiği, ayrıca faaliyet giderlerinin azami tutar üzerinden hesaplanması ile planlama yapıldığı, yıllar içerisinde giderlerin azalması ile karın artırılacağı, 2016 yılı aralık ayı için 16.843,00 TL, 2017 yılı için 1.100.000,00 TL, 2018 yılında 1.220.000,00 TL, 2019 yılında 1.350.400,00 TL dönem net karı hedeflendiği, iflas erteleme sürecinde 700.000,00 TL sermaye artışı yapıldığı ve buna ek olarak 2017 yılında 1.000.000,00 TL, 2018 yılında 1.000.000,00 TL, 2019 yılında ihtiyaç olması halinde 500.000,00 TL olmak üzere 2.500.000,00 TL nakit sermaye artışı öngörüldüğü, finansal kiralamaya konu varlıklar toplamının 4.039.563,84 TL, finansal kiralama borcunun ise 1.142.421,64 TL olduğu, borçların 2.897.142,00 TL’sinin ödendiği ve bilirkişi heyeti tarafından finansal kiralama konusu mallar rayiç hesapta “0” olarak belirtilmiş ise de fiilen ödenen tutarın aktife dahil edilmesi gerektiği, bu nedenle ödenen bedellerin ilgili yıllara ilişkin borca batıklığın giderilmesinde kaynak olarak değerlendirildiği, netice itibariyle öz kaynak değişim tablosuna göre 30/11/2016 tarihli borca batıklığın 2016 yılı sonunda % 7 azalarak (-) 6.865.828,00 TL, 2017 yılı sonunda % 47 azalarak (-) 3.619.851,00 TL, 2018 yılı sonunda % 86 azalarak (-) 493.262,00 TL, 2019 yılında (+) 1.722.721,00 TL olacağı ve şirketin borca batıklıktan kurtulacağı ifade edilmiştir. Kayyım … tarafından düzenlenen 25/04/2017 tarihli kayyım raporunda; şirketin faaliyetlerine devam ettiği, 31/03/2017 tarihi itibariyle 112 personel çalıştığı, revize iyileştirme projesinde 2017 yılı için öngörülen sermaye artışının henüz yapılmadığı, revize iyileştirme projesinde öngörülen satış hedefini % 86 oranında gerçekleştirdiği ve öngörülen kar hedefi üzerinde kar elde ettiği, cari, likidite ve net işletme sermayelerinin olumlu yönde geliştiği, SGK ve vergi borcu toplamının 585.758,54 TL olup bu tutarın 6736 sayılı kanun kapsamında yapılandırıldığı, şirketin yurt içi ve yurt dışı teslimleri nedeniyle üretime aralıksız devam ettiği belirtilmiştir. Bilirkişiler mali müşavir …, muhasebe finans bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. …, sektör bilirkişisi …, İcra İflas bölümü öğretim görevlisi Prof Dr. … ve makine mühendisi … tarafından düzenlenen 25/04/2017 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; şirketin sermayesinin 8.700.000,00 TL olduğu, rayiç değerlere göre 29/02/2016 tarihinde (-) 10.474.501,00 TL olan borca batıklığın 2.684.607,00 TL azalarak 30/11/2016 tarihinde (-) 7.789.894,00 TL, 31/03/2017 tarihinde ise (-) 7.246.117,00 TL olduğu ve şirketin borçlarının % 29’unu karşılayamadığı, 27/12/2016 tarihli revize iyileştirme projesindeki gelir hedeflerinin makul ve ulaşılabilir seviyede olduğu, 31/03/2017 tarihine kadar ciro hedefini % 86 oranında, net kar tutarını ise hedeflenen oranda gerçekleştirdiği, şirketin rasyo analizinde borçlarını karşılama oranının %71’den %78’e yükseldiği, şirketin aktiflerinin % 62’sinin duran varlıklarda oluşması sebebiyle çalışma sermayesine ihtiyacının olduğu, revize iyileştirme projesinde 2017 yılında 1.000.000,00 TL, 2018 yılında 1.000.000,00 TL, 2019 yılında 500.000,00 TL sermaye artışı öngörülmüş olup, özsermaye değişim tablosunda görülen karlılık ve sermaye artışı ile 27/12/2016 tarihli revize iyileştirme projesinin uygulanabilir, ciddi ve inandırıcı olduğu belirtilmiştir. Kayyım … tarafından düzenlenen 21/02/2018 tarihli kayyım raporunda; şirketin faaliyetlerine devam ettiği, 31/12/2017 tarihi itibariyle 90 personel çalıştığı, revize iyileştirme projesinde öngörülen satış hedefini % 67,42 oranında gerçekleştirdiği ve 01/01/2017-31/12/2017 dönemi için öngörülen 1.100.000,00 TL kar hedefinden daha az 776.891,36 TL dönem karı elde ettiği, cari, likidite ve net işletme sermayelerinin olumsuz bir gelişim olmadığı, SGK’ya 1.194.386,24 TL olan toplam borcunun 589.326,75 TL’sinin ve Boğaziçi Vergi Diaresine 711.541,90 TL olan toplam borcunun 94.157,43 TL’sini 6736 sayılı kanun kapsamında 18 ay taksitlendirdiği, şirketin yurt içi ve yurt dışı teslimleri nedeniyle üretime aralıksız devam ettiği belirtilmiştir. Bilirkişiler mali müşavir …, muhasebe finans bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. …, sektör bilirkişisi …, İcra İflas bölümü öğretim görevlisi Prof Dr. … ve makine mühendisi …’ tarafından düzenlenen 23/02/2018 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; şirketin 31/12/2017 tarihi itibariyle 87 çalışanı olduğu, sermayesinin 9.700.000,00 TL olup rayiç değerlere göre 31/10/2017 tarihinde (-) 5.049.549,00 TL borca batık durumda ve borçlarının % 16’sını karşılayamadığı, 31/10/2017 tarihine kadar ciro hedefini % 75 oranında, net kar tutarının ise hedeflenen oranda gerçekleştirdiği, şirketin rasyo analizinde borçlarını karşılama oranının %71’den %84’e yükseldiği, revize iyileştirme projesine uygun faaliyetine devam ettiği belirtilmiştir. Kayyım … tarafından düzenlenen 27/06/2018 tarihli kayyım raporunda; şirketin faaliyetlerine devam ettiği, 31/03/2018 tarihi itibariyle 83 personel çalıştığı ancak 15/03/2018 tarihinden itibaren nisan, mayıs ve haziran aylarında üretim tesisinin 10-15 gün çalıştığı ve bu süreçte işçilerin 30 gün sigortalı gösterildiği, revize iyileştirme projesinde öngörülen satış hedefini % 39,49 oranında, kar hedefini % 40,95 oranında gerçekleştirdiği, cari, likidite ve net işletme sermayelerinde negatif bir değişim olduğu, işletme sermaye ihtiyacının giderek arttığı, SGK’ya 1.502.469,90 TL, Boğaziçi Vergi Diaresine 1.138.595,69 TL, çalışan personele 31/03/2018 tarihi itibariyle 424.359,24 TL borcu olduğu ayrıca nisan ve mayıs aylarında ücret ödenmediği belirtilmiştir. Müdahale talep eden … mahkemeye sunmuş olduğu bila tarihli dilekçesinde; davacı şirketin, şirket sahibi olan … ile imzalanan 28/05/2018 tarihli devir sözleşmesi ile 9.700.000,00 TL nominal değeri karşılığında kendisine satışının yapıldığını, satış sonrasında yönetim kurulu yetkilerinin kendisine devredildiğini ve satışın karar ve pay defterine işlendiğini, yaptığı ödemeler ve verdiği taahhütlerden sonra 01/06/2018 tarihinde şirket yönetim kurulu üyeleri olan ve …’nun kardeşi olan … ile kayın biraderi …’nın saldırılarına maruz kaldığını, saldırı sırasında şirket karar ve pay defterlerine, ıslak imzalı sözleşme ve taahhütlere bu şahıslar tarafından el konulduğunu olaya ilişkin Silivri CBS’nin 2018/7361 soruşturma numarası ile yasal sürecin devam ettiğini, hali hazırda yapılan devir ile şirketin sahibi kendisi olduğu için, şirketin aynı zamanda başka şahıslara satışının talep edilmesi halinde onay verilmemesini ve yasal sürecin beklenmesini talep etmiştir. Müdahale talep eden … vekili Av. … de mahkemeye sunmuş olduğu 28/06/2018 havale tarihli dilekçesinde aynı hususlara değinerek ayrıca davacı şirketin başka bir şahsa daha satışının yapıldığını belirterek, davacı şirkete ait taşınır taşınmaz mallara ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. 12/07/2018 tarihli celsede Müdahale talep eden … dilekçesindeki beyanlarını tekrarla şirketin kendisine devredilmesini talep emiş, mahkemece “Bu aşamada hisse devirlerinin yapılmaması ve muvafakat verilmemesi konusunda kayyımın uyarılmasına, bu hususta muhtıra çıkartılmasına, Müdahale talep eden …’ın mahkemimizde 2018/659 esas sayılı dosyada şirket aleyhine dava açtığı da dikkate alınarak ispata ilişkin şartın sağlanmadığı anlaşılmış olmakla bu aşamada reddine,” karar verilmiştir. Şirketin 26/09/2018 tarih 2018/4 karar sayılı yönetim kurulu kararı ile şirketin yeni tek pay sahibinin … olduğunun tescil ve ilanına karar verilerek …, …, … ve … tarafından imzalanmış, yine aynı tarihli olağan genel kurul toplantısında şirketin tek pay sahibi …’ın şirketin yönetim kurulu başkanı olarak seçilmesine, şirketi münferit imza ile temsil ve ilzama yetkili olduğuna karar verilerek …, … ve … tarafından imzalanmış, pay defteri Bakırköy … Noterliğinin 26/09/2018 tarih ve … yevmiye numarası ile onaylanmıştır. Kayyım … tarafından düzenlenen 01/10/2018 tarihli kayyım raporunda; şirketin faaliyetlerine aralıklı üretim ile 15/07/2018 tarihine kadar devam ettiği, 30/09/2018 tarihi itibariyle 14 personel çalıştığı, revize iyileştirme projesinde öngörülen satış hedefini % 29,15 oranında gerçekleştirdiği, kar hedefinin 305.000,00 TL olduğu ancak (-) 315.602,83 TL zarar gerçekleştiği, cari, likidite ve net işletme sermayelerinde negatif bir değişim olduğu ve işletme sermaye ihtiyacının giderek arttığı, SGK’ya 1.502.469,90 TL, Boğaziçi Vergi Diaresine 1.158.846,34 TL borcu olduğu belirtilmiştir. 04/03/2019 havale tarihli …, … ve … imzalı dilekçe ile şirket devri hususunda mutabakat sağlandığı, devir sözleşmesinin imza altına alındığı ancak işlemlerin tamamlanması için onay gerektiği belirtilerek hisse devrinin onaylanması mahkemeden talep edilmiştir. Sunulan kayıtlara göre …’ın ayrıca … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti.’ni de devraldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili 07/03/2019 tarihli celsede “şirketin gerekli ödemeleri yapabilmesi için … ile görüşmeler yapılmış ve bir sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşmeyi de keşif yapılmadan önce mahkemeye sunduk. Gerek grup şirketler gerekse davaya konu olan şirket bakımından satış ve devri konusunda gerekli anlaşma sağlanmış ve noterdende devri yapılmıştır. Ancak kayyımın yetkisi sınırlandırıldığından kayyım onayı olmadığından dolayı devir sağlanamamıştır. Yeni alıcı …’da %100 kısmını almıştır. … zorunlu olan ihtiyaçlarını gidermek zorunda kalmıştır. Buna ilişkin ödemeleri makbuz halinde mahkemeye ibraz etmiştik. Bilirkişilere de gösterdik. Bugün sadece mahkemenizden bilirkişi raporlarının beklenilmesini ve ayrıca kayyıma da hisse devri konusunda onaylanma yetkisinin verilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyanda bulunmuş, mahkemece “Kayyımın yetkisi bakımından taleplerin bilirkişi raporlarının dönüşünden sonra celse arasında değerlendirmeye alınmasına, (bilirkişilere …’ın sermaye bakımından araştırılması için yetki verildiği de anlaşılmakla)” şeklinde karar verilmiştir. Kayyım … tarafından düzenlenen 13/05/2019 tarihli kayyım raporunda; 31/12/2018 tarihli e-defter olan yevmiye defteri beratının verilmemesi sebebiyle ibraz edilen mizanla mutabakat sağlanamadığı, şirketin faaliyetlerine aralıklı üretim ile 15/07/2018 tarihine kadar devam ettiği ancak bu tarihten sonra üretime ara verdiği, 31/12/2018 tarihi itibariyle 4 personel çalıştığı, şirketi satın almak isteyen …’ın 01/10/2018-31/12/2018 tarihleri arasında 154.715,22 TL harcama yoluyla şirkete finansman sağladığı ve bu tutarın ortaklara borç hesabında yer aldığı, davacı şirketin 30/09/2018 tarihi itibariyle … Ltd. Şti’den olan alacağının 31/12/2018 tarihi itibariyle 1.040.403,94 TL ortaktan alacağa dönüştürüldüğü, revize iyileştirme projesinde öngörülen satış hedefini % 14,85 oranında gerçekleştirdiği, 2018 yılı için 1.220.000,00 TL olan kar hedefinin gerçekleşmediği ve (-) 751.140,38 TL zarar ettiği, cari, likidite ve net işletme sermayelerinde negatif bir değişim olduğu ve işletme sermaye ihtiyacının giderek arttığı, SGK’ya 1.920.226,35 TL, Boğaziçi Vergi Diaresine 1.025.349,80 TL borcu olduğu ve her ikisinin de yapılandırıldığı, 31/12/2018 tarihi itibariyle personele 876.170,62 TL borcu olduğu, revize iyileştirme projesini gerçekleştirme imkanının bulunmadığı belirtilmiştir. Bilirkişiler mali müşavir …, muhasebe finans bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. …, sektör bilirkişisi …, İcra İflas bölümü öğretim görevlisi Prof Dr. …, mali müşavir … ve makine mühendisi …’ tarafından düzenlenen 06/09/2019 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda; şirkette 31/08/2018 tarihinden itibariyle işçi sayısında önemli düşüşler olduğu, 16/05/2019 tarihi itibariyle şirkette idare kadrosunda olan “1” işçi çalıştığı, şirkette gayri resmi işçi toplama yönetimi ile SGK’sız ve gece çalıştırmalarında yevmiye ile işçi çalıştırarak üretim yapmak suretiyle küçük çaplı siparişlere yanıt verdiğinin … tarafından ifade edildiği, ayrıca yapılan üretimle elde edilen ürünlerin … Ltd. Şti üzerinen satışının yapıldığı ve bu durumun davacı şirkete bir yarar sağlamadığı, davacı şirketin pasifize olduğu, şirketin e-defter beratlarının verilmediği, önceki incelemelerde mevcut olan … marka plastik enjeksiyon makinesi ile … marka plastik enjeksiyon makinesinin yerinde olmadığı, şirketin kasa hesabında 67.637,13 TL, bankalar hesabında 16.764,84 TL kaydi olarak görünmesine karşın bu tutarların fiili olarak tespit edilmediği ve rayiç değer hesabında “0” olarak alındığı, stoklar grubundaki ilk madde ve malzeme, yarı mamuller – üretim, mamuller, ticari mallar, diğer stoklar, verilen sipariş avansları toplamı olan 7.565.420,63 TL stokların fiili incelemede bulunmadığı, duran varlıkların (binalar hariç) rayiç değerinin 9.733.855,11 TL olduğu, şirketin 31/03/2019 tarihli kaydi değerlerine göre aktif toplamının 36.267.614,85 TL (12.313.224,96 TL dönen varlık, 23.954.389,89 TL duran varlık), borçlar toplamının 34.289.878,59 TL (kısa vadeli 22.405.049,97 TL ve uzun vadeli 11.884.828,62 TL), özvarlık toplamının (+) 1.977.736,26 TL olduğu, şirketin 31/03/2019 tarihli rayiç değerlerine göre aktif toplamının 23.896.911,29 TL (4.230.465,74 TL dönen varlık, 19.666.445,55 TL duran varlık), borçlar toplamının 34.289.878,59 TL (kısa vadeli 22.405.049,97 TL ve uzun vadeli 11.884.828,62 TL), özvarlık toplamının (-) 10.392.967,30 TL ile borca batık olduğu, aktiflerin borçları karşılama oranı 31/10/2017 tarihinde % 84 iken 31/03/2019 tarihinde % 70’e gerilediği, şirketin çalışma sermayesi ihtiyacının 8.608.008,00 TL’den, 18.174.584,00 TL’ye yükseldiği, sermaye ihtiyacının nasıl karşılanacağı hususunda somut veri olmadığı, iyileştirme projesinde 2019 yılı için 31.515.000,00 TL net satış öngörüldüğünden, 31/03/2019 tarihine kadar tekabül eden miktarın 7.878.750,00 TL olduğu ancak bu tarihe kadar net satış tutarının 7.500,00 TL ile hedeflenenin % 0,00095’i seviyesinde olduğu, aynı dönemde net kar olarak 1.350.400,00 TL hedeflendiği ancak (-) 99.529,45 TL zarar oluştuğu, tek ortak olan …’nun 24.250 adet olan tüm hisselerini 9.700.000,00 TL bedelle …’a devrettiği ancak hisseleri devralan …’ın hisse bedeline ilişkin ödeme yaptığına yada şirkete sermaye koyduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, 01/10/2018-31/12/2018 tarihleri arasında 154.715,22 TL harcama yoluyla şirkete finansman sağladığı iddiası mevcut ise de bunun belge ile tevsik edilmediği aslında bu tutarın davacı şirket kaynakları kullanılarak üretilen ürünlerin diğer grup şirketlerden olan … Ltd. Şti üzerinden satışının yapılarak elde edilen gelirin davacı şirkete borç verilmiş gibi gösterilmesinden kaynaklandığı, sonuç itibariyle şirketin (-) 10.392.967,30 TL ile borca batık olduğu, 18.174.584,00 TL sermaye ihtiyacı olup sermaye ihtiyacının nasıl karşılanacağı hususunda somut veri olmadığı, şirketin bir kısım makine ve stoklarının yerinde olmadığı, davacı şirketin içinin boşaltıldığı belirtilmiştir. 12/09/2019 tarihli celsede davacı vekili Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde hisse devrinin butlanı nedeniyle dava açtıklarını ve hisse devrinin onaylanmasına davacı şirket olarak razı olmadıklarını beyan etmiş, yine aynı celse …’ın feri müdahale talebine ilişkin “… vekilinin fer’i müdahil talebinin mahkememizin 2018/659 esas sayılı dosyasında da taraflar arasında dava devam ettiğinden yasal şartları taşımadığından reddine” karar verilmiştir. Kayyım … tarafından düzenlenen 11/10/2019 tarihli kayyım raporunda; e-defter olan yevmiye defteri beratı alınmadığı için ibraz edilen mizanla mali tabloların doğruluğu hususunda mutabakat sağlanamadığından şirket yetkilisi …, davacı vekili Av. … ile şirket mali müşaviriyle toplantı yapılması için şirkete gidildiğinde güvenlik görevlilerinin içeriye kimseyi almayacaklarını beyan ettiği, … ile görüşmesinin ardından sadece kayyımı içeri alacağını beyan ettiği, bu nedenle toplantı yapılamadığı sadece kendisi tarafından fabrika binası içinde açık olan katların gezildiği, güvenlik personeli dışında bir personel bulunmadığı ve şirketin üretim yapmadığı, revize iyileştirme projesinin gerçekleşme imkanının bulunmadığı, şirkette herhangi bir muhatabın ve çalışanın olmaması nedeniyle yönetimde kısır döngü oluştuğu belirtilmiş ayrıca kayyım istifa talebinde bulunmuştur. Mahkemenin 01/11/2019 tarihli ara kararı ile kayyım …’ın istifası kabul edilerek yerine …’nın atanmasına karar verilmiş, kayyım değişikliğine ilişkin gerekli ilanlar yapılmıştır. Kayyım … tarafından düzenlenen 20/12/2019 tarihli kayyım raporunda; 02/12/2019 tarihinde şirket yetkilisi …, şirket vekili ile fabrikanın bulunduğu adrese gidildiğinde görevlilerin jandarmaya haber verildiğini ve jandarma gelmeden içeriye alınmayacaklarını beyan etmeleri üzerine jandarma geldiğinde içeriye girildiği, …’ın şirketin %100 hissesini satın aldığını beyan etiği, davacı şirketin e-defter mükellefi olup mali mühür yükümlülüğünü yerine getirmediğinden mühür alamadığı ve e-defterlerinin yazdırılmadığı, şirketin gayri faal olup mesul müdür olarak 1 kişi çalıştığı, 2019 yılında (-) 205.119,46 zarar raporlandığı, şirketin devrine ilişkin ihtilaftan kaynaklı atıl halde gayri faal olduğu, 06/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özvarlık toplamının (-) 10.392.967,30 TL ile borca batık olduğunun tespit edildiği, bilirkişi heyetice değerlendirme yapılırken leasingli makinelerin de varlık olarak dikkate alındığı ancak Yargıtay içtihatları gereği şirkete ait olmayan varlıkların şirket varlıkları arasında yer almaması gerektiği, binaların rayiç değerinin ise bilirkişilerce henüz hesap edilmediği, şirketin borca batıklıktan kurtulabilmesi için 10-11 milyon TL bir nakit girdisi olması gerektiği, iyileştirme projesinde 2019 yılında borca batıklıktan kurtulacağı öngörülmüş ise de gelinen aşamada 11 milyon borca batıklığın sabit olması karşısında ve 2020 yılına ilişkin bir proje de bulunmadığından ve tedbir tarihinin de Yargıtay kararları gereği 5 yıldan fazla sürmeyeceği dikkate alındığında 1 yıllık sürede borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olmadığı, ortada uygulanabilir, ciddi ve inandırıcı bir projenin bulunmadığı ancak şirket ortağı yada hisseleri devraldığını belirten Rukiye Sayın’ın muvazaadan ari 10-11 milyon gibi bir sermayeyi getirmesi halinde şirketin borca batıklıktan kurtulabileceği belirtilmiştir. Gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi … 25/12/2019 tarihli raporunda özetle; davacı şirkete ait fabrikanın bulunduğu zemin+4 katlı betonarme karkas bina ve arsasının taşınmazın değerinin üzerinde bulunan takyidatlardan ari olarak 23.500.000,00 TL olduğu, taşınmaz üzerinde İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 332.261,00 TL, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 49.236,05 TL, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 278.937,35 TL, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 333.150,41 TL, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 172.208,67 TL, Bakırköy … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında 750.000,00 TL haciz ve … AŞ lehine 17.000.000,00 TL bedelle 1. derecede ipotek bulunduğu belirtilmiştir. Gayrimenkul değerleme raporundan sonra şirkete ait taşınmazın tespit edilen rayiç değeri de dikkate alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, kayyım raporu alınmamıştır. Davacı şirketin 29/02/2016 tarihinde (-) 10.474.501,00 TL, 30/11/2016 tarihinde (-) 7.789.894,00 TL, 31/03/2017 tarihinde (-) 7.246.117,00 TL, 31/10/2017 tarihinde (-) 5.049.549,00 TL borca batık halde olduğu, davacı şirketin 29/02/2016-31/10/2017 tarihleri arasındaki dönemde gerek sermaye artışı gerekse üretim ve borçların ödenmesi suretiyle iyileşme gösterdiği ancak bu tarihten sonra şirket verilerinin olumsuz yöne evrildiği, 03/03/2016 tarihli kayyım ön raporunda 132 olan personel sayısının gün geçtikçe azalarak 31/03/2018 tarihi itibariyle 83’e gerilediği ve 27/06/2018 tarihli kayyım raporunda ifade edildiği gibi 15/03/2018 tarihinden itibaren nisan, mayıs ve haziran aylarında üretim tesisinin 10-15 gün çalıştığı, cari, likidite ve net işletme sermayelerinde negatif bir değişim olduğu, bu aşamada şirketin satışının gündeme geldiği, müdahale talep eden … ile vekili Av. … mahkemeye sunmuş oldukları 28/06/2018 havale tarihli dilekçelerinde şirketin … tarafından alındığını ifade ettikleri, 04/03/2019 havale tarihli …, … ve … imzalı dilekçe ile şirket devri hususunda mutabakat sağlandığının mahkemeye bildirildiği ve devir yönünde mahkemeden izin talep edildiği ancak bu iznin verilmediği, buna rağmen …’ın fiili olarak şirketin yönetmeye başladığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyetinin 06/09/2019 tarihli ek raporunda şirkette fiilen …’ın bulunduğu, şirketin 31/03/2019 tarihinde (-) 10.392.967,30 TL ile borca batık halde olduğu, aktiflerin borçları karşılama oranının azaldığı, şirketin çalışma sermayesi ihtiyacının arttığı, iyileştirme projesinde 2019 yılı için öngörülen satış rakamlarına ulaşılamadığı, aynı dönemde kar elde etmediği zarara uğradığı, ayrıca şirketin bir kısım makine ve stoklarının yerinde olmadığı, şirketin kasa ve banka hesabında kaydi olarak görünen tutarların fiili olarak bulunmadığı, davacı şirketin içinin boşaltıldığı belirtilmiştir. Bu aşamadan sonra … ile davacı şirketin kayıtlı ortak ve yöneticileri arasında sorunlar yaşandığı, yağma, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçlardan karşılıklı savcılık dosyalarının bulunduğu, …’ın Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde şirketin devralındığından bahisle teslimi istemli dava açtığı, davacı şirketin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde hisse devrinin iptali istemiyle dava açtığı, ilerleyen süreçte şirketin üretimi bıraktığı, işçileri çıkarttığı ve idari pozisyondaki tek çalışanı dışında başka personeli olmadığı, şirketin e-defterlerinin yazdırılmadığı, 2019 yılında (-) 205.119,46 TL zarar raporlandığı, son kayyım raporuna göre borca batıklıktan kurtulması için 10.000.000,00-11.000.000,00 civarında nakit sermayenin şirkete getirilmesi gerektiği belirtilmiş ancak bu aşamada gayrimenkul değerleme uzmanının raporunu henüz dosyaya ibraz etmemiştir. 06/09/2019 tarihli bilirkişi heyet ek raporunda şirketin 31/03/2019 tarihli rayiç değerlerine göre aktif toplamının 23.896.911,29 TL (4.230.465,74 TL dönen varlık, 19.666.445,55 TL duran varlık), borçlar toplamının 34.289.878,59 TL (kısa vadeli 22.405.049,97 TL ve uzun vadeli 11.884.828,62 TL), özvarlık toplamının (-) 10.392.967,30 TL ile borca batık olduğu belirtilmiş olup 19.666.445,55 TL olan duran varlık için binalar 9.933.290,44 TL olarak hesaplamaya dahil edilmişdir. Taşınmaz dahil edilmeden duran varlıklar toplamının 19.666.445,55 TL – 9.933.290,44 TL = 9.733.155,11 TL olduğu, bu bedele gayrimenkul bilirkişi tarafından yapılan tespit gereğince taşınmaz bedeli 23.500.000,00 TL eklendiğinde 33.233.155,11 TL olup, toplam aktifin ise 4.230.465,74 TL dönen varlık + 33.233.155,11 TL duran varlık = 37.463.620,85 TL olduğu, borçlar toplamı 34.289.878,59 TL olduğundan özvarlık toplamının (+) 3.173.742,26 TL olduğu hesap edilmiştir. Bu durumda dosyaya yansıyan verilere göre şirketin borca batık olmadığı anlaşılmakla iflas kararı yerinde değildir. İflas erteleme sürecine giren davacı şirketin yönetimi açısından karmaşa mevcut olup, fiili olarak … tarafından idare edildiği, davacı şirketin satışı önce kabul ettiği, daha sonra hisse devrinin iptali için Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açtığı, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesin 2019/536 E. sırasında kayıtlı dosyanın derdest olduğu, …’ın ise Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinde şirketin devralındığından bahisle teslimi istemli açtığı davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/659 E. 2019/1175 K. sayılı kararı 05/12/2019 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, yine taraflar arasında soruşturma dosyaları ile husumet olduğu, kayden şirketin tek ortağı … olmasına rağmen, fiilen …’ın idare ettiği, tüm bu hususlar nazara alınarak mahkemece yönetim kayyımı atanmasına karar verilmesi gerekirken bu yönde bir işlem yapılmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca ilk derece mahkemesince her ne kadar …’ın müdahillik talebinin reddine karar verilmiş ise de; şirketin fiili olarak … tarafından idare ediliyor olması, … ile imzalanan 28/05/2018 tarihli devir sözleşmesi, şirketin 26/09/2018 tarih 2018/4 karar sayılı yönetim kurulu kararı, mahkemeye sunulan 04/03/2019 havale tarihli …, … ve … imzalı dilekçe de dikkate alındığında, müdahillik talebinin reddi yönündeki karar da hatalıdır. Açıklanan nedenlerle; her ne kadar davacı şirketin çalışanı olmadığı, üretim yapmadığı, gayrifaal olduğu tespit edilmiş ise de, aşamalarda alınan bilirkişi raporlarında heyete gayrimenkul değerleme uzmanı dahil edilmediği, ilk alınan raporda tespit edilen taşınmaz değeri ile son rapordaki değeri arasında büyük fark olduğu, dosyaya yansıyan kayıtlar itibariyle yapılan hesaplamada şirketin borca batık olmadığı, buna rağmen mahkemece karar tarihine yakın rayiç değerlere göre rapor alınmadığı anlaşılmakla, mahkemece öncelikle Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesin 2019/536 E. sırasında kayıtlı dosya akıbeti sorularak şirkete yönetim kayyımı atanması, şirketin güncel rayiç değerlerine göre borca batık olup olmadığının tespit edilmesi, müdahale talep eden …’ın yapmış olduğunu iddia ettiği ödemelere ilişkin kayıtlar istenerek kayyım ve bilirkişi heyetince şirket kayıtları ile karşılaştırılarak denetlenmesi gerektiğinden, istinaf yoluna başvuran davacı şirket ve asli müdahillerin, istinaf başvurularının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine, müdahale talep eden …’ın müdahale talebi ilk derece mahkemesince kabul edilmediğinden istinaf isteminin bu nedenle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Müdahale talep eden …’ın istinaf isteminin REDDİNE, 2-Davacı vekilinin ve asli müdahiller … ve … vekilinin, asli müdahiller … Tic. Ltd. Şti. ve … vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/182 E. 2020/60 K. Sayılı ve 23/01/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 4-Davacı, asli müdahiller …, …, …, … Ltd. Şti. tarafından ayrı ayrı yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 5-Davacı, asli müdahiller …, …, …, … Tic. Ltd. Şti. tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/07/2021