Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/745 E. 2021/1358 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/745
KARAR NO: 2021/1358
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/667 Esas
KARAR NO: 2021/493
KARAR TARİHİ: 07/04/2021
DAVA: İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … A.Ş.’nin davalı … A.Ş.’ye hizmet verdiğini, davalı firmanın müvekkili şirkete hizmet bedelini ödemediğini, müvekkili şirketin davalı firma aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün …3 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını, davalı firmanın söz konusu icra takibine itiraz etmesi üzerine müvekkili şirketin İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1084 E. sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açtığını, anılan mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu kararın kesinleşmesi üzerine takibe devam edildiğini, takibe devam edilmesine rağmen müvekkili şirketin alacağını tahsil edemediğini, ilgili takibin iflas yoluyla takibe çevrildiğini, söz konusu takibin kesinleştiğini, müvekkili şirketin davalı şirketten dava tarihi itibariyle 11.144,11 TL alacağı bulunduğunu, iflas yoluyla takibe rağmen müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesi üzerine davalı borçlu hakkında iflas davası açılması zarureti doğduğunu belirterek davalı firmanın iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili … A.Ş.’nin davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin köklü bir ilaç firması olduğunu, davacı şirketin başlattığı icra takibine itiraz edildiğini, davacı şirketin itiraz üzerine duran takibi harekete geçirmek için itirazın iptali davası açtığını, söz konusu davada müvekkili şirketin davacının keşide ettiği faturaya 8 gün içerisinde itiraz etmemiş olması sebebiyle borçlu olduğuna kanaat getirildiğini, söz konusu faturanın taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispatlamadığını, müvekkili firmanın davacı şirkete borçlu olduğu varsayılsa dahi davacı şirketin başlatmış olduğu iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrinin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, davacı şirketin kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, davacı şirketin dava konusu takibi mesnetsiz iddialarla başlattığını belirterek davanın reddine, davacı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, depo kararına esas teşkil eden alacak miktarının davacı tarafça verilen kesin süre içinde depo edilmiş olması nedeniyle ortadan kalkmış olduğundan esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; davalının, davacı şirkete herhangi bir borcu olmamasına rağmen iflastan kurtulmak için depo kararı doğrultusunda ödeme yaptığını, biran için davalının davacı şirkete borcu olduğu düşünülse dahi iflas takibine ilişkin ödeme emri müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, bu sebeple davanın açılmasına davalı şirket sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflasının istemine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK nun 154 vd maddelerinde iflas yoluyla takip düzenlenmiştir. Maddede, İflas yolu ile takipte yetkili merciinin, borçlunun muamele merkezinde bulunan icra dairesi olduğu, 154/3.fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Maddedeki iflas davasının açılacağı yetkili yer mahkemesinin yetkisi, mutlak yetki olup, kamu düzenine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani aynı yasanın 115.maddesinde belirtildiği gibi, mahkemece, davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olay değerlendirildiğinde, dava, davalı borçlunun sicil adresinin yetki çevresinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. 156/4 fıkrada ise, iflas istemek hakkının ödeme emrinin tebliğ tarihinden bir sene sonra düşeceğine yer verilmiştir. Bu süre hak düşürücü süre olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir ve süresinde açılmayan dava reddedilir. Ayrıca, iflas ödeme emri tebliğ edilmeden açılan takipli iflas davası dinlenemeyeceğininden, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve diğer şartlarının re’sen incelenmesi gerekecektir. Dosya kapsamına göre, davacı alacaklının davalı şirket hakkında davalı şirkete verilen hizmetin bedeli ödenmediğinden bahisle ticari defter ve kayıtlarında yer alan toplam 6.138,37 TL alacağın tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esasına kayıtlı dosyası ile adi takip başlattığı, borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1084 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinaf incelemesi sonucu kesinleştikten sonra davacı başlatmış olduğu icra takip yolunu, 18/11/2019 tarihinde mahkeme ilamında hükmedilen miktarın ferileri ile birlikte ( icra inkar tazminatı, yargılama gideri vekalet ücretinin faizi ile birlikte ) İİK 43/2 maddesi uyarınca iflas yolu ile takibe çevirdiği, ödeme emrinin davalı borçlu vekiline e-posta yoluyla 03/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, dava konusu depo kararına esas teşkil eden alacak miktarının davalı tarafça ödenmiş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 331/1 maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. Mahkemece dava açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğu diğer bir deyişle hangi tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiği tespit edilerek o taraf aleyhine avukatlık ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekir. Davalı vekili, davalının, davacı şirkete herhangi bir borcu olmamasına rağmen iflastan kurtulmak için depo kararı doğrultusunda ödeme yaptığını, biran için davalının davacı şirkete borcu olduğu düşünülse dahi iflas takibine ilişkin ödeme emri müvekkil şirkete tebliğ edilmediğini, bu sebeple davanın açılmasına davalı şirket sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı uhdesinde bırakılmasını talep etmiş ise de, davacının alacağı, kesinleşmiş mahkeme ilamına dayandığı, ödeme emrinin borçlu vekiline e-posta yoluyla 03/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiş, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılması hukuka uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan başvuru ve karar harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1.b.1 ve İİK’nın 164/2 bendi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/12/2021