Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/703 E. 2022/236 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/703
KARAR NO: 2022/236
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/642
KARAR NO: 2021/83
DAVA TARİHİ: 09/02/2017
KARAR TARİHİ: 27/01/2021
DAVA: Kayıt Kabul
KARAR TARİHİ: 02/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Kuveyt vatandaşı olduğunu, müvekkilinin Türkiye’deki … Bankasındaki hesabına para gönderirken yanlışlıkla davalı firmanın hesabına para gönderdiğini, davalı firmanın iflas etmesinden dolayı … Bankası tarafından yatırılan paranın iflas müdürlüğüne gönderildiğini, davalı şirketin iflasına ilişkin işlemlerin İstanbul Anadolu … İcra İflas Müdürlüğü’nün … iflas numaralı dosyası üzerinden devam ettiğini, paranın iadesi için iflas müdürlüğüne başvurulduğunu ancak söz konusu olayın yargılamayı gerektirdiğinden para iade taleplerinin reddedildiğini, müvekili ile davalı şirket arasında herhangi bir alacak – verecek ilişkisinin bulunmadığını beyan ederek müvekkili tarafından davalı şirkete gönderilen 82.644,63 USD tutarındaki paranın üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, sehven gönderilen söz konusu bedelin müvekkiline iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde iddia edilenin aksine söz konusu paranın yanlışlıkla müflis şirketin banka hesabına gönderilmesinin mümkün olmadığını, banka eft-havale işlemlerinde paranın gönderileceği hesap sahibinin isminin eksiksiz ve tam olarak yazılmaması halinde yatırılan paranın gönderenin hesabına iade edileceğini, bu durumun ise davacının parayı gönderirken davalı müflis … Ltd. Şti.’nin unvanını tam ve eksiksiz olarak yazdığını göstermekte olduğunu, dava konusu para 15/03/2016 tarihinde müflis hesabına göndermişken davacı yanın iflas müdürlüğüne ilk olarak 01/08/2016 tarihinde başvurduğunu, yanlışlıkla gönderilen bir para için bu kadar uzun süre işlem yapılmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı müflis hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/431 E. 2016/161 K. sayılı dosyasında 16/03/2016 tarihi saat 17.40 itibariyle iflas kararı verildiğini, dava konusu paranın müflis hesabına 15/03/2016 tarihinde gönderildiğini, davacı ve davalı şirket yöneticilerinin iflas kararı sebebiyle iflas masasından mal kaçırmaya çalıştıklarını, söz konusu bedelin alacaklılar listesinde gözükmemesinin de iflas masasından mal kaçırma niyetini ortaya koyduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 06/11/2019 tarih, 2018/1280 E. 2019/1141 K. sayılı kararı ile “Müflisin iflasından sonra açılan ve iflas masasına yöneltilen bu davanın kayıt kabul davası niteliğinde bulunduğu, davacının müflisin iflasından bir gün önce müflis adına havale ettiği parayı sehven gönderdiği iddiasıyla iadesini talep ettiği, bu talebini iflas idaresine bildirmesi ve kayıt kabul talebinde bulunması gerektiği, talebinin reddi halinde 15 gün içinde Ticaret mahkemesine Kayıt Kabul davası açması gerektiği halde iflas masasına hiçbir başvuru yapmaksızın alacak davası şeklinde iflas müdürlüğüne bu davanın yöneltilmesi usule aykırı olduğundan davanın reddine” karar verilmiştir. Karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 14/10/2020 tarih, 2020/1579 E. 2020/116 K. sayılı kararıyla; “iflas masasına kayıt kabul davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılmasının bir ön şart olmadığı, doğrudan mahkemeye başvurulabileceği, … İİK 236.maddesi hükmü değerlendirilerek taraf delillerinin toplanması ve davacının dava konusu talebi yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiğinden” davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 27/01/2021 tarih, 2020/642 E. 2021/83 K. sayılı kararı ile; “Mali bilirkişi tarafından davalı müflisin iflas idaresinde bulunan ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde; müflis masasına … Bankası A.Ş.’den 11/07/2016 tarihinde 257.020,09 TL. üzerine 21/02/2017 tarihinde tedbir konulduğu, davacı şirket ile davalı müflis şirket arasında daha önce bir kez ticari ilişki bulunduğu, 2013 yılında çim halı alımı yapıldığı, o tarihte davacı tarafından davalının banka hesabına 133.875 USD ödeme yapıldığı, bunun dışında aralarında bir ticari ilişki olmadığı, davacı ile davalı müflis şirket tarafından başka bir ticari ilişki kurulduğuna ve buna istinaden 15/03/2016 tarihinde davaya konu edilen 82.644,63 USD ödendiğine dair herhangi bir anlaşma, yazışma, sipariş gibi somut bir belge olmadığı, müflisin ticari defter ve kayıtlarında davacıdan alacağı olduğuna ilişkin bir bakiye alacak kaydı bulunmadığı, davacı tarafından bu paranın sehven müflis şirket hesabına gönderildiği kanaatine varılarak, 82.644,63 USD’nin iflas tarihi olan 16/03/2016 tarihindeki Dolar kuru karşılığı 241.165,20 TL. üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle, “Davanın kısmen kabulü ile 241.165,20 TL davacı alacağının davalı müflis …’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, davacı yan tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediğini, dava konusu paranın gönderimine ilişkin banka dekontu ve talimat örnekleri sunulmadığını, sadece paranın geri iadesine ilişkin apostil şerhi olamayan belge fotokopileri sunulduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde müflis şirket ile hiçbir ticari ilişkisinin olmadığını ileri sürmesine karşılık cevap dilekçesi ile bazı kurumlardan bilgi ve belgelerin getirtilmesinin taraflarınca talep edilmesi üzerine bu sefer geçmişte ticari ilişki olduğunu ancak dava konusu paranın sehven gönderildiğini ileri sürdüğünü, davacı yan tarafından sunulan “iptal talebi” başlıklı belgenin alt tarafında havale bilgileri kısmında açıklama olarak “İnşaat Ücreti” yazmakta olup bu durumda ödemenin sehven yapılmadığını, yine aynı iptal talebi başlıklı belgenin “Açıklama” isimli bölümünde “Lütfen ödeme talimatını iptal ediniz ve ödemeyi tavsiye gereğince tarafımıza geri gönderiniz” yazdığını, bu beyanında paranın sehven değil davacı tarafından verilmiş bir talimat sonucu gönderildiğini göstermekte olduğunu, ayrıca havale bir ödeme aracı olup davacının borcuna karşılık ödemeyi gerçekleştirdiğini ve alacaklı olduğunu ise ancak yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, İİK’nun 236. maddesine dayalı olarak açılan iflas masasına kayıt kabul istemine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, 82.644,63 USD’yi 15/03/2016 tarihinde kendi hesabına gönderirken yanlışlıkla davalı müflis şirket hesabına gönderdiği iddiası ile bu bedelin iadesini talep etmiş olup, davacı tarafından yapılan havale işleminden bir gün sonra davalı şirketin İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/431 E. 2016/161 K. sayılı ve kararı ile 16/03/2016 günü saat 17:40 itibariyle iflasına karar verildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … İflas dosyasından mahkemeye gönderilen 20/03/2019 tarihli cevabi yazıda, müflis şirket hakkında iflas kararının kesinleşmediği ve ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığı, görevli iflas idaresi bulunmadığından tasfiye işlemelerinin resen yürütüldüğü, dosyada henüz sıra cetvelinin düzenlenmediği ayrıca davacının alacak kaydı yaptırmadığı bildirilmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … İflas dosyasından mahkemeye gönderilen 24/06/2019 tarihli cevabi yazıda ise, davacının dosyaya alacak kaydı yaptırmadığı, 28/07/2016 havale tarihli dilekçesi ile “yanlışlıkla yatan paranın iadesi” talebini sunduğu bildirilmiş olup, yazı ekinde gönderdikleri 28/07/2016 tarihli dilekçede davacı vekilinin, müvekkilinin Kuveyt vatandaşı olduğunu, müvekkilinin Türkiye’deki … Bankasındaki hesabına para gönderirken yanlışlıkla müflis şirketin hesabına gönderdiğini, bankadan paranın iadesini talep etmelerine rağmen iade edilmediğini, müflis şirketle hiçbir alacak-verecek ilişkisi olmadığını belirterek müflis şirket hesabına hatalı olarak gönderilen paranın, geldiği bankaya iadesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Müflis şirket kayıtlarında yaptırılan inceleme neticesinde mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; “müflis şirketin 2013-2014 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, 2015 yılı yevmiye defterinin ise kapanış tasdikinin yaptırılmadığı, Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde … Bankası’nın (…) 04/07/2016 tarihli yazısının Arapça’dan Türkçe’ye … tercüme Bürosu kaşesi tercümesinin sunulduğu, “ilgili makama” başlıklı tercümeye yazıda özetle; “15/03/2016 tarihinde müşterinin özel talimatına göre; … referans no.lu 82.644,63 USD tutarında virman talimatı gerçekleştirildiği, müşterinin yazılı talimatla transfer edilen tutarın iadesini talep ettiği, transferin hatalı gerçekleştirildiğini, Lehtar bankaya ödeme talimatının iptali için talepte bulunulduğunu, ilişikteki fesih talebine göre; paranın bankaya iadesinin istendiğini, bu yazının memur yükümlülüğü bulunmaksızın müşterinin talebi üzerine düzenlendiğini, bankanın teminatını oluşturmadığı” hususlarının bildirildiği, Müflis İdaresi’ne 30/03/2018 tarihli derkenar ile başvurularak bilirkişi inceleme talebinin iletildiği ve 03/04/2018 tarihinde derkenara İflas İdaresi tarafından verilen cevabi yazıda “…müflis şirkete ait 2013, 2014 ve 2015 dönemlerine ait ticari defterlerin (yevmiye, kebir ve envanter) defterlerinin müflis şirket tarafından teslim edildiği…” bilgisinin verildiği, davacının müflis idaresine yaptığı 15/03/2016 tarih 82.644,63 USD ödemenin varlığı muhasebe kaydının müflis idaresinde 2016 yılına ait ticari defterler olmadığından incelenemediği, İflas İdaresi tarafından 04/10/2016 tarihinde SMMM bilirkişi vasıtasıyla; müflis şirketin 2013,2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerinin yapılan incelemesinde de müflis şirketin 2013,2014 ve 2015 yıllarına ait 120 Alıcılar ve 128 Şüpheli Ticari Alacaklar hesabında davacının davalı müflise herhangi bir borcu olduğuna yada 320 Satıcılar hesabında davalı müflis şirketin davacıya borcu olduğuna ilişkin bir bakiyenin yer almadığı, Davacının cevaba cevap dilekçesinde sunduğu sözleşmeye göre; davalı müflis şirket ile aralarında 2013 yılında 133.875,00 USD tutarında ticari ilişki olduğu ve ödemesinin aynı yılda yapıldığı, Ancak dava dosyası içeriğinde davacı ile davalı müflis şirket arasında yeni bir ticari ilişki kurulduğu ve buna istinaden de davalı tarafından 15/03/2016 tarihinde davaya konu edilen 82.644,63 USD’nin ödendiğine ilişkin herhangi bir anlaşma, yazı, sipariş, v.b. somut bir belge görülemediği, bu nedenle davacının müflis şirkete 82.644,63 USD’yi müflis şirket ile yeniden kurulan bir hukuki veya ticari ilişkiye istinaden verdiğinin bu aşamada belirlenemediği” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda da açıkça ifade edildiği üzere, müflis şirketin 2016 yılına ait ticari defterleri incelenememiştir. Davacı tarafından dava konusu havale 15/03/2016 tarihinde yapıldığından, bu tarih itibariyle müflis şirket kayıtlarının incelenmesi gerekmektedir. Yine bilirkişi raporunda “Davacının cevaba cevap dilekçesinde sunduğu sözleşmeye göre; davalı müflis şirket ile aralarında 2013 yılında 133.875,00 USD tutarında ticari ilişki olduğu ve ödemesinin aynı yılda yapıldığı,” belirtilmiş ise de ödemenin yapılmış olduğunun nasıl tespit edildiği anlaşılamamaktadır. Zira müflis şirket kayıtlarında bu ödemeye ilişkin defter görüntüsü de rapora eklenmemiştir. müflis şirket kayıtlarında bu ödemenin yapıldığına dair bir kayıt olup olmadığı tespit edilmemiştir. Davacı tarafından tercümesi sunulan “iptal talebi” başlıklı belgenin altında havale bilgileri kısmında “İnşaat Ücreti” açıklaması yer almakla birlikte, yapılan havale işlemine ilişkin davalı müflis şirkete ait banka kayıtlarının, dava konusu havale ve iptal talebine ilişkin işlem açıklamalarının da yer aldığı belgelerin getirtilmesi gerekmektedir. Davacı tarafından dava konusu paranın davacının kendi hesabına gönderilmek istenirken sehven müflis hesabına gönderildiği iddia edilmektedir. Davalı vekili ise paranın yanlışlıkla müflis şirketin banka hesabına gönderilmesinin mümkün olmadığını, banka eft-havale işlemlerinde paranın gönderileceği hesap sahibinin isminin eksiksiz ve tam olarak yazılmaması halinde yatırılan paranın gönderenin hesabına iade edileceğini savunmaktadır. Bu durumda ilgili banka kayıtları getirtildikten sonra davalı savunması kapsamında bankacı bir bilirkişiden rapor alınarak gerçekleştirilen havale işleminde gönderen tarafından yazılması zorunlu unsurların neler olduğu tespit edilmelidir. Yerleşik Yargıtay Kararlarına göre; havale borç ödeme vasıtası, bir çeşit ödeme aracı olup aksi ispat edilmediği takdirde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı karine olarak kabul edilmektedir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu iddia eden davacı ise bu iddiası ispatla mükelleftir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece eksiklikler ikmal edildikten sonra yeni bir bilirkişiden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/642 E. 2021/83 K. Sayılı 27/01/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine İADESİNE, 3-Davalı tarafça yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/03/2022