Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/632 E. 2021/1137 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/632
KARAR NO: 2021/1137
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/547 Esas
KARAR NO: 2021/137
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; ava dışı … Ltd. Şti. ile davalı /borçlu … Sigorta A.ş. arasında 17.04.2019 – 17.04.2020 tarihlerini kapsayan … numaralı geniş kapsamlı yangın paket katılım (Endikatif ) Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, sigorta korumasının teminat kapsamında olduğu dönem içerisinde yine koruma kapsamına alınan sigorta ettirene ait fabrikada 06.06.2019 tarihinde oldukça büyük, basına yansıyacak şekilde bir yangın çıktığını ve fabrika binası yanmış bir başka ifade ile riziko gerçekleştiğini, bu bağlamda dava dışı … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. ile müvekkil şirket … Ltd. Şti. arasında 10.06.2019 tarihli Alacağın Temliki Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmeye istinaden söz konusu şirketlerin, temlik borçlusu … Sigorta A.Ş.’den olan alacağının 1.148.907,77 USD tutarındaki kısmını müvekkili olan şirket adına temlik ettiğini, söz konusu temlik sözleşmesi 12.06.2019 tarihinde … Sigorta A.Ş.’ye teslim edildiğini, anlatılanlardan anlaşılacağı üzere, müvekkilinin davalı şirket … Sigorta A.Ş.’den zikredilen temlik sözleşmesine istinaden 1.148.907,77 USD alacağı bulunmakta olduğunu, alacağın tahsili noktasında müvekkilince yapılan tüm girişimlerin sonuçsuz kalması sebebiyle işbu alacağın tahsili İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından davalı-borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış ise de takibimiz davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazları üzerine durduğunu tüm bu nedenlerle davalı/borçlunun ; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına haksız olarak yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalının dava değerinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın temlik alacağını iddia ettiği … LTD. ŞTİ’nin müvekkili olan şirket uhdesinde kesinleşmiş bir alacağının olmadığını, davacının temlik alacağının geçerliliğinin münazaalı olduğunu, sigorta alacaklarının temlik edilemeyeceğini, sigortacının sigorta tazminatını sigortalısı yada vekilinden başkasına ödemesinin kanunen yasak olduğunu, müvekkiline karşı hem temlik eden sigortalı tarafından hem de is bu davanın davacısı temlik alan tarafından avnı alacak için acılan davaların birbirinden bağımsız yürütülmesi müvekkilinin yargı kararları ile aynı alacağı mükerrer ödemesine sebebiyet vereceğini, bu sebeple her iki yargılamanın hükümlerinin uyumlu olması gerekmekte olduğunu, bu husus adalete güven ilkesinin olmaz ise olmazı olduğunu, bu durumda Tahkim yargılamasının neticesinin beklenmesi va da birlikte yürütülmesi gerekmekte olduğunu, davacı taraf her ne kadar talebini yabancı para üzerinden talep etmekte ise de, davaya konu poliçe dövizli poliçe olmayıp davacının alacağı olduğu kanaatine varılması halinde davacı ancak temlik aldığı tarihteki döviz kuru üzerinden Türk parası ile talep hakkının olduğunu, zira müvekkilinin sigortalısına düzenlediği poliçe kapsamında hiçbir halde yabancı ülke parası üzerinden borcu ve sigortalının da yabancı ülke parası üzerinden alacağı olmayacağını, hiç kimse alacağından fazlasını temlik edemeyeceğini, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemekle kaydıyla, her halde davacı bütün iddialarını ayrıntılı olarak hukuken geçerli ispat vasıtaları ile ispat etmek zorunda olduğunu, temlikinin geçerli olduğunu, temlik edenin alacağını, alacak miktarını, temlik sebebi ile müvekkilinin sorumluluğunu, meri mevzuat ve poliçe şartları itibarı müvekkilinin sorumluluğunun ispat edilmesinin gerektiğini tüm bu nedenlerle mesnetsiz ve haksız yere müvekkilini mükerrer ödeme yapmaya matuf, herhangi bir mesnedi olmadan müvekkili aleyhine açılan iş bu davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” davacı şirketin 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesine istinaden davalı borçlu sigorta şirketi aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava dışı … Ltd. Şti.nin davalı sigorta şirketinden olan sigorta alacağının tahsilinin talep edildiği, davacı şirketçe 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesini dava dışı … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti ile akdedildiği belirtilmiş ise de, dosyaya ibraz edilen, takibe dayanak 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesi başlıklı sözleşme taraflarının davacı … ile dava dışı … olduğu, dava dışı (feri müdahil) …’in adının sözleşmenin hiçbir yerinde yer almadığı ve sözleşme altında … adına atılmış herhangi bir imzanın bulunmadığı, … ile … adlı şirketler arasında organik bir bağ bulunsa dahi iki ayrı tüzel kişilik oldukları, hasar dosyası kapsamında gönderilen … numaralı 17/04/2019 başlangıç, 17/04/2020 bitiş tarihli sigorta poliçesinde sigortalı hanesinde … Ltd. Şti’nin adının yazılı olduğu, sigorta poliçesinde 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde alacağı temlik eden … Ltd. Şti’nin adının yer almadığı, dolayısıyla alacağın temliki işleminin, temlik eden … Ltd. Şti’nin söz konusu alacak üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığından geçersiz olduğu, feri müdahil … Ltd. Şti’nin söz konusu temlik sözleşmesine muvafakat veya onay verdiğine dair de bir belgenin dosya kapsamında yer almadığı görülmekle; sonuç itibariyle takibe ve davaya dayanak 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde alacağı temlik eden … Ltd. Şti’nin temlike konu alacak üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığı ve temlik sözleşmesinin geçersiz olduğu ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; 10/06/2019 tarihli iki ayrı temlik sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmelerden biri müvekkil ile dava dışı … şirketi arasındayken aynı tarihli diğer temlik sözleşmesi müvekkil ile … şirketi ile ve feri müdahil sigortalalı … şirketi arasında akdedildiğini feri müdahil sigortalı …’in de imzası bulunan “alacağın temliki sözleşmesi” mahkemenin 02.12.2020 tarihli celse 1 no’lu ara kararı uyarınca 16.12.2020 tarihinde dosyaya sunduklarını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, sigorta poliçesi kapsamında temlik alınan sigorta bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 10/06/2019 tarihli alacağın temlik sözleşmesine istinaden toplam 1.177.654,07 TL alacağın tahsili için takip başlattığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Somut olayda, dava dışı … şirketi ile davalı sigorta şirketi arasında geniş kapsamlı yangın paket katılım sigorta poliçesi düzenlendiği, sigorta teminat süresi içinde, 06/06/2019 tarihinde sigortalı iş yerinde yangın çıktığı, 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile temlik eden sigortalı alacaklının, sigorta şirketinden olan alacağının 1.148.907,77 USD tutarındaki kısmını davacı şirkete temlik edildiğinden bahisle alacağın tahsili amacıyla sigorta şirketi ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe süresi içinde itiraz edilmesi nedeniyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, dosyaya ibraz edilen, takibe dayanak 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesi başlıklı sözleşme taraflarının davacı … ile dava dışı … olduğu, dava dışı (feri müdahil) …’in adının sözleşmenin hiçbir yerinde yer almadığı ve sözleşme altında … adına atılmış herhangi bir imzanın bulunmadığı, … ile … adlı şirketler arasında organik bir bağ bulunsa dahi iki ayrı tüzel kişilik oldukları, dolayısıyla takibe ve davaya dayanak 10/06/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesinde alacağı temlik eden … Ltd. Şti’nin temlike konu alacak üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar 10/06/2019 tarihli iki ayrı temlik sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmelerden biri müvekkil ile dava dışı … şirketi arasındayken aynı tarihli diğer temlik sözleşmesi müvekkil ile … şirketi ile ve feri müdahil sigortalalı … şirketi arasında akdedildiğini feri müdahil sigortalı …’in de imzası bulunan “alacağın temliki sözleşmesi” Mahkemenin 02.12.2020 tarihli celse 1 no’lu ara kararı uyarınca 16.12.2020 tarihinde dosyaya sunduklarını, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini ileri sürmüş ise de davacı, icra takibininde 10/06/2019 tarihli tek bir temlik sözleşmesine dayandığı, takibe dayanak belge olarak sunduğu temlik sözleşmesinin sigortalı … şirketinin de bulunduğu temlik sözleşmesi değil sadece dava dışı … şirketi ile düzenlenen temlik sözleşmesi olduğu görülmüştür. Mahkemenin kararında belirtildiği üzere itirazın iptali davalarının en önemli niteliği, bu davaların icra takibine bağlı, takibin devamına ya da iptaline yol açacak davalar olmasıdır. Bu nedenle, bu davalarda takip talebinde takip dayanağı olarak gösterilen belgeye bağlı olarak yargılama yapılmalıdır. İtirazın iptali davalarının icra takibine bağlı davalardan olmasının doğal sonucu; davacının icra takibine konu edilen alacağının varlığını kanıtlamasının zorunlu olmasıdır. İtirazın iptali davasının konusu, ilamsız icra takibine borçlunun yaptığı itirazın haklı olup olmadığıdır. Mahkeme itirazın haklı olup olmadığını tespit ederken icra takibinin dayandığı takibi esas almalıdır. Alacaklı takip yapılırken dayanmadığı bir belgeye dayanarak itirazın iptali davası açamaz. Yargıtay HGK 14.12.2011 tarih, 2011/19-617 Esas, 2011/749 Karar, 03.05.2006 tarih 2006/19-260 Esas, 2006/251 Karar sayılı kararlarında bu husus ” “İtirazın iptali davası, itiraz üzerine duran ilamsız icra takibinin devamını amaçlayan ve dayanağı olan icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan bir dava türüdür. İİK.nun 58.maddesine göre takip talebinde borcun sebebinin gösterilmesi ve borç bir belgeye dayanıyorsa bu belgenin takip talebine eklenmesi gerekir. İİK.nun 60.maddesine göre de ödeme emrinin takip talebine uygun olarak düzenlenmesi gerekmektedir. Ödeme emrini alan borçlu borcun sebebine ve takibin dayandığı belgeye göre aleyhindeki ilamsız icra takibine itiraz edebilir. Bu durumda alacaklı süresi içerisinde ancak takip talebinde gösterilen belgeye dayanarak itirazın iptali davası açabilir. Başka bir anlatımla alacaklı, takibinde dayanmadığı bir belgeye itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak dayanamaz ” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan nedenlerle itirazın iptali davası, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını amaçlayan ve dayanağı olan icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan bir dava türü olup, alacaklı süresi içerisinde ancak takip talebinde gösterilen belgeye dayanarak itirazın iptali davası açabileceği gözetildiğinde icra takibinde gösterilen belge ile davaya dayanak yapılan belgenin farklı olduğu bu nedenle alacaklı takip yapılırken dayanmadığı bir belgeye dayanarak itirazın iptali davası açamayacağı, takibe dayanak yapılan temlik sözleşmesinde de temlik eden … Ltd. Şti’nin temlike konu alacak üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı peşin yatırıldığından harç alınmasına yer olmadığına, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/11/2021