Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/62 E. 2021/741 K. 07.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/62
KARAR NO: 2021/741
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/162
KARAR NO: 2020/626
KARAR TARİHİ: 07/10/2020
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 07/07/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 vd. maddeleri gereği müvekkilleri hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, konkordatonun tasdiki için m. 305’te öngörülen şartlar gerçekleşmediğinden tüm davacıların konkordato tasdik taleplerin reddine, davacılardan borçlu 20/08/2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre (-) 2.405.488,71 TL değerle borca batık durumda olduğundan davacılardan … Ltd.Şti’nin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; konkordato projesi kapsamında banka alacaklarının tümü kredi garanti fonu teminatında olduğunu, bankalar kasıtlı şekilde konkordato teklifini reddettiğini, Alacaklı bankaların aynı alacaklar için usulsüz olarak hem davacı … adına hem de Davacı … adına her iki şirket için mükerrer kayıt yaparak, alacaklarını hak ve hukuka aykırı olarak fazlaca kaydettirdiği, bankalarca mükerrer şekilde kaydedilen alacak kayıtları sebebiyle konkordato tasdikine ilişkin kabul sayısında üstünlüğü sağlamış olsa da alacak miktarında rakamsal olarak üstünlük sağlanamadığı, bu bağlamda … Bankası alacak kayıtlarında, davacı şirketlerin her ikisine de 1.449.063,65 TL alacak kaydettirdiği, komiserler tarafından kefalet ilişkisi içerisinde aynı borç olarak görülen bu mükerrer kayda rağmen mahkemece bu talep kabul edilip, ziraat bankasının mükerrer alacak kaydı talebi kabul edildiği, müvekkil şirketlerin borca batıklık hususu ve tasdik çoğunluğunun sağlanmaması işbu mükerrer kayıtlar nedeniyle hatalı olarak sonuçlandığını, Davacı müvekkil şirket … için marka dağerlemesi yapılmadığını, marka değerlemesi yapılmaksızın borca batıklık tespiti yapılmasının mümkün olmadığını, Pandemi süresince çoğu kurum kısmi zamanlı çalıştığı veyahut hiç çalışmadığından müvekkil şirketler alacaklılar ve bankalarla iletişim sağlayamadığını, alacak miktarlarında mutabakata da varılamadığını, mahkemece bu husus göz ardı edilerek ek süre verilmeksizin alacaklılar toplantısı yapıldığını, … şirketi tüm hisseleriyle beraber … şirketine ait olduğunu, dolayısıyla … şirket alacaklılarının alacakları koruma altına alınırken, … şirketinin tüm malvarlığının … şirketine ait olması hesaba katılmaksızın söz konusu karara hükmedilmesi bariz bir şekilde çelişkili olup işbu karar ne müvekkil şirketlerin ne de alacaklıların menfaatini koruduğunu, birbirinin %100 iştiraki olan ve birbirlerine kefil olan şirketleri birbirinden ayırmak suretiyle salt borca batıklık değerlendirmesi yapılarak bir şirketin iflasına karar verip diğer şirketin de tedbirlerini kaldırarak mallarını tamamen alacaklıların inisiyatifine bırakmak hukuka aykırı olduğunu, … ve … şirketleri ayrı ayrı tüzel kişiliğe sahip olmaktaysa da bu iki şirketin finansal tablolarının konsolide bilanço esasına dayanılarak oluşturulması gerektiğini, komiser heyetince bu husus göz ardı edilerek ayrı ayrı bilanço tanzim edildiğini, oysa konsolide bilançoda şirketlerin finansal tablosunda bazı hususların birkaç defa hesaplamaya dahil edilmesi önlendiğini, bu sebepledir ki işbu davada konkordato komiserlerinin konsolide bilanço esasına dayanarak konkordato projesini yürütmesi zorunluluğu doğduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkin olup uyuşmazlık konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, iflas kararı yerinde olup olmadığı noktasındadır. Somut uyuşmazlıkta; davanın İİK.nun 285/3 ve 154/1.maddesinde öngörülen yetkili mahkemede açılmış, mahkemece, davacılar vekilinin vekaletnamesinde eldeki davayı açmak üzere özel yetkisine istinaden konkordato geçici mühleti verilmesi talebi üzerine davacılar hakkında 14/03/2019 tarihinde başlamak üzere 3 ay süreyle geçici mühlet, 07/08/2019 tarihi itibariyle bir yıllık kesin mühlet kararı verilmiş, 7226 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin b bendi gereğince 22.03.2020 (dahil) tarihinden 15.06.2020 (dahil) tarihine kadar kesin mühletin durdurulmasına karar verilmesi nedeniyle kesin mühletin 01/11/2020 tarihine kadar uzatılmasına karar verimiş, konkordato komiser heyeti nihai tasdik raporu sonrası duruşma günü Basın ilan Kurumunda ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildikten sonra duruşma açılarak 17/09/2020 tarihinde kesin mühlet kararı kaldırılarak konkordato talebinin reddine davacı şirketin iflasına karar verilmiştir. Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 302. maddesinde, konkordatonun tasdiki şartları ise aynı kanunun 305. maddesinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İİK’nun alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. Maddesi: “Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur. Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” Konkordatonunu tasdiki başlıklı 305. Maddesi “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d)206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” Dosya kapsamına göre, 25/08/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısı icra edildikten ve 7 günlük iltihak süresi dolduktan sonra Komiser Heyetinin 08/09/2020 havale tarihli tarihli konkordato tasdik şartlarına dair nihai raporunda; davacı borçlu … Ltd. Şti.’nin 20.08.2020 tarihi itibariyle, hem kaydi hem rayiç değerler bilançosuna göre borca batık durumda olmadığı, borçlu şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısının 49, anılan alacaklıların alacak toplamının 7.455.681,07 TL olduğu, alacaklılar toplantısı ve iltihak süresinde konkordato teklifini 26 alacaklı tarafından kabul edildiği, kabul edilen alacak tutarının 1.055.069,77 TL olduğu, bu veriye göre, İ.İ.K. md.302/a maddesine göre alacaklı sayısının yarısı 49 /2 = (24,5) 25 ve alacakların yarısı 7.455.681,07 / 2 = 3.727.840,54 TL şartı olup, oylamada 26 alacaklı (% 53) ve 1.055.069,77 TL alacak tutarıyla (%14) oranıyla, alacaklıların ve alacakların yarısının aşılması şartlarını birlikte sağlayamadığı veya İ.İ.K. d.302/b maddesine göre, ¼ ve 2/3 seçeneğine göre 49/4 = (12,25) 13 alacaklı 7.455.681,07 x 2/3 =) ve 4.970.454,05 TL alacak tutarı olup, oylamada 1.055.069,77 TL alacak tutarıyla kabul edilmediği, 302/b maddesinin her iki şartını bir arada sağlayamadığı, bu durumuyla İİK 302 a ve b maddesinin herhangi birinin gerçekleşmediği, Davacı borçlu … Ltd. Şti. 20.08.2020 tarihi itibariyle, kaydi değerler bilançosuna göre, özkaynaklarının 3.906.067,46 TL tutarı ile borca batık durumda olmadığı, rayiç değerler bilançosuna göre özkaynaklarının ise 20.08.2020 tarihi itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddesinde belirtilen değerleme yöntemlerine (aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları esas alınmak suretiyle bilanço düzenlenmesine) göre (-) 2.405.488,71 TL değerle borca batık durumda olduğu, borçlu şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısının 85, anılan alacaklıların alacak toplamının 18.108.647,60 TL olduğu, alacaklılar toplantısı ve iltihak süresinde konkordato teklifini 46 alacaklı tarafından kabul edildiği, kabul edilen alacak tutarının 6.790.112,24 TL olduğu, bu veriye göre, İ.İ.K. md.302/a maddesine göre alacaklı sayısının yarısı, 85 /2 = (42,5) 43 ve alacakların yarısı 18.108.647,60 TL / 2 = 9.054.323,80 TL şartı olup, oylamada 46 alacaklı (% 54) ve 6.790.112,24 TL alacak tutarıyla (%37,50) oranıyla, alacaklıların ve alacakların yarısının aşılması şartlarını birlikte sağlayamadığı veya İ.İ.K. md.302/b maddesine göre, ¼ ve 2/3 seçeneğine göre 85/4 = (21,25) 22 alacaklı (18.108.647,60 TL x 2/3 =) ve 12.072.431,73 TL alacak tutarı olup, oylamada 6.790.112.24 TL alacak tutarıyla kabul edilmediği, 302/b maddesinin her iki şartını bir arada sağlayamadığı, bu durumuyla İİK 302 a ve b maddesinin herhangi birinin gerçekleşmediği Borçlu şahsın konkordatoya tabi alacaklı sayasının 9, anılan alacaklıların alacak toplamının 9.035.549,82 TL olduğu, alacaklılar toplantısı ve iltihak süresinde konkordato teklifinin 1 alacaklı tarafından kabul edildiği, kabul edilen alacak tutarının 581,48 TL olduğu ve bu veriye göre İİK m. 302’de hüküm altına alınan kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını a maddesine göre alacaklıların yarısı 9/2=(4,5)5 ve alacakların yarısı 9.035.549,82/2=4.517.779,91 TL şartı olup oylamada 1 alacaklı 581.48 TL alacak tutarıyla 302/a maddesinin şartlarını sağlayamamış olduğu veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır, be maddesine 1/4 veya 2/3 seçeneğine göre 9/4=(2,25)3 alacaklı (9.035.549,82*2/3=) ve 6.023.699,88 TL alacaklı tutarı olup oylamada 581,481 TL alacak tutarıyla 302/b maddesinin şartlarını sağlayamamış olduğu, bu sebeplerle borçlu …’ın konkordato teklifinin, İİK m.302’de öngörülen nisap ile kabul edilmediği, bu nedenle tacir sıfatını haiz olmayan …’ın konkordato talebinin İİK m.308 uyarınca reddi gerektiği” tespit ve değerlendirmesi yapılmıştır. Somut olayda; 20/08/2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında her bir davacı yönünden projenin kabulü için İK 302/a-b bendinde belirtilen çoğunluğun sağlanamadığı ve İİK 305/1-c bendi uyarınca tasdik şartları oluşmadığı görülmüştür. Davacılar vekili istinaf nedeni olarak; konkordato projesi kapsamında banka alacaklarının tümü kredi garanti fonu teminatında olduğunu, bankalar kasıtlı şekilde konkordato teklifini reddettiğini ileri sürmüş ise de alacaklı bankalar tarafından kullandırılan kredinin kredi garanti fonu kapsamında olup olmadığının borcun varlığına ve alacaklıların oy hakkına etki etmediğinden davacıların bu yöndeki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Diğer bir istinaf nedeni olarak; bankaların aynı alacaklar için usulsüz olarak hem davacı … adına hem de Davacı … adına her iki şirket için mükerrer kayıt yaparak, alacaklarını hak ve hukuka aykırı olarak fazlaca kaydettidiği, bankalarca mükerrer şekilde kaydedilen alacak kayıtları sebebiyle konkordato tasdikine ilişkin kabul sayısında üstünlüğü sağlamış olsa da alacak miktarında rakamsal olarak üstünlük sağlanamadığı, bu bağlamda … Bankası alacak kayıtlarında, davacı şirketlerin her ikisine de 1.449.063,65 TL alacak kaydettirdiği, komiserler tarafından kefalet ilişkisi içerisinde aynı borç olarak görülen bu mükerrer kayda rağmen mahkemece bu talep kabul edilip, … Bankasının mükerrer alacak kaydı talebi kabul edildiği, müvekkil şirketlerin borca batıklık hususu ve tasdik çoğunluğunun sağlanmaması işbu mükerrer kayıtlar nedeniyle hatalı olarak sonuçlandığı ileri sürülmüş ise de çekişmeli alacaklara ilişkin Komiser Heyetinin değerlendirme raporu ve mahkemenin çekişmeli alacaklara ilişkin ara kararı incelendiğide; alacaklı … Bankasının, davacı borçlu şirketler ile imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmeleri uyarınca davacıların hem asaleten hem kefaleten borçları nedeniyle … Şirketi şirketi yönünden; 747.947,14 TL asaleten, 701.116,51 TL kefaleten olmak üzere toplam 1.449.204,28 TL alacağın, 1.050.000,00 TL’si rehinli alacak olup 399.204,28 TL rehin açığına bağlı kefaletten dolayı adi alacak oluştuğu, 399.204,28 TL üzerinden nisaba dahil edilerek bu tutar üzerinden, … Tarım şirketi yönünden; 701.116,51 TL asaleten, 747.947,14 TL kefaleten olmak üzere toplam 1.449.204,28 TL alacağın, 655.000,00 TL’si rehinli alacak olup 794.204,28 TL rehin açığına bağlı kefaletten dolayı adi alacak oluştuğu, 794.204,28 TL üzerinden nisaba dahil edilerek bu tutar üzerinden adi alacaklılar toplantısına katılmasına karar verildiği, ancak rehin açığına bağlı kefaletten dolayı kabul edilen adi alacak tutarı, nisabı etkilemediği ( kefalet borçları konkordatoya tabi adi alacak tutarından düşüldüğünde dahi yasada belirtilen çoğunluğu sağlayamadığı), alacaklı … Bankası alacağı dışında nisaba ayrı ayrı dahil edilen kefaletten kaynaklanan adi alacak olmadığı anlaşılmakla davacıların bu yöndeki istinafı da yerinde görülmemiştir. İİK 305. maddede belirtilen tasdik şartları gerçekleşmemesi nedeniyle konkordato talebinin reddine karar verilmesi durumunda İİK 308. maddesinde düzenlenen iflas şartının değerlendirilmesi gerekir. Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflası başlıklı 308. maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir ve bu karar 288. madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme, borçlunun iflasına karar verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Doğrudan doğruya iflas sebepleri ise İİK 177 ila 179. maddelerde ( İİK m. 179 atfıyla TTK 377 m.) düzenlenmiştir. İİK 179. maddesine göre, ” Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, aktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanununun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” Borca batıklığın tespiti için TTK’nın 324. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır. TTK’nın 324. maddesine göre borca batıklık bilançonda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançonun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Komiser Heyetince, rayiç değer bilançosuna esas alınmak üzere davacı borçlu … Tarım şirketin mali tablolarında ve kayıtlarındaki varlıklar içinde yer alan araç, makine/teçhizat, demirbaş ve stokların bilirkişiler marifetiyle rayiç değerleri tespit ettirilerek rayiç değer bilançosuna göre 20/08/2020 tarihi itibariyle 6102 sayılı TTK’nın 376/3 maddesinde belirtilen değerleme yöntemlerine göre öz kaynağının (-) 2.405.488,71 TL borca batık durumda olduğu tespiti yapılmıştır. Borca batıklık bilançosu malvarlığını tespit eden bir bilanço olup bu bilançoda gerek aktif ve gerekse pasif kısımda gerçek değerler esas alınır. Bu sebeple borca batıklık bilançosunun şirketin tüm aktiflerini içermesi gerekir ki buna marka değeri de dahildir. Ne var ki mahkemece davacı şirketin varsa marka bedellerine sahip olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmamıştır. Borca batıklık hesabında dikkat edilmesi gereken diğer bir husus Yargıtay içtihatlarında sabit olduğu üzere grup şirketler arasındaki kefalet ilişkisinin borca batıklığın tespiti açısından önem arz etmektedir. Özellikle bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bir borçtan dolayı grup şirketlerin tamamı kayden borca batık hale gelebilmektedir. Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerekmektedir. Bu durum Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/8295 E. – 2019/1898 K. ve 09.05.2019 tarihli kararında; “Davacı şirketlerin grup şirketleri olması durumunda, grup şirketler açısından kefalet ilişkisi borca batıklığın tespiti açısından kötüye kullanabilmekte ve bir borca ilişkin kefaletin birden fazla şirketin pasif hesabında gösterilmesi nedeniyle bir borçtan dolayı grup şirketlerin tamamı kayden borca batık hale gelmektedir. Bu durumda, grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması gerekmektedir.” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak gruba dahil şirketlerin hepsinin mal varlığı tek bir mal varlığı gibi mütalaa edilerek borca batıklık hesabı yapılması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece, markaların değeri konusunda uzman bir bilirkişiden, davacı … Tarım şirketine ait varsa markaların değeri hususunda rapor alındıktan sonra komiser heyetinden gerekirse bilirkişi heyetinden davacı şirketin güncel durumu itibariyle, grup şirketlerine olan kefaletler dahil edilmeksizin, borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak davacı şirketin iflasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/162 E. 2020/626 K. sayılı 07/10/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılarak yeniden karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine İADESİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılarca dosyada ayrı ayrı yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.07/07/2021