Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/594 E. 2022/327 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/594
KARAR NO: 2022/327
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1 ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/417
KARAR NO: 2018/361
KARAR TARİHİ: 16/05/2018
DAVA: TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 30/10/2015 Olay günü … Sitesi … Blok No … da kamera görüntülerine göre hırsızların araçlarını işyerinin önünde kaldırıma çıkarıp dükkana sıfır yanaştırıp saat 21.16 da iş yerine girdiklerini, 4-5 dakikada hırsızlığı yapıp gittiklerini, işyeri üst katlarında tadilat olduğu için işyeri kameralarının çalışmadığını ancak sitenin güvenlik kameralarında hırsızlığın net olarak görüldüğünü, güvenlik şirketi görevlilerinin olayı sabaha karşı 10 saat sonra, saat 07.25 de farkettiklerini, bundan dolayı sabaha kadar hiç devriye atmadıklarının anlaşıldığı, hırsızlığın güvenlik kulübesinin çok yakınında olduğunu, güvenlik kameralarına bakmış olsalardı hırsızlığı farkedebileceklerini, 15 gün önce … Firmasının, 1 ay önce de … Lokantasında hırsızlıkların olduğundan güvenlik elemanlarının bu işi yapacak yetkinliğe sahip olmadıklarını, üst üste hırsızlıklarla ilgili davalı kooperatif ve güvenlik firmasının uyarıldıklarını, elemanlarını denetlemediklerini, yeterli önlemleri almadıklarından dolayı her iki davalının da kusurları sebebiyle sorumlu olduklarını, davacının tekstil ürünlerinin alış faturalarının toplam tutarının 67.699,00-TL’si olduğunu, bunları satamadığından dolayı zararının ise bu tutann iki katından fazla olduğunu, maddi zararın şimdilik 30.000,00-TL kısmının olay tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte ödenmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin taraf yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davacı yan arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmaması sebebi ile davanın müvekkili açısından husumet yokluğu nedeni ile reddine, dava konusu hırsızlığa ilişkin savcılık dosyasının araştırılarak iş bu dosyanın bekletici mesele yapılmasına, fiilen hırsızlık olayını gerçekleştiren kişilerin ilgili savcılık dosyasından tespiti ile fiilen hırsızlığı gerçekleştiren kişilere ihbarına, davalı site yönetimine müzekkere yazılarak kamera sisteminde var olan kayıtların gönderilmesinin istenilmesine, müvekkilinin poliçesi kapsamında Özel Güvenlik Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi yaptırdığını bu sebeple davanın ihbarına, müvekkilinin diğer davalı ile imzalamış olduğu sözleşme gereğince üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, dava konusu olayda müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur bulunmaması sebebi ile davacının mesnetsiz tüm iddialarının ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sitesi Yapı Kooperatifi vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle mahkemenin görevine ve yetkisine itiraz ederek görevli ve yetkili mahkemenin Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini, esasa ilişkin olarak davacının işyerinin güvenliği için gerekli tedbirleri almadığını, ayrıca davacı, sözlü olarak bir kısım malların çalındığı iddia etse de çalındığı iddia edilen malların hangileri olduğu ve değerinin ne olduğu resmi belgelerle ispat edilmesi gerektiğini belirterek öncelikle görev ve yetki itirazının dikkate alınmasını ve haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” …Davalı kooperatif yönetimi ile güvenlik yükümlüsü davalı firmanın güvencesi altında bulunan davacıya ait işyerinin güvenliğinin sağlanması hususunda sözleşme akdedildiği, … Sitesi vaziyet planına göre sitenin A-B-C-D-E1-E2-E3 bloklardan oluştuğu, … E-1 blok sokak ön cephesinde 6 nolu yerde bulunan “…” tekstil mağazasının olay günü kapısının zorlanması suretiyle içeriye girildiği, davacının dükkanındaki bazı eşyaların çalındığı, bu eşyaların alış bedelinin 67.699,00-TL olduğu, satış bedelinin ise 150.000,00-TL olabileceği anlaşılmakla davacının dava dilekçesinde malların çalınmasında ötürü uğramış olduğu maddi zararları talep ettiği görülmekle, bu maddi zararların içerisinin malların alış fiyatları ve malların satılamamasından kaynaklı olarak ortaya çıkan zararın girdiği yönünde mahkememizce kesin kanaat oluşmuştur. 30/10/2015 günü davacı …’ın işyerini kilitleyerek ayrıldığı, ertesi gün işyerine tekrar geldiğinde kapının kapının zorlanarak içeriye girildiği ve işyerinden hırsızlık olayının meydana geldiğinin polis raporu ile belirlendiği, işyerinin site halinde olup, site yönetiminden davalı kooperatifin sorumlu olduğu, mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile de belirlendiği üzere, olayın meydana gelmesinde davacı …’ın koruma yetersizliğinden dolayı %20 oranında kusurlu olduğu, davalı kooperatifin denetim yetersizliğinden dolayı %20 kusurunun bulunduğu, yine davalı güvenlik firmasının da hizmet kusurundan dolayı %60 kusurunun bulunduğu, davacının dava dilekçesinde zararın davalılardan tahsilini talep ettiği, ıslah dilekçesinde ise zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen talep ettiği anlaşılmakla, davalıların farklı kusur oranlarını kendi aralarındaki rücu ilişkisinde göz önünde bulundurulması gerektiği yönünde kanaat oluştuğundan davacının davasının ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmiş, denetime ve hüküm tesisine elverişli bilirkişi raporuna itibar ve iştirak edilmek suretiyle davasının ıslah edilmiş haliyle kabulüne, davalıların sorumluluklarının hukuki niteliği göz önünde bulundurulduğunda davalılar açısından temerrüdün dava tarihi itibariyle oluştuğu anlaşılmakla, 80.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; müvekkil şirkete kusur atfedilmesine ilişkin bilirkişilerce yapılan tespitin hatalı olduğunu, meydana gelen hırsızlık olayında müvekkilinin herhangi bir kusurunun olmadığını, davacı hırsızlığı önleyebilecek gerekli tedbirleri almadığından olayın meydana geldiğini, kabul anlamında olmamak kaydı ile tarafların kusur oranları tespit edilmekle birlikte müteselsil sorumluluktan bahsedilemeyeceğini, kamera görüntülerinden hırsızlığın 2 kişi tarafından 5 dakika içerisinde yapıldığını, bu kadar kısa süre içerisinde ifade edildiği kadar malın çalınması mümkün olmadığını, ayrıca çalınan malların satışı yapılamamasından kaynaklı zararın talep edilmesi mümkün olmadığını ileri sürmüştür. Davalı … Sitesi Yapı Kooperatifi vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Davacı taraf kendi işyerinin güvenliğinin tüm sorumluluğunu müvekkile yüklemeye çalıştığını, oysa hırsızlık olayında üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, basiretli bir tacir gibi davranarak işyerini korumak için gerekli önlemleri almadığını, kendi kusurlu davranışı ile zararın meydana gelmesine mahal verdiği için müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını, davacı, bir kısım mallarının çalındığını iddia etse de çalındığını iddia ettiği malların hangileri olduğunu ve değerinin ne olduğunu resmi belgeler ile ispat edemediğini, mahkemece alınan bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davacıya ait dükkanda meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle oluşan zararın, davalılardan tazmini istemine ilişkindir. Tarafların istinaf sebeplerinin incelenmesinde, taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Somut olayda, davalı yapı kooperatifi yönetimindeki sanayi sitesinde bulunan dükkanda kiracı olan davacıya ait iş yerinde hırsızlık olayı nedeniyle meydana gelen zararın, davalı site yönetimi kooperatif ile sitenin güvenliğinden sorumlu olduğu iddia olunan davalı şirketten tazmini amacıyla iş bu davanın açıldığı, davalı kooperatif yönetimi ile davalı şirket arasında sitenin güvenliğinin sağlanması amacıyla güvenlik hizmeti sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere taraflar arasında 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı uğradığı zararı, site yöneticisi kooperatifin sorumluluğuna, diğer davalı şirketin güvenlik hizmetini gereği gibi yerine getirmediğinden kusuruna dayalı tazminini talep etmiştir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34.maddesinin 1.fıkrasında “Kat malikleri, ana gayrimenkulün yönetimini kendi aralarından veya dışarıdan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye (Yönetici), Kurula da (Yönetim Kurulu) denir.” hükmü yer almakta, aynı Kanunun 35.maddesinde de yöneticinin görevleri sayılmaktadır. Yine aynı Kanunun 38.maddesinde yöneticinin sorumluluğuna ilişkin genel kural “Yönetici, kat maliklerine karşı aynen bir vekil gibi sorumludur.” şeklinde ortaya konularak 39.maddesinde ise yöneticinin hesap verme yükümlülüğü düzenlenmekte; 40.maddenin 1.fıkrasında ise Yöneticinin Hakları “Yönetici kaide olarak vekilin haklarına sahiptir.” şeklinde ifade edilmektedir. Davalı yönetim, hasarın gerçekleştiği tarihte davacının işyerinin bulunduğu sitenin yöneticisidir. Kat Mülkiyeti Yasası’nın 35/b maddesine göre ana gayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına gereken tedbirlerin alınması yöneticinin görevleri arasındadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1.maddesinde, “kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde çözümleneceği” ve 17/3. maddesinde ise “kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının, davalılardar tazminat talebi, davalı kooperatifin site yöneticisi olması nedeniyle kat mülkiyetine dayalı sorumluluğundan, davalı şirketin sorumluluğu davalılar arasında imzalanan güvenlik hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Her ne kadar davalı şirket yönünden görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi ise de Kat Mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlıkların Sulh Hukuk Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu ve birden fazla mahkemenin görevli olduğu durumlarda yargılamanın özel mahkemede görülmesi gerekmektedir. Ancak davacıya ait işyerinin bulunduğu sitenin tapu kayıtları dosyada bulunmadığından zararın gerçekleştiği tarih itibariyle kat mülkiyetinin yada kat irtifakının kurulu olup olmadığı belirlenememiştir. Mahkemece tapu müdürlüğünden dava konusu sigortalı konutun bulunduğu taşınmazda kat mülkiyeti ya da kat irtifakının kurulup kurulmadığı hususunun sorulması, taşınmaza ait tapu kayıtlarının ve yönetim planının celp edilmesi gerekmektedir. Taşınmazda kat mülkiyeti kurulu olması yada kat irtifakı kurulu ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 17/3.maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle ana taşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılmış olması halinde uyuşmazlığa kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda ise 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1.maddesi gereğince görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2014/24538 Esas 2017/6908 Karar sayılı ve 2016/10303 Esas, 2019/8020 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir. Sonuç olarak, mahkemece ilgili kayıtlar getirtilerek öncelikle görev hususunun değerlendirilmemiş olması 6100 sayılı HMK 353/1.a.6 maddesine aykırı olduğundan, davalılar … Sitesi Yapı Kooperatifi ile … Tic. Ltd. Şti vekillerinin istinaf talebinin sair hususlar incelenmeksizin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dairemizin kararına uygun şekilde ilgili kayıtlar temin edilerek, görev hususu yönünden inceleme yapıldıktan sonra karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalıların istinaf başvurularının sair hususlar incelenmeksizin KABULÜ ile,2-Bakırköy 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2016/417 Esas, 2018/361 Karar ve 16/05/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalılara iadesine,5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/03/2022