Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/584 E. 2021/1284 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/584
KARAR NO: 2021/1284
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/725
KARAR NO: 2020/628
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
DAVA: İflas
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı borçlu hakkında İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasıyla başlatılan takibin, İİK 43 mad.uyarınca bir defaya mahsus olmak üzere iflas takibine çevrilmesi talep edilmiş ve dosya yenilenerek davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile Örnek no 12 kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte ödeme emri gönderildiğini, gönderilen ödeme emrinin 06/05/2016 tarihinde … isimli kişiye haber bırakılarak Muhtar … imzasına teslim edildiğini, davalı şirketin usulüne uygun şekilde tebliğ edilen ödeme emrini tebliğ almasına rağmen takibe itiraz etmediğini ve süresi içinde de ödeme yapmadığını, takibe dayanak yapılan senedin 25/12/2010 vadeli, 15/11/2010 keşide tarihli ve 234.000-TL bedelli olduğunu, alacağın likit ve takibe konu senedin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalının iflasına karar verilmesini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyasında tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu tebligatın iptali talebiyle icra hukuk mahkemesine şikayette bulunduklarını, öncelikle müvekkili şirket tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü dosyasına itiraz edilmiş olmakla, bu hususun tespiti için İstanbul 5.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/825 esas nolu şikayet dosyasının mahkemeniz dosyası bakımından bekletici mesele yapılmasına, İstanbul 12.ATM ‘nin 2013/193 E. 2015/575 K nolu dosyasının, İstanbul 12.İcra Ceza Mahkemesi’nin 2013/302 E 2015/278 K.nolu dosyasının, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … nolu dosyasının celbine, yapılacak olan inceleme neticesinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” İİK 178/2 maddesi gereğince gerekli ilanlar yaptırılarak Ticaret Sicil gazetesinin ve ulusal gazetenin bir nüshası dosya kapsamına alınmıştır. 03/12/2018 tarihli İİK 158 Mad.uyarınca düzenlenen depo emri 17/12/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, herhangi bir ödeme olmamıştır. Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava İİK 174 Md. uyarınca itirazlı iflas davasıdır. Davacı taraf itirazın kaldırılarak davalı şirketin iflasını talep etmektedir. Aynı taraflar arasında görülen İstanbul. 12. ATM’nin 2013/193 E.-2015/575K. Sayılı ilamında ve ayrıca İstanbul 12. İcra Ceza Mahkemesinin 2013/302K.-2015/278K. Sayılı dosyasında yaptırılan mali incelemeler ve bilirkişi raporlarında ayrıca mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davalı şirketin kaydi değerleri göre özkaynakları pozitif görünümde olup davalı şirketin borcu batık durumda olmadığı, İstanbul. 12 ATM’nin iflasına reddine kararın kesinleşmesinden 2 ay sonra davacı tarafın yeniden iflas talebinde bulunduğu, ceza yargılaması içinde yapılan mali tabloların incelenmesi sonucunda da şirketin İİK 345 Md. Kapsamında iflasının gerekli olmadığının tespitinin yapıldığı, mahkememizce davalı şirket defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacının senede bağlı alacağının mevcudiyeti tespit edilmiş ise de yalnızca bir veya birkaç borcun ifa edilmemiş olmasının davalı şirketin ödemelerini tatil ettiği anlamına gelmediği, şirketin özvarlık kaynaklarının borçlara yetecek düzeyde olup, şirketin borca batık olmaması ve İİK 345 Md. Şartlarının oluşmaması nedeniyle açılan iflas davasının reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Huzurdaki davada davalının iflas takibine itiraz etmesi nedeniyle itirazın kaldırıması ile davalının iflasına karar verilmesi talep edildiğini, yargılama devam ederken 08.09.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile bu husus mahkemeye sunulduğunu, yapılan yargılamada alacağın varlığı hukuken ispat edildiğini, depo kararı verildiğini ancak davalı taraf borcu ödemediğini, bunun üzerine mahkemece iflas kararı verilmesi beklenirken anlamsız şekilde red kararı verildiğini, takipli iflas davalarında iflası istenen borçlu şirketin borca batık durumda olması gerekmediği gibi ödemelerini tatil etmesi de gerekmediğini, bu şartlar takipli iflas davalarında aranan şartlar olmadığını, nitekim somut olaya uygulanması gereken İİK mad. 158 ve İİK mad. 174 hükümlerinde düzenlenen iflas şartları oluştuğundan mahkeme kararının kaldırılmasını, davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İflas yolu ile başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan, itirazın kaldırılması ve iflas davasıdır. (İİK 156 m ) Dosya kapsamına göre, davacı alacaklının davalı şirket hakkında 27/09/2012 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 234.000,00 TL asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 300.607,81 TL alacağın tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlattığı, davacının başlatmış olduğu icra takip yolunu 06/05/2016 tarihinde kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip olarak değiştirdiği, ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin olarak yapılan şikayet neticesinde İstanbul 5.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/825 E – 2016/990 K sayılı ilamı ile usulsüz tebligat itirazının kabulü ile öğrenme tarihinin 07/10/2016 olarak tespiti yönünde karar verilmiş olduğu, kararın 30/05/2017 tarihinde kesinleştiği, öğrenme tarihi baz alındığında 10/10/2016 tarihli itiraz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşılmakla davacı vekili 08/09/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile davalının iflas takibine vaki itirazının iptal edilmesine ve davalı borçlunun iflasına karar verilmesini talep etmiştir. İİK 174. Maddesi ” Alacaklı, borçlunun itiraz ve şikayetinin kaldırılmasını ve iflasına karar verilmesini ticaret mahkemesinden isteyebilir. Mahkeme, 158. Madde uyarınca iflas davasını karara bağlar ” hükmünü yer verilmiştir. 2004 sayılı İİK 154.maddenin üst başlığı ise, “ İflas Yolu İle Takip “ olup ilk maddede yetki düzenlenmiştir. Maddede, İflas yolu ile takipte yetkili merciinin, borçlunun muamele merkezinde bulunan icra dairesi olduğu, 154/3.fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesinin dahi İflas takibi için yetkili sayılacağı, İflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, İflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Maddedeki İflas davasının açılacağı yetkili yer mahkemesinin yetkisi, mutlak yetki olup, kamu düzenine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1- ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani aynı yasanın 115.maddesinde belirtildiği gibi, mahkemece, davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olay değerlendirildiğinde, dava, davalı borçlunun sicil adresinin yetki çevresinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. 2004 sayılı İİK‘nun 176. maddesindeki yasal düzenleme kapsamında atıf yapılan İİK.nun 156/son fıkrası uyarınca, iflas isteminin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene içerisinde, yani hak düşürücü süre içerisinde yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. Kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takipte, iflas davasının ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin bir sene içinde açılması gerekir. (İİK 176, 156/son) Söz konusu yasada, iflas istemenin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir sene sonra düşeceği belirtilmiştir. Somut olayda, iflaslı takibe ilişkin ödeme emri borçluya öğrenme tarihinin 07/10/2016 tarihinde tebliğ edilmiş sayıldığı, bir senelik hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. İİK 158. Maddesi ” Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; alacaklı tarafından iflas avansının mahkeme veznesine depo edilmesi sağlanmış ve İİK 173. madde düzenlemesi kapsamında aynı yasanın 166. maddesi gereğince gerekli ilanlar yaptırılmıştır. Diğer yandan, 173/3.maddesinde belirtildiği şekilde, faiz ve icra masrafları dahil olmak üzere, davacının depo emrine esas olacak alacağı ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup 01/11/2018 tarihi itibariyle depo emrine esas toplam alacağın 464.349,28 TL olarak hesaplanmış, davalıya depo emrinin tebliğden sonra taraflar, 14/03/2019 tarihli duruşmaya davacı ve müdahil vekillerin mazeret dilekçesi sunması nedeniyle duruşma ileri bir tarihe ertelenmiş, bir sonraki duruşmaya da tarafların mazeret dilekçesi sunması, akabinde Covid salgını nedeniyle duruşmalar ertelenmiş, 08/10/2020 tarihli duruşmada davanın reddine karar verilmiştir. Dayanak yapılan çek, sebepten mücerret bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerekir. Nitekim davalının, davaya dayanak yapılan çekin sahteliğine yönelik bir itirazı olmadığı gibi söz konusu çekin davalının ticari defterlerinde kayıtlı bilirkişi incelemesi ile görülmüştür. Bu sebeple davacının, söz konusu çekten dolayı davalıdan alacaklı olduğu anlaşılmakla, davalının icra takibine yapmış olduğu itiraz yerinde değildir. Ancak, depo kararında sonraki ilk oturum ertelendiğinden davalıya yeni bir depo emri çıkartılmamış olduğu görülmüştür. Doktirinde (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, sh 1118, Talih Uyar tarafından kaleme alınan Ankara Barosu Dergisi, Yıl: 65, Sayı: 2, Bahar 2007, 201-210, İflas Davalarında Yargılama Usulü ve Depo Kararı) ve Yargıtay 19 HD’nin 05.10.2006 tarih ve 8094 E, 9184 K sayılı ilamında ifade edildiği üzere; depo kararı ile borçluya borcunu ödeyerek iflâs etmekten kurtulabilmesi için son bir imkân tanınmaktadır. Ticaret mahkemesi, depo kararını verirken, borçlunun borçlu olduğuna kesin kanaat getirmiş ve borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar vermiş, bununla borçlunun iflâsına karar vermek gerektiği sonucuna varmıştır. Ancak mahkeme, depo kararı ile, iflâs kararını yedi gün daha ertelemektedir. Bu yedi gün içinde borç (faiz ve icra giderleri ile birlikte) depo edilmez veya ödenmezse, mahkeme borçlunun iflâsına karar vermek zorundadır. Depo kararında sonraki ilk oturumda alacaklı borçluya borcu ödemesi için mehil verirse, mahkeme, bu mehile göre başka bir oturum günü belirler ve iflâs kararı verilmesini o oturuma erteler. Bu halde, mahkemenin, o günkü duruma göre yeni bir depo kararı vermesi ve bunu yeni oturum günü ile birlikte borçluya veya vekiline tefhim veya tebliğ etmesi gerekir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 19/09/2013 tarih 2013/3665 E. 2013/5527 K. Sayılı ilamı) Bu durumda, mahkemece verilen sürenin bitiminden sonra ödenmesi gereken borç miktarı tespit edilerek yeniden depo emri kararı verildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/725 E. 2020/628 K. sayılı 08/10/2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 4-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 5-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/12/2021