Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/570 E. 2021/1085 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/570
KARAR NO: 2021/1085
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/108
KARAR NO: 2020/693
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
DAVA: İflas (Adi Takipten Doğan İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosya ile iflas yoluyla adi takibe başlanıldığını, borçluya tebligat yapılmış, ancak bir sonuç elde edilememiş olduğunu, ödeme emri borçluya tebliğ edilmiş olmasına rağmen, borçlunun borcu ve takip giderlerini yedi gün içinde ödememiş olduğunu, borçlunun borca bir itirazının bulunmadığına ilişkin derkenar, ödeme emri ve dosya kapak hesabının sunulmuş olduğunu, İİK. 158. maddesi uyarınca borca itiraz etmemiş olan borçlu hakkında derhal depo kararı verilmesini, İİK. 166. maddesi gereğince, gerekli ilanların da yapılmasını, iflas kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” İİK m.43.hükmüne göre, “İflas yolu ile takip, ancak Ticaret Kanunu gereğince tacir sayılan veya tacirler hakkındaki hükümlere tabi bulunanlar ile özel kanunlarına göre tacir olmadıkları halde iflasa tabi bulundukları bildirilen hakiki veya hükmi şahıslar hakkında yapılır.” O halde davalı şirket olmakla iflas hükümlerine tabidir. İİK m.155 hükümüne göre, iflas yoluyla adi takipte ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren borç ve takip giderlerinin yedi gün içinde ödeme emrini gönderen icra dairesindeki hesaba yatırması, bu süre içinde borcun olmadığına veya iflasa tabi şahıslarından olunmadığına dair bir itiraz var ise icra dairesine bildirilmesi ve aynı süre içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının ticaret mahkemesinden iflas kararı isteyebileceği açıktır. Nitekim somut olayda İİK m.156 hükmü çerçevesinde ödeme emrindeki müddet içerisinde borçlu tarafından gerekli itirazın yapılmadığı, tebliğ tarihinin 30/01/2020 tarihi olduğu, buna göre iflas yoluyla takibin şeklen kesinleştiği, icra müdürlüğü tarafından düzenlenen 10/02/2020 tarihli belge ile ise takibin şeklen kesinleştiğinin davacı vekilinin talebi üzerine dilekçeye şerh verildiği, bunun üzerine ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde de mahkememizde iflas davasının açıldığı anlaşılmaktadır. İflas takibinin kesinleşmiş olması karşısında ise İİK m.166/f.2 hükmü çerçevesinde gerekli ilânlar, TTSG ile trajı 50.000 geçen ulusal bir gazetede yapılmıştır. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Ne var ki yapılan ilanlara rağmen mahkememize herhangi bir müdahale ve itiraz dilekçesi sunulmamıştır. Mahkememizce yapılan yargılama aşamasında halihazırda borcun ödenmediği, gerekli iflas avansının davacı vekili tarafından depo olunduğu, iflas takibinin kesinleştiği ve gerekli ilamların dahi yapıldığı anlaşılmakla bu defa depo emrine esas miktar Yargıtay uygulamasına uygun şekilde mahkememizce atanan bilirkişi marifetiyle hesaplanmıştır. Bu hesaplama sonucunda, depo emrine esas olan miktar ile ilgili davalıya tebliğden itibaren yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcu ifa veya o miktar meblağı mahkeme veznesine depo etmesi İİK m.158 hükmü uyarınca emredilmiştir. Usulüne uygun olarak ve gerekli ihtaratı içeren ödeme emrinin davalı vekiline tebliğ olunmasına rağmen herhangi bir şekilde ödeme yapılmamış ve herhangi bir beyan sunulmamıştır. Bu durum karşısında davalı şirket hakkında iflas kararı verilmesinin yasal şartları oluşmuştur. Esasen”borçlu faiz ve giderleri ile birlikte borcunu alacaklıya öder veya mahkeme veznesine depo ederse,mahkeme iflas davasının reddine hükmeder.Borçlu,bunlardan birini yapmazsa,asliye ticaret mahkemesi, depo kararından sonraki ilk oturumunda iflas kararı verir.”(Prof.Dr.Mehmet Helvacı,İÜHFM C, L XXI,S.2.sayfa 186,2013) Nitekim somut olayda takibin şeklen kesinleştiği,davalı şirketin alacaklıya ödeme yapmadığı,mahkeme veznesine de belirtilen miktarı ödemediği sabit olup iflas davasının kabulü gerekir. Yapılan açıklamalar karşısında; davacının davasının kabulüne, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … ANONİM ŞİRKETİ’nin iflasına, iflasın 24/12/2020 günü saat: 15:20 itibarıyla açılmasına ” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; icra takibine konu alacağın varlığı konusunda davalı şirketin bir itirazının bulunmadığı ancak şirketin sermaye şirketi olduğu gözetildiğinde devamlılığın sağlanmasının kanunun öngördüğü bir zorunluluk olduğu, gerek ülkenin ekonomik olarak sıkıntılı bir dönemde olması ve gerekse bu durumun davalı şirkete olumsuz yönde etkilemesi bakımından şirketin borcunu ödemesini mümkün olmadığı , ancak bu durumun borcu ödemeyeceği anlamını taşımadığı belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, iflas yoluyla takip sonucu, kesinleşen takip nedeniyle açılan iflas davasıdır. Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı/davacı tarafından, borçlu/davalı aleyhine, 100.000,00 TL alacağının tahsili istemiyle 27/01/2020 tarihinde iflas yolu ile adi takip başlattığı, ödeme emrinin 30/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlunun takibe yönelik itiraz dilekçesinin dosyada yer almadığı ve İcra Müdürlüğünce 10.02.2020 tarihli takibin itiraz olmaksızın kesinleştiğini belirtir derkenar düzenlendiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK’nun 154/1. maddesi uyarınca iflas yoluyla takipte yetkili icra dairesi borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki icra dairesidir. Ancak, İİK’nın 154/3. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi kamu düzeninden olmadığından bu konuda yetki sözleşmesi yapılabilir. Borçlu ve alacaklı yetki sözleşmesi veya yetki şartı ile borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerden başka bir yer icra dairesini yetkili kılmışlarsa o yerin icra dairesi de iflas takibi için yetkili sayılır. Ancak iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır. Davalının sicilde kayıtlı adresi “Arnavutköy /İstanbul” olup iflas yoluyla takip yetkili icra dairesinde başlatılmış, dava yetkili ve görevli mahkemede açılmıştır.İİK’nın 156/3. fıkrasında “Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir.”, İİK’nun 156/4.fıkrasında ise “İflas istemek hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden bir sene sonra düşer.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı tarafından iflasın, ödeme emrine itiraz edilsin edilmesin, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir senelik hak düşürücü süre içerisinde istenmesi gerekmektedir. Somut olayda, iflaslı takibe ilişkin ödeme emri borçluya 31/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, dava ise 11/02/2020 tarihinde açılmıştır. Mahkemesince davalı şirket hakkında iflas davası açıldığı ve itiraz eden alacaklılarının İİK’nun 158/1 ve 166/2 maddeleri gereğince 15 gün içinde itirazda bulunabileceklerine ilişkin ve duruşma gününü bildirir ilanın Türkiye genelinde 50.000 üstü gazetenin birinde bir defaya mahsus olmak üzere yayınlattırılması ve örnek gazete nüshasının mahkemeye gönderilmesi için Basın İlan Kurumu Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkereye sonucunda ilanın 23.10.2020 tarihli Karar gazetesinde ve ayrıca Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 30.10.2020 tarih ve 101092 sayılı 343 sıra numarasından ilan yapıldığına dair gazete nüshaları dosya arasına alınmıştır. Mahkemece kesinleşmiş icra takibinde depo emrine esas toplam borcun 24.12.2020 tarihi itibariyle belirlenmesine ilişkin dosyanın hesap uzmanı bilirkişisine tebliğ edildiği ve bilirkişi tarafından düzenlenen 26.11.2020 tarihli raporda kesinleşen takip miktarının 100.000 TL , 54,40 TL başvurma harcı, 4.550,00 TL resmi tahsil harcı, 13.450,00 TL icra vekalet ücreti, 8.210,95 TL takip sonrası işlemiş faiz ve 46,80 TL masraf olmak üzere toplam ödenmesi gereken borcun 126.312,15 TL olduğu tespit edilmiştir. Gaziosmanpaşa … Noterliğince düzenlenen vekaletnamede davalı vekili olarak yetkili kılınan İstanbul Barosu avukatlarından Av. …’ya 26.11.2020 tarihli bilirkişi raporunun e- tebligat yoluyla gönderildiği, tebligat mazbatasının incelenmesinde toplamda 126.312,15 TL borcun depo kararının ulaştığı tarihten itibaren 7 gün içinde alacaklıya ödenmesi veya mahkeme veznesine depo edilmesi, 7 gün içinde ödeme olmadığı veya depo edilmediği takdirde İİK 158 maddesi uyarınca bu depo emrinin tebliğini izleyen ilk oturumda şirketin iflasına karar verileceği ve ekinde 30.11.2020 tarihli depo kararı ile 26.11.2020 tarihli bilirkişi raporunun bulunduğu belirtilmiş olup 01.12.2020 tarihinde tebligatın alıcı için ayrılmış tebligat hesabına başarılı bir şekilde konulduğu, 6.12.2020 tarihinde tebligatın alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okunduğunun sayıldığı mazbata örneğinin incelenmesinden anlaşılmıştır. İİK 160. maddesi uyarınca 29.12.2020 tarihinde 25.000,00 TL davacı tarafından iflas avansı yatırılmıştır. İİK’nın 158.maddesinde “Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde l66 ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahele veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler. Mahkeme, icra dosyasını celbeder ve basit yargılama usulüne göre duruşma yaparak, gerek iflas talebini gerek itiraz ve defileri umumi hükümler dairesinde tetkik ve intac eder. Şu kadar ki, borçlu takibe karşı usulü dairesinde itiraz etmemiş veya itiraz ve defileri varit görülmemişse mahkeme yedi gün içinde faiz ve icra masrafları ile birlikte borcunu ifa veya o miktar meblağın mahkeme veznesine depo edilmesini borçluya veya iflas davasında kendisini temsil etmiş olan vekiline, dava vicahda devam ediyorsa duruşmada, aksi takdirde Tebligat Kanunu hükümleri dairesinde yapılacak tebliğ ile emreder. Borçlu imtina ederse ilk oturumda iflasına karar verilir.” düzenlemesi ile iflas yoluyla takipte, iflas davasının yargılama usulü belirlenmiştir. Davaya konu somut olayda takibe konu alacağın davalı tarafça itiraza uğramadığı, nitekim Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında davalı aleyhine iflas ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiği ancak takibin itiraz olmadan kesinleştiği, davanın yetkili, görevli mahkemede ve süresinde açıldığı, davacı tarafça mahkemece belirlenen iflas avansının yatırıldığı ve bilirkişi tarafından icra takibinde depo emrine esas toplam borcun 126.312,15 TL olarak belirlendiği , belirlenen iş bu miktarın 7 gün içerisinde davacıya ödenmesi veya mahkeme veznesine depo edilmesi aksi takdirde İİK 158. Madde uyarınca bu depo emrinin tebliğini izleyen ilk oturumunda davalı şirketin iflasına karar verileceğini ihtarını içeren tebligatın usulüne uygun olarak davalı vekiline tebliğ edildiği ve belirlenen bu sürede depo emrine esas miktarın ödenmediği anlaşılmaktadır. HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, hükme esas alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporuna, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 162,10 TL’nin başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 59,30 TL’nin istinaf karar harcının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.27/10/2021