Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/564 E. 2021/1280 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/564
KARAR NO: 2021/1280
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/527
KARAR NO: 2021/31
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … isimli şahsın müvekkili şirketin sağlık sigortası güvencesi kapsamında bulunduğunu, sigortalının 19/07/2018 tarihinde gerçekleşen trafik kazasında yaralanması sebebiyle tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, müvekkili şirketin sigortalısının yaralanmasına sebep olan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, sigortalının halefi olduğu hususunun 06/04/2020 tarihli yazı ile davalı şirkete bildirildiğini, tedavi masraflarının SUT kapsamında kalan kısmının SGK tarafından ödendiği bildirilerek SUT’u aşan 6.656,57 TL’lik kısmının davalı şirket tarafından ödenmesinin talep edildiğini ancak davalı şirket tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, 6102 sayılı TTK’nun 1472.maddesi ve 2918 sayılı KTK’nun 98.maddesi uyarınca davalı şirketin sorumlu olduğu tutar kapsamında ve sigorta edilen bedel oranında tazmin edilmesinin gerektiğini, davalı sigorta şirketinden mezkur poliçenin limit/teminatının ve trafik kazasındaki kusur oranının bilinmemesi nedeniyle fazlaya ilişkin hak ve alacaklarını da saklı tutarak yargılamayı gerektiren alacağının davalı için tespit edilecek sorumluluk oranları kapsamında, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 5.000,00 TL tazminatın müvekkilinin ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “Dava, davacı şirket nezdinde sağlık sigortası bulunan dava dışı …’ın geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle davacı tarafından ödenen hastane masraflarının, zarar sorumlusu olduğu belirtilen aracın sigorta düzenleyicisi olan davalı şirketten halefiyet ilkesi çerçevesinde tahsili istemine ilişkindir. Davacı şirket nezdinde düzenlenmiş olan sağlık sigorta poliçesinin incelenmesinde, poliçe tarife adının Grup Sağlık Sigortası olduğu, sigortalı adının ise … olduğu anlaşılmaktadır. Davacı sigorta şirketi dava dışı …’ın tedavisi için gerekli ödemeleri … adına yapmış, haklarına halef olmuş, bu kapsamda zarar sorumlusunun sigorta poliçesi düzenleyeni olan davalı sigorta şirketinden dava dışı gerçek kişi için yaptığı ödemelerin tahsili isteminde bulunmuştur. Somut olaya yakın nitelikte uyuşmazlıkta İstanbul Bölge Adliyesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2080 Esas 2020/811 Karar sayılı kararı ile; “Davacı vekili 15/05/2018 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirkete, Özel Sağlık Sigortası kapsamında bulunan sigortalılarından …’nın tedavisine ilişkin … tutarlı …. tarihli faturanın hastaneye provizyon onayı verilerek ödendiğini…., davalı şirketin poliçe limiti dahilinde ödenmiş tazminatın %50 lik kısmının davalı tarafından sulhen yazışma ile talep edildiğini, müracaatın sonuçsuz kaldığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, … alacağın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, …’nın grup sağlık sigorta poliçesi ile sigortalandığını, masrafların teminat kapsamı dışında olduğunu, tedavi giderlerine dair rücu hakkının yalnızca zarar sorumlularına ait olduğunu, yerleşik içtihatların sigorta şirketine rücu imkanı tanımadığını, sigortalılara yapmış oldukları ödemelere dair taleplerini saklı tuttuklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava dışı sigortalılar ile davalı şirket arasındaki ilişkinin tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek…. dosyanın İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. …yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler ve içtihat hükümleri uyarınca, dava dışı sigortalı gerçek kişi ile davalı sigorta şirketi arasındaki ilişki bir tüketici işlemi olduğundan, görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.” şeklinde hüküm vermiştir. 6502 sayılı yasanın 73. maddesinde ise, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin, 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Davanın TTK 1472. Maddeden kaynaklanmış olması,halefiyet ilkesi dikkate alındığında, davanın sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki ilişkiye göre, davada Ticaret Mahkemesinin görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerek doktrinde gerekse de uygulamada kabul edilmektedir. Dosya kapsamında davacı ile dava dışı sigortalı arasındaki ilişkide … tüketici konumundadır. Davacı sigorta şirketi dava dışı gerçek kişi için yapmış olduğu hastane masraflarını talep etmektedir. İş ve duruşma yoğunluğu, aynı gün benzer nitelikteki dosyaların çokluğu sebebi ile sehven, davacının davasını dava dışı sigortalısının diğer sigorta poliçesi düzenleyenine yöneltmediği anlaşılmıştır. Mahkememizce aşağıdaki karar verilmiş ise de bu durum, karar verildikten sonra fark edildiğinden duruşma zabıtlarında da değişiklik yapılamayacağından gerekçeli kararda işaret edilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle, “1-HMK.’nın 114/1-c, 115/2. Maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan mahkememizin görevsizliği ile davanın usulden reddine, Görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğuna…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin gerekçesinde de karar verildikten sonra kararın hatalı olduğunun fark edildiğinin ifade edildiğini, davanın sigorta şirketi olan davalıya yöneltildiği hususunun sehven atlanmış olduğunun açıkça belirtildiğini, TTK 1472, KTK 98.maddeleri uyarınca görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Dava, davacı şirkete grup sağlık sigortası ile sigortalı …’ın geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle hastanedeki tedavisine ilişkin tedavi masraflarından SGK tarafından karşılanmayan kısmının, sigortalının yaralanmasına sebep olan … plaka sayılı aracın zmm sigortacısı davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. 37, K. 9, R.G. 03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmıştır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472.maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açabilecek ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. Grup Sağlık Sigortası Sertifikasında sigorta ettiren … AŞ olup, sigortalı ise bu şirket personeli …’dır. Davalı ise sigortalının yaralanmasına sebep olduğu iddia edilen … plaka sayılı aracın zmm sigortacısıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1.a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1. maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda davalı şirket zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda eldeki dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı içinde kaldığından, uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekirken verilen görevsizlik kararı usul ve hukuka aykırıdır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen karar hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemenin 2020/527 E. 2021/31 K. sayılı 19/01/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda davanın esasına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.c bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/12/2021