Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/512 E. 2021/1184 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/512
KARAR NO: 2021/1184
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/129 Esas
KARAR NO: 2020/794
KARAR TARİHİ: 24/11/2020
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin muris …’ın dava dışı işveren … A.Ş.’nin işçisi olarak çalışmakta iken 24/02/2013 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat ettiğini, meydana gelen iş kazası, davacı müvekkillerin murisi …’ın, işverene ait Gebze’de bulunan … Mah. … Mevkii adresindeki taşocağı şantiyesinde çalışmakta iken, … plakalı ve … seri numaralı yükleyici kepçeyi kullanan müvekkilleri murisinin, tüm çabalarına rağmen, iş makinası kepçenin frenlerinin tutmaması nedeniyle 70 – 80 metre yükseklikteki uçurumdan düşmesi sonucu feci bir şekilde 24/02/2013 tarihinde hayatını kaybettiğini, duyulan elem ve ızdırabın karşılığı olarak, murisin annesi, babası ve kardeşleri için tarafımızdan Gebze 6.İş Mahkemesi’nin 2016/214 Esas sayılı dosyası ile işveren … A.Ş. aleyhine manevi tazminat davası açtıklarını, davalı işverenin kusur durumuna göre davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, verilen karar sonrası icra takibi yapıldığını, icra takibinin kesinleşmesine rağmen … A.Ş. tarafından bugüne kadar kendilerine veya icra müdürlüğüne herhangi bir ödeme yapılmadığını, ayrıca ilamlı icra takibine konu Gebze 6.İş Mahkemesi’nin 26/06/2018 tarihli, 2016/214 Esas ve 2018/235 Karar sayılı ilamını istinaf ettiklerini, halen dosya istinaf sürecinde olduğunu, davalı işveren yönünden kararın kesinleştiğini, fark tazminat talepleri ile ilgili olarak her türlü dava ve talep haklarını ve tüm yasal haklarını saklı tuttuklarını, İşveren … A.Ş. ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında yapılan, 28/08/2012 – 28/08/2013 tarihleri arası, … müşteri nolu, … poliçe numaralı ve kişi başına bedeni limit 75.000,00 TL, kaza başına 300.000,00 TL olan işveren mali sorumluluk poliçesi yaptırıldığını, Gebze 6.İş Mahkemesi’nin 2016/214 Esas sayılı dosyasında yargılama devam ederken işveren … A.Ş. vekili tarafından, HMK. 61.madde hükmü uyarınca davanın … Sigorta Şirketi’ne ihbar edildiğini, işveren tarafından ödeme yapılmaması nedeniyle, işveren mali mesuliyet poliçe kapsamındaki hakların tahsili amacıyla, dava açmadan önce 06/05/2019 tarihli başvuru dilekçeleri ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuru yapıldığını, başvuru dilekçelerinin davalıya 09/05/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile işverenden alacaklı oldukları tüm manevi tazminat, işlemiş faizleri, ilam vekalet ücretleri, yargılama giderleri, harç alacağı, icra vekalet ücreti, icra masrafları, tahsil harcı, takip sonrası faizleri ve maddi tazminat taleplerinin ve işlemiş faizlerinden, işveren ile davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olduklarını, arabuluculuk görüşmelerinden anlaşma sağlanamadığını iddia ederek ve fazlaya dair haklarını saklı tutarak; İşveren mali sorumluluk poliçesi limitleri dahilinde davalı … Sigorta A.Ş.; Gebze 6.İş Mahkemesi’nin 2016/214 Esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan 85.000,00 TL manevi tazminatın 24/02/2013 kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizleri ve mahkemece takdir edilen vekalet ücretleri, harç alacağı ve yargılama giderleri ve Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki icra vekalet ücreti, icra masrafları, tahsil harcı ve ödeme gününe kadar ki işleyecek takip sonrası faizleri ve poliçe limitleri ile birlikte sınırlı olmak kaydı ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Sigortalı … A.Ş. hakkında iflas kararı verildiğini, Gebze … İcra Dairesi … İflas sayılı dosyası ile iflas masası açıldığını, bu aşamadan sonra sigortalı şirketin temsil ehliyetinin bulunmadığını, sigortalı şirket adına yapılacak ödemelerde iflas masasının onayına tabi olacağından arabuluculuk görüşmelerine taraf olarak iflas idaresinin de eklenmesi gerektiğini, dava şartı arabuluculuk görüşmelerine sigortalı şirketin işlemlerini yürüten iflas idaresinin dahil edilmemesi nedeniyle yerine getirilmediğini, iflas aşamasında olan sigortalı adına ödeme yapılması söz konusu olmadığını, alacak talebi bulunanların iflas idaresine yönelik işlem yapması gerektiğini, davanın gebze … icra müdürlüğü … iflas sayılı dosyasına bildirilmesi ile iflas idaresinin davaya dahil edilmesi gerektiğini, İşbu dava açılmadan önce, müflis sigorta şirketinin iflas işlemlerinin yürütüldüğü Gebze … İcra Dairesi … İflas sayılı dosyadan kendilerine sigortalı şirkete borçlarının bulunması halinde iflas idaresine bildirmeleri istendiğini, sigortalı şirkete bir borçları olduğu kabul anlamına gelmemek üzere bu aşamada davacı tarafa ödeme yapılacak olması sigortalı şirket açısından mükerrer ödemeye sebep olacağından sigorta şirketine karşı mükerrerliğin önlenmesi gerektiğini, davacı tarafın alacağını iflas masasında kayıt altına alarak, iflas idaresinden talep etmesi gerektiğini, HMK md. 121 gereği delillerin kendilerine tebliği gerektiğini, tüm dosya delilleri kendilerine tebliğ edilmeden temerrüt olgusunun gerçekleşmeyeceğini, dolasıyla faiz ve fer’iler açısından müvekkili sigorta şirketinin bu aşamada sorumlu tutulamayacağını, dava dilekçesi ile kaza tarihi itibariyle faiz talebinde bulunulmuş ise de, müvekkil sigorta şirketine kaza tarihi itibariyle ihbarda bulunulmadığını, bu sebeple, müvekkili sigorta şirketinin kaza tarihi itibariyle faizden ve diğer ferilerinden sorumlu olması söz konusu olmadığını, müvekkili sigorta şirketinin mezkur kazadan haberdar olmadığından icra vekalet ücreti, icra masrafları, tahsil harcı ve takip sonrası faiz taleplerinin reddi gerektiğini, İşveren Sorumluluk Sigortasının bir işyerinde işverene bir hizmet sözleşmesi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu’na tabi çalışanların yükümlülüklerini yerine getirmesi esnasında uğrayacağı zararlar için işverene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına alan bir sigorta türü olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun kusur ve sigorta poliçesi ve limitleri dahilinde sorumlu olabileceğini, genel ve özel şartlar çerçevesinde, sigortacı tarafından verilen teminatın poliçede “kişi başına” belirlenen üst limit olan 75.000-TL ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesinin harca esas değer bölümünde 75.000,00 TL talep edildiğinin sonuç kısmında ise 85.000,00 TL talep edildiğinin mahkemece tespit edilmesiyle mahkeme tarafından davacının talebinin açıklanması istendiğini, davacı tarafın talebinin 85.000,00 TL olduğunu belirttiğini, davacının iddia ve taleplerini kabul anlamına gelmemek üzere, işbu davaya konu poliçe limiti kişi başı 75.000,00 TL ile sınırlı olması nedeniyle aşan talepler yönünden müvekkili sigorta şirketinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte poliçe limitini aşan tutarlar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur raporu alınması gerektiğini, fahiş olan hasar talebini manevi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, davacı tarafça talep edilen tazminat taleplerinin yüksek olduğunu, nev’ilerinin açıklanması gerektiğini, talep edilen alacaklar bakımından, sigortalı şirkete karşı açılmış derdest bir dava ve icra takibi mevcut olduğunu, alacak kalemlerinin hiçbirinde “Tahsilde tekerrür olmamak kaydı” yer almadığını, huzurdaki davanın, belirsiz alacak davası olarak görülmesi mümkün olmadığını, savunarak ve dava nedeniyle delil, karşı delil sunma haklarını saklı tutularak; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, sigortalı şirket iflas aşamasında olduğundan, davacının talebini iflas idaresine yöneltmesinin sağlanmasına, müflis sigortalı şirketi temsil yetkisi iflas idaresinde bulunduğundan iflas idaresinin davaya dahil edilmesine, harca esas değer ile sonuç bölümündeki talebin mübayeneti nedeniyle davanın usulden reddine haksız olarak açılmış bulunan davanın esastan reddine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermemesi nedeniyle tüm dava masrafları, faiz ve sair fer’i taleplerinin reddine, ücreti vekaletin ve masrafların davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” Davalı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısı … A.Ş’dir ve davalı ile dava dışı şirket arasında İşveren Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi bulunduğu anlaşılmakla, düzenlenen poliçe niteliği itibariyle zorunlu poliçelerden olup dava mutlak ticari dava kapsamında kalmadığı gibi nispi ticari dava şartlarını da sağlamamaktadır. Davacıların vefat eden işçi …’ın mirasçıları sıfatıyla bu davayı açtığı davalının da yine dava dışı işveren şirketin sigorta poliçesini düzenlemesi sebebiyle davada davalı sıfatı ile yer aldığı anlaşılmakla, mutlak ve nispi ticari dava kapsamında kalmayan somut davada Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığı, görevli mahkemenin uyuşmazlığın temeli nazara alındığında İş Mahkemesi olduğu kanaatine varılmakla, ” mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; uyuşmazlığın temelinde 3.kişinin yani işverenin kusuru nedeniyle iş kazası gerçekleşmiş ise de, davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğu sigorta hukukundan (Sigortacılık Yasasından) kaynaklandığını, zarar görenin sigortacıya karşı doğrudan dava hakkı, tüm sorumluluk sigortaları bakımından yeni TTK. m. 1478’de düzenlendiğini, bu nedenle dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalar olup TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava; davalı sigorta şirketi ile dava dışı işveren arasında düzenlenen İşveren Sorumluluk Sigorta poliçesi kapsamında uğranılan manevi zararının tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre davalı sigorta şirketi ile dava dışı işveren arasında 28/08/2012-28/08/2013 dönemini kapsayan İşveren Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiği, sigortalı iş yerindeki çalışanların bedeni zararları teminat kapsamına alındığı, manevi tazminat talepleri de teminata eklendiği,davacıların murisi …’ın dava dışı ve davalının sigortalısı konumundaki işveren …A.Ş’nin işçisi olarak çalışmakta iken 24/02/2013 tarihli iş kazası sonucu vefat etmesi dolasıyla Gebze 6. İş Mahkemesi’nin 2016/214 sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının dava dışı işveren …A.Ş tarafından ödeme yapılmaması sebebi ile hükmedilen manevi tazminat ve ferilerinin davalı sigorta şirketinden tahsili istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Ticari dava ile ilgili düzenleme ise TKK’nun 4. maddesinde yapılmıştır. Ayrıca bazı özel kanunlarda da ticari dava kavramına yer verilmiştir. (Örneğin; 6136 sayılı Kooperatifler kanunu md. 99). TTK’nun 4/1 maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları nispi ticari dava niteliğindedir. Ancak, TKK’nun 4/1 md. nin (a)-(f) bentlerinde sayılan mevzuat ile düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları da mutlak ticari dava olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 4/1 (a) bendi ile yapılan düzenlemeye göre “bu kanundan kaynaklanan davalar” açıkça ticari dava olarak kabul edilmiş olup sigorta sözleşmesine ilişkin hususlar Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. Somut olayda davaya konu uyuşmazlık, sigorta sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkin olup TKK’nun 4/1, (a) bendi uyarınca sigorta işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklar herhangi bir şart aranmaksızın ticari dava olarak kabul edilmiştir. O halde davacı, sigorta poliçesi kapsamında TTK’ nın 1478 maddesi uyarınca uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini talep ettiğine göre uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve hukuka aykırı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde, hukuki ilişkinin tespitinde yanılgıya düşülerek, İş Mahkemesinin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜ ile, HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/11/2020 tarih, 2020/129 esas 2020/794 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davacılar tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine, 5-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/11/2021