Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/38 E. 2021/199 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/38
KARAR NO: 2021/199
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/671 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 10/07/2020
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/02/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının toptan gıda alım, satım işiyle iştigal ettiğini, davalı ile gıda alım, satımı konusunda ticari ilişkinin mevcut olduğunu , davacının iş bu ticari ilişkiden kaynaklanan edimini eksiksiz yerine getirdiğini ve 229.497,18 TL alacağının bulunduğunu, davalı tarafça ödenmeyen alacağın tahsili talepli başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiği belirtilerek itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece 10/07/2020 tarihli Ara kararda ”….Somut olayda ihtiyati haciz talebinin dayanağı olan sözleşme ve faturaların borç ikrarını içeren belge niteliğinde olmadığı, tek başına alacağın niteliğini ispatlar nitelikte bulunmadığı, sözleşmeye konu edimlerin yerine getirilip getirilmediği, faturalarda yazılı bedelin ödenmediği iddiasının yargılamayı gerektirdiği, mutabakat mektubunun mail yoluyla gönderildiği iddiası karşısında mutabakat mektubunun karşı taraftan sadır olup olmadığının belirsiz olduğu, ayrıca mutabakat mektubundaki “mutabık olduğumuzu/olmadığımızı bildiririz” şeklindeki içerikten mutabık kalınıp kalınmadığının kesin bir şekilde anlaşılmadığı, İİK 257. maddede öngörülen şartların oluşmadığı, alacağın varlığının yargılamaya muhtaç olması sebebiyle” davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında hizmet sözleşmesi düzenlendiği, dosya kapsamında cari hesap ekstresi, yemek hizmet sözleşmesi, faturalar vs. bir çok evrak varken yalnızca mutabakat evrakındaki ”mutabık olduğumuzu/olmadığımızı bildiririz.” ibaresine atıf yaparak mutabık olunup olunmadığının belli olmadığı gerekçesiyle talebi reddedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğu, borçlunun mal kaçırma ihtimalinin bulunduğu, taraflar mail yolu ile mutabakat imzalandığı, fiziki olarak herhangi bir evrak bulunmadığı, her iki taraf da mutabakatı imzalayarak mail yolu ile birbirlerine gönderdiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili talepli başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde takip alacaklısı sıfatıyla davacının davalı aleyhine 18.06.2019 tarihli 228.867,79 TL tutarlı cari hesap alacağından kaynaklı 228.867,79 TL ana para, 629,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 229.497,18 TL alacağın tahsili talepli icra takibinde bulunduğu, istinaf incelemesine konu talep ise ihtiyati haciz istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece,” İİK 257. maddede öngörülen şartların oluşmadığı, alacağın varlığının yargılamaya muhtaç olması sebebiyle davacı vekilinin talebinin reddine ” karar verilmiştir. İİK 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedieminde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nun 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olay değerlendirildiğinde; dosya kapsamına ibraz edilen yemek hizmet sözleşmesinin taraflarca imzalandığı ve sözleşmeye göre davacının davalıya ait Hasanpaşa ve Acıbadem kampüslerinde , çalışanlara , öğrencilere , müsaadeli misafirlere ve alıcının uygun göreceği aynı binada muhkim diğer şirketlerin personellerine çalışma günlerinde yemek verilmesi, self servis düzeninde sunulması, ayrıca yemek verilen yemekhanenin temizliği ve bulaşık yıkama hizmetlerinin verilmesini, bunun karşılığında davalının da sözleşmede belirlenen ücreti ve sair edimleri ifa etmeyi yükümlendiği belirtilmiştir. Davacı şirket tarafından düzenlenen faturalar, cari hesap ekstresi ve 01.07.2019 -18.06.2019 tarihli mutabakat formlarının suretleri nazara alındığında; sunulan belgeler alacağın varlığı ve muaccel olduğuna ilişkin yaklaşık ispata yeterli olmayıp yargılamayı gerektirmektedir. 01.07.2019 tarihli mutabakatnamenin suretinin incelenmesinde 30.06.2019 tarihi itibariyle 228.868,16 TL alacak yönünden mutabık kalınıp kalınmadığının da net olarak belirtilmediği anlaşılmaktadır. Ayrıca davalının mal kaçırma hazırlığında bulunduğu iddiası da somut verilerle ispatlanmamıştır. İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları bu aşamada oluşmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmesi kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının Hazineye Gelir Kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nın davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/.1f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/02/2021