Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/358
KARAR NO : 2021/411
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2020
NUMARASI: 2020/429
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati haciz talepli dava dilekçesi ile, taraflar arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkilin muavin defter kayıtlarına göre 83.208,35 TL alacağı bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, kötüniyetle takibe itiraz edildiğini, bu nedenle davalının haksız yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, davalının mal kaçırma ihtimali bulunduğundan davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 14/05/2019 tarihli tensip zaptının 9 nolu bendi ile, davanın cari hesaptan doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali isteme ilişkin olduğu, dava dilelçesi ekinde muavin defteri konulsada davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, davacının haklılığının ancak yargılama ile ortaya çıkabileceği bu hali ile yaklaşık ispat kuralının yerine getirilmediği kanaati ile davacı vekilinin şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri olarak, İİK 257. maddedeki şartlar somut olayda gerçekleştiğini, müvekkilinin muavin defterinde belirtilen cari hesap ekstreleri yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup yaklaşık ispak kuralanın yerine getirilmesine rağmen mahkemece ihtiyati haciz talebinin haksız reddedildiğini belirtmiştir.İhtiyati haciz, İİK’nin 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir.İİK’nın 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabında haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir. (Yargıtay 19.HD. 23.01.2014 t. 2023/18723-2014/1804) HMK’nın 297. maddesinde de, hükmün kapsamında nelerin olacağı belirtildikten sonra, tarafların, iddia ve savunmalarının özetleri, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların hükümde yer alması gerektiği, ayrıca hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.Anayasamızın 141/3. Maddesinde “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” düzenlenmiştir.Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenmesi açısından önemli bir işlev görür. Her ne kadar 14/05/2019 tarihli tensip ara kararında verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair kısa kararda mahkeme gerekçesini ” dava dilelçesi ekinde muavin defteri konulsada davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, davacının haklılığının ancak yargılama ile ortaya çıkabileceği bu hali ile yaklaşık ispat kuralının yerine getirilmediği kanaati ile haciz talebinin reddine” şeklinde kısaca yazarak değinmiş ise de gerekçeli kararın yazılmadığı anlaşılmaktadır. Davanın esası hakkında karar verdikten sonra gerekçeli karar yazılmadan dosya Yargıtay’a temyiz incelemesi için veya İstinaf Mahkemesine istinaf incelemesi için gönderilemiyorsa aynı durum İhtiyati Tedbir ve İhtiyati Haciz kararları için de geçerlidir. Tensiben verilen kısa karar ile yetinerek gerekçeli ayrı bir karar yazılmaması usuli bir eksiklik niteliğindedir. Açıklanan nedenlerle ara kararda gerekçe bulunsa dahi ayrıca gerekçeli karar yazılmamış olmasının usuli bir eksiklik olduğu ve bu eksikliğin dairemizce giderilmesi mümkün olmadığından dosyanın gereği için mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmektedir.Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince İİK 258 vd. maddelerine uygun olarak ihtiyati haciz talebinin reddine dair gerekçeli karar yazıldıktan ve usulüne uygun taraflara tebliğ edildikten sonra istinaf incelemesi için dosyanın dairemize gönderilmesi için geri çevirme kararı verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;Yukarıda belirtilen eksikliğin giderilmesi için …nun 352. maddesi gereğince dosyanın Mahkemesi’ne GERİ ÇEVRİLMESİNE (İADESİNE),Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile kesin olarak karar verildi.15/04/2021