Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/324 E. 2021/373 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/324
KARAR NO: 2021/373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/286 (DERDEST)
ARA KARAR TARİHİ: 23/12/2020
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında, 16/07/2019 tarihinde personel seçme ve yerleştirme sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca satış müdürü pozisyonuna ilişkin adaylar bulunduğunu, bulunan adayın davalı şirkette çalışmaya başladığını, sözleşme uyarınca hizmet bedeline ilişkin fatura düzenlenerek davalı şirkete kargo yoluyla gönderildiğini, faturaya süresi içerisinde itiraz edilmediğini ancak hizmet bedelinin de ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini ve davalının adresinin sanal ofis olması sebebiyle alacağın tahsilinin imkansız hale gelmemesi için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/286 E. Sayılı dosyasında 01/12/2020 tarihli celsede ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve 23/12/2020
tarihli gerekçeli ara kararı ile; “dava taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalı şirkete verildiği iddia olunan satış direktörü danışmanlık hizmet bedelinin tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davaya dayanak olduğu gibi ihtiyati haciz talebine de satış direktörü danışmanlık hizmet bedeli faturası ve davalının sanal ofiste faaliyet göstermesi sebebiyle alacağın tahsilinin imkansız hale gelmesi ihtimali dayanak yapılmış ise de; faturanın tek taraflı düzenlenebilir oluşu dikkate alındığında söz konusu hizmetin davalıya sağlanıp sağlanmadığı, alacağın varlığı ve miktarı hususlarında yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmemesi sebebiyle ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalardan ilkinin davalı tarafça ödenmesine rağmen ikinci faturanın ödenmediğini, davalının adresinin sanal ofis olup, muayyen bir yerleşim yeri bulunmadığını, davalının bu adrese yapılan tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle ilgili icra hukuk mahkemelerine başvurduğunu, davaya konu hizmeti aldıktan sonra, almış olduğu hizmetten memnun kalmadığı gerekçesiyle, davacıya Beşiktaş … Noterliğinden … yevmiye numara ve 23/12/2019 tarihli ihtarnameyi göndererek sözleşmeyi feshetme girişiminde bulunduğunu yani hizmeti aldığını ikrar ettiğini, takibe itirazlarının kötü niyetli olduğunu, somut olayda davalı ve davacı arasında imza altına alınmış bir sözleşme ve bu sözleşme çerçevesinde daha önce verilmiş hizmetler, bu hizmetlere ilişkin düzenlenmiş fatura ve yapılmış ödemeler mevcut olduğundan ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu belirterek ara kararının kaldırılmasını ve davalı şirketin muayyen bir yeri olmaması nedeniyle davalının bildirilen ve tespit edilecek banka hesaplarına ihtiyati haciz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi kapsamında ödenmediği iddia edilen fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası olup, istinaf incelemesine konu talep ise ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK 257 maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İİK 258 maddesinde ise “İhtiyati hacze 50 nci maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verilir. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olayda sunulan fatura davalı tarafa kargo yolu ile gönderilmiş ise de kargo içeriğinin belli olmaması nedeniyle, faturanın düzenlenmiş olması alacağın varlığını yaklaşık ispata yeterli değildir. İhtiyati haciz talep eden davacı vekili tarafından, davalının sanal ofis kullandığı ve muayyen bir yerleşim yeri olmadığı iddiası ise mevcut dosya kapsamı itibariyle somut verilerle ispatlanamamıştır. İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ve davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 15/04/2021