Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/319 E. 2021/594 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/319
KARAR NO : 2021/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/387 Esas
KARAR NO : 2020/501
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ
KARAR TARİHİ: 02/06/2021
HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :DAVA Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; işletme hakkı müvekkili davacı şirkette olan Kuzey Marmara Otoyolunda yasaya göre ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde geçiş ücretinin 4 katı kadar ceza ödendiğini, geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlerde ceza işleminin uygulanmadığını, davalı … plakalı aracı ile 17/03/2017-09/11/2017 tarihleri arasında ücret ödemeksizin köprü ve otoyol geçişi yaptığını, geçiş ücretlerinin ve ceza ücretlerinin yasal ödeme süresinde ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas numaralı dosyasından takip başlatıldığını, davalı borçlunun alacaklı şirkete herhangi bir borcu olmadığı gerekçesi ile itiraz ettiğini, davalı borçlunun yaptığı itirazın haksız olduğunu, alacağın likit olduğunu, ihlalli geçiş yapan aracın bir ticari araç olduğunu, davalının ticari işletmesine ilişkin kullanıldığı açık olduğundan ticari işlerde uygulanan faiz nevi ve oranının talep edilmesinde de hukuka aykırı bir yön bulunmadığını beyan ederek itirazın iptalini, takibin devamını talep ve dava etmiştir.
CEVAP Herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… 08/09/2016- 14/05/2018 tarihleri arasında davalı … adına kayıtlı bulunan … plakalı kamyonun 17/03/2017-09/11/2017 tarihleri arasında işletme hakkı davacı şirkete ait olan Kuzey Marmara Otoyolundan ücretini ödemeksizin geçiş yapması nedeniyle geçiş ücretleri ve para cezasının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteminin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Açılan dava ve alacağın temelini oluşturan ilişki, TTK’nun 4/1. maddesinde sınırlı sayıda gösterilen hususlara ilişkin olmayıp eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilebilmesi olanağı bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından ihlali geçiş yapana aracın kamyon olması sebebiyle uyuşmazlığın ticari dava olduğu iddia edilmişse de 6102 sayılı TTK’nun 4/1. maddesi kapsamında bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için uyuşmazlık kapsamında tarafların tacir olması ve işin de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekmektedir. İhlalli geçiş yapan aracın kamyon olması sebebiyle ticari veya mesleki amaç dışında kullanılması olanağı bulunmamaktaysa da davalı gerçek kişinin tacir olmadığı dosyaya yansıyan İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ve Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı cevapları ile sabit olması karşısında eldeki davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi olanağı bulunmamaktadır. Bununla birlikte uyuşmazlık konusunun yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin de olmaması nedeniyle eldeki davanın ticari dava olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olmadığına kanaat getirilmiştir. Genel görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olarak düzenlenmiş olmakla, mahkememizin görevli olmaması karşısında eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme de bulunmadığından davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatiyle davanın görev yönünden usulden reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davaya uyuşmazlıkta ihlale geçiş yapan aracı kamyon olması sebebiyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu ancak mahkemece davalı gerçek kişinin tacir olmadığı yönünde dosyaya yansıyan bilgi ve belgeler uyarınca uyuşmazlığın nisbi ticari dava olarak kabul edilebilmesi olanağının bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, ihlali geçişi gerçekleştiren aracın kapalı kasa kamyonet niteliğinde olduğu açıkça görüldüğünden aracın niteliği gereği ticari amacı özgülendiği hususunun bir şekilde ortada olduğu, nitekim İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin 17. Hukuk dairesi 2018 /1079 esas sayılı ilamında da taşıma faaliyetini özgü imal edilen aracın kamyon olması ve bu haliyle ticari nitelik taşıdığı anlaşıldığından davalının da tacir sayılması gerektiği belirtilerek davanın ticari mahkemelerde görülmesi gerektiği yönünde kararı bulunduğu bu nedenle Yerel Mahkeme’nin görevsizlik kararı açıkça hukuka aykırı olduğu, aracın ticari vasfı gereği Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava otoyol geçiş ücretinden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.İstanbul … İcra dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; … plakalı aracın geçiş ücreti /para cezası olarak 25. 869 60 TL asıl alacak 1.266,34 TL faiz ve 227,94 TL KDV olmak üzere toplam 27.364,09 TL alacağın tahsili talepli 08.02.2018 tarihli ödeme emrinin, davalıya 16.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı tarafça 23.02.2018 tarihli itiraz dilekçesi ile takip dosyasında belirtilen borcu tamamını kabul etmediğini bildirir yazılı dilekçe sunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılamada öncelikle davalının tacir sıfatına haiz olup olmadığı yönünde araştırma yapılmış , İstanbul Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünce mahkemeye gönderilen 29.11.2019 tarihli cevabı yazıda yapılan sorgulama neticesinde … plakalı 1992 model … 20 marka , SFA****67 ŞASİ ve 86567 motor numaralı kırmızı renkli kamyonun 17.03.2017 – 09.11.2017 tarihlerini kapsayan, 08.09.2016 ile 14.05.2018 sahiplik tarihleri arasındaki malik bilgisini … olduğu belirtmiştir. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce mahkemeye gönderilen yazıda da davalının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı aynı zamanda pay sahibi oldugu anonim şirketi kaydı bulunmadığı, kayıtlarına göre ortağı olduğu kolektif, komandit ve limited şirketi kaydı da bulunmadığı ve İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğince gönderilen yazı cevabında davalının kaydına rastlanılmadığı yönünde bilgi verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davaya konu uyuşmazlıkta ihlalli geçiş yapan aracın kamyon olması sebebiyle nispi ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve her iki tarafın ticari işletmesi ile bir uyuşmazlığın bulunması gerektiği ancak yukarıda belirtilen yazı cevaplarından davalının gerçek kişi tacir olmadığı belirtilmekle, davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi mümkün bulunmadığı gerekçesiyle ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilerek davanın görev yönünden usulden reddine dair karar verilmiş , iş bu karar yönünden davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davaya konu uyuşmazlıkta; ihlali geçişe konu aracın kamyon olarak belirtilmesi karşısında, davalının tacir sayılıp sayılamayacağının tespiti ile bunun sonucunda görevli mahkemenin belirlenmesi yoluna gidilmesi gerekmektedir.Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nun 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Yargıtay 11.H.D.’ nin 06/03/2018 Tarih ve 2016/11515 E-2018/1718 K sayılı kararında da vurgulandığı gibi, TTK’nin 12. Maddesine göre “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü yer almaktadır.TTK’nun 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.”, aynı yasanın 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Daya konu somut olayda; İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığınca mahkemeye gönderilen e-yoklama fişinde davalının , gelir getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz mükellef, gelir vergisi mükellefi , faal durumda home ofis iş yerinin bulunduğu, taksi şoförlüğü faaliyetinde bulunulduğu ve son muhtasar beyannamesine göre kayıtlı çalışan bulunmadığı belirtilmekle davalının, esnaf faaliyet sınırı aşan faaliyette bulunduğunun tespit edilemediği ve davanın mutlak ticari davalardan da olmadığı anlaşılmaktadır.Yukarıda yer alan bilgi ve belgeler ışığında mahkemece verilen karar ile davacı vekilince sunulan istinaf dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde; HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; HMK m. 353/1,b1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 148,60 TL’lık başvuru harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nun istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi 02/06/2021