Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/284 E. 2021/383 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/284
KARAR NO: 2021/383
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/510
KARAR NO: 2020/888
KARAR TARİHİ: 17/12/2020
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 14/09/2017 tarihinde İnsan Kaynaklan Süreçleri Yapılandırma Projesi Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin başlangıç tarihinin 26/09/2017 bitiş tarihinin ise 20/03/2018 tarihi olduğunu, davacının sözleşmeye uygun şekilde hizmet sunumunu yaptığını, 2018/Mart ayına ilişkin 01/03/2018 tarihli 035691 seri numaralı 206.500,00 TL bedelli fatura düzenlendiğini ve davalıya teslim edildiğini, davalının bahse konu fatura bedelini ödemediğini, davalının Kayseri … Noterliğinin 12/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini, davalının sözleşmenin feshinin geçerli ve haklı bir nedene dayanmadığını, sözleşmenin bitiş tarihine kadar yükümlülüğünü eksiksiz yerine getireceğini bildirir Büyükçekmece … Noterliğinin 21/03/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini davalıya keşide ettiğini, davalının sözleşmenin bitimine 15 gün kala haksız olarak sözleşmeyi feshettiğini, davacının davalıya 05/04/2018 tarihli ve … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturayı gönderdiğini, davalının bahse konu faturayı iade ettiğini, davacının 01/03/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli fatura ile 05/04/2018 tarihli … numaralı 206.500,00 TL bedelli faturalardan kaynaklanan alacak için İstanbul … icra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davaya konu hizmet alım akdinden doğan yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini, proje döneminin sonuna gelinmiş olmasına rağmen davacı tarafça somut bir çalışma ortaya konmadığını, sözleşmede kararlaştırılan birçok hizmetin yerine getirilmediğini, sözleşmenin 4/a maddesinde belirtilen idareye bağlı holding ve bağlı şirketler ziyaret edilerek mevcut insan kaynakları organizasyon yapısı ve insan kaynaklan uygulamalarının detaylı incelenmesi, inceleme sürecinde kontrol listeleri, organizasyon şemaları, kurumsal bilgi ve belgeleri incelenerek bazı çalışanlar ile derinlememesine mülakat şeklinde gerçekleştirilmediğini, analiz süreci sonunda kontrol edilen veriler raporlanmadığını, davacı şirketin organizasyon şemasının iyileştirilmesinde grup şirketlere yönelik çalışma yapmadığını, sadece holding için şema hazırlanıp grup şirketlerine ilişkin çalışmaların davalı şirket tarafından yapılmasına ilişkin yönlendirme yapıldığını, davacının ifasını eksik yerine getirdiğini, sözleşmenin 4. Maddesinde idarenin talebi halinde yönetici ve çalışanlara eğitim verilmesi ile koçluk hizmetlerinin ayrıca ücretlendirileceğı bu hizmetlerin günlük bedelinin 7.000,00 TL olduğu, davacıya günlük ödeme konusunda tarafların anlaştığını, davacının sözleşme hükmünü ihlal ederek eğitim başına ücret talep ettiğini ve fatura kestiğini, davacının tavrının MK md. 2’ye aykırı olduğunu, davacının yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle 12/03/2018 tarihinde davacının sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, davaya konu icra takibinin iptali ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/510 E. 2020/888 K. sayılı 17/12/2020 tarihli kararı ile; “…Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup unvan değişikliği yapan eski ünvan ile davalı … Holding’in cevap ve beyan dilekçelerinde ikrar ettiği şekilde TMSF’ye devredildiği, olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan KHK’lar gereğince kapatılan kurum ve kuruluşlardan olduğu, 03/10/2016 tarihli 675 sayılı KHK’nın ” Dava ve Takip usulü ” başlıklı 16 mad’de (3) 20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek ve tüzel kişiler veya kapatılma ya da re’sen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/08/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun hükmünde kararnamenin 5.mad gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir” hükmüne yer verilmiş olmakla davalı hakkında 670 sayılı KHK ‘nın 5.mad gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süre içerisinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; 675 sayılı KHK’nın 16. maddesinde açıkça KHK’lar gereğince kapatılan veya resen terkin edilen şirketlere ilişkin düzenlemenin yer aldığını, davalı şirketin ise KHK’lar ile kapatılmadığını ve resen terkin edilmediğini, TMSF’ye devredilerek faaliyetlerine kayyım marifetiyle devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince 670 sayılı KHK’nın 5. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Somut dosyada çözüme kavuşturulması gereken konu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 133. maddesi uyarınca kayyum atanan ve kayyumların yetkileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilen davalı şirket yönünden, mahkemece verilen 670 sayılı KHK’nın 5. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararının yasal düzenlemelere uygun olup olmadığıdır. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2014/21792 sayılı FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/08/2016 tarihli 2016/3005 D.İş. sayılı kararı ile … Holding A.Ş.’ye kayyım atanarak, yönetim organının tüm yetkileri kayyımlara devredilmiştir. 01/09/2016 tarihli 29818 (2. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 674 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye” başlıklı 19. maddesinde; “(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/342 E. sayılı dosyasında 05/09/2016 tarihinde verilen ara karar ile 01/09/2016 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 674 sayılı KHK’nın 19. maddesi uyarınca, davalı şirkete atanan kayyımların görevlerinin sonlandırılmasına ve Boydak Holding bünyesindeki şirketlerin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmesine karar verilmiştir. 24/11/2016 tarihli 29898 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun “Kayyımlık yetkisinin devri ve tasfiye” başlıklı 19. maddesi; “(1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca kayyım atanmasına karar verilen şirketlerde görev yapan kayyımların yetkileri, hakim veya mahkeme tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilir ve devirle birlikte kayyımların görevleri sona erer. (2) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra ve olağanüstü halin devamı süresince terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı veya irtibatı nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanununun 133 üncü maddesi uyarınca şirketlere ve bu Kanunun 13 üncü maddesi uyarınca varlıklara kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, kayyım olarak Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu atanır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, diğer sorunları veya piyasa koşulları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tespit edilmesi durumunda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu şirketin yahut varlıklarının veya bu Kanunun 13 üncü maddesinde belirtilen varlıkların satılmasına veya feshi ile tasfiyesine karar verebilir. Satış ve tasfiye işlemleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yerine getirilir. (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun 128 inci maddesi uyarınca verilen el koyma ve tedbir kararları, kayyım yetkisinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devriyle birlikte kendiliğinden kalkar.” şeklindedir. 06/01/2017 tarihli 29940 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 680 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 81 maddesi ile; 10/11/2016 tarihli ve 6758 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrası “(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler hariç olmak üzere; birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki şirketler, soruşturma ve kovuşturma sonuna kadar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gözetiminde, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakanın atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli tüccar gibi yönetilir. Bu şirketlerin yöneticileri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından atanır ve görevden alınır. Bu şirketlerin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle mevcut halin sürdürülebilir olmadığının tespit edilmesi durumunda, şirketin yahut varlıklarının veya 5271 sayılı Kanunun 128 inci maddesinin onuncu fıkrasında belirtilen malvarlığı değerlerinin satılmasına veya feshi ile tasfiyesine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından karar verilebilir. Satış ve tasfiye işlemleri ilgili şirketin yönetim kurulu tarafından yerine getirilir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan onayıyla belirlenir.” şeklinde değiştirilmiştir. 17/08/2016 tarih ve 29804 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5.maddesinde; “(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının her türlü taşınır, taşınmaz, malvarlığı, alacak ve hakları ile belge ve evraklarının (devralınan varlık); her türlü tespit işlemini yapmaya, kapsamını belirlemeye, idare etmeye, avans dahil her türlü alacak, senet, çek ve diğer kıymetli evraka ilişkin olarak dava ve icra takibi ile diğer her türlü işlemi yapmaya, devralınan varlıklarla ilgili olup kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle tevsik edilen borç ve yükümlülükleri tespite ve hiçbir şekilde devralınan varlıkların değerini geçmemesi, ek mali külfet getirmemesi, kefaletten doğmaması ve Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY)’ne aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olmayan kişilerle gerçek mal veya hizmet ilişkisine dayanması şartıyla bu varlıkların değerlendirilmesi suretiyle bunları uygun bir takvim dahilinde ödemeye, kapatılan kurum ve kuruluşların taahhüt ve garanti ettiği ancak vermediği mal ve hizmet bedellerinin ödemesini durdurmaya veya ödemeye, tahsili mümkün olmadığı anlaşılan veya tahsilinde ve takibinde yarar bulunmayan hak ve alacaklar ile taahhüt ve garantilerin tahsilinden vazgeçmeye, her türlü sulh işlemini yapmaya, devralınan varlıklarla ilişkili kredi veya gerçek bir mal veya hizmet ilişkisine dayanan borçlar nedeniyle konulmuş ve daha önce kaldırılmış takyidatları kredinin veya borcun ödenebilmesini sağlamak amacıyla kaldırıldığı andaki koşullarla tekrar koydurmaya ve ihyaya, menkul rehinleri dikkate almaya, devralınan varlıklara konulan takyidatların sınırlarını belirlemeye ve kaldırmaya, finansal kiralama dahil sözleşmelerin feshine veya devamına karar vermeye, devralınan varlıkların idaresi, değerlendirilmesi, elden çıkarılması için gerekli her türlü tedbiri almaya, gerektiğinde devralınan varlıkların tasfiyesi veya satışı amacıyla uygun görülen kamu kurum ve kuruluşlarına devretmeye, devir kapsamında olmadığı belirlenen varlıkları iadeye, kapatılanların gerçek kişiye ait olması halinde devralınacak varlıkların kapsamını belirlemeye, tereddütleri gidermeye, uygulamaları yönlendirmeye, bütün bu işlemleri yapmak amacıyla usul ve esasları belirlemeye, vakıflar yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğü, diğerleri yönünden Maliye Bakanlığı yetkilidir. (3) Kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının bağlı oldukları şirketlerin faaliyetleri sonlandırılarak ticari sicil kayıtları resen terkin edilir. Bunların devralınan varlıkları dışındaki varlıkları da Hazineye bedelsiz devredilmiş sayılır. Bu durumda şirketlere daha önce atanmış kayyımlar tasfiye memuru olarak görevlendirilebilir veya bu şirketlere tasfiye memuru atanabilir. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve birinci fıkrada yer alan hususları bu şekilde devralınan varlıklar için de uygulamaya Maliye Bakanlığı yetkilidir.” 29/10/2016 tarih ve 29872 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 16.maddesinde; “(1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. (2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır. (3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir. (4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” düzenlemeleri yer almaktadır. İlk derece mahkemesinin kararına dayanak yaptığı 670 sayılı KHK’nın 5.maddesi ve 675 sayılı KHK’nin 16.maddesinde yer alan düzenlemeler, KHK’ler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarına ilişkin getirilmiştir. Davalı şirket yönünden yapılan incelemede ise; Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2014/21792 sayılı FETÖ/PDY soruşturması kapsamında Kayseri 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/08/2016 tarihli 2016/3005 D.İş. sayılı kararı ile … Holding A.Ş.’ye kayyım atanarak yönetim organının tüm yetkileri kayyımlara devredilmiş, Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/342 E. sayılı dosyasında 05/09/2016 tarihinde verilen ara karar ile 01/09/2016 tarihli mükerrer Resmi Gazetede yayınlanan 674 sayılı KHK’nın 19.maddesi uyarınca kayyımların görevlerinin sonlandırılmasına ve … Holding bünyesindeki şirketlerin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmesine karar verilmiştir. Davalı şirket, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun ilişkili olduğu Bakan ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun atadığı yönetim kurulu tarafından yönetilmekte olup, olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan ve Vakıflar Genel Müdürlüğüne veya Hazineye devredilen şirketler arasında değildir. Açıklanan nedenlerle, taraflar arasında sözleşme hükümleri gereğince davacı şirket tarafından sözleşme konusu hizmetlerin verilip verilmediği, davacının varsa alacak miktarının tespiti ile işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulanma yeri bulunmayan 670 sayılı KHK’nın 5. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi kararı hatalı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/510 E. 2020/888 K. sayılı 17/12/2020 tarihli kararı kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.6 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/04/2021