Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/28 E. 2021/406 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/28
KARAR NO : 2021/406
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/04/2017
NUMARASI : 2015/1134 2017/266
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; Müvekkillerinin müşterek murisi … 22/11/2014 tarihinde silahlı saldırı sonucu öldürüldüğünü ve buna ilişkin olarak Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/83 E. Sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını, müvekillerinin Kocaeli Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1062-821 E-K sayılı mirasçılık belgesi ile mirasçı olduklarını, müteveffanın davalı … şirketince yaptırılan Hayat Poliçesi ile sigortalandığını, sigorta bedeli olan 50.000-TL bedelli teminatlı sigorta poliçesinden müvekkillerinin hissesine düşen 31.250-TL’nin ödenmesi için yapılan şifahi görüşmelerde ödeme yapılmayacağının söylendiğini, risk gerçekleşmiş olmakla poliçe mucibince bu hasarın ödenmesi gerekirken ödenmemesinin hukuki olmadığını beyanla 31.250-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Edirne 1. Ağır Cza Mahkemesi’nin 2015/83 E. Sayılı dosyası hakkında beyan ve cevap haklarını saklı tuttuklarını, dava konusu olayın kaza olmadığını, sigorta teminatı dışında kaldığını, sigortalının vefatının cürüm ve cinayet neticesinde doğduğu için teminat kapsamında olmadığını, davacılar ile müteveffanın aynı çatı altında yaşamadıklarını, davacıların bu poliçeye dayalı teminat talep edebilmesi için müteveffa ile aynı çatı altında yaşamaları gerektiğini, poliçenin 4 nolu ayrılmaz ekinde Aile Ferdi Kaza Teminatı başlığı altında bu hususun düzenlendiğini, müteveffanın Edirne’de öldürüldüğü dikkate alındığında hiçbirinin aynı çatı altında yaşamadığının sabit olduğunun, davacı tarafından aksinin ispatı gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu olayın teminat dahilinde olduğu kabul edilse dahi vefat eden şahıs başına toplam limitin 12.500-TL olduğunu, buna göre davacıların veraset ilamındaki payları doğrultusunda talep edebilecekleri tutarın tüm davacılar için toplam 7.812,50-TL olduğunu, bu rakamın dışında başkaca ödenecek tutar olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Davacıların murisinin 22/11/2014 tarihinde gece saat 03.00 sıralarında … isimli şahıs tarafından ruhsatlı tabancası ile 3 adet kurşun ile yakın mesafeden vurularak öldürüldüğü, Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11/02/2016 tarihli 2015/83 E., 2016/27 K., sayılı ilamı ile sabit olduğundan poliçe genel şartları gereğince cürüm veya cinayet işlemek veya bunlara teşebbüs sonucunda meydana gelen ölüm hadisesinin sigorta teminatı kapsamı dışında kalması nedeniyle cinayetin kaza olarak değerlendirilmesinin ve sigorta teminatı içinde kabul edilmesinin ve ayrıca … davacı mirasçılarının sigorta tazminatı talep etmelerinin mümkün olmadığı, dava konusu ölüm olayı ile ilgili olarak davalı … şirketinin … nolu Benim Evim Sigorta Poliçesi’nden dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı saptanmış olmakla, yerinde görülmeyen davanın reddine ” karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; mahkemenin Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 5. Maddesini hatalı olarak yorumladığını, söz konusu madde bütün halde incelendiğinde asıl ifade edilmek istenen sigortalının fıkralar halinde sayılan fiilleri işlemesi ve bunun sonucunda sigorta kapsamına giren bir duruma maruz kalması halinde sigortadan mahrum kalması sonucunu doğuracağını, diğer bir ifade ile örneğin sigortalının cürüm ve cinayete maruz kalması değil cürüm ve cinayet işlemesi veya bunlara teşebbüs etmesi neticesinde sigorta kapsamına giren duruma maruz kalması halinde sigorta bedeline hak kazanamayacağını, ancak yerel mahkeme hatalı şekilde yorumda bulunduğunu, bu nedenle dava konusu olayın teminat kapsamında kaldığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, davacıların murisi ile davalı arasında arasında düzenlenen “… Sigorta Poliçesine ” dayalı aile bireyleri ferdi kaza teminatı kapsamında murisin vefatından kaynaklanan poliçe teminatı istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, müteveffa sigortalı … ile davalı şirket arasında 06/11/2014 başlangıç, 06/11/2015 bitiş tarihli tarihli “… Sigorta Poliçesi” akdedildiği, murisin vefat etmesi üzerine poliçe teminatın davacılardan talep edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların istinaf sebeplerinin incelenmesinde, taraflar arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlığın çözümünden önce, davada HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni nedeniyle re’sen dikkate alınması gereken usule ilişkin aykırılıkların mevcut olup olmadığının tespiti gereklidir. Usule ilişkin aykırılıklar konusunda da öncelikli olarak ve mahkemece re’sen dikkate alınması gereken husus ise, mahkemenin görevli olup olmadığı sorunudur. Zira görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi, taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken; 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.Davacılar, davalı şirket ile bireysel sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır.Somut olayda uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, 19/11/2015 tarihinde açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır. (Yargıtay 11.H.D., 10.10.2016 T., 2016/7590 E., 2016/7972 K.) Dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi hatalıdır.Açıklanan nedenlerle mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1-c, 115/2. maddesi uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacıların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1134 Esas, 2017/266 Karar, 13/04/2017 tarihli kararının KALDIRILMASINA,2-HMK’nın 114/1-c maddesindeki görev dava şartı yokluğundan HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca görevsizlik (davanın usulden reddi) kararı verilerek dosyanın görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesi kararı verilmek üzere mahkemesine İADESİNE,3-Davacılarca yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 4-Davacılarca peşin yatırılan karar harcının talep halinde davacılara iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362-1-c maddesi uyarınca oy birliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.15/04/2021