Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/270 E. 2022/41 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/270
KARAR NO: 2022/41
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/658 Esas
KARAR NO: 2018/1022
KARAR TARİHİ: 24/09/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirkete ait işyerinde çalışan gerek işçilerin gerekse 3.şahısların meydana gelebilecek bir iş kazası neticesinde uğrayabilecekleri herhangi bir bedeni zarardan dolayı davacıya karşı ileri sürebilecekleri tazminat taleplerinin karşılanabilmesi amacı ile davacı ile davalı arasında … poliçe nolu “İşveren Mali Sorumluluk Sigortası” yapıldığını, daha sonra … adlı işçinin davacı şirket tesislerinde 14/05/2006 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yaralandığını, Sgk tarafından meydana gelen kaza nedeniyle bağlanan gelirler ve yapılan ödemeler sonucu toplamda 80.587,78 TL kurum zararı oluştuğundan bahisle şimdilik 8.058,77 TL’nin davacı şirketten tahsili talebi ile Gebze 2.İş Mahkemesi’nin 2009/876 Esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açtığını, söz konusu davanın usulüne uygun şekilde davalı şirkete ihbar edildiğini, davalı şirketçe davaya bir yanıt verilmediği, icra takibine yapılan itirazlar minvalinde de herhangi bir itiraz ileri sürülmediğini, SGK tarafından aşılan davada mahkemece davacı şirketin işveren sıfatı kabul edilerek 56.411,44 TL’nin ve sair giderlerin davacı şirket ile davalı …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, SGK tarafından, hüküm altına alınan tutarın tahsili amacı ile Kocaeli …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davacı tarafından bu takip için 127.331,44 TL ödeme yapıldığını, yine dava ile ilgili olarak 3.853,46 TL karar harcı, 163,70 TL temyiz harcı, 935,66 TL temyiz karar harcı ve 2.890,10 TL bakiye onama harcının da davacı tarafça ödendiğini, söz konusu ödemeler yapıldıktan sonra davacı şirket ile davalı şirket arasında mevcut olan sözleşmeye istinaden ödenen toplam 135.174,36 TL’nin ödeme tarihi olan 06/01/2015 tarihinden itibaren davacı şirkete ödenmesi talebi ile davalı şirkete bildirimde bulunulduğunu, ancak davalı şirketçe davalı şirkete hiçbir ödeme yapılmadığını, bu nedenle toplam 136.040,96 TL borcun davalıdan tahsili amacı ile İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının başlatılan takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğunu, anılan nedenlerle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Celp edilen İşveren Mali Sorumluluk Poliçesi’nin incelenmesinde; poliçenin 01/01/2016-01/01/2017 tarihleri arasında geçerli olduğu, poliçe genel şartlarının 1.maddesinde “Bu poliçeye, işyerinde meydana gelebilcek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Güvenlik Kurumu’na tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat taleleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder.” hükmü mevcut olup, anılan hüküm çerçevesinde poliçe teminatının işverene bir hizmet akdi ile bağlı işçiler ile sınırlı tutulmuştur. Celp edilen Sgk kayıtlarına göre ise kaza yapan .. isimli işçinin davacı şirkete değil, dava dışı alt işveren …’a hizmet akdi ile bağlı olduğu, bu nedenle davacının tazminat talebinin “İşveren Mali Sorumluluk Poliçesi” teminat kapsamında olmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, işveren mali sorumluluk poliçesi kapsamında sigorta teminat bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacının, asıl işveren sıfatıyla alt işveren bünyesinde çalışan işçilerinin geçirdiği iş kazasının sigorta teminat kapsamında olup olmadığı noktasındadır. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında 01/01/2006-2007 dönemini kapsayan işveren mali sorumluluk poliçesi düzenlendiği, poliçede faaliyet konusunun Kereste Fabrikası, riziko adresinin E-5 Karayolu Üzeri Gebze/Kocaeli olduğu, sigortalı kişi sayısı 160 kişi olarak kararlaştırıldığı, riziko adresinde meydana gelen iş kazaları sonucu oluşabilecek herhangi bir bedeni zarardan dolayı işverene karşı ileri sürülecek tazminat taleplerin teminat kapsamına alındığı, şahıs başına verilen bedeni teminatın 125.000,00 TL kararlaştırıldığı, dava dışı alt işveren …’un işçilerinden …’ın 14/05/2006 tarihinde davacı şirkete ait sigortalanan kereste fabrikasında iş kazası geçirdiği, davacı ile dava dışı … arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğundan meydana gelen söz konusu kaza nedeniyle sigortalı kazazedeye bağlanan gelirler ve yapılan ödemeler sonucu (68.249,94 TL peşin sermaye değerli gelir, 2.652,19 TL geçici iş görmezlik ödeneği, 9.735,95 TL tedavi masrafı) toplamda 80.587,78 TL kurum zararı oluştuğundan bahisle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, asıl işveren davacı ile dava dışı alt işveren … aleyhine Gebze İş Mahkemesinin 2009-876 esasına kayıtlı rücuen tazminat davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde meydana gelen iş kazasında asıl işveren ile alt işverenin toplam %70 kusur oranına karşılık gelen 56.446,65 TL zararın asıl işveren ile alt işverenden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, hüküm altına alınan tutarın tahsili için Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatılması üzerine davacı tarafça 07/04/2017 tarihinde dosya hesabına toplam 127.331,44 TL ( asıl alacak, işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, tahsil harcı ve yapılan masraflar) ödeme yapıldığı, ayrıca İş Mahkemesindeki dava ile ilgili olarak 3.853,46 TL nispi karar ilam harcı, 163,70 TL temyiz başvurma harcı, 935,66 TL temyiz karar harcı, 2.890,10 TL bakiye onama harcının davacı tarafça ödendiği, tüm bu ödemelerin sigorta teminat kapsamında kaldığından bahisle davacı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden toplam 135.174,36 TL asıl alacak ve 866,60 TL faiz olmak üzere toplam 136.040,96 TL’nin tahsili amacıyla 20/06/2017 tarihinde takip başlatıldığı, davalının yasal süresinde ödeme emrine itiraz ettiği, davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup üçlü bilirkişi heyetinden alınan 20/06/2018 tarihli raporda özetle, ” İşveren Mali Sorumluluk Poliçesi Genel Şartlarının Sigorta Teminatının Kapsamı başlığı altındaki 1.maddesinde teminat kapsamını işçiler ile sınırlı tuttuğu, zarar gören işçi …’ın davacı şirkete değil dava dışı …’a hizmet akdi ile bağlı olduğu, bu nedenle davalı sigorta şirketinin sigorta poliçesinin alt işverenin işçilerinin zararlarını teminat altına almadığı gerekçesi ile ödeme talebini reddettiği, bu durumun poliçe genel şartları 1.maddesine uygun olduğu, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 135.174,36 TL asıl alacak kaleminin 113.628,51 TL’lik kısmına, 866,60 TL’lik işlemiş faiz kaleminin 728.66 TL’lik kısmına yapmış olduğu itirazının haksız olacağı yönünde” görüş ve kanaat bildirilmiştir. Mahkemece, İşveren Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 1. Maddesi uyarınca poliçe teminatının sadece işverene bir hizmet akdi ile bağlı işçiler ile sınırlı tutulduğu, taşeron işçilerin teminat kapsamında yer almadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de taraflar arasında düzenlenen İşveren Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin faaliyet konusunun Kereste Fabrikası, riziko adresinin E-5 Karayolu üzeri Gebze/Kocaeli olduğu, sigortalı kişi sayısı 160 kişi olarak kararlaştırıldığı, riziko adresinde meydana gelen iş kazaları sonucu oluşabilecek herhangi bir bedeni zarardan dolayı işverene karşı ileri sürülecek tazminat taleplerin teminat kapsamına alındığı, poliçede asıl işveren- alt işveren ayrımı yapılmadığı,riziko adresinde meydana gelen iş kazaları sonucu oluşabilecek herhangi bir bedeni zarardan dolayı işverene karşı ileri sürülecek tazminat taleplerin teminat kapsamına alındığı, poliçede asıl işveren- alt işveren ayrımı yapılmadığı, SGK kayıtlarından, poliçenin yapıldığı tarihte davacı şirketin E-5 Karayolu Üzeri Gebze adresindeki kereste fabrikasında kendi kadrosunda 77 kişinin, alt işvereni …’un kadrosunda 40 kişinin, iş kazasının meydana geldiği dönemde ise sırasıyla 75 ve 40 kişinin çalıştığı, tazminata konu iş kazasının, 160 işçinin sigortalandığı riziko mahali Kereste Fabrikasının faaliyeti sırasında meydana geldiği görülmüştür. Bu durumda, asıl işveren-alt işveren ilişkisi içinde yer alan da dahil olmak üzere faaliyet alanı içinde iş yapan herkesin bu sigorta poliçesinin teminatı kapsamı içinde olduğunun kabulü gerekmektedir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2019 tarih 2018/1125 Esas 2019/5640 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir) Buna göre, meydana gelen söz konusu kaza nedeniyle, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, sigortalı kazazedeye bağlanan gelirler ve yapılan ödemeler sonucunda kurumun zararının giderilmesini yönelik açılan rücuen tazminat davasında hüküm altına alınan tutarın tahsili için başlatılan takipte davacı tarafça 07/04/2017 tarihinde dosya hesabına toplam 127.331,44 TL ( asıl alacak, işlemiş faiz, icra vekalet ücreti, tahsil harcı ve yapılan masraflar) ayrıca İş Mahkemesindeki dava ile ilgili olarak 3.853,46 TL Nispi karar ilam harcı, 163,70 TL temyiz başvurma harcı, 935,66 TL temyiz karar harcı, 2.890,10 TL bakiye onama harcının davacı tarafça ödenme yapılmış ise de sigorta poliçesinde, şahıs başına verilen bedeni teminatın 125.000,00 TL olarak kararlaştırıldığından davacının ödediği miktarı poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalıdan talep etme hakkı bulunmaktadır. TTK 1427/2. maddesinde “Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446’ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Can sigortaları için bu süre on beş gündür. Sigortacıya yüklenemeyen bir kusurdan dolayı inceleme gecikmiş ise süre işlemez.” hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda, riziko tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1427/2.maddesi hükmüne göre 25/05/2017 ihbar tarihinden 45 gün sonrasına isabet eden 09/08/2017 tarihinde davalının temerrüde düştüğü ancak, takibin temerrüt tarihinden önce 20/06/2017 de başlatılması nedeniyle davacının işlemiş faiz alacağın reddi gerekmektedir. O halde davacının, söz konusu iş kazası nedeniyle yapmış olduğu ödemenin sigorta poliçesi limiti ile sınırlı olmak üzere teminat kapsamında kaldığı, takipten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden davalının takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali takibin 125.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına ve takibe konu alacak miktarı likit olduğundan kabul edilen kısım bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi gerekirken hukuki yanılgı ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince hükmün düzeltilmesi cihetine gidilmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/658 Esas, 2018/1022 Karar ve 24/09/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-Davının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile, a-Davalının, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E nolu dosyaya yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 125.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, b-Davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği görülmekle kabul edilen alacak tutarı olan 125.000,00 TL ‘nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, c-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 8.538,75-TL nispi karar harcından davacı tarafından peşin yatırılan 1.643,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.895,71-TL harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
d-Davacı tarafından peşin yatırılan 1.643,04 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında 31,40 TL başvurma harcı, 2.250,00 bilirkişi ücreti, 116,30 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.392,40 yargılama giderinden kabul red oranınına ( % 91,88 ) göre hesaplanan 2.197,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 15.825,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, f-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, g-HMK 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıranlara resen iadesine, İstinaf Giderleri Yönünden; 3-Başvuru tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 121,30 TL başvurma harcının Hazineye irat kaydına, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gerekli olan 80,70 TL maktu karar harcının davacı tarafça yatırılan 411,00 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 330,30 TL harcın istemi halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından sarfedilen 202,00 TL istinaf harcı ile istinaf yargılama aşamasında tebligat posta masrafından oluşan 107,50 TL masraf olmak üzere toplam 309,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6- İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19/01/2022