Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/21 E. 2021/526 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/21
KARAR NO: 2021/526
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/21 Esas
KARAR NO: 2020/534
KARAR TARİHİ: 09/09/2020
DAVA:İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı şirketten tahsil edilmemiş fatura alacağının bulunduğunu, uzun zamandan beri tahsili için çaba gösterilmesine rağmen alacağının ödenmediğini, davalı şirket yetkilisinin bankalarla borç yapılandırma görüşmesi yapılmakta olduğunu, davalının ödemelerini tatil ettiğini, banka borçlarını ertelemeye çalıştığını, kamuoyunda şirket hakkında iflas haberlerinin yayıldığını, davalı şirketin kötü yönetim sebebiyle sermayesinin tamamını kaybettiğini ve borca batık durumda olduğunu, davalının taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini belirterek davalı şirkete kayyım atanmasını ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, sözleşmede sadece İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığından davacının taraf sıfatının bulunmadığını, bu nedenle de davanın reddinin gerektiğini, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının doğrudan iflas talebinde bulunması için gerekli şartların gerçekleşmediğini, davacının alacağa konu ettiği faturanın tek taraflı olarak tanzim edildiğin, bu faturanın müvekkilinin borçlu olduğuna dair delil niteliği taşımadığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” … İİK.nun 177. maddesine dayalı olarak açılan davada, dava dilekçesine göre davacı davasını borçlunun ödemelerini tatil eylemiş olmasına, borca batık olmasına dayandırdığı anlaşılmaktadır. İflas isteyen alacaklı, İİK’nun 181. maddesi yollamasıyla 160. maddesi gereği, gerekli masrafları avans olarak mahkeme veznesine peşin olarak yatırmak zorunda olup, söz konusu husus özel olarak düzenlenmiş bir dava şartıdır. Bu husus 6100 sayılı HMK’nun 114/2.maddesinde düzenlenen “diğer kanunlarda yer alan dava şartları”ndan olup, HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca, mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verilir. (İst. Bam 17 HD, 2019/592 E, 910K, Ankara Bam, 23 HD,: 2017/629 E,764 K) Davacıya tensip zaptının 9 nolu ara kararı ile süre verilmiş olmasına rağmen iflas avansının yatırılmadığı görülmüş; 06/11/2019 tarihli celsede tekrar iflas avansı yatırması için son kez 1 ay kesin süre verilmiş; ancak yatırılmamıştır. Davacı, iflas avansının, davalı şirketin konkordato talep ettiği İst. Anadolu 1 ATM’nin 2018/1307 E sayılı dosyasında yatırılmış olduğunu, bir şirketin bir kez iflas edebileceğini belirterek, iflas avansının da konkordato davası sonuna kadar istenmemesini talep etmiştir. Ne var ki davacının sunduğu emsaller İİK’nun 178. maddesine göre borçlu tarafından açılan iflas davalarına ilişkin olduğu gibi, konkordato davasında … şirketi tarafından yatırılan iflas avansının bu dosya ile mükerrerlik yaratması da mümkün değildir. Konkordato davasına bakan mahkemenin, kesin mühletin sonunda tasdik talebini reddederse borçlu şirketin iflasına karar vereceği kesin değildir. Borca batık olmayan şirket için konkordato talebinin reddine karar vermekle de yetinilebilir. Davalı … şirketinin, İst. Anadolu 1 ATM dosyasında yatırdığı iflas avansı, davacının iflas talepli bu davasındaki iflas avansı yatırma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. 04/03/2020 tarihli celsede davacıya bu kez sonuçları da ihtar edilerek iflas avansını yatırması için kesin süre verilmiş, anılan sürenin 7226 sayılı yasanın geçici 1. maddesine göre uzadığı hesaba katılmasına rağmen avansın yatmadığı görülmüştür. Kesin süre ve ihtara rağmen iflas avansı yatırılmadığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının itirazları üzerinde de kısaca durmak gerekir. Davalının yetki sözleşmesi olduğu, buna göre İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığına ilişkin itirazı, iflas davasında İİK’nun 154/3 maddesi uyarınca yetki sözleşmesi yapılamayacağından, kesin yetki kuralı geçerli olduğundan, yerinde değildir. Davalının derdestlik itirazında da bulunmuştur. Davacı, yaptığı mekanik tesisat işleri ile ilgili sözleşmenin uyarlanması ve alacaklarının tespiti talebiyle İstanbul 14 ATM’nin 2018/350 E (ilk esası 2016/541 E olup) sayılı dava dosyası devam etmekte iken davacı, aynı mekanik tesisat işlerine ilişkin fatura bedelini ödemediğinden bahisle eldeki davada davalının iflasına karar verilmesini talep etmektedir. Davalı derdestlik itirazında bulunmuş ise de derdestlikten söz edebilmek için tarafların aynı olması yeterli değildir. Dayanılan konu ve istem farklıdır. Eldeki davada iflas istenmesine engel bir durum bulunmamaktadır. Davacının konkordato davası ile bu davanın birleştirilmesi talebi ise, davaların mahiyeti gereği isabetli değildir. İflas davasında konkordato davası bekletici mesele yapılmalıdır. Ne var ki iflas avansı dava şartının verilen süreye rağmen giderilmediği anlaşılmakla, bekletici mesele yapılması aşamasına da geçilemediğinden, davanın usulden reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalı hakkında devam etmekte olan konkordato davasının bekletici mesele yapılması gerektiği, dava şartı olan dava harcı ve gider avansının yatırıldığı, iflas avansı yatırılması konkordato yargılaması karar sonucuna göre bekletici mesele yapılması gerektiği, hüküm de takdir olunan vekalet ücretinin kimin tarafından ödeneceği konusunda açıklık olmadığı, gerekçeli karar başlığında ”müflis … Ltd Şti iflas masası” yazılması gerekmesine rağmen …nun yazılmasının da hatalı olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK 177. maddesinde düzenlenen doğrudan doğruya iflas davasıdır. Davacı vekilince sunulan dava dilekçesi ile, borçlunun ödemelerini tatil ettiği, banka borçlarını ertelemeye çalıştığı, kamuoyu ve basın-yayın organlarında davalı hakkında iflas kararı verildiğine dair haberler çıktığı ve taraflar arasında düzenlenen … Projesinin mekanik işlerinin yapımına ilişkin eser sözleşmesinden kaynaklanan davalı taraftan tahsil edilmeyen fatura alacağı bulunduğu belirtilerek davalı şirket hakkında İİK 177 maddesi uyarınca iflas kararı verilmesi , yargılama sırasında davalı tarafa kayyım atanmasına dair karar verilmesi talep edilmiştir. Yargılamanın İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinde görüldüğü ve 09.10.2018 tarihli tensip tutanağı ile davalı şirketin işlem merkezinin Ataşehir/İstanbul olması nazara alınmak suretiyle iflas bakımından kesin yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu belirtilerek kesin yetkisizlik sebebiyle davanın usulden reddine dair karar verilmiş ve iş bu dava dosyasının yetkisizlik kararından sonra İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/21 E sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur. Davacı vekilince sunulan yazılı beyan dilekçelerinde davalı hakkında açılan ve yargılamasının devam etmekte olduğu belirtilen konkordato davası nedeniyle iş bu dava dosyasının İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1307 E sayılı dava dosyası ile birleştirilmesi talep edilmiştir. Mahkemece 05.02.2019 tarihli 9 no lu tensip tutanağı ile davacı tarafa 15.000 TL İİK 181yollmasıyla İİK 160 maddesi uyarınca tensip tutanağının tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde iflas avansının yatırılmasına, aksi taktirde özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın HMK 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verileceğine dair ara karar ihdas olunmuş ve iş bu tensip zaptı davacıya 16.02.2019 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiştir. Davalı tarafça davanın yetkili mahkemede açılmadığı zira taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin ”uyuşmazlıkların çözümü” başlıklı 38. Maddesinde taraflar arasında sözleşmenin uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, ayrıca davacı tarafça İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/371 E sayılı dosyasında sözleşmenin uyarlanması ve alacak istemli açılan dava da yargılamanın taraflarca takip edilmediği belirtilerek davanın düşmesine dair karar verildiği ve dosyada yenileme dilekçesi de verilmediği, dosyanın karar yazım aşamasında olduğu belirtilerek iş bu dava dosyasında aynı temelde dava açıldığı için derdestlik bulunulduğu belirtilmiştir. Mahkemece 06.11.2019 tarihli celsede öncelikle derdestlik itirazı değerlendirilmiş ve İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/371 E sayılı ve İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/350 e sayılı dava dosyasındaki içeriklere göre davanın tarafları ve kısmen konusu aynı olsa da dosyanın sebeplerinin- taleplerinin farklı olduğu belirtilerek derdestlik itirazının REDDİNE , İİK 181 yollamasıyla 160. Madde uyarınca iflas avansının yatırılması için davacı asilin katıldığı duruşmada son kez aylık kesin süre verilmiş ve anılan celsede kesin sürenin sonuçları sehven ihtar edilmediğinden bahisle 04.03.2020 tarihli celsede davacı asilin katılımıyla yapılan duruşmada 15.000 TL iflas avansının yatırılması için tekrar 2 haftalık kesin süre verilmesine , aksi taktirde davanın usulden reddine dair karar verileceği ihtar edilmiş, 09.09.2020 tarihli celsede davalı hakkında yargılaması devam etmekte olan konkordato davasının bekletici mesele yapılması talebinin reddine, iflas avansı dava şartı yerine getirilmediğinden dolayı davanın usulden reddine dair karar verilmiştir. Davanın dayanağı İİK’nun 177/2. maddesinde yer alan “Borçlunun ödemelerini tatil eylemiş bulunması” nedenine dayalıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK ‘nun 177.maddesinde, “ Doğrudan Doğruya İflas Halleri “ üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “ Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177/1. fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla ,”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Yasanın 181. maddesinde, 159,160,164,165 ve 166’incı maddelerin bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslara da tatbik olunacağına yer verilmiştir. Uygulanması gerektiği belirtilen 160. maddede ise “ masrafların peşin verilmesi “ üst başlığı ile iflas isteyen alacaklının ilk alacaklılar toplantısına kadar olan masraflardan sorumlu olduğu, mahkemenin, bu masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli bütün tebliğ masraflarının peşin verilmesini isteyeceği düzenlenmiştir. İİK’nun 160. maddesi kamu düzenindedir. İflas isteyen alacaklının, alacaklılar toplantısına kadar gerekli giderleri ödemek zorundadır. İflas isteyen alacaklı İİK’nun 181. maddesi yollamasıyla 160. maddesi uyarınca, gerekli masrafları avans olarak mahkeme veznesine peşin olarak yatırmak zorunda olup, söz konusu husus özel olarak düzenlenmiş bir dava şartıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiştir. 114/2. fıkrada ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına İlişkin hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. İcra ve İflas Kanunun 160. maddesinde düzenlenen, masrafların peşin verilmesine dair düzenlemenin, HMK 114/2. fıkrada yer verilen dava şartlarından olması nedeniyle, dava şartı noksanlığının giderilmesi için verilen kesin süreye rağmen davanın aynı yasanın 115/2. fıkrası gereğince usulden red kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/9858 E 2015/6839 K sayılı ilamında da HMK’nun 115/2. maddesi uyarınca, mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği, mahkemece İİK’nun 160. maddesi uyarınca iflas avansı yatırılmasının iflas davasında dava şartı olduğu hükmün gerekçesinde belirtildiğine göre, bu gerekçeye uygun olarak davanın HMK’nun 114/2., 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece düzenlenen gerekçeli kararın hüküm kısmında 6 no lu fıkrada davalı vekili için takdir olunan 3.4000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar verildiği belirtilmekle; takdir olunan vekalet ücretinin kimin tarafından ödeneceği konusunda açıklık olmadığı yönündeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Davanın müflis …Ltd Şti temsilcisi … tarafından açıldığı ve İstanbul Anadolu … İcra Dairesince … sayılı iflas dosyasında davacıya müflis şirket hakkında dava açmak üzere yetki verildiğinin belirtildiği, ancak gerekçeli karar başlığında sadece …’nun belirtildiği anlaşılmakla; gerekçeli karar başlığında sehven yapıldığı düşünülen maddi hatanın düzeltilerek davacı kısmında müflis şirketin de adının yazılması gerektiği anlaşılmış ve iş bu maddi hatanın dairemizce karar başlığında düzeltilmesi yoluna gidilmiştir. Açıklanan nedenlerle, İİK’nun 177. maddesi gereğince, doğrudan doğruya iflas talebinde bulunan davacı alacaklı tarafından, verilen kesin süreye rağmen dava şartına dair noksanlığını yerine getirmemiş olması nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353,1/b1 maddesi uyarınca reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 148,60 TL’lik başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’ nın istinaf eden davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18/05/2021