Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1983 E. 2022/98 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1983
KARAR NO: 2022/98
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/31
KARAR NO: 2020/147
DAVA TARİHİ: 02/06/2008
KARAR TARİHİ: 19/02/2020
DAVANIN KONUSU: Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacılar sunmuş oldukları dava dilekçesinde özetle; davacılardan …’nun kooperatife 30/10/2000 tarihinde 49 no’lu yönetim kurulu kararı ile ortak olduğunu, 14/01/2001 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, davalı kooperatif aleyhine Kadıköy 4. ATM’de üyeliğin tespiti davası açtığını, 31/01/2004 tarihine kadar 27.450 TL aidat ve ara ödeme yaptığını, davacılardan …’ın kooperatife 20/11/2001 tarihinde … no’lu yönetim kurulu kararı ile ortak olduğunu, davalı kooperatif aleyhine Kadıköy 4. ATM’de üyeliğin tespiti davası açtığını, 31/01/2004 tarihine kadar 23.000 TL aidat ve ara ödeme yaptığını, davacılardan …’in kooperatife 02/02/2003 tarihinde … no’lu yönetim kurulu kararı ile ortak olduğunu, davalı kooperatif aleyhine Kadıköy 4. ATM’de üyeliğin tespiti davası açtığını, 31/01/2004 tarihine kadar 26.000 TL aidat ve ara ödeme yaptığını, davacıların 04/05/2008 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına davet edilmediklerini, hazirun cetvelinde isimlerinin yer almadığını beyan ederek kanun ve anasözleşmeye aykırı olarak yapılan toplantıda alınan kararların iptalini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2020 tarihli 2020/31 E. 2020/147 K. sayılı kararı ile; “Dava dosyasının 18/06/2009 tarihli duruşma ara kararında dava dosyasının tüm davalılar yönünden işlemden kaldırıldığı ve yenilendiği, daha sonra mahkememizin 04/02/2010 tarihli duruşmada …, …, …, … ve … yönünden davanın tekrardan takipsizliği nedeniyle ikinci kez işlemden kaldırıldığı ve yenilendiği, mahkememizin 26/06/2019 tarihli duruşma ara kararı uyarınca bu davacılar tarafından yeniden davanın takipsizliği nedeniyle sehven üçüncü kez işlemden kaldırıldığı anlaşılmış olmakla davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili Av. …, davacılardan …, …, … yönünden sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davanın HUMK yürürlükte iken 18/06/2009 tarihinde işlemden kaldırılarak 26/08/2009 tarihli dilekçe ile yenilendiğini, daha sonra tekrar 04/02/2010 tarihinde ikinci kez işlemden kaldırılarak 02/03/2010 tarihinde tekrar yenilendiğini, 6100 sayılı yasa uygulanmaya başlandıktan sonra 26/06/2019 tarihli duruşmada takip edilmeyen dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmesi üzerine 02/07/2019 tarihli dilekçe ile yenileme talebinde bulunulduğunu ve mahkeme yenileme taleplerinin 03/07/2019 tarihinde kabul ederek duruşmanın 12/02/2020 tarihine bırakıldığını, 12/02/2020 tarihindeki duruşmada ise davacılar vekili olarak hazır bulunduğunu, mahkemece verilen kararın gerek davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 1086 sayılı yasaya, gerekse sonradan yürürlüğe giren 6100 sayılı yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 3. H.D’nin 20/12/2018 tarih 2018/5900 E. 2018/13026 K. sayılı ilamına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 13/04/2016 tarih 2014/833 E. 2016/513 K. sayılı ilamlarında da belirtildiği ve açıklandığı üzere mahkemenin verdiği kararın usul ve yasalara aykırılık teşkil ettiğini beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re’sen gözetilmiş ayrıca HMK’nun 357. maddesindeki “İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz” kuralı nazara alınmıştır. Davanın açıldığı tarihte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) yürürlükte olup, yargılamanın devamı esnasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Dosyanın yapılan incelemesinde; davanın Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/439 E. sırasında kayıtlı olduğu, bir kısım dosya sonuçlarının beklenildiği, 18/06/2009 tarihli celsede “Davacı … dışında kalan davacıların davalarının vekillerinin yazılı mazereti bulunmadığından HUMK.409 maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına” karar verildiği, davacılar vekili tarafından dosyanın yenilendiği, 04/02/2010 tarihli celsede “Bu celse vekilleri hazır bulunmayan …, …, … ve …’in davalarının vekillerinin mazeret dilekçesi bulunmadığından HUMK.409 maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmalarına” karar verildiği, yani bu karar ile dosyanın 2.kez işlemden kaldırıldığı, davacılar vekili tarafından dosyanın yenilendiği, 02/04/2013 tarihli celse itibariyle davaya İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/24 E. numarası üzerinden devam edildiği ve bir kısım dosya sonuçlarının beklendiği, 26/06/2019 tarihli celsede “1-Taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK.150/1 maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına,” karar verilerek dosyanın 3.kez işlemden kaldırıldığı, davacılar vekilinin 02/07/2019 tarihli yenileme dilekçesi uyarınca 03/07/2019 tarihli yenileme tensip tutanağı düzenlenerek “davanın kaldığı yerden devamına karar verildiği” ancak duruşmanın bırakıldığı 12/02/2020 tarihli celsede dosyanın davacılardan…, …, …, … ve … yönünden tefrik edilerek İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/31 Esasına kaydedilerek davanın iki kez takipsiz bırakılmasına rağmen sehven 3.kez işlemden kaldırıldığı gerekçesiyle açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dava, kooperatif genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesinde yer alan “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır. Bu davalarda basit muhakeme usulü uygulanır.” hükmü uyarınca basit yargılama usulüne tabidir. 6100 sayılı HMK’nun 320/4 maddesinde “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yani basit yargılama usulüne tabi olan davalarda, dosya ilk kez takipsiz bırakılmasının ardından yenilenerek tekrar işleme alındığı takdirde, ikinci kez takipsiz bırakılırsa davanın açılmamış sayılmasına karar verilecektir. Ancak dava 1086 sayılı yasa döneminde bir kez takipsiz bırakılıp, 6100 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra ikinci kez takipsiz bırakılması halinde, her ne kadar usul hükümlerinin derhal uygulanırlığı söz konusu ise de hukuka güven ilkesinin sonucu olarak ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı kuralının, 01/10/2011 tarihinden önce bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilen dosyalar için 6100 sayılı HMK’nın yürürlük döneminde de uygulanması gerektiği Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile sabittir. Yani bu durumda iki kez takipsiz bırakıldığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyecek, dosya işlemden kaldırılacaktır. Somut olayda; dosyanın takip edilmediği gerekçesiyle ilk işlemden kaldırılma tarihi 18/06/2009, 2.kez işlemden kaldırılma tarihi 04/02/2010 olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlükte olduğu döneme denk gelmektedir. 1086 sayılı Kanun’un 409.maddesinde; “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır. Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağırı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmısına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır. ” hükmüne yer verilmiştir. Yasal düzenlemeye göre davanın 3.kez takipsiz bırakılması halinde açılmamış sayılmasına karar verilecektir. 6100 sayılı HMK’nun 150/6 maddesinde ise 1086 sayılı HUMK’nun 409.maddesine paralel şekilde “İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki davada ise, dosya 18/06/2009 tarihinde 1.kez, 04/02/2010 tarihinde 2.kez işlemden kaldırılmış ve yenileme talebi üzerine işleme alınmıştır. Ancak buna rağmen davacılar vekili tarafından 26/06/2019 tarihinde 3.kez takipsiz bırakılmış, mahkemece 26/09/2019 tarihinde 3.kez takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken dosya işlemden kaldırılmıştır. Davacılar vekili tarafından dosyanın yenilenmesi üzerine davanın kaldığı yerden devamına karar verilerek, duruşma günü tebliğ edilmiş ancak dosyanın 3.kez takipsiz bırakılmasına rağmen yenilendiği sonradan fark edildiğinden duruşmada anılan davacılar yönünden dosya tefrik edilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosyanın 3.kez takipsiz bırakılması nedeniyle gerek 1086 sayılı HUMK’nun 409/6 maddesi gerekse 6100 sayılı HMK’nun 150/6 maddesi dikkate alındığında yenilenmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup davacılar vekilinin (davacılar …, … ve … yönünden) istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılar vekilinin (davacılar …, … ve … yönünden) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harçlarının Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Kanunu gereğince her bir davacı yönünden ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, davacılar tarafından yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacılara ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/02/2022