Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1955 E. 2022/85 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1955
KARAR NO: 2022/85
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/260 Esas
KARAR NO: 2021/99
KARAR TARİHİ: 04/02/2021
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, Dava dışı sigortalı …’ın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, aynı zamanda aynı süre için davalı sigorta şirketi ile de sigortalı olduğunu, dava dışı şahsın hastalığı nedeniyle 60.975,99 TL tutarındaki tedavi masraflarının müvekkil şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılandığını, karşılanan tedavi masrafının aynı limitli poliçe olduğu varsayımından hareketle yarısına tekabül eden 30.488,00 TL lik kısmının … Sigorta tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, Sağlık Sigortası Genel Şartları 12.maddesi gereğince tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olması halinde tedavi masraflarının poliçelerdeki teminat oranlarına göre sigortacılar arasında paylaşılması gerektiğini, bu nedenle davanın kabulünü, 30.488,00.TL tutarındaki tedavi masraflarının 12/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Sigorta hukukuna ilişkin hükümlerin TTK 1401 vd. maddelerinde düzenlendiğinden davanın mutlak ticari dava olduğunu, bu nedenle davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, davacının, sigortalısının tedavisi için yapılan harcamaları müşterek sigorta hükümlerine göre rücu etme hakkının bulunmadığını, sigortalının müvekkil sigorta şirketine herhangi bir hasar başvurusu yapmadığını, zararın davacının poliçesinden karşılanması müvekkil nezdindeki poliçeyi kullanmama iradesiyle hareket ettiğini, Davacının yapılan sağlık giderlerinin %50’si oranında rücu hakkı olduğunu iddia etmiş ise de talep edilen tutarın neye göre belirlendiğinin belirsiz olduğunu, bu nedenlerle davacının müşterek sigorta hükümlerine dayalı rücuen tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen yargılamada mahkemece, ” 6098 sayılı TBK’nun 62.maddesi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun ilgili hükümleri ve yukarıdaki açıklamalar uyarınca dava dışı sigortalı gerçek kişi ile davalı sigorta şirketi arasındaki ilişki bir tüketici işlemi olduğundan görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğu gerekçesiyle” açılan davanın HMK 114/1.c ve 115 maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, davanın TTK 4. Maddesinde yer alan mutlak ticari davalardan olduğunu, zira davaya konu alacak her iki tarafı tacir olan alacağı ilişkin olduğunu, bu nedenle görevli mahkeme ticaret mahkemesi olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, müşterek sigorta kapsamında ödenen tedavi gideri bedelinin %50lik kısmının, TTK 1466 maddesi ve Sağlık Sigortası Genel Şartları uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK ‘nın 1466. maddesinde müşterek sigorta düzenlenmiştir. Maddede, bir menfaatin birden çok sigortacı tarafından aynı zamanda aynı süreler için ve aynı rizikolara karşı sigorta edilmişse, yapılan birden çok sigorta sözleşmesinin hepsinin ancak sigorta olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılacağı, bu takdirde sigortacılardan herbirinin sigorta bedellerinin toplamına göre sigorta ettiği bedel oranında sorumlu olacağı, sözleşmelere göre sigortacıların müteselsilen sorumlu oldukları takdirde, sigortalının uğradığı zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, sigortacılardan her birinin yalnız kendi sözleşmesine göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olduğu, bu halde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkının, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda olduğu bedeller oranında olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirkette … Sigortası kapsamında bulunan sigortalı …’ın 07/09/2017 tarihinde meme kanseri teşhisi nedeniyle hastanedeki tedavisine ilişkin 60.975,99 TL tutarındaki tedavi masrafının davacı sigorta şirketince ödendiğini, sigortalı .. .r’ın aynı zamanda bireysel sağlık sigortası kapsamında davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, Sağlık Sigortası Genel Şartları 12. maddesinin “tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olunması halinde bu masraflar sigortacılar arasında teminatları oranında paylaşılır” düzenlemesi gereği, poliçe limiti uyarınca ödenen tutarın %50’lik kısmından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu iddiasıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. O halde davacı, dava dışı sigortalının halefi kapsamında değil müşterek sigortayı düzenleyen TTK’ nın 1466. maddesi kapsamında tazminat isteminde bulunduğuna göre uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve hukuka aykırı görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğu halde, hukuki ilişkinin tespitinde yanılgıya düşülerek, Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf talebinin KABULÜ ile, HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/02/2021 tarih, 2020/260 esas 2021/99 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 3- Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı vekili tarafından yatırılan peşin yatırılan karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362-1-c maddesi uyarınca oy birliğiyle ve kesin olmak üzere karar verildi.19/01/2022