Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1937 E. 2022/184 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1937
KARAR NO: 2022/184
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/185 Esas
KARAR NO: 2021/1132
KARAR TARİHİ: 01/11/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkili hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini bu süreler sonucunda teklif olunan konkordatonun onanmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” … Mahkememizin 26.10.2018 tarihli tedbir kararı ile 26.10.2018 tarihinden itibaren 3 ay geçici mühlet verildiği, 24.01.2019 tarihli ara karar ile geçici mühletin 2 ay süre ile uzatılmasına, 25.03.2019 tarihli ara karar ile 26.03.2019 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin süre verilmesine, 23.03.2020 tarihinden kesin sürenin 2 ay süre ile uzatılmasına, 22.05.2020 tarihli ara karar ile pandemi nedeniyle durma süresinin davacıya kullandırıldığı,18.08.2020 tarihli ara karar ile kesin sürenin 1 ay daha uzatıldığı, 18.03.2021 tarihli ara karar ile kesin sürenin 3 ay daha uzatıldığı ve davacıların İİK 287 maddesinde düzenlenen geçici mühlet ve İİK 289 maddesinde düzenlenen kesin mühleti kullandığı, ancak araştırmanın tamamlanamaması nedeniyle mahkememizde davacılara İİK 304/2 fıkrası hükmüne dayanarak 4 ay daha davacıya ek süre verildiği ancak gelinen aşamada alacaklılar toplantısı dahi yapılamadığı, davacının yurt dışından gelecek para için gerekli işlemleri yapmak üzere ek süre talep ettiği ancak yasal olarak davacının kullanabileceği 2 aylık süre kaldığı ve bu sürede komiser heyetinin raporunda da belirtildiği gibi davacıların konkordato sürecinden çıkma veya sürece devam ederek alacaklılar kurulunun toplanmasına dair yapılması gereken işlemlerin tamamlanabilmesinin mümkün olmadığı, şirketin mali durumunda herhangi bir değişiklik meydana gelmediği, mali ve finansal durumunda hiçbir iyileşme olmadığı, her iki davacı yönünden konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, şirketin borca batık durumda olmama halini korumakta olduğu, Almanya’daki gayrimenkul satışının ne zaman gerçekleşeceği ve satış bedelinin Türkiye’ye ne zaman geleceği konusunda somut bir belge ve bilgi sunulmadığı, davacı şirketin borca batık durumda olmadığı, gerçek kişi davacının tacir olmadığı belirlenmekle İİK 292. Madde gereği her iki davacı yönünden koşulları oluşmayan davanın reddine, mahkememizce verilen tedbir kararının kaldırılmasına, komiser heyetinin görevine son verilmesine ve kararın ilanına” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin Cezayir projesi kapsamında projenin halihazırda devam ettiği, davacı şirketin 22.542.066,80 TL alacağının bulunduğu ve bu tutarın konkordato kaynağı olarak kullanılacağı, projede belirtildiği üzere Ataser elektrik şirketinin Kahramanmaraş HES tesisi inşaatına 2010 yılında başlanıldığı ve inşaatın 2014 yılında bitirildiği, ancak hak ediş ve ödemelerin yapılmadığı, iş bu alacak primiyle ilgili Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/862 Esas sayılı dosyası ile davanın açıldığı ve 9.156.921,88 USD alacağını talep edildiği, vergi ve SGK yapılandırmaları yapıldığı 30.10.2021 tarihli yapılandırma taksitlerinin ödendiği … ile anlaşma sürecine geçildiği, Almanya’daki satış işleminin gerçekleştirildiği ve 8.000.000 Euro bedelle alıcı …’e satılmasına ilişkin sözleşme imzalandığı, satış bedelinin Türkiye ne zaman geleceği konusunda yaşanan sürecin gayrimenkul üzerinde Aachen belediyesi tarafından talep edilen 3.750 m2’lik bisiklet yolu için başvurulan terk işinin uzadığı ve istimlak bedelinin belediye tarafından ödenmemesi sebebiyle evrak prosedürleri tamamlanamadığı, corona pandemisi nedeniyle satış bedeli ile ilgili çalışmaların 21.07.2021 tarihi itibarıyla tamamlandığı Alıcı … tarafından 7.000.000 Euro bedelinin davacı …’in … Bankası nezdindeki Euro hesabına transfer yapılması konusunda talimat yapıldığının davacıya bildirildiği, gerek pandemi ve gerekse Almanya’da uygulanan sıkı tedbirler nedeniyle işlemlerin yavaş yapıldığı ve taşınmazın satış alıcının hesabına geçmesi sürecinin geciktiği, dosyada davacıya hitaben 19.04.2021 tarihli Türkçe tercümeli yazıda bu hususun belirtildiği, projeye konu taşınmazın satışı istinaf mahkemesi kararından sonra davacının satış bedelinin Türkiye’ye getirilmesi için Almanya’da oturum izni alma şartını yerine getirmek için oturum izni uzatıldığına dair mahkeme evrakının ibraz edildiği , ancak satışından elde edilecek bedelin Türkiye’ye getirilebilmesi için diğer bir şart olan taşınmaz üzerindeki takyidatların silinmesine ilişkin olarak ise halihazırda silinecek sadece birkaç takyidat ve bu silinme işleminin çok kısa bir süre gerektireceğinin mahkemeye bildirildiği, İİK 304 maddesi uyarınca 3 aylık ek süre talep/mevcutken bu talebi kabul görmediği ve tedbirlerin kaldırılmasına dair karar verildiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Talep, İİK’nun 285. ve devamındaki maddeler uyarınca konkordato istemine ilişkindir. Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. Konkordato yapılış biçimine göre tenzilat konkordatosu, vade konkordatosu ve karma konkordato olarak üçe ayrılmaktadır. İmtiyazsız alacaklıların, kanunda öngörülen usule göre borçludan olan alacaklarının belli bir yüzdesinden feragat etmeleri halinde tenzilat konkordatosu, alacaklıların alacaklarından feragat etmeksizin, borçların vadesinin yeniden düzenlenmesi suretiyle daha sonraki bir tarihe ertelenmesi veya ödemenin taksitlere bağlanması durumunda vade konkordatosu, hem borçtan indirim yapılması hem de vadeye bağlanması halinde ise karma konkordato gündeme gelir. 2004 sayılı İİK’nun 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154.maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesi yetkilidir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 11.09.2020 tarihli kararı ile her iki davacı yönünden koşulları oluşmayan davanın reddine dair karar verilmiş olup iş bu karara yönelik davacılar vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine dairemizce 03.03.2021 tarih ve 2020-2150 esas 2001-235 karar sayılı ilamı ile ”… Davacı şirketin Alt yapı sektöründe faaliyet gösterdiği, hava alanı pisti, havaalanı terminal binaları, uçak bakım hangarları, hastane yapımı, devlet, il, köy okulları, baraj ve gölet inşaatı, tünel, demiryolu inşaatı gibi alanlarda faaliyet gösterdiği, %100 hisse ile davacı …’in hissedar olduğu , İİK 285 v.d. Maddeleri uyarınca alacaklılara tek teklif sunulduğu, konkordato teklifine göre30.09.2018 tarihi itibariyle borçlardan iskonto yapılarak 1 yıl geri ödemesiz sonraki 4 yılda eşit paylı ödeme şeklinde borçların kapatılacağı, borçlar için ilave bir faiz ödemesinin olmayacağı, şirketin, 30.09.2018 tarihi itibariyle konkordato kapsamına giren 119.441.670,48 TL borcun dağılımı ise 24.162.288,53 TL rehinli, 67.271.457,98 TL teminat mektubu olmak üzere toplam 91.433.746,51 TL rehinli borç, 3.669.610,20 TL kamuya ilişkin borç, 931.580,85 TL personele olan borçlar ve 23.406.732,92 TL diğer borçlardan oluştuğu belirtilmektedir. Komiser heyeti raporlarında; davacı şirketin 7.500.00 TL ödenmiş sermaye ile faaliyetini sürdürdüğü şirketin sorumlusunun davacı … olduğu, ön projede esas itibariyle borçları ödemeye esas kaynak olarak belirtilen Almanya’nın Aachen şehrinde şirket ortağı olan davacı …in maliki bulunduğu gayrimenkulu satışa çıkaracağı ve o satıştan elde edilecek 8 milyon Euro satış bedelinin Türkiye’ye transfer edilerek şirket sermayesine ekleneceği ve bu kaynak ile borçların ödeneceğinin belirtildiği, şirketin devam eden projelerinden Cezayir projesinde … ve … Deresi arasındaki çift yönlü hattın gerçekleştirilmesi işinde davacı firmanın alt yüklenici konumunda olduğu, resmi imzalı sözleşmeye göre işin bedelinin 44.122.023,70 Euro olduğu, ancak şirketin son durum değerlendirmesinin yapılması için toplantılara Cezayir projesi ile ilgili olarak bir gelişme sunulmadığı, teknik gelişmelerle ilgili olarak bir bilgi verilmediği”sadece 2019 Ekim-2020 Nisan dönemime ilişkin yapılan ödemeler listesi gönderilerek Türkiye’den gönderilen köprü aksamlarının montajı , güzergah temel, alt temel işleri , asfalt işleri ve beton işlerinin devam ettiği pandemi sürecinde kısmen çalışmaların durdurulduğu ve kalan işler tutarının yaklaşık olarak 37.000.000 Euro olduğunun beyan edildiği, ayrıca şirketin Fildişi projesinin de bulunduğu ve buna göre 45.000.000Dolar avans beklendiği, proje bedelinin fonlanması için kredi çalışmalarının devam ettiği ancak iş bu süreçte proje ile teknik gelişme sağlanmadığı , komiser ücretlerinin dahi ödenmediği, ayrıca komiser heyetinin aldığı kararların da yerine getirilemediği, işçi alacaklarının ödenmesi konusunda sözlü ve yazılı uyarıda bulunulmasına rağmen uyarıların şirket tarafından dikkate alınmadığı, sürecin olumlu ve inandırıcı olmadığı , şirketin borca batık durumda olmama halini koruduğu, Almanya’daki gayrimenkul satışı icra edilmiş olmasına rağmen satış bedelinin halen Türkiye’ye getirilmemiş olduğu , mevcut alacakların 15.11.2018 tarihinde 74.168.585,62 TL 31.12.2019 tarihinde 103.916.885,93 TL , borçlar toplamının 15.11.2018 tarihinde (-)56.274.147,53 TL 31.12.2019 tarihinde (-)72.441.214,20 TL ve varlıklar ile borçlar farkının 15.11.2018 tarihinde 17.894.439,09 TL 31.12.2019 tarihinde ise 31.475.673,73 TL olduğu yönünde tespitte bulunulmuştur. Mahkemece 26/03/2019 tarihinden itibaren bir yıllık kesin mühlet verilmiş, 23/03/2020 tarihli duruşma ara kararı ile 7101 Sayılı Kanun ile değişik İİK.nun 289 maddesi gereğince kesin mühletin 26/03/2020 tarihinden itibaren iki ay uzatılmasına karar verilmiştir. yine 30.04.2020 tarih ve 3114 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Cumhurbaşkanlığının Yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla getirilen durma süresinin uzatılmasına dair kararın 1. Madde hükümlerinde 01/05/2020 ( bu tarih dahil ) tarihinden 15/06/2020 ( bu tarih dahil ) tarihine kadar uzatılmış olduğu belirlendiğinden 20/08/2020 tarihine kadar ek süre verilmiş ve yapılan yargılama sonucunda davacı şirketin ve davacının borca batık durumda olmadığı, ön projelerin yerine getirilmemiş olduğu, komiser heyetinin ikazlarına rağmen ödemelerin talimatlara uygun yerine getirilmediği ve ön projede belirtilen 35.000.000 TL nin sermayeye eklenme koşulunun gerçekleştirilemeyeceği belirtilerek her iki davacı yönünden de davanın reddine karar verilmiştir. İsv. İİK ‘da, konkordato mühletinin amaçlarından biri olarak açıkça, ‘borçlunun iyileşmesi’ kavramına yer verildiği, buna göre, geçici mühletin, açıkça iyileşme ümidi görülmüyorsa, yani konkordatonun tasdikine gerek kalmaksızın iyileşme yahut konkordato ihtimali yoksa kaldırılacağı, İİK ‘da ise, m.287’deki borçlunun iyileşmesi ve konkordatonun tasdiki ihtimalinin ‘konkordatonun başarı şansı’ kavramı altında ifade edildiğine yer verilmiştir. Başarı olasılığı kavramından anlaşılan husus, konkordato projesinin gerçekleşme şansına sahip görülmesidir. Bu sonuca, borçlunun durumu, malvarlığı gelirleri ve taahhütlerini yerine getirmesine engel olan nedenler gözetilerek, objektif verilere göre konkordato başarı olasılığı yargıç tarafından belirlenecektir. (Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku Av. Sümer Altay, sayfa 112, 1. Cilt). İİK‘nun 289/3. fıkrasında, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühlet, komiserin bu durumu açıklayan gerekçeli raporu ve talebi üzerine mahkemece altı aya kadar uzatılabilir.Borçlu da bu fıkra uyarınca uzatma talebinde bulunabilir, bu taktirde komiserin de görüşü alınır.Her iki halde de uzatma talebi kesin mühletin sona ermesinden önce yapılır ve uzatma kararı vermeden önce, varsa alacaklılar kurulunun da görüşü alınır ( İİK m. 289/f .5) Davaya konu somut olayda, Almanya’nın Aachen kentinde davacılardan …’in maliki bulunduğu belirtilen gayrimenkule ilişkin olarak alıcı … tarafından … nezdindeki hesabından 7.000.000 Euro bedelin davacı …’in … Bankası nezdindeki Euro hesabına transfer yapılması konusunda talimatlı yazılı olarak bildirim yapıldığı belirtilmektedir. Dava dışı alıcı …’in 18/08/2010 tarihli celsede beyanda bulunduğu ve taşınmazın bir kısmını belediyenin istimlak etmek istediği ve ayrıca pandemi süreci nedeniyle taşınmaz bedelinin transferinin uzadığı, Almanya’daki bankanın paranın kaynağının ne olduğuna ilişkin gerekli belgeleri istemesi ve bu belgelerin temin edilmesinin süreci daha da uzattığı, en son banka ile yapılan görüşmede yaklaşık olarak 15-45 gün zaman aralığından sonra iş bu bedelin davacının hesabına geçeceğinin kendilerine bildirildiğini belirtmiştir. Dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendiğinde, gerek Corona virüs pandemi sürecindeki gelişmelerin Dünya genelinde kamusal ve özel faaliyetlerin yavaşlamasına neden olduğu gerçeği, gerekse duruşma huzurunda Almanya’nın Aachen kentinde davacılardan …’in maliki bulunduğu belirtilen gayrimenkulün alıcısı dava dışı …’in beyanları birlikte değerlendirildiğinde; konkordatoya konu projede en önemli husus olan şirketin sermaye arttırımının kaynağı olan iş bu taşınmaz satımından elde edilecek satış bedelinin, taraf hesabına aktarımın mahkemece karar verilen tarihten itibaren geçen sürede tamamlanıp tamamlanmadığı, olumlu sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususlarının kesin süre verilerek tercümeli apostilli belgeler temin edilmek suretiyle tespiti, sermayeye aktarılacak bedelin Türkiye’ye transferinin mümkün olması, hazır olması halinde, bu konuda davacı tarafa transferin gerçekleştirilmesi için kesin süre verilerek oluşacak sonuç dairesinde kayyım heyetinden rapor alınabilmesi ve sonucuna göre bir karar verilebilmesi amacıyla konkordato sürecinin İİK 289 maddesi uyarınca 3 ay (mahkemece 26/03/2019 Tarihinden itibaren 1 Yıllık Kesin Süre ve İİK’nın 289. maddesi gereğince kesin mühletin 26/03/2020 tarihinden itibaren iki ay uzatılmasın kararı göz önünde bulundurularak) süre ile uzatılarak yargılamaya devam olunması gerektiği anlaşılmakla , davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353 maddesi 1/a6 uyarınca kabulüne ” dair karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararında belirtilen eksikliklerin ikmaline yönelik konkordato komiser heyetince düzenlenen raporda: proje kapsamında önem taşıyan ve Almanya’da yer alan taşınmazın satış bedelinin rapor tarihi itibari ile hala davacılar hesabına intikal etmediği, taşınmazın satış değerinin 31.12.2018 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edildiği ancak aradan geçen 2,5 yıllık sürenin hazır alınarak yeniden değer tespiti yapılması gerektiği, gerekli işlemlerin yapılabilmesi için borçları 3 aylık ek süre verilmesi gerektiği belirtilmiş olup Mahkemece 02.06.2021 tarihli duruşmada 7101 sayılı kanun ile değişik İİK’nın 289. maddesi gereğince davacılara verilen 1 yıllık kesin süreye ek olarak 03.06.2021 tarihinden itibaren İİK’nın 289/ 5 maddesi ve İİK’nın 304. maddesi gereğince 3 ay süre verilmesine, verilen tedbirlerinin devamına dair karar verilmiştir. 06.04.2021 tarihli konkordato komiser heyet raporunda; revize bir konkordato projesinin raporu tarihi itibariyle sunulmadığı, gayrimenkul satış sürecinin hala tamamlanmadığı ve satış bedelinin davacı şirket tarafından tahsil edilmediği, ne zaman tahsil edeceği ve borç ödemeleri ne zaman başlanacağı ile ilgili somut bir sonuca varılmadığı , satıştan edilen paranın eylül ayının 3. Haftası itibari ile … Bankası hesabına geçeceği ifade edildiği, ancak rapor tarihi itibariyle buna ilişkin somut bir beyanı komiser heyetine iletilmediği , bunun dışında Cezayir projesinden kaynaklanan alacaklarının ne zaman ve hangi tutarda tahsil edileceğine dair somut bir belgenin yer almadığı belirtilerek 31.05.2021 tarihli finansal tabloya göre borçlu şirketin borcu batık olmadığı, şirketin faaliyetin devamı ile sağlamayı öngördüğü karı elde etmesinin olanaklı olmadığı ve sermaye artırımı için Almanya’da bulunan gayrimenkul satışından elde edilmesi beklenen tutarın ne zaman tahsil edileceği ile ilgili somut bir bilginin rapor tarihi itibariyle sunulmadığı 25.08.2021 tarihli heyet raporunda belirtilmiştir. Mahkemece 25.08.2001 tarihli ara kararında 03.06.2021 tarihinden itibaren birden 3 aylık sürenin İİK’nın 304 maddesi gereğice 03.09.2021 tarihinden itibaren 1 ay süreyle uzatılmasına dair karar verilmiştir. 29.09.2001 tarihli komiser heyet raporunda; 15.09.2021 tarihli rayiç değer bilançosuna göre şirketin özkaynağının (+) 49.765.833,57 TL olup borcu batık durumda olmadığı, borçlu şirketin Cezayir’deki şubesinin faaliyetlerinin sürdürüldüğü, davacı vekilinin 21.04.2021 tarihli dilekçesinde noter aracılığıyla 8 milyon Euro bedelle Almanya’daki taşınmazın satışının gerçekleştirildiğini ve belediye tarafından evrak prosedürlerin tamamlanmadığını, pandemi nedeniyle Almanya’da uygulanan sıkı tedbirler sonucunda işlemlerin yavaşladığı ve taşınmaz satış satış bedelinin 35- 40 gün içinde alıcının hesabına ödenmesinin mümkün olduğu, şirketin faaliyetleri ile ilgili ne zaman ve hangi tutarda tahsil edileceğini ilişkin somut bir belge sağlanmadığından öngörülen karı elde etmesi mümkün bulunmadığı, Almanya’da bulunan gayrimenkul satışından elde edilmesi beklenen tutarın ne zaman tahsil edeceğim ne dair bilginin bulunmadığı belirtilerek konkordato tedbirlerinin kaldırılmasının uygun olacağı, davacı … yönünden de şirket borçlarına şahsi kefaletten dolayı konkordatoya başvurduğu ve gerçek kişi tacir olmadığından iflasa tabi olmadığı belirtilmiştir. Davalı şirket tarafından sunulan konkordato revize projesinin incelenmesinde; konkordato tasdiki halinde borçların %100’ünün kesin tasdikten itibaren 12 ay ödemesiz geçecek süreden sonra 3 yılda her yılın 30 Nisan, 31 Ağustos ve 31 Aralık dönemlerinde taksitler halinde ödeneceği, (10.000 TL altındaki adi alacakların tek seferde ve ilk taksit ödeme yapılacağı ) rehinli alacaklara olan borçlar yönünden de müzakere yapılacağı ve borçların yapılandırılması talep edildiği, konkordato ön projesinin kabulü halinde şirketin mali yapısını düzeltme imkanı bulacağı, ülke ekonomisine katma değer sağlamaya devam edileceği belirtilmiştir. Davacı … yönünden sunulan konkordato revize projesinde; konkordato içinde alacakları ilk yıl (25.08.2022 tarihinden başlamak kaydıyla) herhangi bir ödeme yapılmayacak ve sonraki 3 yılda yıllık borç ödemesi o yıl ödenmesi planlanan borç tutarının 3’e bölünmesi ile ve her yıl 30. Nisan 31 Ağustos 31 Aralık tarihinde yerine getirileceği, konkordatonun talebinin kabulü halinde 4.623.286 TL olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ayrıca alacak tutarının hepsinin karşılanabileceği belirtilmiş ve Almanya’daki taşınmazların satışından edilecek 8.000.000 Euro bedelin bir kısmının şirket borçlarının kapatılmasından sonra davacının şahsi borcunun kapatılmasında kullanılacağı belirtilmiştir. Mahkemece 01.10.2021 tarihli duruşmada davacılar yönünden İİK 304 maddesi gereğince 03.09.2021 tarihinden itibaren verilen bir aylık sürenin 03.10.2021 tarihinde itibaren 1 ay süreyle uzatılmasına tüm tedbirlerin devamına dair karar verilmiştir. Konkordato komisyon heyetince düzenlenen 26.10.2021 tarihli raporda; şirketin Cezayir’deki şubesinin faaliyetinin devam ettiği, dairemizin kaldırma kararından itibaren 9 aydan uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen gayrimenkul satış bedeli transfer sürecin tamamlanmadığı ve satış bedelinin borçlu şirket tarafından tahsil edilemediği, satışın ne zaman tamamlanacağı, satıştan kaynaklanan bedelin ne zaman tahsil edileceği ve borçlunun ödemeleri ne zaman başlayacağı ile ilgili somut bir bilgi ve verinin bulunmadığı, satış bedelinin fon ya da banka kanalıyla Türkiyedeki bir banka şubesine gelmesi durumunda da alacaklar toplantısına dair işlemlerin tamamlanabilmesinin , artık konkordato sürecine ilişkin süre sınırı açısından mümkün görülmediği, şirketin faaliyetlerinden sağlamayı öngördüğü karın sağlanmasının mümkün olmadığı, bu haliyle projenin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı, konkordato sürecin uzamasının ve konkordato tedbirlerinin devamının alacaklılar aleyhine bir durum oluşturma ihtimali ve borca batık olmayan şirket ile ilgili konkordato tedbirlerinin kaldırılması ile davacı gerçek kişinin de tacir olmadığından iflasa tabi olmadığı belirtilmiştir. Davacılar vekilince oturum izni, takyidatların silinmesi, bankalarla yapılan mutabakatlar, komiser ücreti ödemeleri, taşınmazın satışından elde edilecek bedelin Türkiye’ye getirilmesi, vergi ve SGK ödemeleri hakkında beyan dilekçesi ve ekleri sunulmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın her iki davacı yönünden reddine dair karar verilmiş olup, işbu kararı yönelik davacılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davaya konu somut olayda; Davacılardan …’in maliki olduğu belirtilen Almanya’daki taşınmazın dava dışı …’e 8 milyon Euro bedelle satıldığı ve konkordato projesindeki en önemli hususun taşınmazın satışından elde edilecek bedelin sermaye artırımında ve borçların ödenmesinde kullanılacağı belirtilmiştir. Taşınmazın satışından elde edilecek bedelin Türkiye’ye transferinin mümkün olup olmadığı, görüşmelerin olumlu sonuçlanıp sonuçlanmadığının değerlendirmesi amacıyla davacılara İİK’nın 189 maddesi uyarınca 03.03.2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1 yıllık kesin mühlet kararının 3 ay süreyle uzatılmasına dair dairemizce karar verilmiştir. Mahkemece uzatma kararı sonrasında komiser heyetinden alınan raporlar, sunulan revize projesi ve beyan dilekçeleri nazara alındığında; davacı şirketin rayiç değerlere göre borca batık durumda bulunmadığı, ancak şirketin faaliyetin devamı ile sağlamayı öngördüğü karı elde etmesinde olanaklı olmadığı, şirketin sermaye artırımı için Almanya’da bulunan gayrimenkulün satışından elde edilecek bedelin ne zaman tahsil edileceği ve hangi tarihte borçların ödeneceği konusunda somut verinin dosyada yer almadığı, bu haliyle konkordato projesinin başarıya ulaşma ihtimalinin bulunmadığı yönündeki mahkeme tespitinin yerinde olduğu, davacılardan …in de şirket borçlarına şahsi kefaletinden dolayı konkordatoya başvurduğu ve iflasa tabi olmadığı nazara alındığında; HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan ayrı ayrı alınan 162,10 TL’nin başvuru harcının hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 59,30 TL’nin harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/02/2022