Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1929 E. 2021/1400 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1929
KARAR NO: 2021/1400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/590 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 08/12/2021
DAVA: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Davacı vekili tarafından düzenlenen dava dilekçesi ile davacı firma ile dava dışı … firmalarının Rusya’nın 4 ayrı bölgesinde toplam 420.000 dekar alanda üretecekleri hububat ve yağlı tohumlu bitkilerinin … ve … anda kararına göre kontrol edilerek sertifikalandırmaları için Hollanda merkezli … şirketinden akreditasyon alan, Türk Ticaret Kanununa göre kurulmuş ve Tarım ve Orman Bakanlığından izinli … ile 30.4.2018 tarih, ..org … sayılı anlaşma imzalandığı, davacı şirket ile dava dışı şirket arasında düzenlenen sözleşmeler gereğince davalının davacı şirketin ürettiği ve ticaretini yaptığı ürünlere ilişkin düzenleme kontrol raporları ve organik ürün sertifikalarının TBK 470. maddesinde yer alan eser sözleşmesi mahiyetinde olduğu ve sözleşmede yer alan alanlarda yıl içerisinde periyodik denetleme yapma yükümlülüğü ile ürünlerin ülke içinde ve ülkeler arasında fiyatlarında denetleme yükümlülüklerinin ise alınan sözleşme uyarınca isimsiz bir iş görme sözleşmesi olarak değerlendirmesinin gerektiği, davacı şirketin sözleşmeden doğan borçları kapsamında işin karşılığı olan ücreti ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiği, talep edilen bilgi ve belgeleri temin ettiği ve bunun karşılığında davalıdan kontrol sertifikasyon ve gözetim faaliyetinin usulüne uygun olarak yapılmasını isteme hakkı doğduğu, davalının davacı şirketin organik tarım yaptırdığı alanlarda yılda en az 2 defa denetim gerçekleştirilmesi ve denetim sonucunda bir denetim raporu tanzim ederek kurallara aykırılık bulunmaması durumunda kurallara uygun organik tarım üretildiği yolunda ilgili sertifikaları davacıya vermesi gerektiği, bu sayede bu belge ile 3. kişiler davacı şirkette yapmış oldukları organik ürün satın alma sözleşmelerine konu malların sözleşmedeki koşulları sağlayıp sağlamadığını, siparişi uygun olup olmadığını denetleme imkanı bulacağı, organik tarım ürün sertifikasının aynı zamanda sevkiyatta da ve malların sözleşmeye uygunluğu hususunda da garanti görevi ifa ettiği, davalının davacı şirkete 01.02.2019 tarihinde saat 20:30’da bir e-posta göndererek sertifikaların askıya alındığına dair bir askı bildirimde bulunduğu ve bu haliyle davalının kusurlu davranışları nedeniyle zarar oluştuğu, dava konusu edilen alacağın para alacağı olduğu ve davalı şirketin farklı isimlerle yeni şirketler kurmak suretiyle davacı şirketin haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu, davalı şirketin … sahipleri hissedarlarının aynı kişiler olmaları nedeniyle değişik isimler yine şirketler kurulduğu ve bunun amacının malları kaçırmak ile Türkiye lisanslarının iptal edilmesi amacına ilişkin emareler oluşturduğu , davalı şirkette çalışan bazı personellerin de bazı dışı başka şirketlerde görevlendirildiği, yargılama süreci dikkate alındığında hüküm altına alınacak olan alacağının karşı bırakılması amacıyla davalının mal kaçırma bir ülkeden kaçmaları, alacağı karşılayacak menkul ve taşınmazlarına muvazaalı olarak 3. Şahıslara aktarma, banka hesaplarını boşaltma ve alacağı karşılıksız bırakma amacıyla yapabileceği bir işlemlerin engellenmesi için İİK 257 ve devamı maddeleri gereğince davacının taleplerine yetecek miktarda davalının tüm taşınır ve taşınmaz malları, alacakları, 3. Kişilerdeki hak ve alacakları, banka hesapları ve davalının ülke içinde ve dışında 3. Şahıslardaki mal ve alacakları ile tüm taşınır ve taşınmaz malları, alacakları, banka hesapları ve diğer hakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep edilmiştir. Mahkemenin 24.09.2021 tarihli ara kararında”Davacı ile davalı ile sözleşme hükümleri, davacının organik tarım ürünleri sertifikasının askıya alınmasının haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davalının sözleşmeye aykırı bir şekilde mi sertifikaları askıya aldığı, davacının faaliyetlerinin askıya alındığı dönemdeki zarar miktarı( zarar var ise ) , davalının eylemleri nedeni ile davacı şirketin marka pazar ve itibar kaybı zararlarından kaynaklı olarak talep ettiği zarar miktarları , kar kaybının ne kadar olduğu ancak ileride yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacak olup davacının kendi ticari defter ve kayıtlarına göre ibraz ettiği zarar miktarı ve şirketin marka pazar ve itibar kaybından kaynaklı zararları ancak ileride tayin edilecek uzman bilirkişi heyeti tarafından ortaya konulabilecek mahiyettedir. Davacının kendi ticari defter ve belgeleri uyarınca ibraz ettiği belgeler bu aşamada yaklaşık ispat koşulunu sağlamaktan uzaktır. Tüm bu anlatılan nedenlerle ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekilince sunulan 22.10.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu edilen alacağın para alaca olup rehinle temin edilmediği , davalı şirketin hem üzerinde mal bulundurmaktan kaçınma amacıyla farklı isimlerle geniş şirketler kurarak üzerinde mal varlığı bulunsa dahi bu şirketlere aktararak davacı açısından zarar doğuracak iş ve eylemler yaptığı, yakın tarihte dava dışı … şirketi isimli yeni bir kontrol ve sertifikasyon şirketi daha kurup Türkiye’deki demirbaşlarını bu şirkete aktardığı, bu hususun dava dışı iş bu şirketin internet sitesinin incelenmesi ile ispatlandığı, nitekim internet sitesinde dava dışı bu şirketin 1920 yılında kurulan … kuruluşu olduğu belirtildi ve bununla birlikte ticari kayıtlara göre davalı şirketin tek sahibinin ve sermayesinin tamamının sahibi … olduğu , her iki şirketin aynı iş ile iştigal etmesi, aynı adreste bulunması ve hatta çalışanlar arasında çalışanların bile aynı olması bu 2 şirket arasında fiili irtibat olduğunu kanıtladığı ve bu haliyle davalı şirketin demirbaşlarını bu şirkete devrettiği veya devredileceği ihtimali olduğunu açıkça ispatlandığı , dava dilekçesi ve ekleri belgeleri incelendiğinde davalı şirketin davacı şirket ile arasındaki sözleşme aykırı ve kural ihlalleri içeren eylemlerinin bulunduğu kural ihlali içeren ve yükümlülüklerini yerine getirmeyen eylemleri sonucunda davacının üretim ve ticari anlamda faaliyetlerini gerçekleştiremediği ve ihtiyati haczin para alacağının zamanda ödenmesini garanti altına alınması amacıyla borçlu mallarına önceden ve geçici olarak el konulması amacı nazara alındığında davalı şirketin … dr. Şirketi ile olan ilişkisi, davalının hukuka aykırı ve usulsüz askıya alma işlemi ile davalı şirketin uğradığı zarar, buna ilişkin sunulan bilgi ve belgeler nazara alındığında dava şirket hakkında ihtiyati haciz kararını erimesini koşulları oluştuğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir. İİK 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı tarafından, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacakları ve diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Yasal düzenleme gereğince ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl yargılamadan ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Somut olay değerlendirildiğinde; Taraflar arasında hizmet ilişkisi olduğundan, davacının varsa alacağının ve miktarının, tarafların sözleşme ile yükümlendiği edimleri yerine getirip getirmediğinin taraflarca sunulacak kayıtların incelenmesi neticesinde ve dava dışı şirketle ilişkisi yargılama aşamasında elde edilecek verilerle tespiti mümkün olup, bu aşamada sunulan belgelerin ve iddialar ispata yeterli değildir. İş bu nedenle, İİK 257.maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığından davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, İİK 257. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartları bu aşamada oluşmadığından İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup 6100 sayılı HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 162,10 TL’nin başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30 TL’nin istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/12/2021