Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1928 E. 2021/1399 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1928
KARAR NO: 2021/1399
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/871 Esas
KARAR NO: 2021/771
KARAR TARİHİ: 21/10/2021
DAVACI: BUPA ACIBADEM SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … (T.C. No:..) isimli şahıs Müvekkilinin sağlık sigortası güvencesi kapsamında bulunduğunu, sözü edilen sigortalının, 19.10.2018 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu yaralandığını, bu kaza sebebiyle tedavi görmüş olduğunu, söz konusu tedavi giderlerinin Müvekkili Şirket tarafından karşılandığını, müvekkili şirketin sigortalısının yaralanmasına sebep olan … Plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunun tespit edildiğini, sigortalının, halefi olduğu hususu 27.04.2020 tarihli … sayılı yazı ile davalı şirkete bildirildiğini, söz konusu yazı ile; tedavi masraflarının Sağlık Uygulaması Tebliği’ni (SUT) aşan kısmı 6.326,77-TL olduğunu bu tutarın davalı şirket tarafından ödenmesinin talep edildiğini. ancak davalı şirket tarafından Müvekkili Şirket’e herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafın işbu tutarı ödememesi üzerine davacı tarafın önce arabuluculuk başvurusu yapmış olduğunu; ekli arabuluculuk son tutanağından anlaşılacağı üzere anlaşma sağlanamadığından işbu davayı ikame etme zorunluluğunun hâsıl olduğunu belirterek davalı için tespit edilecek sorumluluk oranları kapsamında, şimdilik HMK 107. Madde uyarınca 5.000,00- TL tazminatın, müvekkili şirketin ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Sigortacılık kanunu gereği müvekkili şirkete başvuru şartının gerçekleşmediğini, başvuru aşamasında sunulması gereken zorunlu evrakların kendilerine sunulmadığını, açıklanan nedenlerden dolayı davanın usulden reddedilmesi gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” şeklinde değiştirildiğini, öncelikle davacının kusur durumunu tespit edebilmek adına ve ceza dosyasında uzlaşma mevcutsa müvekkili şirketin sorumluluğu olmayacağını, ceza dosyasının celbini talep ettiklerini, müvekkili şirketin kaza tarihi itibariyle yalnızca sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik-bakıcı ve tedavi giderleri-yol masrafı sorumluluk kapsamında bulunmadığını, SGK tarafından karşılanması beklenen bakıcı, tedavi ve geçici iş göremezlik giderlerinin müvekkilinden talep olunmasında hukuka uyarlık olmadığını, müracaatçının SGK’lı olup olmadığına bakılmaksızın, mevzuata göre SGK tarafından karşılanması gereken giderler trafik sigortalarının teminat kapsamına girmediğini, kusur durumunun şüpheye mahal vermemesi adına İstanbul adli tıp trafik ihtisas dairesi tarafından kusur raporu düzenlenmesini talep ettiklerini, zararın tespit edilmesi gerektiğini, sosyal güvenlik kurumunun ödemiş olduğu tazminat varsa tespit edilerek ödenecek tazminattan düşülmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek davanın öncelikle usulden reddine, aksi takdirde haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak nitelikteki talebinin esastan reddi ile yargılama masraf ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ” … sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davalarda davanın niteliğini ve görev hususunu belirlerken davacı ile sigortalısı arasındaki ilişkiye değil ; davacı sigorta şirketinin sigortalısı dava dışı üçüncü kişi ile zarara neden olduğu öne sürülen kişi veya kurum arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekmektedir. Somut olayda zarar gören sigortalının gerçek kişi … olduğu, ilgili kişinin davacı sigorta şirketinde grup sağlık sigortası bulunduğu, sigortalı üçüncü kişinin 19/10/2018 tarihinde … plakalı aracın karıştığı trafik kazasında yaralandığı ve tedavi olduğu, yapılan tedavi giderlerinin SUT( Sağlık Uygulama Tebliği) aşan kısmının davacı sigorta şirketi tarafından ödendiği ve rücuen davalıdan tahsilini istediği anlaşılmaktadır. Davalı sigorta şirketinin davacının yolcu olarak bulunduğu anlaşılan … motosikletin 12/10/2018-12/10/2019 tarihleri arasında ZMMS poliçesi bulunduğu görülmüştür. Filhakika, zarar gören sigortalı üçüncü kişinin gerçek kişi olduğu, sigortalı üçüncü kişi ile zarar sorumlusu davalı sigorta şirketi arasında sözleşme ilişkisi ve/veya ticari bir ilişki söz konusu değildir. Velhasıl uyuşmazlığın haksız fiil hükümlerine göre genel mahkemede görülüp çözülmesi gerekmektedir. ( Bkz: İstanbul BAM 26.11.2020 T. 17 HD. 2020/2138 E. 2020/2072 K. ) Yukarıda anılan yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenleme ve içtihatlar ışığında davaya konu uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre mutlak ve ticari davalar ile özel kanunlardaki ticaret mahkemelerinin bakacağı davalar kapsamında kalmadığı, genel hükümlerden kaynaklandığı anlaşıldığından işbu davada görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nın 1, ve 2. maddeleri gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Binaenaleyh, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; davanın, 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay uygulamasına göre haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkemenin, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesi ise de; dava, gerçek kişiler ile birlikte karşı tarafın ZMMS yaptırdığı sigorta şirketine karşı da açıldığından, davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiş olduğundan, TTK ‘nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: Dava, “3S Sağlık Sigorta Sistemi Ferdi Sağlık Sigorta Poliçesi ” kapsamında ödenen tedavi giderinin rücuen tahsili istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” hükmü yer almaktadır. HMK 114/1.c maddesi uyarınca “Mahkemenin görevli olması” dava şartlarından olup, HMK 138 maddesi dikkate alınarak dava şartlarının öncelikle karara bağlanması gerekmektedir. HMK 115. maddesinde ise “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir…” düzenlemesi yer almaktadır. Dava, rücuan tazminat istemiyle açılmış olup, rücu ve halefiyet Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 Tarih E. … sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmayıp; aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlığı altındaki 1472. maddesinde ise “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; davacı sigorta şirketinin sigortalısı hangi görevli ve yetkili mahkemede dava açacak idi ise, sigorta şirketinin de halefiyet gereğince, aynen sigortalı gibi o mahkemede dava açabileceğine işaret edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davaya konu uyuşmazlığın 6102 sayılı TTK’nın 4.maddesine göre mutlak ve ticari davalar ile özel kanunlardaki ticaret mahkemelerinin bakacağı davalar kapsamında kalmadığı, genel hükümlerden kaynaklandığı anlaşıldığından işbu davada görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nın 1, ve 2. maddeleri gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair karar verilmiş olup iş bu karar yönelik davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1.maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1.maddesi gereği görevi ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1483/1. maddesinde, sigortacıların diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak üzere faaliyet gösterdikleri dalların kapsamında bulunan zorunlu sigortaları yapmaktan kaçınamayacakları belirtilmiş; aynı Kanunun 4/1-a maddesinde, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, TTK’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesi ise aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemelerinin, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda; davacı tarafından, haksız fiil teşkil eden trafik kazasından kaynaklı tedavi gideri talebine ilişkin olarak, dava dışı araç sürücüsünün ZMMS sigortacısı olan sigorta şirketine karşı açılmıştır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında görevli mahkeme, genel hukuk mahkemesi olan asliye hukuk mahkemesidir. Ancak; somut davada davalı zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır ve davalı sigorta şirketi, sigorta poliçesi nedeniyle sorumlu tutulmuş olup, zorunlu sigortalar, TTK’nın 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TTK’nın 4/1-(a) ve 5. maddeleri gereğince mutlak ticari nitelikteki bu davada asliye ticaret mahkemesi görevli bulunmaktadır. Anılan nedenlerle dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK’nun 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun sair istinaf sebepler incelenmeksizin KABULÜ ile İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2020/871 Esas, 2021/771 Karar ve 21/10/2021 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dairemizin kararı doğrultusunda işlem yapılması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, 3-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine,8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.a.3 ve 362/1.g bendi uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/12/2021