Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1916 E. 2022/744 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1916
KARAR NO: 2022/744
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/308
KARAR NO: 2021/998
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
DAVA: İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/660 Esas 2015/144 Karar sayılı kesinleşmiş ilamına istinaden ilamlı icra takibi başlattığını, takibe konu borcun ödenmediğini belirterek İİK m.177/4 maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin borca batık ve iflas halinde olmadığını ve borçlarını ödeyemeyecek durumda olmadığını beyanla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/660 Esas, 2015/144 Karar sayılı ilamına istinaden, Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamlı icra takibi başlatıldığı, icra emrinin borçluya tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediği anlaşılmakla mahkememizce iflas ilanlarının yapılarak davalı şirket temsilcileri adına İİK 177/4 gereğince tebligat yapılmış, davanın dayanağını teşkil eden İİK’nun 177/1-4 maddesi yönünden uygulanması gereken usulü belirleyen 181.maddesinde 158.maddeye atıf yapılmadığından depo kararı yönünde hüküm kurulmamıştır. Davalı vekili tarafından, icra dosyası üzerinden davalı adına kayıtlı taşınmazın satışa çıkarılarak davacı tarafından alacağa mahsuben satıldığı ve borcun ödenmiş olması nedeniyle davanın reddinin gerektiği belirtilmiş olup, mahkememizce celbedilen dayanak Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyalarının tetkikinde, davalıya ait taşınmazın satışa çıkarıldığı ve davacı tarafça 4.456.001,00 TL karşılığında alacağa mahsuben satın alınmış ise de borcun tamamının ödenmediği, satış tarihinde kapak hesabı tutarının 8.164.887,94 TL olduğu tespit edilmiştir. İİK 177/4 maddesinde belirtildiği üzere, borçluya iflas ödeme emri tebliğine gerek bulunmadan icra emri tebliği (m.32) yeterli olup; borcun ödenmemiş olması halinde alacaklı doğrudan doğruya iflas talep edebilmektedir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 1.5.2003 T. 9926/4727 sayılı ilamına göre ise ; alacaklının, icra emrine göre borçlunun önce mallarının haczini istemiş hatta bazı malları haczedilmiş ve bunların satış bedelinden alacağını kısmen almış olsa dahi, yeni bir icra emri tebliğine gerek bulunmadan m.177/4 hükmüne göre borçlunun doğrudan doğruya iflasının istenebileceğinin düzenlendiği, davalı tarafça borcun tamamının ödendiğinin ispat edilemediği ve iflas koşullarının oluştuğu anlaşılmış olmakla açılan davanın kabulü ” ne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İİK 177 maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmediği, davalı kooperatifin iflası, borca batıklığı ve borçlarını ödeyememe gibi bir durumun söz konusu olmadığı, gerekçeli kararda davalı tarafa ait olmayan beyanlara yer verildiği, kooperatifin iflası halinde borca batık, borcunu ödeyip ödeyememe durumlarının hiç araştırılmadığı, davacı tarafın davalının durumunu bilerek temlikname imzaladığı ve dosyada alacaklı konumuna geldiğini, İİK da belirtilen iflas sebepleri gerçekleşmediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 177/4. “İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse…” maddesine dayalı doğrudan doğruya iflas davasıdır. İflas davası için yetkili ticaret mahkemesi, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesidir (İİK 154/ III c.2). Bu yetki, kamu düzenine ilişkin ve kesindir. İİK’nın 181. maddesinin aynı Kanun’un 160. maddesine yaptığı yollama nedeniyle, İİK’nın 179. madde hükümü uyarınca doğrudan iflas talebinde bulunan alacaklı ilk alacaklılar toplantısına kadar gerekli masraflar ile iflas kararının kanun yolları için gerekli tebliğ masraflarını avans olarak mahkeme veznesine yatırmalıdır. Somut olayda borçlu şirketin muamele merkezinde iflas davası açılmış, belirtilen masraflar yatırılmış, mahkemece İİK’nın 181. maddesi yollaması ile İİK’nın 166. madde hükmüne uygun olarak ilanlar yapılmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK‘nun 177. maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri” üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 117/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla, “1-Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. İlama bağlı alacağın icra emri ile istenildiği halde ödenmemiş olması halinde, İİK 177/4 maddesi uyarınca alacaklı, borçluya doğrudan doğruya iflas davası açabilmektedir.Bu halde borçluya icra emri tebliği yeterli olup, ayrıca iflas ödeme emri tebliğine gerek bulunmamaktadır. Alacaklının ilama dayalı doğrudan doğruya iflas talep edebilmesi için, hükmün kesinleşmesi gerekmez. Ancak borçlu Yargıtaydan icranın geri bırakılması kararı alıp , ticaret mahkemesinde ibraz etmesi halinde ticaret mahkemesi hükmün kesinleşmesini HMK madde 165 uyarınca bekletici mesele yapar. Hükmün onanması halinde iflasa karar verilir, borçlunun borcu olmadığına ilişkin bozma kararı verilmesi halinde ise davanın reddine karar verilir. Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2015 tarih 2014/5069 E. 2015/4774 K. sayılı ilamında ”… Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı şirket temsilcisine İİK’nın 177/son maddesi gereğince dinlenmek üzere tebligat çıkarılarak çağrılan şirket temsilcisinin duruşmaya katılmadığı, davalı şirketin İİK’nın 177/4. maddesine dayalı olarak doğrudan iflasının talep edildiği, davacıların ihbar ve kıdem tazminatlarına ilişkin iş mahkemesi kararlarının icraya konulduğu, icra emirlerinin davalı şirket vekiline tebliğine rağmen borcun ödenmediği, her ne kadar davacılar hakkında verilen kıdem tazminatına ilişkin kararlar kesinleşmemiş olsada bu kararların kesinleşmemiş olmasının söz konusu iflas davasında nazara alınmayacağı, dosyaya sunulan tehiri icra kararı olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Kararı, müdahil vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, müdahil vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.” belirtilmiştir. Diğer doğrudan iflas taleplerinde olduğu gibi ilama dayalı iflas talebinde de depo emri çıkartılmaz. Buna karşılık, ilamlı icranın iflas yolu ile takibe çevrilmesi halinde takip ve iflasa dayanarak iflas istenmesi halinde depolarının çıkartılması gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Onursal Başkanı Mahmut Bilgen, Konkordato İflas ve Yargılama Usulü, Adalet Yayınevi, 3.baskı, Ankara, bkz:643) Nitekim Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 16.05.2014 tarih 2014/880 E. 2014/3851 K. sayılı ilamında ”… Doğrudan iflas davalarında iflas şartlarının mevcudiyetinin tespiti yeterli olup, takipli iflas yollarında olduğu gibi borcun ödenmesi için süre verilmesi ya da depo kararı çıkartılmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemenin davalıya borçlarını ödemesi için süre vermesi de kabul şekli itibariyle belirtilen ilkeye aykırıdır.” belirtilmektedir. Benzer nitelikte Yargıtay 23.Hukuk Dairesi’nin 05.05.2017 tarih 2016/1726 E. 2017/1361 K. sayılı ilamında ”… Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının alacaklı bulunduğu ve talebine esas olan Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibine konu Antalya 5. İş Mahkemesi’nin 2013/88 E., 2014/597 K. sayılı ilamının henüz kesinleşmemekle birlikte davanın açılması için bu mahkeme kararının kesinleşmesine gerek bulunmadığı, takip konusu alacağın borçlu olan davalı tarafından ödenmediği, davalı temsilcinin duruşmada, borcun bir kısmını ödedikleri, geri kalan kısmı da ödeyeceklerine dair savunmasına, davacı tarafın bu savunmanın davanın uzatılmasına yönelik olduğu ve borcun tamamının ödenmediğini bildirilmesi karşısında, davalının doğrudan doğruya iflas koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.” dair karar verilmiştir. Dava konusu somut olay nedeniyle ibraz edilen belgeler incelendiğinde;Bakırköy 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/939 Esas 2013/452 Karar sayılı ilamında dava dışı … Konut Yapı kooperatifi tarafından davalı kooperatife yönelik açılan tapu iptal ve tescil, tazminat isteminin davada mahkeme için yapılan yargılama sonucunda davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davacının tazminat talebinin kabulü ile 4.520,880 TL tazminatın 10.000 TL’sini 13.10.2011 dava tarihinden itibaren 4.510,880 TL’sini 16.07.2013 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine dair karar verilmiş, dava dışı kooperatif tarafından davalı kooperatife yönelik Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı (eski:2013/9643) dava dosyası takip dosyası ile alacağın tazmini talep edilmiş ve takip dosyasında 19.10.2021 hesap tarihi itibariyle düzenlenen kapak hesabında bakiye borç miktarı olarak 8.746.876,01 TL belirtilmiştir. İcra dairesince Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazılan 19.10.2021 tarihli yazıda dosyada borç ödemesi yapılmadığı, hacizli olan İstanbul ili Başakşehir ilçesi … mahallesi … ada … parselde kayıtlı taşınmazın satış işlemi için Küçükçekmece … İcra dairesi … talimat sayılı dosyasına gönderildiği, satışın dosyayı temlik alan … Şirketine 02.10.2020 tarihinde 4.456.0001 TL’ye ihale edildiği ve satış sonrasında ihalenin feshi amaçlı Küçükçekmece 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı belirtilmiştir. Dosyada arasına örneği alınan Büyükçekmece … İcra Dairesi’nin … E.(eski:…) sayılı takip dosyası örneklerinin incelenmesinde, 24.09.2020 tarihli beyan dilekçesinde davacı vekilince takip dosyası alacağın davacı şirket tarafından temlik alındığı ve UYAP sisteminde gerekli değişikliğin yapılmasını talep edildiği belirtilmiştir. Dairemizce icra dairesine müzekkere yazılarak davacı ile dava dışı tasfiye halinde … Kooperatifleri Birliği arasında düzenlenen temlik sözleşmesi Uyaptan gönderilmesi istenilmiş ve gönderilen temlik sözleşmesinin incelenmesinde , Çatalca … Noterliğinin 18.09.2020 tarih ve … yevmiye numaralı alacağın devri (temlik) sözleşmesinde devir eden dava dışı kooperatifin Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında 4.845.902,84 TL alacağın tamamının tüm fer’ileriyle davacıya devir edildiği belirtilmiştir. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce mahkemeye gönderilen 07.04.2021 tarihli sicil kayıt bilgilerine göre davalı kooperatifin müştereken yetkilileri olarak …, … ve … belirtilmiş ve mahkemece İİK’nun 177/4 maddesi uyarınca dava dilekçesi ve duruşma zaptı ekli tebligat çıkarılmış, davacı vekilince … makbuz numarasıyla 09.04.2021 tarihinde 18.000 TL iflas avansı yatırılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile ilgili kanunun 177/1 fıkrasının 4. bendi uyarınca davalı kooperatifin iflasına dair karar verilmiş olup işbu karara yönelik davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Somut olayda, davacı dayandığı doğrudan iflas sebebini dava dilekçesinde açıkça belirtmiş olup, dava, borçlu şirketin muamele merkezinde açıldığı, davacının iflas avansını yatırdığı, ilanların yapıldığı, şirket temsilcisinin dinlenmek üzere çağrıldığı ancak duruşmaya katılmadığı, davacının ilama dayalı alacağının tamamının ödenmemiş olduğu anlaşıldığından mahkemece davalının İİK’nın 177. maddesi gereği iflasına karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınan 162,10 TL’nin başvuru harcının Hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’nin istinaf karar harcından, davalı tarafından yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davalıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nun 361/1. fıkrası ve 2004 sayılı İİK’nun 164. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/06/2022