Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1843 E. 2022/107 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1843
KARAR NO: 2022/107
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/621 Esas
KARAR NO: 2021/693
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
DAVA: Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … şirketi ile 22/10/2013-22/10/2014 tarihlerini kapsayan … nolu poliçe ile müvekkiline ait işletmedeki malvarlığını, poliçede belirlenen rizikolara karşı sigortaladığını, müvekkilinin belirlenen sigorta prim miktarını davalı … şirketine ödediğini, poliçenin halen geçerli olduğunu, 27/12/2013 tarihinde işyerinde meydan gelen yangın nedeniyle müvekkilinin büyük maddi zarara uğradığını, akabinde müvekkilinin davalı … şirketini arayarak durumdan haberdar ettiğini davalı … şirketinin olayla ilgili … sayılı hasar dosyasını oluşturduğunu, ayrıca kendi nezdinde Orta Doğu Üniversitesine 06/01/2014 tarihli raporu hazırlattığını, Diyarbakır büyükşehir belediyesi, İtfaiye Daire Başkanlığı, 30/12/2013 tarihinde olayla ilgili yangın raporu hazırladığını, müvekkilinin davalı … şirketine halen yürürlükte bulunan sigorta sözleşmesi uyarınca sigorta tazminatının kendisine ödenmesini talep ettiğini, davalı … şirketinin ise yangının elektrik prizinden kaynaklandığını, bu nedenle elektrik prizi imal eden firmaya dava açılması gerektiğini belirterek müvekkilinin talebini karşılamadıklarını, sözleşme uyarınca muaccel hale gelen tazminatın davalı tarafça ödenmesi gerektiğini bildirerek; zararlarımızın tespitine, şimdilik 10.000 TL kısmi tazminatın olayın davalı sigortaya ihbar edildiği 30/12/2013 tarihi itibariyle işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte poliçe kapsamından davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kiracısı olduğu işletmenin müvekkili şirkete 22/10/2013 – 2014 tarihlileri arasında işyeri paket poliçesi ile teminat altına alındığını, sigortalı tarafından 27/12/2013 tarihinde meydana gelen yangın sebebiyle meydana gelen zararın giderilmesi için davacı tarafından müvekkili şirkete başvurduğunu, müvekkili şirket nezdinde … numaralı hasar dosyası açıldığını ve inceleme başlatıldığını, yaptırılan incelemede dava konusu yangına davacının hatasından kaynaklanarak elektrik prizinin neden olduğu, sigortalının gerçekte işyerinin kapalı olduğu fiilen faaliyet göstermediğinin çevreden öğrenildiğini, davacının mali kayıtlarının incelenmesinde olay sonrası kalan mal miktar sayılı ve fiyatlandırması sonrası yapılan hesaplamada envanter bedeli ile örtüşmediği, kayıtların gerçeği yansıtmadığını bildirerek; yangının çıkmasına hatası ile sebebiyet veren davacının poliçeden doğan hakları düştüğünden davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ” … Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; İstanbul BAM 45.Hukuk Dairesinin 2020/58 Esas, 2020/18 Karar sayılı 24/09/2020 tarihli kararı doğrultusunda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda; dekorasyon hasar bedelinin 11.260 TL , hasara uğrayan demirbaş bedelinin 5.793,94 TL, enkaz kaldırma bedelinin de 1.250,00 TL olabileceği, bu bedellerin toplamı olan 24.838.83 TL’yi daha talep edebileceği, Mahkememizce bu bedeller haricinde davacının talep edebileceği tazminat miktarının 107.244,00 TL olarak hesaplandığı, bu miktara davacının talep edebileceği 24.838,83 TL bedelin ilavesi ile davacının 132.082,83 TL’yi talep edebileceği, yangın sigortası genel şartlarının b.8.8 maddesi uyarınca davalı … şirketinin kendisine ihbar tarihinden itibaren 1 ay içerisinde incelemelerini yaparak gerçekleşen riziko bedelini ödemesi gerektiği, sigorta şirketine 30/12/2013 tarihinde hasarın ihbar edildiği, ihbar tarihinden itibaren 1 aylık süre sonu olan 30/01/2014 tarihinde davalı … şirketinin temerrüde düştüğü anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, 132.082,83-TL nin 30/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; yangının kasten çıkarıldığı ve hasarın teminat dışı olduğu, Gökalp Vergi Dairesine yapılan ihbarın sonucunun beklenmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bilirkişi kurulunda fatura ve belgelerin geçerliliğinin incelenmediği, sigorta mevzuatına aykırı olarak bilirkişi raporunun düzenlendiği, davacı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, bu haliyle de iddiasını ispatlayamadığı, enkaz kaldırma bedeline hükmedilmesinin hatalı olduğu, gerek özel ve gerekse Genel Şartlar uyarınca davacının taleplerinin ve davanın reddi gerektiği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır. Dava, “İşler Rayında Kobi Sigorta Poliçesi“ kapsamında davacı iş yerinde meydana gelen yangın nedeniyle hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Dairemizce 24.09.2020 gün ve 2020/58 Esas 2020/18 karar sayılı ilam ile ”..Taraflar arasında, sigorta poliçesi ve poliçenin içeriği ile ekleri konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacı sigortalı işyerinde meydana gelen hasarın miktarı ve hasarı oluşturan zarar kalemlerinden davalı … şirketinin sorumlu olup olmadığı konularında toplanmaktadır. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca davaya konu yangın olayı ile ilgili 2014/1899 soruşturma no ile yapılan tahkikata Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi İtfaiye daire başkanlığı 27/12/2013 tarihli … kayıt numaralı yangın raporunda yangının elektrik prizine takılı olan ısıtıcıdan dolayı çıktığı, ön görülemez bir durum olmadığı ve ortada sorumluluk gerektiren bir durum olmadığı belirtilerek taksirle yangına neden olma suçu nedeni ile kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Elektrik bilirkişisince 28/01/2015 tarihli raporda; dava konusu yangının iş yerinde çalışır vaziyette bulunan elektrikli ısıtıcıya bağlı, standartlara uygun olmadığı değerlendirilmiş üçlü prizin dış kontaklarında oluşan elektrik akları (kaçakları) sonucunda aşırı ısınma sebebi ile başladığı ve üçlü prizin çevresindeki gelinliklere sirayet ederek yayıldığı, elektrik iç tesisleri yönetmeliğinin ilgili madde uyarınca; standartlara uymayan üçlü prizin kullanılması ve iş yerindeki alan elektrik konusunda yangın korunması sağlayan 300 mA değerlikli kaçak akım rolesinin mevcut olmadığı hususunda davacının ihmali bulunduğu, yangının meydana gelmesinde davacı tarafın kasıtlı eylemine yönelik herhangi bir somut bir verinin bulunmadığı belirtilmiştir. Hükme esas alınan tekstil/hazır giyim uzmanı, elektrik elektronik mühendisi SMMM, sigorta hakem bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetince düzenlenen raporunda özetle; uyuşmazlık konusu yangının, davacıya ait işyerinde çalışır vaziyette bulunan elektrikli ısıtıcısına bağlı ve standartlara uygun olmadığı değerlendirilen üçlü (grup) prizin fiş kontaklarında oluşan elektrik arkları (kaçakları) sonucunda aşırı ısınma sebebiyle başlayıp prizin çevresindeki gelinliklere sirayet ederek yayıldığı, mer’i mevzuat ve standartlara uymayan söz konusu üçlü(grup) prizin kullanılması hususunda davacının TALİ derecede ihmali ve kusuru bulunduğu, Ancak işyerindeki ana elektrik panosunda yangın koruması sağlayan 300 mA değerlikli kaçak akım rölesinin mevcut olmaması/yahut işlevsel olmaması hususunda kusur ve sorumluluğun bina malikine ait olması sebebiyle, kiracı konumunda bulunduğu tespit edilen davacıya bu konuda her hangi bir kusur atfının kabil olmadığı, tüm bunların fevkinde; uyuşmazlık konusu yangının davacı tarafından kasten çıkarıldığına ilişkin olarak dosya kapsamına sunulmuş herhangi bir somut delilin dosyada bulunmaması ve davacının yukarıda mezkur kusur ve ihmalinin de TTK. 1429/1. maddesi kapsamında sigorta teminatı kapsamında bulunması sebebiyle dava konusu yangın hasarının, davacı bakımından her hangi bir kusur indirimi yapılmaksızın, davalı sigortacı tarafından tanzim edilen poliçe teminatı kapsamında olduğu, davalı ile davacı arasında tutulan “EMTİA HASAR TESPİT RAPORU”na göre yapılan değerlendirmede 154.560,00 TL Emtia değeri belirlenmiş olmakla birlikte, yangın sonucu hasar gören emtiaları görme ve maliyet analizi imkanı olmamasına rağmen genel kabullerden yola çıkarak dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında hasara uğrayan tekstil emtialarının, hasar tarihi itibariyle yapılan “hasarsız haldeki piyasa rayiç değer araştırması” kapsamında incelenen faturalarda belirtilen evsafları ile hasar dosyasında yer alan resimlerdeki görüntüler incelenerek, söz konusu tekstil ürünlerinin hasar tarihindeki piyasa rayiç fiyatı (imalat ve %25 üretici kar payı dahil tutarının) KDV dahil toplam 107.244.00 TL. olduğu, ancak söz konusu malların, iş yerinde olanların kayıtlarda %10 oranında eksik gözükmesi günümüz sektör gerçeklerinde normal ve uyumlu karşılanabilecek olmakla birlikte, mezkur emtiaların (yani gelinlik ve yan ürünlerin) gerçek fiyatları ile, mali kayıtlardaki fiyatlarının aynı olmamasının hiç bir gerekçeyle sektör açısından kabul edilemeyeceği, incelenen dava dosyası içerisinde demirbaş mallarının alışlarına ait her hangi bir fatura, bilgi ve belge tespit edilemediğinden, heyetlerince değerlendirmesinin yapılamadığı, Dekarasyon hasar tespiti ile ilgili olarak ibraz edilen dava dosyası içinde, “DEKORASYON” konusu emtiaların alışlarına ait her hangi bir fatura, belge ve bilgi bulunmadığı gibi, uyuşmazlık konusu poliçede “DEKORASYON” teminatı da bulunmadığından dolayı, bu talep konusuna ilişkin olarak her hangi bir tazminat hesaplaması yapılmasına gerek bulunmadığı, aynı şekilde mevcut dava dosyası içerisinde bina hasarının tespitine ilişkin olarak her hangi bir fatura belge ve bilgi bulunmadığı gibi, uyuşmazlık konusu poliçede de “BİNA” teminatı bulunmadığından dolayı, bu talep konusuna ilişkin olarak her hangi bir tazminat hesaplaması yapılmasına gerek bulunmadığı, Dava konusu sigorta poliçesi kapsamında 24.000 TL. limitli “Enkaz Kaldırma Muhteviyat” teminatı bulunmakla birlikte, dava dosyasına sunulan evrak-ı müspite içerisinde enkaz, kaldırma detayının tespiti ile ilgili olarak her hangi bir bilgi, belge ve fatura bulunmadığından dolayı, heyetçe değerlendirmesinin yapılamadığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir. Davacının ticari defterlerinin incelenmesine yönelik Diyarbakır Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, davacı vekilince sunulan beyan dilekçesinde ticari defterlerin ve diğer evrakların yangın olayında zayi olduğu, davalı … şirketinin davacı ile uzlaşmak istediğini belirttiği bu nedenle davacının süresinde zayi belgesi almak amacı ile mahkemeye başvuruda bulunmadığı alınmış bir zayi belgesinin de bulunmadığı, bu nedenle ticari defterlerini sunamadığı, belirtmiş olup bu beyan nazara alınmak sureti ile Diyarbakır 3 Asliye Hukuk Mahkemesince talimatın iadesine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı, hükme esas alınan bilirkişi raporları, taraflar arasında düzenlenen poliçe ve bu poliçede teminat altına alınan klozlar birlikte değerlendirildiğinde; 27/12/2013 tarihinde davacının kiracı olarak bulunduğu iş yerinde meydana gelen yangının uygun olmayan üçlü prize takılan ısıtıcıdan kaynaklandığı, aynı zamanda iş yerindeki ana elektrik panosunda yangın koruması sağlayan 300 mA değerlikli kaçak akım rolesinin mevcut bulunmadığı ve bu haliyle davacının kusurunun bulunmadığı, iş bu yangında zayi olan ticari defterlerinin mahkemeye ibraz edemediği bu nedenle talimat mahkemesince yapılması istenilen ticari defterlerinin de incelenemediği, Gökalp Vergi dairesinden mahkemeye gönderilen raporların incelenmesinde de dava dışı … Ltd Şti yönünden sahte fatura düzenlenmesine ilişkin somut ve objektif verilerin tespitinin yapılamadığı, taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesinde bina hasarına ve dekorasyona yönelik herhangi bir teminatın bulunmadığı, nitekim bu hasarlara yönelik düzenlenmiş fatura veya belgenin de ibraz edilmediği anlaşılmaktadır. Ancak; bilirkişi heyetine inşaat bilirkişisi dahil edilmek suretiyle; düzenlenen poliçe sözleşmesinde enkaz kaldırma bedelinin teminat altına alındığı nazara alınarak davacının iş bu kalem yönünden maddi zararının hesaplanması gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu yön nazara alınmaksızın davacı tarafça bu zarar kaleminin miktarını ispatlayacak belge, fatura veya yazılı bir delil sunulmadığı gerekçesi ile bu talebin reddedilmesi dosya kapsamına uygun bulunmamıştır. Yine, dava dilekçesinde iş yeri darabaların, panjur kepengi ve 4 adet camın kırıldığı, iş yeri içindeki demirbaşların, emtiaların yandığı, kullanılamaz hale geldiği, tavan ve duvar alçı ve boya sıvasının döküldüğü, tavan spot lambalarının yanmış olduğu, iş yeri seramik zemininin, elektrik panosunun ve kabloların v.s. yandığı belirtilmek suretiyle demirbaş bedellerinin de tazminine karar verilmesi talep edilmiş olmakla ;davacı tarafa talep edilen iş bu maddi zarar kalemi açıklatılarak açıklığa kavuşturulması ve bu talep yönünden de davacının haklılık durum ve oranının bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Davalı tarafın sunduğu istinaf dilekçesinde belirtilen taleplerin bu aşamada incelenmeksizin; Davacı vekilinin yukarıda belirtilen hususlara ilişkin istinaf sebebi yerinde olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına” dair karar verilmiştir. Mahkemece 14.01.2021 tarihi celsede dairemizin kararı kapsamında davacıya demirbaş bedelleri yönünden uğradığı maddi zarar kalemlerinin açıklaması konusunda 2 hafta kesin süre verilmiş ve iş bu kararın yerine getirilmesinden sonra bilirkişi heyetine inşaat bilirkişisi dahil edilerek dosyanın bilirkişi heyetine gönderilmesine dair ara karar oluşturulmuştur. Davacı vekilince sunulan 24/12/2015 tarihli dilekçesi ile 10.000-TL lik talebini poliçe kapsamında 400.000-TL ye yükselterek ıslah edilerek 25/12/2015 tarihinde ıslah harcı yatırılmıştır. Bilirkişi incelemesine esas olmak üzere davacı uğramış olduğu zarar kalemlerini ise şe şekilde belirtilmiştir.: 1- Dosyaya sunulan harcama fişleri, gider pusulaları, vergi beyannameleri, fatura ve irsaliye kayıtlarından ve işletme defteri dökümlerinden; işyerinde toplamda 436.119.12 TL değerinde mal ve demirbaşların bulunduğu hasara uğramış olan demirbaş ve mallarının toplam bedeli; ticari defter, vergi beyannameleri, fatura ve irsaliye kayıtlarında görülen toplam 436.119.12 TL 2-Davacının işyerinde oluşan yangın nedeniyle sigorta teminatı kapsamında enkaz kaldırma muhteviyat bedeli de dahil olup; bu bedel için 24.000.00 TL’lik bir limit öngörüldüğü, 3- Daha önce hazırlanan bilirkişi raporunda; demirbaşların uğramış olduğu hasarların tespit edilemediği ve enkaz kaldırma bedeli ile ilgili bir bilgi bulunmadığı gerekçesiyle herhangi bir hesaplama yapılmadığı, Oysa iş yerinde 436.119.12 TL ‘lik mal varlığı bulunduğu ve bu mal varlığının tamamiyle kullanılamaz hale geldiği, bir an için demirbaşlara ilişkin bir belgenin bulunmadığı kabul edilse dahi; bir iş yerinin demirbaşsız çalıştırılması hayatın olağan akışına aykırı olduğundan ve böyle bir durum da fiilen mümkün olmadığından, işyerinin büyüklüğü ve teminat altına alınan demirbaş ve malların teminat bedeli dikkate alınarak ve yine dosyadaki ekspertiz raporları ile fotoğraflar da göz önünde bulundurularak sigorta tazminatının emsal bir işyerine göre belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda özetle ; Dosya içerisinde yer alan ekspertiz raporundaki tespitler nazara alınarak demirbaş malların dava tarihi itibariyle toplam değerinin 5.793,94 TL olarak hesaplandığı, dekorasyon hasar tespiti ile ilgili olarak dekorasyon konusu emtiaların alışına ilişkin herhangi bir fatura bilgi ve belgesi olmadığından bu hesaplamanın daha önceki raporlarda yapılmadığı, ancak yangın ekspertiz raporundaki tespitler nazara alınarak dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamada toplam fiyatının 11.260 TL olarak hesaplandığı, dosya içerisinde bina hasarının tespitine ilişkin olarak herhangi bir bilgi ve belge fatura bulunmadığından bina teminatı bulunmadığından dolayı bu talep konusuna ilişkin daha önceki raporlarda herhangi bir hesaplamanın yapılmadığı, dosyaya sunulan … sigorta ekspertiz hizmetleri şirketi tarafından hazırlanan ekspertiz raporundaki tespitler nazara alınarak bina hasarı için dava tarihi itibari ile 6.533,90 TL hesaplamanın yapıldığı, enkaz kaldırma teminatının bulunmakla birlikte dosyaya sunulan evrakların içerisinde enkaz kaldırma hasarının tespiti ve ilgili herhangi bir fatura ve belge bulunmadığından dolayı daha önceki raporlarda değerlendirme yapılamadığı ve dosyaya sunulan ekspertiz raporu uyarınca yapılan bir hesaplamada enkaz kaldırma bedeli olarak dava tarihi itibariyle toplam fiyatın 1.250 TL hesaplandığı ve toplamda davacının talep edebileceği maddi zararın dava tarihi itibarı ile bu kalemler uyarınca 24.833,83 TL olabileceği belirtilmiştir. Davacıya ait iş yerinin yangın tarihi de kapsar şekilde kobi sigorta poliçesi ile sigortalandığı ve düzenlenen sigorta poliçesinde yangın/ yıldırım infilak durumunda demirbaş, emtiaların ve aynı zamanda enkaz kaldırma muhteviyatının da sigorta bedeli teminat limitleri içerisinde yer aldığı ancak demirbaş malın, emtianın alışının ilişkin herhangi bir fatura bilgi ve belge dosyada bulunmadığı gibi bina hasarına ilişkin fatura bulunmadığı ve aynı zamanda uyuşmazlık konusu poliçede bina teminatı bulunmadığı düzenlenen bilirkişi ek raporlarından ve sigorta poliçesinden anlaşılmaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2021 tarih 2019/2740 Esas 2021/65 Karar sayılı ilamında “Kural olarak geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğu gibi rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın da sigortacı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Ancak, sigortalı da rizikonun meydana geldiğini ve riziko sonucu oluşan zarar miktarını ispatlamalıdır. Özellikle ticarethanelerde ticari defterler, fatura, irsaliye gibi belgeler ve diğer kanıtlarla ispat külfeti yerine getirilmelidir. Ayrıca, çalınan emtiaların değeri de Hırsızlık Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesi uyarınca, rizikonun gerçekleşmesinden bir önceki iş günü piyasa alım fiyatının esas alınarak belirlenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte, sigorta ettirenin olayın hemen sonrasında işyerinde bulunan mallarının mevcudiyetini mahkemece veya zabıtaca veyahut sigorta şirketine tespit ettirmek gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Buna rağmen, işyerinde meydana gelen hırsızlık sonucu zararın ne olduğunun belirlenmesi için hırsızlık öncesi işyerindeki mal mevcudunun ve hırsızlık sonrası işyerinde kalan mal mevcudunun ne olduğunun da bilinmesi gerekmektedir.” belirtilmektedir. Yukarıda yer alan içtihattan da anlaşılacağı üzere zarar miktarının iddia ve ispatı sigorta ettireni yani davacıya yüklenmiş bir sorumluluktur. Sigorta ettirenin tüm ticari defter ve kayıtları bir grup faturaları, irsaliyeleri ile oluştuğu iddia edilen zarar miktarını ispatlaması gerekmektedir. Davacı tarafça sunulan yazılı belgede davalının oyalamaları sonucunda zayi belgesi alınmadığı ve bu nedenle oluşan tüm zararın karşılanması gerektiğini iddia edilmiştir. Davalı tarafça sunulan cevap dilekçesi ve beyan dilekçelerinde , ekspertiz incelemesi, tahkikat araştırması ve mali kayıtların incelenmesi sonucunda mali kayıtların envanter ve tabloların usule uygun tutulmadığı, gerçek durumu yansıtmadığı ve fatura, irsaliyelerin yanıltıcı belge mahiyetinde olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Yangının kasten çıkarldığı yönündeki istinaf sebebi: Elektrik- elektronik mühendisi bilirkişisince düzenlenen raporda, dava konusu yangının, işyerinde çalışır vaziyette bulunan elektrikli ısıtıcıya bağlı standartlara uygun olmadığı değerlendirilen üçlü prizin fiş kontaklarında oluşan elektrik arklarının aşırı ısınması sebebiyle başladığı ve üçlü prizin çevresindeki gelinliklere sirayet ederek yangının yayıldığı, standartlara uymayan üçlü prizin kullanılması ve iş yerindeki ana elektrik panosunda yangın koruması sağlayan kaçak akım rölesinin mevcut olmadığı , davacının bu davranışı ile ihmali olduğu, ancak tüm delillere göre yangının meydana gelmesinde davacı tarafın kasıtlı eylemine yönelik herhangi bir somut delillerin bulunmadığı belirtildiğinden davalı tarafça ileri sürülen işbu istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davacı sigortanın faturalarının yanıltıcı yani usulsüz olmasına ilişkin vergi dairesine yapılan ihbar neticesinin beklenilmesi yönündeki istinaf sebebi : Gökalp Vergi Dairesi Müdürlüğünce 21.10.2016 tarihli mahkemeye hitaben yazılan yazıda davacı ile dava dışı … İnşaat hakkında 19.10.2016 tarihi itibarı ile daireye intikal eden bir inceleme raporunun bulunmadığı, 03.07.2014 tarihi itibarı ile 12/2013 dönemi için yangında zayii olan malların beyan edilmemesine istinaden takdir komisyonuna sevk edildiği ve 19.10.2016 tarihinde konuyla ilgili olarak intikal eden takdir komisyon kararı bulunmadığı, 13.02.2017 tarihli yazıda davacı hakkında 02 09.02.2017 tarihi itibarı ile herhangi bir raporun düzenlenmediği, dava dışı … İnşaat hakkında 26.12.2016 tarih ve … sayılı 3 adet vergi inceleme raporu ve 26.12.2016 tarih … sayılı 1 adet teknik raporun mevcut olduğu belirtilmiş olmakla, davacı hakkında düzenlenecek bir inceleme rapor ve sonucunun beklemesinin dosyaya hukuki yarar sağlamayacağı anlaşılmaktadır. Davalı tarafça sunulan diğer bir istinaf sebebi de , davacının ticaret defterlerinin incelenmesidir. Dava dilekçesinde – faturanın incelenmesinde dava dışı … İnşaat tarafından davacı adına düzenlenen faturaların gelinlikler, nişan elbiseler, peşin özel tasarım kıyafetler için düzenlendiği belirtilmiştir. Davacı vekilince mahkemeye sunulan 25.08.2017 havale tarihli beyan dilekçesinde, ticari defter ve evrakların olaya konu yangında zayi olduğu ve davalı sigortalının davacıyla uzlaşmak istemesi ve oyalama taktiği sonucunda davacının zayi belgesi almadığı ve yasal süreyi de kaçırdığından başvurusu olmadığı, bu nedenle yangında zayi olan evrakların talimat dosyasına ibraz edilemediği ,mahkemeden alınmış bir zayi belgesinde mevcut bulunmadığı belirtilmiştir. Davaya konu somut olayda; dosyada yer alan tüm raporlar, beyan dilekçeleri ve sunulan deliller nazara alındığında; davaya konu yangının poliçe dönemi içerisinde gerçekleştiği, davacının yangın olayı nedeniyle oluşan maddi zararını ispat mükellefiyetinde bulunduğu, davaya konu yangının davacıya ait işyerinde çalışır vaziyette bulunan elektrik ısıtıcıya bağlı ve standartlara uygun olmadığı değerlendirilen üçlü prizin fiş kontaktlarında oluşan elektrik akları sonucunda aşırı ısınma sebebiyle başlayıp prizin çevresindeki gelinliklere sirayet ederek yayılması ve standartlara uygun olmayan üçlü prizin kullanması konusunda davacının tali derece kusurlu olduğu, davacı tarafça yangının kasten çıkarıldığına ilişkin somut delil dosyada bulunmadığı ve kusur ve ihmalinde TTK 1429 maddesi kapsamında sigorta teminatı kapsamında bulunması sebebiyle herhangi bir kusur indirimi yapılmamasının dosya kapsamına uygun olduğu, poliçe sözleşmesinde enkaz kaldırma- demirbaş bedelinin teminat altına alındığı ve bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda enkaz kaldırma bedelinin 1.250 TL ve demirbaş malların dava tarihi itibariyle toplam değerinin 5.793,94 TL olarak hesaplandığı, poliçede bina teminatı da bulunmadığı nazara alındığında ; davacının davaya konu yangın olay nedeniyle 22.10.2013-2014 tarihleri arasında kapsar şekilde düzenlenen sigorta sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı … şirketinden 107.244 TL(hasarlanan emtia bedeli) + 1.250 TL (enkaz kaldırma bedeli) + 5.793,94 TL (demirbaş) olmak üzere toplam 114.287,94 TL tahsil edilebileceği anlaşıldığından bu miktar nazara alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. HMK’nın 353/(1)-b-2 maddesinde, “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında …” duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı avukatının istinaf kanun yolu başvurusunun kısmen kabulü ile, 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-b-2. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜ ile, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2020/621 Esas, 2021/693 Karar ve 30/09/2021 tarihli kararının HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; Davanın KISMEN KABULÜNE, 114.287,94 TL nin 30/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, İlk derece mahkemesi yönünden: 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 7.807,01 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 6.831,80 TL peşin ve ıslah harçlarının mahsubu ile bakiye 975,21 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 170,80 TL peşin harç, 6.661,00-TL ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya cerilmesine, 4-Yapılan 5.152,80 TL tebligat, yazışma ve bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 5.152,80 TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına tekabül eden ,1471,63 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından yapılan 67,80 TL yargılama giderinden davanın reddedilen kısmına tekabül eden 48,43 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 14.807,35 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı kendisini temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 28.449,84 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 8-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, İstinaf giderleri yönünden; 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 10-İstinaf eden tarafından yatırılan 2.255,64 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davalıya iadesine, 11-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının ve 58,00 TL yapılan masraf olmak üzere toplam 220,10 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 12-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 13-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/02/2022