Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1823 E. 2022/679 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1823
KARAR NO: 2022/679
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/645
KARAR NO: 2021/917
KARAR TARİHİ: 13/10/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin ödeme güçlüğüne düştüğünden bahisle, İİK 285 ve TTK 286 maddeleri hükümleri gereği müvekkili hakkında alacaklarıyla konkordato akdetmesini sağlamak amacı ile konkordato mühleti verilmesini ve konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ” İİK’nun 305.maddesindeki konkordatonun tasdiki şartlarının davacı şirket yönünden gerçekleştiği anlaşılmakla konkordatonun tasdikine, Davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının 30/09/2020 tarihinden başlamak üzere 31/12/2020, 30/06/2021, 30/09/2021, 31/12/2021, 30/06/2022, 30/09/2022, 31/12/2022, 30/06/2023, 30/09/2023 ve 31/12/2023 tarihinde ödenmesine, dosyaya sunulan ödeme takviminin kararın eki olduğunun bildirilmesine ” karar verilmiştir. Verilen kararın Müdahil alacaklı … A.Ş. İle … Tic. A.Ş. Vekilince yasal süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine dairemizin 09/06/2021tarihli kararı ile ” … Mahkemece atanan Komiser Heyeti tarafından ibraz edilen 19/02/2020 tarihli konkordatonun tasdiki hakkında raporda ifade edildiği şekilde konkordatoya tabi adi alacak tutarı: 47.508.251,63 TL, adi alacaklı sayısı : 233 olup konkordato nisabına dahil edilen alacak ve alacaklı tutarından İİK md. 302 kapsamında ilişkili kişilerden 4 alacaklının ( borçlu şirket ortak ve yöneticileri) alacak tutarı 8.025.954,47 TL olduğu, ilişkili 4 alacaklı dahil kabul oyu kullanan alacaklı sayısı 113, alacak tutarı 40.492.100,47 TL olduğu, bilançoda görünen borçlu tarafından reddedilen 66 adet alacaklı da dahil kabul etmeyen alacaklı sayısı 120, alacak tutarı 7.016.150,86 TL olduğu anlaşılmıştır. İİK 302. maddesinde oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabileceği düzenlenmiş olmakla şirket ortağı ve yöneticilere ait 4 ilişkili alacaklı ve alacak tutarı düştükten sonra kabul oyu kullanan alacaklı sayısı 109, alacak tutarı 32.466.146,30 TL kabulü gerekmektedir. İİK 304 maddesinin birinci fıkrasında, konkordatoya itiraz eden alacaklılar, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmeleri koşuluyla duruşmada hazır bulunabilecekleri hükmüne yer verilmiştir. Bu sayede “alacaklılar itirazlarıyla ya konkordatonun tasdikine engel olmayı ya da konkordato şartlarının kendileri açısından düzeltilmesini isteyebileceklerdir. Somut olayda konkordatoya itiraz eden alacaklılar; gerçekte alacaklı olmayan, muvazalı alacakların davacı ve proje lehine oy kullanmasına göz yumulduğunu, bu yönde yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, … A.Ş. unvanlı şirketin 13.394.155,53 TL alacağını temlik aldığını iddia eden …’in davacı şirketin yöneticisi …’nun kayınbiraderi aynı zamanda davacı şirketin hissedarı olan …’in İİK nun 302 maddesinde oyu kabul edilemeyecek derecede yakını olduğunu, bu kişinin oylamada kullandığı 13.394.155,53 TL lik oy tüm alacaklılar toplantısının ve oylamanın seyrini etkileyecek bir alacak ve alacaklı olduğunu, bu yönde sundukları tüm belgeler resmi kaynaklardan alınma olup ilk derece mahkemesi bu iddiaları araştırmadan, talepleri dikkate almadan hüküm kurduğunu, Oysa ki 30/09/2019 tarihli komiser heyeti raporunun 13. sayfasında; davacı şirketin yetkilisi … A.Ş. nin yetkilisi, … ise … firmasının ortağı olduğu, davacı …, alacaklı …’in binasını satın aldığı karşılığında çek verdiği, … firması da …’e borçlu olup davacı … firmasından aldığı çekleri …’e verdiği tespiti yapılmışken aynı raporun 14. Sayfasında; ise bir kısım düzeltme yaparak …’nun …’in eski yöneticisi olduğu, …’nun kayınbiraderi …’ten borç aldığı, bu borçlar için ipotek tesis edildiği ifade edildiğini buna göre Davacıdan 13.394.155,53 TL alacak ile en yüksek miktarda alacaklı olan “kayınbiraderin” alacağının kaynağı açıklanamadığını, 13.394.155,53 TL’nin davacı …’in alacaklı …’e olan borçları için verilen çeklerin cirosundan mı yoksa davacı şirket yetkilisi …’nun, …’e olan şahsi borcundan mı kaynaklandığı belli olmadığını, en son raporun son sayfasında, … alacağı için yeterli araştırma yapamadıklarını, araştırarak ve bir sonraki raporda bunu mahkemeye sunacaklarını belirtmelerine rağmen 08.11.2019 tarihli raporlarında, … şirketine ilişkin hiçbir açıklama, araştırma notu, beyan olmadığını, nihayetinde 14/02/2020 tarihli konkordatonun tasdiki hakkındaki gerekçeli raporda 13.394.155,53 TL nin karşısında … AŞ yazarken … temlik alacaklısı olarak tanımlandığı ve … A.Ş. Temlik alacaklısı …’in alacaklılar kurulu toplantısında yapılan oylamada konkordato teklifinin kabul ettiği şeklinde tutanak tutulduğunu, ayrıca … alacaklılar toplantısında temlik alacaklısı olarak (… AŞ den) 13.394.155,53 TL olarak nisba katılmışken konkordatonun tasdiki hakkındaki gerekçeli raporun 35. sayfasında … A.Ş. nin alacağının 3.048,187 USD olduğu ve bunun 03.05.2018 tarihindeki kurdan karşılığının 12.543.893,45 TL olduğu ve bu miktardan nisaba katılacağı bildirilmişken yine … A.Ş. ve … alacağı üzerindeki çelişki burada da devam etiğini bu itibarla alacaklılar toplantısında kullanılan oyların değerlendirilmesi hatalı olduğunu ileri sürmüştür. Dosya kapsamı incelendiğinde; konkordatoya tabi alacak miktarı 47.508.251,63 TL olduğu gözetildiğinde muvazaalı olduğu iddia olunan kabul oyu kullanan alacaklı … şirketinin temlik alacaklısı …’e ait alacak miktarının (13.394.155,53 TL) İİK 302. maddesinde belirlenen nisabı etkilediği görülmüştür. İİK 302 maddesinde oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklıların oy kullanabileceği düzenlenmiş, alacaklılar toplantısında kimlerin oy kullanamayacağı tahdidi olarak sayılmıştır. Yasada açıkça belirtilen bu durumun çevresinin yorum yoluyla genişletilmesi mümkün değildir. Ancak burada yapılması ve araştırılması gereken … şirketinin ve temlik alacaklısı …’in 13.394.155,53 TL alacağının gerçek bir alacak olup olmadığı, alacaklılar toplantısında nisabın sağlanması için muvazaalı bir alacak olarak kayıtlara geçip geçmediği hususunun araştırılması gerekmektedir. Nitekim Komiser Heyetinin 30/09/2019 tarihli raporunda, muvazaalı olduğu iddia olunan alacakla ilgili olarak itiraz eden alacaklılar vekilinin itiraz dilekçesinde belirttiği gibi davacı şirket yetkilisi …’nun beyanları tutanağa geçmiş ancak bu beyanlar hakkında ayrıntılı bir araştırma yapılarak işbu rapora yansıtılması kısa süre içerisinde mümkün olmadığından söz konusu beyanlar kapsamında gerekli inceleme ve değerlendirmelere işbu raporda yer verilemediğini, söz konusu beyanlar hakkındaki değerlendirme ve incelemelere bir sonraki raporda yer verileceği belirtilmiş olmasına rağmen dosyaya sunulan sonraki raporlarda bu hususta herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle muvaazalı olduğu iddia edilen ve nisabı etkileyen alacak ile ilgili komiser heyeti tarafından gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmadan ve mahkemece bu alacağın oylamada nisaba dahil edilip edilmeyeceğine karar verilmeden İİK 302. Maddesinde belirlenen çoğunluğun gerçekleştiği ve İİK 305. maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiğinden bahisle konkordatonun tasdikine karar verilmesi hukuka aykırı olmuştur. Sonuç olarak mahkemece, komiser heyetinden, iddia olunan muvazaalı alacağa ilişkin açıklamada bulunmaları ve alacağın dayanağını oluşturan bilgi ve belgeleri sunmaları için borçlu şirket yetkilisi ile alacaklı … şirket yetkilisi ve temlik alacaklısı …’e süre verilmek suretiyle ibraz edilen bilgi ve belgeler ışığında gerekli inceleme ve değerlendirme yapılarak alınan gerekçeli rapor sonrasında iddia olunan muvazaalı alacağın nisaba dahil edilip edilmeyeceğine karar verildikten sonra konkordato tasdik şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine karar verilmesi gerektiği ” gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1).a.6 maddesi gereğince dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrası yapılan yargılama sonucunda mahkemece “İİK’nun 302.maddesinde oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklıların oy kullanabileceği, 206.maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi, anası, babası ve çocuğunun alacak ve alacaklı çoğunluğu hesabında dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı şirketin … AŞ tüzel kişiliği olup, tüzel kişiliğin yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi ya da ortaklarının şirketten olan alacakları için nisaba dahil edilmelerine engel bir durum bulunmamaktadır. Yasada, bu yöndeki düzenleme tahdidi olup, yorum yoluyla genişletilmesi mümkün değildir. (Prof. Dr. Süha Tanrıver, Prof. Dr. Adnan Değnekli, Konkordatonun Tasdiki, 1996, sh 68 ve vd.; Prof. Dr. Selçuk Öztek, Prof. Dr. Ali Cem Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel, Doç. Dr. Serdar Kale, Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova,Yeni Konkordato Hukuku, İkinci Baskı, 2019, Sh.505) Yargıtay 15.Hukuk Dairesi, 16/02/2021 tarih, 2021/1389 Esas, 2021 275 karar sayılı ilamında da bu hususa işaret edilmiş ve ayrı tüzel kişi olmayan konkordato talep eden şirketin ortağı olduğu adi ortaklığın dahi nisaba dahil edilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur. Bu tespitten hareketle, davacı şirketin yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi ya da ortaklarının şirketten olan alacakları için nisaba dahil edilmelerine engel bir durum bulunmadığından 47.508.251,63 TL, alacaklı sayısı ise 233’dür. … şirketinin ve temlik alacaklısı …’in 13.394.155,53 TL’lik alacağının muvazaalı olması ve nisaptan çıkarılması halinde dahi kabul eden alacaklı sayısı 232, alacak tutarı 34.114.096,10 TL olacaktır ki, buna göre de İİK m.302/III-b’de öngörülen “kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte biri ve alacakların üçte ikisi” kapsamında öngörülen nisap sağlanmış olacaktır. Komiser heyeti tarafından tanzim olunan rapor ile …’in alacağının muvazaalı olup olmadığına ilişkin değerlendirme yapılmış olup, … alacağının konkordato nisabından çıkarılmasının sonuca etkili olmadığı, çoğunluk koşulunun sağlanmakta olduğu, İİK’nun 305.maddesinde sayılan tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla ” davacı şirketin konkordato projesinin tasdiki ile konkordatoya tabi borçlarının 30/09/2020 tarihinden başlamak üzere 31/12/2020, 30/06/2021, 30/09/2021, 31/12/2021, 30/06/2022, 30/09/2022, 31/12/2022, 30/06/2023, 30/09/2023 ve 31/12/2023 tarihinde ödenmesine, dosyaya sunulan ödeme takviminin kararın eki olduğunun bildirilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Müdahil alacaklı … A.Ş. İle … Tic. A.Ş. vekilinin yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; istinaf kaldırma kararında şirket ortağı ve yöneticilerin alacakları, İİK 302. Maddesi uyarınca “konkordato projesinden etkilenmeyen alacak” olarak nitelenerek bu alacak ve alacaklarının nisaba dahil edilmemesi gerektiği ifade edilmesine rağmen bu husus gözardı edilerek ve istinaf kaldırma kararında işaret edilen araştırmalar tamamlanmadan hüküm kurulduğunu, ilk derece mahkemesince İİK 302. Maddesi hatalı olarak yorumlandığını ve tatbik edildiğini, bu nedenle şirketle ilişkili 4 alacaklı ve alacakların nisaba dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, istinaf kararında belirtilen … San. A.Ş. unvanlı şirketin 13.394.155,53 TL alacağını temlik aldığını iddia eden …’in alacağı muvazaalı olup olmadığı araştırılmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, yasal şartları oluşmayan konkordato talebinin reddine, davacı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir. Müdahil alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; Konkordato sürecinde yapılan değerlendirme ve verilen kararda kurum alacakları dikkate dikkate alınması gerekirken kurumumuz bakımından hiç bir açıklama yapılmadan konkordato projesinin kabulüne karar verildiğini, kurum alacakları konkordatodan etkilenmediğinden konkordato projesinin onaylanması halinde kurum alacaklarının 6183 sayılı Kanunun 206. Maddesindeki sıra gözetilerek ve tam olarak ödenmesi gerektiğini, konkordato sonuçları açısından imtiyazlı, bazı rehinli ve amme alacakları için konkordato bağlayıcı hüküm arz etmeyeceğini bu nedenle eksik inceleme sonucu verilen mahkeme kararının kaldırılarak davacının konkordato projesinin tasdiki talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekilinin yasal süresi içinde sunmuş oldukları istinaf dilekçesinde; tasdik koşullarının oluşmadığını, müdahil banka ile ile diğer alacaklıların borçlu şirketten olan yüksek alacak tutarlarının bu denli uzun ödeme planı içerisinde ödenecek olması alacaklı şirketler yönünden büyük zarara uğratacağını, müvekkil banka belirtilen miktarda alacağı bulunmasına rağmen, konkordato nisabına uygun şekilde kaydedilmediğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını, konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, İİK.nun 285 ve devamı maddelerince açılan konkordato talebine ilişkin olup uyuşmazlık konkordatonun tasdiki şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Mahkemece verilen konkordato tasdik kararı Ticaret Sicili Gazetesi’nde 26/10/2021, Basın-İlan Kurumunun resmî ilân portalında 25/10/2021 tarihinde yayınlanmış olup müdahil alacaklılar vekilince son ilan tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dairemizin kaldırma kararından sonra Konkordato Komiser Heyeti tarafından ibraz edilen 02/09/2021 tarihli raporda “Heyetin 30/09/2019 tarihli raporunda, … firmasının yönetim kurulu başkanı …, şirket ortağının ise …’nun kayınbiraderi … olduğu, …’in fabrika binasını 2014 yılında …’den satın aldığı, … firmasının …’e olan borçları için … firmasından fabrika satışı sırasında aldığı çekleri verdiği, çeklerin vadelendirilmesi için … ve … arasında 03/06/2015 tarihinde protokol yapıldığı, bu protokolden önce … ve …’nun maliki olduğu taşınmaz üzerinde … lehine ipotek tesis edildiği, komiser heyetinin bu hususta bilgi ve belge talebinde bulunduğu, belgelerin ibrazının akabinde ifadelerin revize edildiği, …’nun … firmasının yönetim kurulu başkanı olduğu ifadesinin düzeltildiği, …’nun 1984 yılından 2015 yılına kadar … firmasının yönetim kurulu başkanlığını yaptığı, 28/05/2014 ve 09/02/2015 tarihinde düzenlenen 2 adet fatura ile …’in binasının 17 milyon TL tutarla …’e satıldığı, bedel için çekler verildiği, bu çeklerin 1 milyon TL’lik kısmı ile 240 bin USD’lik kısmının ödendiği, şirket yetkililerine … AŞ veya ortakları ile ilişkisi olan başka bir alacaklı olup olmadığının sorulduğu, herhangi bir ilişki olmadığı beyanlarının kayda alındığı, … tarafından 19.102.10073 TL alacak kaydı yaptırıldığı, alacağın 13.394.155,53 TL’sinin kabul edildiği, … ve … arasında imzalanan 03/06/2021 tarihli anlaşma incelendiğinde, protokolün, toplamı 3.046.187 USD olan çekler ile toplamı 800.000 TL olan çekleri konu aldığının görüldüğü, bu açıdan kabul edilen alacağın ticari defterlerle ve ibraz edilen belgelerle uyumlu olduğunun görüldüğü, buna göre …’in İİK 302 maddesi uyarınca beyanına göre …, nisapta 13.394.155.53 TL üzerinden yer aldığı, İstinaf kararında “… alacağın dayanağını oluşturan bilgi ve belgeleri sunmaları için borçlu şirket yetkilisi ile alacaklı … şirket yetkilisi ve temlik alacaklısı …’e süre verilmesi ” gerektiği de belirtildiği istinaf kararı uyarınca, Heyetimizin işbu raporundan sonra …, … ve …’e alacağın dayanağını oluşturan bilgi ve belgeleri sunmaları için süre verebileceği ve söz konusu belgelerle birlikte bir değerlendirme yapabileceği, söz konusu muvazaa incelemesi ayrı bir davanın konusu olup böyle bir dava neticesinde alacağın muvazaalı olduğu tespit edilir ve alacak nisaptan çıkarılmasına göre hesaplamalar yapıldığı, ancak istinaf kararında belirtilen dört ilişkili kişi nisaptan çıkarılması halinde İİK m. 302/111-b’de öngörülen nisap sağlanmamış olacağı ancak İİK m.302/III’desi sayımın tahdidi nitelikte olduğu, yorum yoluyla genişletilmesinin mümkün olmadığı, konkordato talep edenin gerçek kişi yerine tüzel kişi olduğu durumda konkordato talep eden şirkettten alacaklı olan yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi veya ortağın alacaklılar toplantısında oy kullanabileceği buna göre İİK m. 302/I11-b’de öngörülen “kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte biri ve alacakların üçte ikisi” kapsamında öngörülen nisap sağlanmış olacağı, son olarak, dört adet ilişkili kişinin nisaptan çıkartılması ancak …’in nisapta bulunması ihtimalinde de İİK m. 302/I11-b’de öngörülen nisabın sağlanacağı” tespitine yer verilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. Maddesinde; “Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabileceği, 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacağı,Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298 inci madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılacağı Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar vereceği” düzenlenmiştir. Dairemizin önceki kaldırma kararında İİK 302. maddesinde oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabileceği düzenlenmiş olmakla şirket ortağı ve yöneticilere ait 4 ilişkili alacaklı ve alacak tutarı düştükten sonra kabul oyu kullanan alacaklı sayısı 109, alacak tutarı 32.466.146,30 TL kabulü gerektiği” ifade edilmiş ise de mahkemenin gerekçesinde ifade edildiği gibi alacaklılar toplantısında kimlerin oy kullanamayacağı tahdidi olarak sayılmış olup 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. Yasada açıkça belirtilen bu durumun çevresinin yorum yoluyla genişletilmesi mümkün olmadığından tüzel kişilik olan davacı şirketin yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi ya da ortaklarının şirketten olan alacakları için nisaba dahil edilmesinde bir engel bulunmamaktadır. Bu husus Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 16/02/2021 tarih 2021/1389 Esas 2021/275 Karar sayılı ilamında ” İİK’nın 302. maddesinde oylamaya katılamayacak alacaklılar sınırlı olarak sayılmış olup bunlar arasında adi ortaklık alacağı sayılmamıştır. Yasadaki bu düzenlemenin tahdidi olduğu yorum yoluyla genişletilemeyeceği, bir hakkın da kullanılmasının yasaklanması için açık kanun hükmünün bulunması gerektiği doktrinde kabul edilmektedir. (Prof. Dr. Süha Tanrıver, Prof. Dr. Adnan Değnekli, Konkordatonun Tasdiki, 1996, sh 68 ve vd.; Prof. Dr. Selçuk Öztek, Prof. Dr. Ali Cem Budak, Doç. Dr. Müjgan Tunç Yücel, Doç. Dr. Serdar Kale, Doç. Dr. Bilgehan Yeşilova,Yeni Konkordato Hukuku, İkinci Baskı, 2019, Sh.505)” şeklinde ifade edilmiştir. Ancak burada yapılması ve araştırılması gereken temlike konu alacakların gerçek bir alacak olup olmadığı, alacaklılar toplantısında nisabın sağlanması için muvazaalı bir alacak olarak kayıtlara geçip geçmediği hususunun araştırılması gerekmektedir. Bu nedenle muvaazalı olduğu iddia edilen ve nisabı etkileyen alacak ile ilgili komiser tarafından gerekli inceleme ve değerlendirme yapılması ve mahkemece bu alacakların oylamada nisaba dahil edilip edilmeyeceğine karar verilmesi gerekir. Bu nedenle davacı şirketin yönetim kurulu başkanı, yönetim kurulu üyesi ya da ortaklarının şirketten olan alacakları için muvazaa iddiası bulunulmadığı sürece bu alacakların nisaba dahil edilmesinde hukuken bir engel bulunmaktadır. Somut olayda ise davacı şirketle ilişkili 4 alacaklının alacakları için muvazaa iddiasında bulunulmadığı, … Tic. ve San. A.Ş. unvanlı şirketin 13.394.155,53 TL alacağını temlik aldığını iddia eden …’in davacı şirketin yöneticisi …’nun kayınbiraderi aynı zamanda davacı şirketin hissedarı olan …’in İİK nun 302 maddesinde oyu kabul edilemeyecek derecede yakını olduğundan bu alacağın muvazaalı olup bu kişinin oylamada kullandığı 13.394.155,53 TL lik oy tüm alacaklılar toplantısının ve oylamanın seyrini etkileyecek bir alacak ve alacaklı olduğu ileri sürülmüş olması gözetildiğinde konkordato projesinin oylandığı toplantıda ve iltihak müddeti içinde, konkordatoya tabi 47.508.251,63 TL alacak tutarından ve 233 alacaklıdan … şirketinin ve temlik alacaklısı …’in 13.394.155,53 TL’lik alacağın muvazaalı olduğu kabul edilerek ve nisaptan çıkarılması durumda bile konkordatoya tabi 232 alacaklıdan ve 34.114.096,10 TL alacak tutarından 27.097.945,24 TL (%79,43) alacak tutarına tekabül eden 112 alacaklının (% 48,27) kabul oyu verdiği, projenin kabulü için İİK 302/3-b bendinde belirtilen çoğunluğun sağlandığı anlaşılmıştır. Buna göre komiser heyeti tarafından hazırlanan 19/02/2020 tarihli tasdik raporunda, alacaklılar yönünden teklif edilen tutarın, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olduğu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olduğu, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklılara ödenmeyen bir borcun bulunmadığı ve mühlet içerisinde komiserin onayı ile doğmuş bir borç bulunmadığı tespit edilmiş olup, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edildiği görülmüş, tasdik için İİK 305. maddesindeki tüm koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakla mahkemenin davacı şirket yönünden konkordatonun tasdiki kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Verilen karar müdahil alacaklılar … Bankası A.Ş ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilince istinaf edilmiş ise de ilk derece mahkemesince verilen ilk karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmadığı görülmüştür. Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 28/03/2022 tarih 2022/532 Esas 2022/2314 Karar sayılı ilamında ifade edildiği gibi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (ve mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Usuli kazanılmış hak kavramı, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulî kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usulî kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Bu şekilde Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulî kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Yukarıda açıklanan ilke ve esasların Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararlar için de geçerli olduğu, buna göre ilk derece mahkemesi kararına karşı taraflardan birinin istinaf yoluna başvurmaması, diğer taraf lehine bir sonuç doğuracağı gözetildiğinde istinafa tabi hükmün, diğer taraf aleyhine olacak şekilde, o karara karşı istinaf yoluna başvurmayan taraf lehine değiştirilememesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay emsal kararlarında, taraflardan birisinin ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmaması halinde kamu düzenine aykırılık yok ise diğer taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı belirtilmiştir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/09/2019 tarih 2018/458 Esas 2019/5587 Karar, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 31/03/2022 tarih 2022/3364 Esas 202/4315 Karar sayılı ilamları bu yöndedir.) Sonuç olarak; usuli kazanılmış hak kuralı gözetilerek müdahil alacaklılar … Bankası A.Ş ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının istinaf hakkı bulunmadığından 352/(1)-ç maddesi uyarınca istinaf taleplerinin reddine, diğer alacaklılar … A.Ş. İle … Tic. A.Ş. istinaf başvurularının, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygun olduğu, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmediği, tasdik için İİK 305. maddesindeki tüm koşullarının gerçekleştiği, istinaf dilekçesinde yer verilen itirazların açıklanan gerekçelerle yerinde olmadığı anlaşılmakla HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince alacaklılar … A.Ş. İle … Tic. A.Ş.’nin istinaf başvurularının esastan REDDİNE, 2-Müdahil alacaklılar … Bankası A.Ş ile Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının istinaf hakkı bulunmadığından 352/(1)-ç maddesi uyarınca istinaf başvurularının REDDİNE, 3- Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden alacaklılar … Tic. A.Ş. İle … Tic. A.Ş. tarafından yatırılan 162,10’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının ayrı ayrı hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, alacaklılar … A.Ş. İle … Tic. A.Ş. tarafından ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40’ar TL’ nin istinaf eden alacaklılar … Tic. A.Ş. İle … Tic. A.Ş.’den ayrı ayrı tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinafa başvuran diğer alacaklı … Bankası A.Ş tarafından istinaf başvuru ve karar harcının istemi halinde müdahil … Bankası A.Ş’ye iadesine, 6-Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 36. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 7-Tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/06/2022