Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1797 E. 2021/1319 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1797
KARAR NO: 2021/1319
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/638 Esas
ARA KARAR TARİHİ: 11/10/2021
KONU: İİK’nın 72/2 Maddesi Gereğince Bono Hakkında İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 15/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile; 2021 yılı Mart ayında Hindistan’da yapılması planlanan mermer fuarına, müvekkil şirketin katılımı konusunda taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme kapsamında 11/01/2021 tanzim, 15/10/2021 vade tarihli 27.320 Euro bedelli senedin davalıya verildiğini, ancak tüm dünyada yayılan Covid salgını nedeniyle fuarın 25-28 Kasım 2021 tarihine ertelendiğini iş bu erteleme sonrasında sulh protokolü imzalandığını, sulh protokolünün 3.5 maddesi gereğince 25-28 Kasım 2021 tarihleri arasında düzenlenecek fuarın iptali halinde sö konusu senedin müvekkil şirkete iade edileceği taahhüt edildiğini, bu nedenle 25-28 Kasım 2021 tarihinde yapılması planlanan fuarın ikinci kez ertelenmesi nedeniyle senedin iadesini ve icra takibine konu edilmemesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 11/10/2021 tarihli ara kararı ile “Davacı vekilince sulh protokolünün 3.5 maddesi gereğince 25-28 Kasım 2021 tarihleri arasında düzenlenecek fuarın iptali ya da kesinlikle yapılamaması halinde dava konusu bononun 30 iş günü içinde iade edileceği kararlaştırılmış ise de, aynı protokolün 3. maddesinin 2. bendinde 25-28 Kasım 2021 tarihinde düzenlenecek fuarın mücbir sebep dahil her ne sebep olursa olsun tekrar ertelenmesi durumunda yeni belirlenecek tarihteki fuara davacının katılım sağlayacağını taahhüt ettiği görüldüğü, 6098 sayılı TBK’nın 19/1 maddesi gereğince protokoldeki her iki madde bir arada değerlendirildiğinde taraflarca fuarın yeniden ertelenebileceği ihtimalinin kararlaştırıldığı ve tacir olan davacının yeni tarihli fuara da katılma iradesini gösterdiği, 5. Bentteki sözleşmedeki hükümlerin yorumlanmasında “fuarın iptal edilmesi veya kesinlikle yapılamaması” durumunda bononun bedelsiz kalacağının kararlaştırıldığı, ileri tarihe ertelenmesi durumunda bononun bedelsiz kalacağının kararlaştırılmadığı, oysa ki fuarın tamamen iptal edilmediği 17-20 Şubat 2022 tarihine ertelendiği bu durumun davacının da kabulünde olduğu anlaşılmakla dosya kapsamında mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispat şartları şu aşamada hasıl olmadığı ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili tarafından dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Dava, taraflar arasında düzenlenen fuar katılım sözleşmesi ve sulh protokolü uyarınca verilen kambiyo senedinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.Uyuşmazlık, sözleşme kapsamında verilen senedin icra takibine konu edilmemesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararın usul ve esas yönden hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. 2004 Sayılı İİK’nın 72/2. maddesi uyarınca “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme talep üzerine alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” Diğer yandan tedbir kararının verilebilmesi için 6100 Sayılı HMK’unu 390. maddesi uyarınca “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. 6100 Sayılı HMK’nun 389. maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu hüküm dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi hâlinde, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkânsız hâle gelmesi, gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi varsa, ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilecektir. Hâkim kararında somut sebep gösteremiyor, bunu en azından açıklayacak veya asgari ölçüde ikna edecek delil değerlendirmesi yapamıyor, yaklaşık ispat ölçüsünü yakalayamıyorsa tedbire karar vermemelidir. Ancak bu da hiçbir zaman tam bir ispat seviyesinde ispat şartına dönüşmemelidir.(Pekcanıtez,Hakan/Atalay,Oğuz/Özekes Muhammet; Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, Ankara 2011-Sh.715-717) (Yüksek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 24/04/2012 gün ve 2011/15388 esas,2012/6651 karar sayılı ilamında belirtildiği gibi) Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ışığında 2021 yılı Mart ayında Hindistan’da yapılması planlanan mermer fuarına, davacı şirketin katılımı konusunda taraflar arasında fuar katılım sözleşmesi düzenlendiği, sözleşme kapsamında 11/01/2021 tanzim, 15/10/2021 vade tarihli 27.320 Euro bedelli senedin davalıya verildiği, ancak tüm dünyada yayılan Covid salgını nedeniyle fuarın 25-28 Kasım 2021 tarihine ertelendiği ve iş bu erteleme sonrasında sulh protokolü imzalandığı, ancak fuarın ikinci kez ertelenmesi nedeniyle sulh protokolün 3.5. maddesine dayanılarak senedin icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. Talep konusu senedin sözleşmeye istinaden verildiği hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı vekili sulh protokolün 3.5 maddesi gereğince davaya konu senede ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de protokolün 3. Maddesinin 5. bendinde, 25-28 Kasım 2021 tarihleri arasında düzenlenecek fuarın iptali yada kesinlikle yapılmaması durumda dava konusu bononun 30 iş günü içinde iade edileceği, aynı protokolün 3. maddesinin 2. Bendinde ise 25-28 Kasım 2021 tarihinde düzenlenecek fuarın mücbir sebep dahil her ne sebep olursa olsun tekrar ertelenmesi durumunda yeni belirlenecek tarihteki fuara davacının katılım sağlayacağını taahhüt ettiği görülmüştür. Sulh protokolün 3. Maddesinin 2. ve 5. bendi bir arada değerlendirildirilerek fuarın tamamen iptal edilmediği, salgın nedeniyle tekrardan ertelendiği gözetildiğinde talep edilen tedbir için bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Sonuç olarak davacının, iddialarının ispatlamasının yargılama sonucu belirlenebileceği, bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gereçekleşmediği görülmekle, mahkemece verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmakla davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.l bendi gereğince REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının ve 59,30 TL istinaf karar harcının Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b.1 bendi ile aynı Kanunun 362/1.f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/12/2021