Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1779 E. 2022/779 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1779
KARAR NO: 2022/779
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/638 Esas
KARAR NO: 2021/1001
KARAR TARİHİ: 01/10/2021
DAVA: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin tekstil sektöründe ulusal ve uluslararası firmalara üretim yaptığı, ‘’…’’ adı altında zincir mağaza olarak faaliyet gösterdiği, şirketin tescilli sermayesi 5.000.000 TL olup ortakların sermaye taahhüdünden dolayı borcunun bulunması şirketin borçlarının tamamının herhangi bir tenzilat talep etmeksizin ödeyeceği ve buna göre borçlarının da tasdikten sonraki 27 ayda alacakların faizinden vazgeçmesine esasına dayalı olarak, 1-12 ay dönemine ilişkin aylık 500.000 TL, 13.-27. ay döneminde ise aylık 1.005.767,22 TL ödemeyi hedeflediği, konkordato talep eden …’nin davacı şirketin % 55 hisse paylı ortağı olduğunu bu nedenle adı geçen şirket ile ticaret, faaliyet ve finansman kaynak yönetimi konusunda ilişkili kişilerden biri ve ilgili şirketin ortağı ve sorumlu müdürü, şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunu, …’nin sadece ortak sıfatı bulunmamakta konkordato ön projesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere şirketin işletme faaliyeti çerçevesinde keşide ettiği çeklerde müteselsil/müşterek kefaletleri bulunduğunu, şirketin konkordato sürecine girmesi ile birlikte, alacaklıların kefalet nedeniyle … aleyhine takibe başlayacaklarının aleni olduğunu belirterek İİK 287 maddesi uyarınca üç ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, gerekli görüldüğünde İİK 284/4 maddesi gereğince bu sürenin iki ay daha uzatılmasına, tensiben ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve davacılara komiser tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… Konkordato komiserleri tarafından sunulan 09/08/2021 tarihli raporda; Borçlu şirketin 01/06/2021 tarihli nihai projesine göre borcun tamamının 72 ay vade ve 22 taksitte faiz ödenmeksizin tenzilatsız olarak ödeneceğinin belirtildiği, 2021 yılında 60.000,00 TL’ye kadar olan tüm kambiyo senetlerinin ödeneceğinin belirtildiği, proforma gelir nihai proje öncesinde 2019 yılının son 4 ayı, 2020, 2021, 2022 ve 2023 yılları olarak planlandığı, nihai projede ise planlama 2021 yılının son 8 ayı ile 2022, 2023, 2024, 2025, 2026 yılları ve 2027 yılının ilk 6 ayı şeklinde düzenlenerek sürenin uzatıldığı ve nakit akım tablosuna olan uyumsuzluğun ortadan kaldırıldığı, ön projede toplam 9.608.144,93 TL net kar hedeflendiği halde, nihai projede toplam 15.078.698,05 TL net kar hedeflendiği, şirketin kar tahmininin gerçekçi olmadığı, şirket maliyetlerini düşük göstererek kar tahmininde bulunulduğu, 2021 yılının son 8 ayı ile 2022, 2023, 2024, 2025, 2026 yılları ve 2027 yılının ilk 6 ayı kar ön görülerinde hesaplama, satılan malın maliyeti net satış hasılatının % 25’i ve brüt kar maliyetin 3 katı olarak dikkate alındığı, yani satın alınan malların maliyetinin 3 katı karla (94300 kar) satılacağının varsayıldığı, şirket 2019 yılında 15.330.587,89 TL net satış hasılatı elde ettiği, bu satışa konu malların maliyetinin 6.092.023,00 TL olduğu, satılan malın maliyeti net satış hasılatının %40 olduğu ve brüt kar maliyetin 1,5 katı olduğu, 2020 yılında ise şirket 4.815.696,48 TL net satış hasılatı elde ettiği, bu satışa konu malların maliyeti 2.707.285,87 TL olduğu, satılan malın maliyeti net satış hasılatının % 56’sı olduğu ve brüt kar maliyetin % 40 olduğu, gerçekleşme durumları dikkate alındığında proforma gelir tahminlerinin gerçekçi olmadığı, şirketin borç ödeme kaynaklarından en önemlisi olarak nihai projede gösterdiği kar beklentisinin gerçekleşmesi gerçekçi görülmediği, nihai proje öncesi ön projede yer alan nakit akım tablosu 2019 yılının son 3 ayı ile 2020 ve 2021 yıllarını kapsarken, nihai projede bu süre 2021 yılının son 8 ayı ile 2022, 2023, 2024, 2025, 2026 yılları ve 2027 yılının ilk 6 ayı şeklinde düzenlendiği, yani borç ödeme sürelerinin uzatıldığı, nihai proje öncesinde toplam 65.800.562,71 TL nakit girişi hedeflenirken (nakit girişleri net satışlar: 60.300.562,71 TL, ticari alacak tahsili: 500.000,00. TL, sermaye artışı: 5.000.000,00 TL) nihai projede 43.045.133,67 TL olduğu, (tamamı net satışlardan oluşmaktadır.), nihai proje öncesinde 2021 yılı için ön görülen 3.000.000,00 TL tutarındaki sermaye artışının (Gerçekleştirilen 2.000.000,00 TL tutarındaki sermaye artışı hariç.) nihai projede çıkartıldığı, diğer bir ifadeyle daha önce öngörülen 5.000.000,00 TL tutarındaki sermaye artışının 2.000.000,00 TL’ye indirildiği, nihai projede 2021 yılında ön görülen 500.000,00 TL tutarındaki sermaye artışının ve ödemesinin nakit akış tablosunda yer almadığı, nihai projede yer alan sermaye artırım ve ödeme açıklaması ile projede yer alan nakit akım tablosu uyumsuz olduğu, Sermaye ödemesine ilişkin nakit girişinin tabloda yer almadığı, ön projede nakit çıkışları 44.029.129,25 TL ön görülmüşken bu tutarın nihai projede 27.966.435,62 TL olarak öngörüldüğü, ön projede 2020 yılında 2.000.000,00 TL, 2021 yılında 3.000.000,00 TL sermaye artırımı ve ödemesi ön görüldüğü, 2020 yılı için ön görülen sermaye artışı ve ödemesinin 2021 yılında gerçekleştirildiği, 2021 yılında ön görülen sermaye artış ve ödemesinin ise nihai projede 500.000,00 TL olarak ön görüldüğü, (ön projede 3.000.000,00 TL) henüz artırım ve ödeme gerçekleştirilmediği, bu tutarın nakit girişi olarak nakit akım tablosunda yer almadığı, nihai projede açıklama olarak yer alırken tabloda yer almadığı, nihai projede 2027 yılı Haziran ayı sonuna kadar toplam vergi sonrası net kar ön görüldüğü, şirket faaliyetlerinden elde edilmesi ön görülen net kar borç ödeme kaynağı olarak gösterildiği, net faaliyet karı öngörüsünün gerçekçi olmadığı, nihai projede şirket ortağı borçlu …’nin konkordato talebinden feragat etmesi hususunun değerlendirileceğinin belirtildiği gerekirse …’nin gayrimenkullerin satışı yoluyla şirkete kaynak aktarabileceği belirtildiği, bu durumun gerçekçi görülmediği, çünkü …’nin gayrimenkullerini satarak şirkete koymasının 2 yolu olduğu, bu seçeneklerin sermaye artırımına gitmek veya şirkete borç vermek olduğu, ön projede borç ödeme kaynakları arasında 2021 yılında şirketin sermayesinin 3.000.000,00 TL artırılacağı ve aynı yıl sermaye ödemesi yapılacağı belirtildiği, nihai projede ise bu tutarın 500.000,00 TL’ye indirildiği, yani 2.500.000,00 TL tutarındaki sermaye artırım taahhüdünden ve ödemesinden vazgeçildiği, diğer bir hususun …’nin şirketten 01.01.2021 tarihi itibariyle olan 1.026.740,57 TL alacağı 31.05.2021 tarihinde 803.300,58 TL’ye düştüğü, azalma tutarı 223.439,99 TL olduğu, …’nin şirkete kaynak aktarmadığı gibi şirketin mevut kaynaklarını çektiği, şirketin hem ön projesinde hem de nihai projesinde gerekirse …’nin şahsi gayrimenkullerinin bir kısmının satılarak borç ödemede kullanılacağı belirtildiği ancak yaklaşık 2 yıllık süreçte somut hiçbir adım atılmadığı, her iki durumda …’nin şahsi gayrimenkullerini şirketin borçlarında kullanacağının gerçekçi olmadığı, ön projede borç ödeme kaynağı olarak alacakların tahsili gösterilirken nihai projede gösterilmediği, nihai projenin gerçekleşmesinin mümkün görülmediği, iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranı yaklaşık %37,07 olduğu, borçlu şirket ise sunduğu nihai projede, alacaklıların alacağının %100’ünü faizsiz bir biçimde, her bir alacaklının alacak tutarının ilk taksiti mahkemenin tasdik kararını takip eden yılda (2022 yılında) başlamak üzere 3 ayda bir ödemeler halinde 22 taksitte eşit taksitler halinde ve ayrıca 2021 yılında 60.000,00 TL’ye kadar tüm kambiyo senetleri borçları ödemeyi teklif ettiği, ülkemizde iflas tasfiyelerinin ortalama 5 yıl sürdüğü ve yukarıdaki hesaplamalara göre iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının yaklaşık % 37,07 olduğu dikkate alındığında, konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, şirketin toplam borcunun (31.05.2021 tarihi itibariyle konkordato tabi olan ve olmayan toplam borç) 18.736.190,00 TL olduğu, şirketin güncel durumda nakde dönüştürebileceği kaynak toplamı ise 8.392.189,81 TL olarak (aşağıdaki tablodan görüleceği gibi) hesaplandığı, şirketin borç toplamı 18.736.190,00 TL olduğuna göre, ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 72 aylık süreçte yaratılması gereken kaynak toplamı 15.578.698,05 TL olduğu, bunun 500.000,00 TL tutarındaki kısmının 2021 yılında sermaye artış ve ödemesinden, 15.078.698,05 TL tutarındaki kısmının Mayıs 2021’de başlayan Haziran 2027 sonunda sona eren faaliyet dönemlerinde elde edilecek net kardan oluştuğu, konkordatonun başarıya ulaştırılmasının mümkün olup olmadığının incelendiği bölümde açıklandığı gibi, şirketin projede yer verdiği hedeflere ulaşabilmesi mümkün görülmediği, ilgili bölümde belirtildiği üzere net kar hesaplamalarının gerçekçi olmadığı, bunun sağlanmasının ancak …’nin bazı gayrimenkul satışları ile mümkün olduğu, her ne kadar nihai projede gerekirse şirket ortağı …’nin gayrimenkullerinin satılarak borç ödeme kaynağı olarak kullanılabileceği belirtilmiş ise de buna ilişkin somut adımlar atılmadığı, aynı ifadelerin konkordato başvurusuna eklenen ön projede de yer aldığı, 72 ayın uzun bir süre olduğu, bu sürede hedef belirlemenin zor olduğu, şirket ortağının şahsi gayrimenkullerinin bir kısmını satıp şirketin borç ödemelerinde kullanması halinde şirketin borçlarını daha kısa vadede ödeme imkanının olacağı, …’nin sahip olduğu gayrimenkullerin rayiç değerinin bilirkişi raporu ile 96.744.218,00 TL olarak tespit edildiğini, netice itibariyle, bu haliyle şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 72 aylık dönemde yaratabileceği belirtilen kaynaklardan en büyüğü olan net karın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, net karın tespitinde en önemli unsur olan brüt karın emtiaların (ticaret konusu malların) maliyetinin 3 misli fiyatla satılacağı şeklinde afaki bir hesaplamaya dayandığı, geçen yıl bu kar oranının %40 olduğu, şirketin karlı olmayan mağazalarını kapatmasına rağmen, karlı addedilen mağazalarında bu oranda kar gerçekleşmediği, …’nin alacaklılar toplantısında mal varlığının fazlasıyla yeterli olduğunu belirttiği ve gerekirse borç ödemesinde kullanacağını ifade ettiği, benzeri açıklamaların hem ön projede hem de nihai projede yer aldığı, yaklaşık 2 yıllık sürede somut bir adım atılmadığı, borç ödeme kaynağı olarak gösterilen ve ön projede ön görülen 2021 yılında 3.000.000,00 TL sermaye artış ve ödemesinin nihai projede 500.000,00 TL’ye çekildiği, bununda şirkete yeni kaynak aktarılması konusunda istekli olunmadığının göstergesi olduğu, …’nin gayrimenkul satarak şirkete ancak borç verme veya sermaye artışı yoluyla kaynak aktarabileceği, bunun aksine sermaye artış taahhüt tutarının nihai projede 2.500.000,00 TL azaltıldığı, …’nin 01.01.2021 tarihi itibariyle şirketten olan 1.026.740,57 TL alacağının 223.439,99 TL azalarak 803.300,58 TL’ye düştüğü, bununda gayrimenkul satarak borç ödeme iradesiyle pek bağdaşmadığı, nihai projeden önce Sayın Mahkemenize sunduğumuz raporlarda da projenin uygulanmasının mümkün olmadığının belirtildiği ve revize gerektiği açıklanmışken, nihai projede borç ödeme kaynaklarının gerçekçi olmayan, somut ifadelere dayanan, tek somut kaynak olan sermaye artışında azaltmaya gidildiği, aksine şirket kaynaklarından çekişler olduğu, şirketin ön projede hedeflenen gelir hedeflerini gerçekleştirmediği gibi sürekli zarar ettiği, bütün bu nedenlerle somut verilere dayanmayan borç ödeme kaynaklarının konkordato teklifi ile orantılı olmadığı, İ.İ.K 302. maddeye göre konkordato projesinin kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı veya kaydedilmiş alacakların dörtte birini ve alacaklıların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı, alacaklı sayısının 50 ve alacak tutarının 13.237.676,67 TL olduğu, teklifin en az 26 alacaklı tarafından kabul edilmesi bu alacakların nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 6.618.883,35 TL fazla olması gerektiği veya teklifin en az 13 alacaklı tarafından kabul edilmesi bu alacakların nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 9.928.257,52 TL’den fazla olması gerektiği, teklifi kabul eden alacaklı sayısının 8 ve alacak toplamının 2.079.969,00 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin tüm alacaklılar içerisinde %16 olduğu, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borların içinde %15,71 olduğu, konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilmediği, davacı şirket vekili tarafından mahkemeye sunulan dilekçe ekinde yer alan alacaklılar toplantısı oy kullanma tutanaklarının geçerli kabul edilmesi halinde teklif kabul eden alacaklı sayının 29 olduğu ve alacaklarının toplamının 7.352.598,61 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin tüm alacaklılar içerisinde %58 olduğu, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içinde %55,54 olduğu, bu durumda mahkemeye sunulan oy kullanma tutanaklarında yer alan kabul oyu geçerli kabul edildiğinde ise konkordato projesinin kabul edildiği sunucuna ulaşılabileceği, …’nin esas itibariyle şirket çek ve senetlerine avalinden kaynaklı borcu bulunduğu, alacaklılar listesinde 9 alacaklı ve 4.014.339,00 TL alacak kaydı bulunduğu, hiçbir alacaklının oy kullanmadığı, İİK 302 md. düzenlemesinde aranan alacaklı sayı çoğunluğu ve nisap sağlayamadığı için nihai konkordato projesinin kabul edilmediği, borçlu şirketin 31/05/2021 tarihi itibariyle kaydi özkaynaklarının 4.129.273,00 TL, rayiç özkaynaklarının ise (-) 211.934,15 TL olarak hesaplandığı, şirketin kaydi öz varlık bakımından borca batik olmadığı, rayiç değerlere göre ise borca batık durumda olduğu, nihai projede 2021 yılında 60.000,00 TL’ye kadar tüm kambiyo senetleri borç ödemesi yapılacağı, 2022 yılı Mart ayında başlayan ve 2027 yılı Haziran ayında biten 3 ayda bir eşit taksitler halinde faizsiz 22 taksitte ve 72 ayda ödemeli teklif yapıldığı, ödeme süresinin nihai projede ön projeye göre oldukça uzun olduğu, borçlu şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 72 aylık dönemde yaratabileceği belirtilen kaynaklardan en büyüğü olan net karın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, net karın tespitinde en önemli unsur olan brüt karın emtiaların (ticaret konusu malların) maliyetinin 3 misli fiyatla satılacağı şeklinde afaki bir hesaplamaya dayandığı, geçen yıl bu kar oranının %40 olduğu, şirketin karlı olmayan mağazalarını kapatmasına rağmen, karlı addedilen mağazalarında bu oranda kar gerçekleşmediği, …’nin alacaklılar toplantısında mal varlığının fazlasıyla yeterli olduğunu belirttiği ve gerekirse borç ödemesinde kullanacağını ifade ettiği, benzeri açıklamaların hem ön projede hem de nihai projede yer aldığı, yaklaşık 2 yıllık sürede somut bir adım atılmadığı, borç ödeme kaynağı olarak gösterilen ve ön projede ön görülen 2021 yılında 3.000.000,00 TL sermaye artış ve ödemesinin nihai projede 500.000,00 TL’ye çekildiği, bununda şirkete yeni kaynak aktarılması konusunda istekli olunmadığının göstergesi olduğu, …’nin gayrimenkul satarak şirkete ancak borç verme veya sermaye artışı yoluyla kaynak aktarabileceği, bunun aksine sermaye artış taahhüt tutarının nihai projede 2.500.000,00 TL azaltıldığı, …’nin 01.01.2021 tarihi itibariyle şirketten olan 1.026.740,57 TL alacağının 223.439,99 TL azalarak 803.300,58 TL’ye düştüğü, şirkete borç vermek değil çekişler olduğu, bununda gayrimenkul satarak borç ödeme iradesiyle pek bağdaşmadığı, nihai projeden önce sayın Mahkemenize sunduğumuz raporlarda da projenin uygulanmasının mümkün olmadığının belirtildiği ve revize gerektiği açıklanmışken, nihai projede borç ödeme kaynaklarının gerçekçi olmayan, soyut ifadelere dayanan, tek somut kaynak olan sermaye artışında azaltmaya gidildiği, aksine şirket kaynaklarından çekişler olduğu, şirketin ön projede hedeflenen gelir hedeflerini gerçekleştirmediği gibi sürekli zarar ettiği, bütün bu nedenlerle somut verilere dayanmayan borç ödeme kaynaklarının konkordato teklifi ile orantılı olmadığı, borçlu şirketin konkordatoya tabi alacaklı sayısının 50, bu alacaklıların alacaklarının toplamının ise 13.237.676,67 TL olduğu, İİK m.302’de “kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini” şeklindeki her iki alternatifli sunulduğu, borçlu şirket vekili tarafından Sayın Mahkemenize iltihak süresi içinde dilekçe ekinde sunulan, ıslak imzanın Heyetimiz nezdinde atılmadığı ve ıslak imzanın görülmediği, yine belgeler arasında vekaletname, imza sirküleri ve kimli bilgilerinin bulunmadığı, “Alacaklılar Toplantısı Oy Kullanma Tutanakları”nın geçerli kabul edilmesi halinde; 29 alacaklının (%58 kabul) ve 7.352.598,61 TL (55,54 kabul) alacak tutarı ile alacaklıların nihai projeyi kabul etmiş sayılacağı, eğer tutanaklar geçerli sayılmazsa 8 alacaklının (9416 kabul) ve 2.079.969,00 TL (415,71 kabul) alacak tutarı ile alacaklıların nihai projeyi ret etmiş sayılacağı, eğer konkordato tasdik edilecekse, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, mühlet içerisinde komiser heyetimizin açık veya zımni izniyle doğan 1.406,054,41 TL tutarındaki ticari borç ve işçi borçlarından kaynaklı olarak tahakkuk eden ve İİK m. 206’nın 1. sırası kapsamına dahil olan 398.937,87 TL tutarındaki işçi borcu için toplamda 1.894.992,28 TL teminat gösterilmesi gerektiği, eğer konkordato tasdik edilecekse, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre 30.049,53 TL tutarında harç yatırılması gerektiği, konkordato tasdik edilecekse, teminat koşulunun sağlanması ve tasdik harcının yatırılması durumunda konkordatonun tasdikine karar verilebileceği mütalaa edilmiştir. Davacı şirketin Borca batıklık durumunun şirketin marka değeri de gözetilerek yeniden değerlendirilmesi için dosyanın komiser heyetine tevdiine karar verilmiştir. Konkordato komiserleri tarafından sunulan 24/09/2021 tarihli raporda; şirketin 31.08.2021 tarihli mali verileri esas alındığında, kaydi özvarlığının (+) 21.057.725,74 TL olarak hesaplandığı, kaydi olarak borca batık olmadığı, şirket tarafından tespit ettirilen marka değeri kaydi olarak dikkate alınmasa bile kaydi özvarlığın 3.787.944,74 TL olduğu ve borca batık olmadığı, heyetimizce görevlendirilen, Marka Değerleme Uzmanı … ile Öğretim Üyesi Mali Müşavir …’in şirketin marka değerine ilişkin bilirkişi olarak 985.230,00 TL tutarındaki tespitleri de dikkate alınarak şirketin rayiç özvarlığının 31.08.2021 tarihi itibariyle 1.549,302,45 TL olarak hesaplandığı, rayiç değerlere göre borca batık olmadığı, hesaplamada 1.653.395,00 TL tutarında ortaklara olan borcun, ön projede konkordato kapsamında ödenecek borçlar arasında yer almadığı için borç olarak dikkate alınmadığı, 170.823,81 TL tutarındaki kıdem tazminatı karşılığının ise borç olarak dikkate alındığı mütalaa edilmiştir. Davacı … yönünden; …’nin yetkilisi olduğu diğer davacı şirketinin çek ve senetlerine avalinden kaynaklı borcu bulunduğu, alacaklılar listesinde 9 alacaklı ve 4.014.339,00 TL alacak kaydı bulunduğu, hiçbir alacaklının oy kullanmadığı, İİK 302 md düzenlemesinde aranan alacaklı sayı çoğunluğu ve nisap sağlayamadığı için nihai konkordato projesinin kabul edilmediği anlaşılmakla bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı şirket yönünden; İ.İ.K 302. maddeye göre konkordato projesinin kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısı veya kaydedilmiş alacakların dörtte birini ve alacaklıların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı, davacı şirket alacaklı sayısının 50 ve alacak tutarının 13.237.676,67 TL olduğu, teklifin en az 26 alacaklı tarafından kabul edilmesi bu alacakların nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 6.618.883,35 TL’den fazla olması gerektiği veya teklifin en az 13 alacaklı tarafından kabul edilmesi bu alacakların nisaba mesnet teşkil edecek alacak toplamının 9.928.257,52 TL’den fazla olması gerektiği, teklifi kabul eden alacaklı sayısının 8 ve alacak toplamının 2.079.969,00 TL olduğu, teklifi kabul edenlerin tüm alacaklılar içerisinde %16 olduğu, teklifi kabul edenlerin alacak toplamlarının tüm borçların içinde %15,71 olduğu, konkordato teklifinin alacaklılar tarafından kabul edilmediği, davacı vekilinin 02/08/2021 tarihli dilekçesi ile dosyaya sunduğu oy kullanma tutanaklarının alacaklılar tarafından komiser heyetine veya mahkememize ibraz edilmediği, konkordato teklifini kabul ettiklerine dair komiser heyetine veya mahkememize sunulmuş beyanlarının olmadığı dolayısıyla söz konusu oy kullanma tutanaklarının mahkememizce denetlenemediği, diğer yandan davacı şirketin mevcut kaynaklarının ve ödemelerin gerçekleştirilmesinin planlandığı 72 aylık dönemde yaratabileceği belirtilen kaynaklardan en büyüğü olan net karın gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, net karın tespitinde en önemli unsur olan brüt karın emtiaların maliyetinin 3 misli fiyatla satılacağı şeklinde afaki bir hesaplamaya dayandığı, geçen yılda bu kar oranının %40 olduğu, şirketin karlı olmayan mağazalarını kapatmasına rağmen, karlı addedilen mağazalarında bu oranda kar gerçekleşmediği, borç ödeme kaynağı olarak gösterilen ve ön projede ön görülen 2021 yılında 3.000.000,00 TL sermaye artış ve ödemesinin nihai projede 500.000,00 TL’ye düşürüldüğü, davacı şirket yetkilisi …’nin 01.01.2021 tarihi itibariyle şirketten olan 1.026.740,57 TL alacağının 223.439,99 TL azalarak 803.300,58 TL’ye düştüğü, davacı şirket yetkilisi …’nin şirketten para çektiği, nihai projede tek somut kaynak olan sermaye artışında azaltmaya gidildiği, şirketin ön projede hedeflenen gelir hedeflerini gerçekleştirmediği gibi sürekli zarar ettiği, bütün bu nedenlerle somut verilere dayanmayan borç ödeme kaynaklarının konkordato teklifi ile orantılı olmadığı anlaşılmakla davacı şirket yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla; gerek davacı şirketin ve gerekse gerçek kişi davacının konkordatoyu bu şekliyle başarıya ulaştırmalarının mümkün bulunmadığı belirlendiğinden, davacı tüzel kişinin de borca batık olmaması nedeniyle her iki davacı yönünden davanın reddine” dair karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; dosyada komiser heyet raporuna göre şirketin borca batık durumda olmadığı, konkordatonun tasdikine karar verilmemesi nedeniyle hak kaybı meydana geldiği, alacaklıların kabulüyle birlikte davacı şirket ile ilgili yer alan tüm koşullarının yerine getirildiği ve bu nedenle konkordatonun tasdikine karar verilmesi gerektiği, konkordato tutanaklarının alacaklılar tarafından doğrudan mahkemeye sunulması şeklinde bir düzenlemenin yer almadığı, marka değerinin şirketin sabit kıymetlerini öz kaynak arttırıcı bir unsur olarak eklendiği davacılardan …’ye ait gözüken borçların aslında şirketin borçları olup yalnızca davacının kefaletinden kaynaklandığı bu nedenle konkordatonun tasdiki olmaması halinde mükerrer bir tahsilatın söz konusu olabileceği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Talep, İİK’nın 285. vd. maddeleri uyarınca geçici ve kesin mühlet kararları verilmesi ve konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.Konkordato, tacir yahut gerçek veya tüzel kişi bir borçlunun, borçlarını ödeme şekliyle ilgili yaptığı teklifin, kanunda öngörülen çoğunlukla alacaklılar tarafından kabul edilmesi ve yetkili mahkeme tarafından tasdik edilmesi sonucunda, borçlunun tüm adi borçlarını ödeyebileceği koşullar göz önüne alınarak, kararlaştırılan sürede ve/veya miktarda ödemesini mümkün kılan bir hukuki müessesedir. 2004 sayılı İİK’nın 285/3 fıkrası uyarınca konkordato talebinde iflasa tabi olan borçlu için İİK 154. maddesinin birinci veya ikinci fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesi, iflasa tabi olmayan borçlu için yerleşim yerindeki Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir. Somut olayda konkordato talep eden borçlu şirket iflasa tabi olduğu için yetkili mahkeme İİK’nın 285/3 fıkrasının göndermesi ile İİK 154. maddesi gereğince muamele merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesi olup, dava görevli ve yetkili mahkemece açılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 74. maddesi, 114/1.f bendi ve 6098 sayılı TBK’nun 504/3 bendi uyarınca müvekkili adına dava açıp konkordato teklifinde bulunan vekilin, vekaletnamesinde özel olarak yetkilendirilmiş olması zorunludur. Sunulan vekaletname ile borçlu şirket vekilinin yasal düzenlemelere uygun olarak konkordato yönünden özel olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır.Davacı tarafça sunulan ön projede: davacı şirketin temsil ve ilzamının şirket müdürü olduğu belirtilen davacı … tarafından münferiden sağlandığı, alacak toplamının 21.086.508,25 TL olduğu gelirler toplamının ise ekonomik kriz ve finansal, mali açıdan zorluklar nazara alınarak konkordato başvurusunda bulunulduğu, 40 aylık ticari ürün gelirinin hedeflendiği, alacaklar toplamı, sermaye artışı nazara alındığında toplam 41.571.824,73 TL olduğu, şirketin borca batık durumunda olmadığı, aktif yapısı güçlü olup mevcut gelirleri ile borcunu karşılayabilecek nitelikte olduğu, mali durumunun iyileştirilmesi için ortaklar kurulu kararı ile şirketin sermayesinin artırılması, aktif değerlerin paraya çevrilmesi yoluyla kaynak yaratılması ve kısa bir süre içinde borçların azaltılması, gerektiğinde ortaklığın gayrimenkullerin satışı ile borç tasfiyesinin kısa ve uzun vadeli borç tasfiyesini yapılması, bilanço borçlarının vadelere yayılarak düzenli şekilde ödemenin yapılması, şirkete güçlü yeni ortak alınması, tasdik kararının kesinleşmesi tarihinden sonra 27 aylık süreyi kapsayan yapılandırma ve vadelere yayılarak ödeme yapılması hususların nazara alınması gerektiği, iflas halinde en iyimser haliyle alacaklarının ancak %25’inin tahsil edilebileceği belirtilmiştir.Mahkemece 29.06.2020 tarihli celsede 02.07.2020 tarihinden itibaren başlamak üzere 1 yıllık kesin süre verilmesine dair karar verilmiştir. Davacılar vekilince 26.07.2021 tarihinde gerçekleşen alacaklar toplantısına ilişkin beyan dilekçesi sunulmuş ve ekinde yer alan oy kullanma tutanaklarının fotokopisi ibraz edilerek mahkemece gerekli gördüğü takdirde evrak asıllarının da sunulacağı belirtilmiştir.Davacılar vekilince 26.07.2021 tarihinde gerçekleşen alacaklar toplantısına ilişkin sunulan beyan dilekçesinde; toplantıya pandemi koşullarında gerçekleşmesine rağmen oldukça yüksek bir katılımın sağlandığı, alacaklının davacılardan …’nin yetkilisi olduğu firmanın ticari hayatta oldukça değerli bir firma olduğunu ve güven duyduklarını beyan ettikleri, sonrasında ise toplantıda oy kullanan alacaklılardan … Şti, … Şti, … A.Ş., …, … A.Ş. ve … A.Ş. olmak üzere 6 alacaklının kabul oyu verdiği ve alacak miktarının 1.641.307,76 TL olduğu ,alacaklar toplantısı oy cetvelinde yer alan diğer alacakların ise pandemi koşulları ve uzak mesafelerde bulunmaları sebebiyle toplantıya katılamadığı ancak oy kullanma tutanağı düzenleyerek olumlu oylarını bildirdiği ve toplam 25 alacağın ve alacak miktarında 6.007.009,81 TL olmak üzere olumlu oy kullanıldığını kabul edilmesi gerektiği, zira bu haliyle gerek alacaklar toplantısına katılarak oyunu kullanan ve iltihak süresinin oyunu bildiren alacakların toplam sayısı 31, toplam kabul edilen miktar ise 7.648.417,57 TL olduğu, bu haliyle nisabının sağlandığı belirtilmiş ve bahse konu tutanakları fotokopi halinde dilekçe ekli eklenmiştir. Komiser heyetince düzenlenen rayiç değer tespit raporunda: kaydi öz varlığının (+)21.057.725,74 TL olarak hesaplandığı, rayiç öz varlığının 31.08.2021 tarihi itibari ile marka değeri de (985.230 TL nazara alındığında) +1.549.302,45 TL olarak hesaplandığı ve rayiç değerlere göre borca batık durumunda olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı gerçek kişi ve şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimali bulunmadığı belirtilerek borcu batık olmaması nedeniyle her iki davacı yönünden davanın reddine dair karar verilmiş, davacılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili gerekçeli kararın 16.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, 21.10.2021 tarihli istinaf dilekçesinin 22.10.2021 tarihinde havale edildiği ve bu haliyle süresi, içerisinde istinaf yasa yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İİK’nın alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. maddesi: “Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir. Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur. Konkordato projesi; a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır. Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz. Rehinle temin edilmiş olan alacaklar, 298. madde uyarınca takdir edilen kıymet sonucunda teminatsız kaldıkları kısım için hesaba katılırlar. Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır. Konkordato projesinin müzakereleri sonucunda oluşturulan konkordato tutanağı, kabul ve ret oylarını içerecek şekilde derhâl imza olunur. Toplantının bitimini takip eden yedi gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur. Komiser, iltihak süresinin bitmesinden itibaren en geç yedi gün içinde konkordatoya ilişkin bütün belgeleri, konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye tevdi eder.” Konkordatonunu tasdiki başlıklı 305. maddesi “302. madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır. a)Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b)Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c)Konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması, d)206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302. maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e)Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır. ”… Kanunun 302/7 maddesinde ‘toplantının bitimini takip eden 7 gün içinde gerçekleşen iltihaklar da kabul olunur’ ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeden toplantıya katılmadığı halde 7 günlük iltihak süresi içinde alacaklılarının konkordatoya karşı oy kullanma hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda toplantıya katılıp ret oyu kullanan veya toplantıya katılmadığı halde iltihak süresi içinde oyunu belli eden alacaklının nisapta nazara alınması ve nihai tutanağın ve komser raporunun buna göre hazırlanması Kanun’nun 302/son maddesi gereğidir.” (Yargıtay 15.Hukuk Dairesi 2021/1393 E. 2021/511 K. sayılı ilam) İİK 302/IVII maddesinde toplantının bitimini takip eden yedi gün içerisinde gerçekleşen iltihakların kabul olunacağı belirtilmiştir. Davacılar vekilince 26.07.2021 tarihinde gerçekleşen alacaklar toplantısına ilişkin bulunan beyan dilekçesi ekinde yer alan oy kullanma tutanakları incelendiğinde ise; alacaklıların 26.07.2021 tarih ve saat 13:00’da gerçekleştirilecek alacaklar toplantısında işlerin yoğunluğu ve sair nedenlerden dolayı katılamayacağı belirtilerek tutanağın düzenlendiği ve düzenleme tarihinin büyük bir kısmının toplantıya ait önceki döneme rastladığı görülmüştür. Davaya konu somut olayda; her iki davacı yönünden de borca batıklık durumun oluşmadığı, şirketin mevcut kaynaklarının ve gerçek kişi davacının mevcut gayrimenkullerinin incelenmesinde gayrimenkul değerleme uzmanı tarafından sunulan 09.07.2021 tarihli raporda 96.744.218 TL’nin tespit edildiği, şirketin ödemenin gerçekleşmesinin en önemli kaynağı olarak net karın gösterildiği, ön projede taşınmazlarının satımı yapılmak suretiyle de kaynak yaratılacağı belirtilmiş ise de bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu konuda somut adımların atılmadığı, hedeflenen sermaye artışı ödemelerinin nihai projede geriye çekildiği, davacılardan …’nin şirketten olan alacağının 01.01.2021 tarihi itibarı ile 223.439,99 TL azalarak 803.300,58 TL’ye düştüğü davacılar vekilinin beyan dilekçesi ekinde yer alan ilgili ve belgeler, komiser heyetince belirlenen belirtilen tespitler nazara alındığında şirketin ön projede hedeflenen hedeflerin gerçekleştirilmediği, sürekli zarar ettiği, somut verilere dayanmayan borç ödeme kaynakları sunulduğu ve bunun konkordato teklifiyle orantılı olmadığı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu ulaşılan maddi olay ve hukuki değerlendirme usul ve yasaya uygundur. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunda re’sen ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak inceleme yapılmış, kamu düzenine aykırı herhangi bir husus tespit edilmediğinden istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacılarının istinaf başvurusu 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacılardan ayrı ayrı alınan 162,10’ar TL’nin başvuru harcının Hazineye GELİR KAYDINA, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince ayrı ayrı alınması gereken 80,70’ar TL’nin istinaf karar harcından, davacılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 59,30’ar TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40’ar TL’nin istinaf edenlerde davacılardann ayrı ayrı tahsili ile Hazineye GELİR KAYDINA, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.