Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1772 E. 2022/635 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1772
KARAR NO: 2022/635
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/895 Esas
KARAR NO: 2021/470
KARAR TARİHİ: 02/06/2021
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili firma, malikleri … ile …’a ait arsa üzerinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca SS İstanbul Matbaacılar ve Serbest Meslek Mensupları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine ait inşaatın yapı denetimi hizmeti için davalı kooperatif ile müvekkili firma arasında 19.03.2004 tarihinde … nolu Yapı denetim hizmet sözleşmesi yapıldığını, 24.11.2004 tarihinde 9 bloğa ayrılarak yapı tek ruhsata bağlı olarak 9 bloğa ayrıldığını, inşaatın yapımı esnasında zemin yapısından dolayı 5.bodrum katın ilave dilmesi ile her bir YİBF için 18.09.2009 tarihinde taraflar arasında tadilatlı sözleşme yapıldığını, davalı firma hak edişleri 17.09.2009 tarihine kadar normal ödediğini, 2010 tarihinden itibaren hak edişlerin kesintiye uğraması nedeniyle davalıya Beşiktaş …Noterliğinin 02.02.2012 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek 2011 yılına ait ve ödemeyi bekleyeri hak edişlerin ödenmesi ihtarı yapıldığını, bu ihtarnameye rağmen ödemenin yapılmaması üzerine Beyoğlu …Noterliğinin 26.09.2012 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile ödenmesi talep edildiği aksi halde kanundan doğan hak ve alacakların, mahrum kalınan kar, tazminat ve ticari faiz taleplerinde bulunulacağı ihtar edildiğini, bu ihtarnameye rağmen ödenmeyi bekleyen hak edişlerin sadece bir kısmı için ödeme yapıldığını, ödemeyi bekleyen hak edişlerin ödenmemeye başlaması üzerine davalıya bu defa Beşiktaş …Noterliğinin 10.01.2013 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek, ödenmeyi bekleyen hak edişlerin 7 gün içinde ödenmesi ihtar edildiğini, bu ihtarnameye rağmen ödenmeyi bekleyen 21 adet hak edişten sadece iki adedi ödendiğini, 2015 yılına kadar ödenmeyi bekleyen hak edişlerden hiç ödeme yapılmadığını, 2015 yılında ise birkaç ödemeyi bekleyen hak ediş ödendiğini, 2016 yılında hiç ödeme yapılmadığını, davalı hak edişleri ödememesi nedeniyle ilgili Beylikdüzü Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğüne ödenmeyi bekleyen hak edişlerin ödenmediğini ve ödenmesi için 4708 sayılı yasa gereği yapının durdurularak mühürlenmesi istendiğini, 04.11.2014 tarihinde yapıyı durdurarak mühürlendiğini, bütün bunlara rağmen davalı ödenmeyi bekleyen hak edişleri gerek yazılan ihtarnamelere rağmen gerekse ilgili Belediye Başkanlığına müracaatla mühürleme ve kısmi ödemeler yapılmış, ilgili Belediye Başkanlığı bakiye hak ediş alacakları hesabı tablosu çıkartarak taraflara tebliğ ettiği hak ediş alacaklarının son bakiyesi 2017 yılının muhtelif tarihlerinde ödenerek ödenmeyi bekleyen hak edişler ödendiğini, davalı S.S İst. Matbaacılar ve Serbest Meslek Mens. Toplu İşyeri Yapı Koop. hak edişleri süresinde ödemeyip gecikmeli olarak ödediğinden ödenen hak edişlerin fatura tarihleri belirtilip ticari faiz miktarları hesaplanıp toplam KDV hariç 2.418.508,29TL faiz alacaklarının bulunduğunu, bu alacakları ilgili tabloyu ve alacak miktarını davalı S.S İst. Matbaacılar ve Serbest Meslek Mens. Toplu İşyeri Yapı Koop.ne Beşiktaş … Noterliğinin 18 08 2017 tarih ve … vevmiye nolu ihtarnamesi ile istemelerine rağmen ödenmediğini belirterek gecikmeli ödeme nedeniyle 9 blok için hak edişlerin ödendiği tarihler ile hak edişlerin yapı denetim sisteminden alındığı tarihler aralığındaki zaman zarfına tekabül eden gecikme faiz tutarı KDV hariç 288.272,39-TL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı kooperatif vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle usule ilişkin, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi, yetkili mahkemenin Bakırköy Mahkemeleri olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacı … şirketinin yaptığı işin eser sözleşmesi niteliğinde olduğunu, bu nedenle 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın usulden reddine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak müvekkili davalı kooperatif inşaatın yapımını toprak sahipleri olan diğer davalılarla anlaşarak üstlendiğini, müvekkili davalı ile inşaatın üstlendiği inşaatın yapı denetimi işini yılında davacı … Ltd. Şirketi’ne verdiğini, taraflar 2004 yılında imzaladıkları “Yapı Denetim Sözleşmesini” 2014 yılında anlaşarak karşılıklı olarak feshettiklerini, davacının müvekkili kooperatiften alacaklı değil borçlu olduğunu, Davalı kooperatifin defterlerindeki kayıtlarda davacı … şirketi kooperatiften tüm alacağını aldığı gibi 16.522,22TL borçlu olduğunu, Yapı denetim şirketinin davacıdan alacağı olmadığı için 2014 yılından sonra ve halen inşaatın devam ettiğini, Yapı denetim firmalarının alacakları denetim ücretleri Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Bayındırlık Bakanlığı tarafından denetlenerek ve onaylanarak ödendiğini, inşaatın devamı da söz konusu kurumların onayladığı / tespit ettiği ücretlerin ödenmesi ile mümkün olduğunu, yapı denetim ücreti ödenmez ise inşaata devam edilemeyeceğini, denetim ücretinde esas olan belediye kayıtları olduğunu, Beylikdüzü Belediyesinde davalı kooperatifin denetimden davacı şirkete denetimden doğan borcunun bulunmadığını, davalı kooperatif 2014 yılından bu yana (davacı ile sözleşmesini feshettikten sonra) inşaata devam etmekte, başka bir denetim firması ile çalıştığını, Yapı denetim kuruluşunun denetim ücreti inşaatın ruhsatını veren belediyeye ödendiğini, ilgili belediye yasal kesintileri yaptıktan sonra geriye kalan denetim ücretini yapı denetim firmasına ödediğini, belediye kayıtları uyarınca %85 seviyesine kadar davacının iş yaptığını, ancak %95 seviyesinden bahisle fark ücreti istendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar … ve … varislerinin vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkilleri ile diğer davalı Kooperatifle Arsa Payı Karşılığında Bina Yapımı ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesini yaptıklarını, İnşaat Kontrolü başlıklı 15 mad. son fıkrasında “Yapı denetim giderleri Kooperatifçe karşılanacaktır” yine 28. maddenin 2. Paragrafın da “kooperatifle 3. Tüzel ve özel kişiler arasında hangi sebeple sahibi bu tür anlaşmazlıklarda hiçbir suret ve sebeple taraf olarak alınmaz ve sorumlu tutulamaz” hükmü uyarınca sorumluluk varsa tamamen diğer davalı kooperatife ait olduğunu, davacı … firması ile müvekkillerce yapılmış bir sözleşme bulunmadığı gibi bu konuda yüklenici kooperatife herhangi bir sözleşme imzalayabilir şeklinde de özel yetkilerde verilmediğini, bu nedenle taraf olmadıkları içeriğini bilmedikleri bir akitten sorumlu olmayacaklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, “Davalılar … varisleri ile … sözleşmenin tarafı olmadıklarından bahisle husumet itirazında bulunmuşlarsa da; 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu’nun 2/1. maddesine göre yapı denetim hizmeti yapı sahibi veya vekili ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedilen yapı denetim hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Kanunun emredici hükmüne göre yapı sahibi, inşaat sözleşmesi yaptığı yükleniciyi bu iş için vekil tayin edemeyecektir. Kural olarak da sözleşmenin tarafı olduğundan Yapı Denetim Kanunu’nun 8/5. maddesi hükmü gereğince yapı denetim hizmet bedelinden yapı sahibi sorumludur. Ancak arsa sahibi (yapı sahibi) ile yüklenici arasındaki sözleşmede özel hüküm bulunması halinde, yapı denetim hizmet bedelini ödeyen arsa-yapı sahibi ödediği bu bedeli yükleniciden talep edebilecektir. Dolayısıyla davalı arsa sahipleri sözleşmenin tarafı olmasa dahi yapı denetim hizmet bedelinden ve ferilerinden kanun gereği sorumludurlar. Husumet itirazının bu nedenle reddi gerekmiştir.Uyuşmazlık, davacı ile kooperatif arasındaki yapı denetimine ilişkin Atipik hizmet sözleşmesi kapsamında verilen hizmete göre %85 hak ediş oranında davalılar tarafından yapılan geç ödemeler nedeniyle ödenen temerrüt faizinden davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağı konularında toplanmaktadır. Yapı Denetimin Uygulama Yönetmeliği’nin 27,28. Maddeleri gereğince ve ayrıca 4708 sayılı Yapı Denetimi hakkındaki kanun kapsamında yapı denetimin hizmeti bedelinin ödeme zamanını hak ediş belgelerini ilgili idareye verildiği tarih olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre hesap bilirkişisi tarafından hak ediş ve ödeme tarihleri esas alınarak faiz hesabı yaptırılmıştır. Davacının zamanında ödenmeyen 1/10 tevkifatlı KDV dahil 5.991.609,83-TL alacağına hak ediş tarihleriyle ödeme tarihleri arasındaki süre için toplamda 1.818.695,02-TL işlemiş avans faizi tespit edilmiştir.Davalı tarafından sunulan protokol gereğince davacıların kendilerini ibra ettiği ileri sürülmüştür. 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun’un 5. maddesinde yapı denetim hizmet sözleşmelerinin yapı sahibi ile yapı denetimi kuruluşu arasında imzalanacağı ve devam eden fıkralarda yapı denetim hizmet bedelinin yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet hesabına yatırılacağı belirtilmiş olup aynı kanunun 8. maddesinde ve buna bağlı olarak çıkarılan yönetmelikte yapı sahibinden veya vekilinden yapı denetim hesabına yatırılmaksızın denetim hizmet bedeli alınması yasaklanmıştır. Dolayısıyla yukarıdaki paragrafta da açıklandığı üzere esas ilişki yapı denetim firması ile arsa malikleri arasında bulunmaktadır. Dolasıyla yüklenici firma tarafından herhangi bir ibraname düzenlendiği takdirde geçerli değildir. Öte yandan bu protokolün geçerli olsa dahi belgenin imzalanmasından sonra da davalı kooperatif tarafından belediye tarafından hazırlanan tabloda yer verilen hizmet bedelleri ödenmeye devam edilmiştir. Dolayısıyla bu ibranamenin eldeki davaya etkisinden söz edilemez. Ayıraca yukarıda da değinildiği üzere 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkındaki Kanun’un 5. maddesi karşısında ibranamenin kanunen işlerlik ve geçerlilik kazanması mümkün değildir. Zira, protokol tarihinden sonra da bir kısım ödemeler yapılmıştır. Buna ilişkin itirazlar yerinde değildir. ” gerekçesi ile davanın kabulü ile hak edişlerin süresinde ödenmemesi nedeniyle 9 blok için hak ediş tarihi ile ödeme tarihleri arasında geçen süreye tekabül eden işlemiş avans faizi toplamının taleple bağlı kalınarak 288.272,39-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı kooperatif vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; alacağın 5 yıllık zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında yapılan protokol ile alacak/borç miktarını sabitlendiğini, davacının yapı denetiminden doğan alacağını, ortaklıktan doğan borcuna mahsup ederek ödediğini, bu şekilde davacı tarafın alacağı ödenmiş olmakla, asıl alacak ve ferileri de sonlandığını, ancak, mahkemece iş bu ibraname, hukuki bir dayanak olmaksızın geçerli kabul edilmediğini, davacının talep ettiği faizin bağlı bulunduğu asıl borç sona ermiş olduğundan, faiz talep edilmesi açıkça yasaya aykırı olduğunu, taraflar aralarında imzaladıkları protokol ile; davacı tarafın alacağı, müvekkile olan borcundan mahsup edilmek suretiyle ödendiğini, davacı taraf, bu sırada faize ilişkin talebini saklı tutmadığından, iş bu protokol tarihinden sonra faiz talep edemeyeceğini, bu durumda, TBK 131. Maddesi uyarınca asıl borçla birlikte, fer’isi olan faiz borcu da sona erdiğini, ayrıca yapı denetim şirketinin davalı kooperatiften alacağı olmadığı için 2014 yılından sonra da inşaat devam ettiğini, bu nedenle davacıya herhangi bir borcun kalmadığını, borçlularca açılan İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/156 Esas sayılı menfi tespit dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, geç ödenen yapı denetim ücreti nedeniyle işlemiş faiz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamına göre,, davalılar arasında düzenlenen Arsa Payı Karşılığında Bina Yapımı ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi uyarınca davalı … ve muris …’a ait arsa üzerinde yapılacak inşaatın, davalı yüklenici kooperatif tarafından üstlenildiği, inşaatın yapı denetim hizmeti için davacı ile davalı kooperatif arasında yapı denetim hizmet sözleşmesi düzenlendiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. 4078 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun, Yapı Denetim Kuruluşları ve Görevleri “Madde 2 – Bu Kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir. Yapı denetim hizmeti; yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez.” Yapı Denetimi Hizmet Sözleşmeleri “Madde 5 – (Değişik birinci fıkra:11/5/2018-7143/19 md.) Yapı denetim hizmet sözleşmeleri, yapı sahipleri ile Bakanlıkça yayımlanacak usul ve esaslara göre elektronik ortamda belirlenen yapı denetim kuruluşları arasında akdedilir. Bu sözleşmenin bir sureti taahhütname ekinde ilgili idareye verilir. Yapı denetim hizmet sözleşmeleri Bakanlıkça belirlenen haller dışında feshedilemez.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre 4078 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun, 2. maddesi ile aynı kanunun 5. maddesindeki hükümler uyarınca yapı denetim hizmetini veren şirkete karşı yapı denetim hizmet bedelinin ödenmesinden arsa sahibi sorumlu olup taraflar arasında yapılan sözleşmede yapı denetim hizmet bedelinden yapı müteahhidin sorumlu olduğu kararlaştırılması da bu sorumluluğu değiştirmeyecektir. Bu husus Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 02/12/2015 tarih 2014/35361 E. 2015/35230 K. Sayılı ilamında ” …Davalı arsa sahibi ile dava dışı yüklenici … arasında imzalanan Büyükçekmece … Noterliği’ nin 05.08.2007 tarih ve … yevmiye sayılı düzenleme şeklindeki gayrımenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yapı denetim hizmet bedelinin ödenmesinden davalı arsa sahibine karşı dava dışı yüklenici sorumlu ise de 4708 sayılı Yapı Denetim Yasa’ sının 2. maddesindeki, “…Yapı denetim hizmeti, yapı denetim kuruluşu ile yapı sahibi veya vekili arasında akdedilen hizmet sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür. Yapı sahibi, yapım işi için anlaşma yaptığı yapı müteahhidini vekil tayin edemez.” ve aynı Yasa’ nın 5. maddesindeki, “Yapı denetim hizmet sözleşmeleri, yapı sahibi ile yapı denetim kuruluşu arasında akdedilir. Yapı denetim hizmet bedeli, yapı denetim kuruluşlarının hizmet bedellerinin ödenmesinde kullanılmak üzere yapı sahibince il muhasebe birimlerinde açılacak emanet nitelikli hesaba yatırılır.”şeklinde düzenlenen hükümler uyarınca yapı denetim hizmetini veren şirkete karşı yapı denetim hizmet bedelinin ödenmesinden arsa sahibi sorumlu olduğu ” şeklinde ifade edilmiştir. Yargıtay 13. HD’nin 28/11/2019 tarih 2016/25151 E. – 2019/11671 K. Sayılı ilamında da, aynı yasa hükümleri uyarınca yapı denetim hizmetini veren şirkete karşı yapı denetim hizmet bedelinin ödenmesinden arsa sahibinin sorumlu olduğu, davalılar ile yüklenici arasında yapılan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinde, yapı denetim hizmet bedelinden dava dışı yüklenicinin sorumlu olduğunun kararlaştırılması bu sorumluluğu değiştirmeyeceği belirtilmiştir. Bu nedenle her ne kadar yapı denetim sözleşmesi davalı arsa malikleri tarafından imzalanmamış ise de 4078 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun, 2. maddesi ile aynı kanunun 5. maddesindeki amir hükümleri uyarınca davacının, hizmet ücretinden arsa malikleri sorumlu olacağı gözetilerek bu durum kamu düzenine ilişkin olup davalı kooperatif yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan tüm bu nedenlerle davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun sair itirazlar incelenmeksizin kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlarda sınırlı olmak üzere kabulü ile davalı arsa malikleri yönünden kararın istinaf edilmemiş olması nedeniyle kazanılmış haklar gözetilerek HMK 353/b-2 madde uyarınca davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere 1-Davalı kooperatif vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, HMK’ nın 353/1-b-2 bendi uyarınca İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/895 Esas, 2021/470 Karar ve 02/06/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 2-a-Davalı kooperatif yönünden açılan davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, b-Davalı arsa sahipleri …, …, … ve … yönünden açılan davanın kabulü ile, hak edişlerin süresinde ödenmemesi nedeniyle 9 blok için hak ediş tarihi ile ödeme tarihleri arasında geçen süreye tekabül eden işlemiş avans faizi toplamının taleple bağlı kalınarak 288.272,39-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, c-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 19.691,88-TL harçtan peşin alınan 4.922,98-TL harcın mahsubu ile, bakiye 14.768,90-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına, ç-Davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsup edilen 4.922,98-TL karar ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, bunun haricinden davacı tarafından sarf edilen 36,00 TL başvurma ve vekalet harcı, 824,90- TL posta, tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 869,05 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, d-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 28.629,07-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, e-Davalı kooperatif kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar bakımından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı kooperatife verilmesine, f-HMK’nun 333. Maddesi gereğince, taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın talep halinde ilgili tarafa iadesine,
İstinaf İncelemesi Yönünden; 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı kooperatif tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının istinaf eden davalı kooperatif tarafından peşin olarak yatırılan 4.922,97 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 4.842,27 TL harcın istemi halinde davalı kooperatife iadesine, 5-Davalı kooperatif tarafından sarf edilen 242,80 TL istinaf harcı, 50,00, TL posta davetiye gideri olmak üzere toplam 292,80 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı kooperatife verilemesine, 6-İstinaf yargılaması duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361 maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere olarak oy birliği ile karar verildi.25/05/2022