Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1754 E. 2021/1390 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1754
KARAR NO: 2021/1390
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/129 Esas
KARAR NO: 2021/346
KARAR TARİHİ: 26/04/2021
DAVA: Sözleşmenin Uyarlanması
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;… A.Ş. arasında 2021 Yılı Şubat ayında … Kavşağı,…,…,… Fuar Merkezinde … Fuarına katılım amacıyla akdedilen 17.09.2020 günlü fuar katılım sözleşmesinin COVİD19 pandemisinden kaynaklı ifa yetersizliği/fevkalade ifa imkansızlığı dikkate alınarak Borçlar Kanunu’nun 136 ve 138 maddeleri kapsamında hakim müdahalesi yolu ile sıfıra uyarlanması (sözleşmeden dönme) yolunda karar verilmesi ,bu hususta ki öncelikli talebimizin yerinde görülmemesi halinde sözleşmenin fuar tarihi itibariyle uyarlanması talebini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; fuar katılım Sözleşmesindeki bu maddeler fuarcılık sektörünün kendi özel yapısı gereği konulmuş maddeler olduğunu, fuarcılık sektörü uzun vadeli planlar ve çalışmalar gerektiren bir sektör olduğunu, bu sektörde planlar günler, haftalar değil aylar belkide yıllar öncesinden yapıldığını, davacı tarafından imzalanmış sözleşmedeki açık hükümler kapsamında davacının sıfıra uyarlanma (sözleşmeden dönme) yolunda karar verilmesi talebinin kabulü mümkün olmadığını, tüm açıklanan sebeplerden dolayı, davacının davaya konu hukuki işlem temeli konusuz kalmış şeklindeki iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğundan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece ”17.09.2020 günlü fuar katılım sözleşmesinin COVİD19 pandemisinden kaynaklı ifa yetersizliği/fevkalade ifa imkansızlığı dikkate alınarak Borçlar Kanunu’nun 136 ve 138 maddeleri kapsamında hakim müdahalesi yolu ile sıfıra uyarlanması (sözleşmeden dönme), aksi halde sözleşmenin fuar tarihi itibariyle uyarlanması talebine ilişkindir. Mahkememizce yapılan yargılamada duruşma öncesinde davacı tarafından beyan dilekçesi sunulduğu ve dilekçede fuar ifa tarihinin 2022 yılı Şubat ayına ertelendiğinin ve davadan beklenilen neticenin elde edildiğinin belirtildiği görülmüştür. Buna göre; davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu noktada değerlendirilmesi gereken bir diğer uyuşmazlık konusu ise, davalının, davanın açılmasına sebebiyet verip vermediği, bu bağlamda davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekmektedir. O halde; konusuz kalan dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilip, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama gideri ve vekalet ücreti hakkında karar vermek gerekmektedir.Somut olayda; davacı taraf TBK 136 ve 137 uyarınca edimin ifasının tamamen veyahut kısmen imkansızlaştığı noktada sözleşmeden döndüğünü iddia etse de TBK m.136 kapsamında bir ifa imkansızlığı bulunmamaktadır. Söz konusu fuar iptal edilmemiş, ertelenmiştir. Taraflar arasında imzalanan fuar katılım sözleşmesinin 2. maddesi incelendiğinde de davalı şirketin gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermediği anlaşılmaktadır. Fuar erteleme kararı nedeniyle davacının hem ödeme yükümlülüğü hem de fuara katılma yükümlülüğü devam etmektedir. Fuarın ertelenmesinde davalının kusuru da bulunmamaktadır. Buna göre; davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği ve davacının işbu davayı açmakta haklı olmadığı kanaatine varılarak vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece fuarın ertelenmesinden davalının kusuru olup olmadığı yönünde inceleme yapılmış ise de davalının davanın açılmasına sebebiyet verip vermediğini incelenmesi gerektiği ve davalıya fuarın ertelenmesi talepli gönderilen ihtarnameye davalı tarafça kayıtsız kalınması idi İşbu davanın açılmayacak olması nazara alınarak davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Dava, taraflar arasında düzenlenen fuar katılım sözleşmesinin mücbir sebebe dayalı feshinin, olmadığı takdirde fuarın ileri bir tarihe ertelenmesi konusunda sözleşmenin uyarlanması istemine ilişkindir. Dava dilekçesi ile taraflar arasında … Fuarına Katılım sözleşmesinin düzenlendiği ve buna göre Şubat 2021 tarihinde davacı şirketinin organizasyonu gerçekleştirilecek14.04.2020 tarihli fuar katılım sözleşmesinin Covid 19 nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü kararı ile pandemi ilan edilmesi sebebiyle değişen yeni koşullara uygunun sağlanması yönüyle öncelikle sözleşmeden dönme yönünde uyarlama ya da sözleşmeden dönme yolunda haklı nedenler bulunmadığının tespiti halinde etkinliğin 19.02.2022 açılış 28.02.2022 kapanış olarak tarih bağlamında uyarlanmasına ilişkin sözleşme müdahale edilmesi talep edilmiştir. Davacı vekilince ön inceleme duruşmasından önce mahkemeye sunulan beyan dilekçesinde davanın açılmasından beklenilen hukuksal faydanın davalı şirket ile davacının üyesi olduğu dernek arasında imzalanan 25.02.2021 günlü protokol ve yine davacı şirket genel müdürü tarafından davacı şirkete gönderilen 17.02.2021 günlü elektronik posta kapsamında ortaya konulan irade açıklamasına dayalı olarak gerçekleşmesi, diğer bir ifadeyle fuar katılım sözleşmesinin ifa başlangıç tarihinin talepleri doğrultusunda Şubat/ 2022 tarihine uyarlanmasının ve dolayısıyla davanın davalı şirketçe kabul edildiği belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; yargılama sırasında taraf beyanlarından da anlaşılacağı üzere yapılması planlanan fuanın ertelendiği ve davanın davanın açılmasının sebebiyet verdiği belirtilerek konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 2.040 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar verilmiştir. Davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuş ise de; mahkemece 27.09.2021 tarihli istinaf değerlendirme kararında süresinde yapılmayan istinaf talebinin reddine dair karar verilmiş ve iş bu karar davalı vekilinin 03.10.2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı vekili, dava konusu sözleşme bedelinin 122.705,89 TL olduğu bu miktar üzerinden dava harç ve masrafların yatırıldığını, ifa tarihinin (fuarın gerçekleştirilmesi tarihi) tehiri talep edilen sözleşmenin bedeli üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğunu bu nedenle hükmün vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiş ise de, yatırılan nispi peşin harcın davacının ilk talebi olan sözleşmenin feshi talebi yönünden hesaplandığı ancak davacının ilk talebi olan sözleşmenin feshi (dönülmesi) hakkında herhangi bir karar verilmediği ve bu talep yönünden davacının istinafı bulunmadığı, davacının diğer talebi olan sözleşmenin ifa tarihinin ileri bir tarihe ertelenmesi talebinin davalı tarafça kabul edilmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, HMK 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 162,10 TL’nin başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 59,30 TL’nin istinaf karar harcının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.29/12/2021