Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1751 E. 2021/1389 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1751
KARAR NO: 2021/1389
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI: 2019/671 esas – 2021/271
KARAR TARİHİ: 06/04/2021
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 29/12/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davacı vekil eden ile davalı borçlu şirkete … Sözleşme numaralı taraf olan işverenin Toroslar Mersin adreslerinde proje işlerine münhasır olmak üzere danışmanlık sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşme kapsamında 6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu kapsamında iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verildiği, taraflar arasındaki iş ilişkisine binaen davacı tarafından alt yüklenici olan davalı şirketin çalışanlarına yüksekte çalışma, genel amaçlı çalışma iskelesi eğitimleri, İş sağlığı ve Güvenliği gibi eğitimler verildiği, buna ilişkin katılım formları düzenlendiği, 6331 Sayılı Kanun ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine uygun olarak müvekkil tarafından mevzuatla belirlenen usule uygun şekilde eğitimler verildiği, iş sağlığı ve güvenliği uzmanı görevlendirilmesi yapılmış ve sunulan hizmet karşılığında bahse konu faturalar keşide edildiği, davalıya, aralarında akdedilen sözleşmenin 6.maddesinde belirtilen hükümlere uygun olarak fatura keşide edildiği ve tebliğ edildiği davacı tarafından keşide edilen faturaların bir kısmı davalı tarafından ödendiği, davalı, keşide edilen diğer faturalara itiraz etmediği gibi ödeme de yapmadığı, bakiye borç tutarına göre hesaplanmış olan 3 adet fatura bedelinin ödenmemesi üzerine davalı şirkete İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takibi başlatıldığı, ancak davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğu, işbu davanın açılması zarureti doğduğu belirtilerek; davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazının iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, zira icra takibine 13.05.2016 tarihinde itiraz edildiğini, davacının bu itirazı en geç 1 yıl içinde öğrenmiş olduğunu, davanın itirazdan 3 yıl sonra 16.10.2019 tarihinde açılmış olduğunu, müvekkili firma yetkililerince davacı taraf arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığı, Müvekkilinin davacı yandan Mersin’de bulunan şantiyedeki iş için İş Güvenliği için A ve B sınıfı Uzman danışmanlık Hizmeti aldığını ve bu hizmetlerin bedellerini ödediğini, ancak, C sınıfı bir hizmet almadığını, hizmeti alıp almadığı İGS- Katip sisteminden rahatlıkla tespit edileceğini, bu işin uzmanı bir bilirkişi sistemi kontrol ederek hangi hizmetlerin alındığını hangi hizmetlerin alınmadığını doğrudan sistem kayıtları üzerinden kolaylıkla tespit edilebileceğini, davacı yan, faturaları dayanak gösterdiğini ancak bu faturaların karine olduğunu, faturalara ilişkin hizmetin verilmediği yasal belgelerle ispatlanarak karinenin hukuken çürütülebileceğini, bu manada faturalar kesin delil niteliğinde olmadığını, müvekkil C sınıfı hizmet almadığı için iade fatura düzenlendiğini savunmuş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… somut olayda davacı şirketin icra takibinin, icra takibine dayanak faturaların ve davaya ve icra takibine konu alacağa dayanak yapıldığı belirtilen sözleşmenin tarafı olmadığı, icra takibine, faturalara ve sözleşmeye göre alacaklı sıfatına sahip şirketin … İş Sağlığı ve Güvenliği Müşavirliği A.Ş olduğu, işbu davayı da ancak bu şirketin açabileceği, davacının aktif husumetinin olmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili 15.02.2021 tarihli dilekçesiyle; İşbu itirazın iptaline ilişkin davada davacı taraf unvanı sehven … Ltd. Şti. Olarak belirtildiği, Davacı şirketin grup şirketi olması dolayısıyla bünyesinde birçok şirketin olduğu, bu şirketlerden ikisinin işbu davada davacı olarak gözükmekte olan … Müh. Ltd. Şti. ve işbu davaya konu icra takibinde alacaklı sıfatını haiz olan … A.Ş. olduğu, H.M.K. m.183 uyarınca davacı tarafın … Sağlığı Ve Güvenliği Müşavirliği A.Ş. olarak düzeltilmesini, terditli olarak H.M.K. m.124 uyarınca tarafta iradi değişiklik talebinin taleplerinin ve davacı tarafın … İş Sağlığı ve Güvenliği Müşavirliği A.Ş. olarak kabul edilmek suretiyle yargılama bu haliyle devam edilmesini talep etmiştir. Davacı tarafın bu talebi de değerlendirilmiştir; 6100 sayılı HMK’nın 183. Maddesinde dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hatalarının düzeltilebileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafın yanlış gösterilmesinin bu madde kapsamında değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Yine aynı yasanın 124. maddesine göre tarafta iradi değişiklik yapılması mümkün ise de; bu maddenin 1. Fıkrasına göre bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Somut olayda davalı taraf, davacı yanın davacı tarafta taraf değişikliği talebini kabul etmemiştir. Bu nedenler ile davacı yanın bu talepleri son celse duruşmasında değerlendirilerek ret edilmiştir. Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davaları takip ile sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Bu davayı icra takibi alacaklısı icra takibi borçlusuna karşı açabilir. Ancak davacı taraf icra takibinin tarafı ve alacaklısı olmadığından işbu davayı açmakta aktif husumeti bulunmamaktadır. Bu nedenler ile davanın aktif husumet yokluğundan reddine ”karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasında sehven davacı unvanının … Şti olarak belirtildiği, talep gereği HMK 124/3 ve 4 fıkralar gereğince araştırma yapılması gerekirken salt 1. Fıkrada belirtilen rızanın bulunmadığı gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, talebin HMK 183 kapsamında değerlendirebilecek olması dolayısıyla maddi hata kapsamında olduğu ve bu sebeple düzeltmenin bu madde gereğince yapılması gerektiği, dosyadan tarafın kim olduğunun anlaşılması halinde tarafta yapılan hatanın maddi hata olarak kabul edilerek HMK 183 maddesi uyarınca düzeltme yapılması gerektiği, davacı şirketin grup şirket olduğu, davalı tarafla hizmet ilişkisinin sabit olduğu, davalının TMK madde 2 kapsamında değerlendirildiğinde hakkın kötüye kullanılması kapsamına ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket ederek taraf değişikliğine rıza göstermediği belirtilerek mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılmıştır.Davacı … şirketi tarafından davalıya yönelik açılan davada İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir. Uyuşmazlığa konu icra takip dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinde alacaklı … A. Ş olarak belirtildiği ve davalıdan fatura alacağının dayalı olarak toplam 47.369,49 TL’nin talepli düzenlendiği ve takibe konu faturaların incelenmesinde de 31.03.2016, 24.03.2016 ve 01.03.2016 düzenleme tarihli 3 adet fatura da sol üst kısımda … İş Sağlığı ve Güvenliği Müş. A. Ş tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; itirazın iptali davalarının takip ile sıkı sıkıya bağlı davalı olduğu ve ancak icra takibi alacaklısının icra takibi borçlusunun bu davayı açabileceği, davacının iş bu dava açmakta aktif husumeti bulunmadığı belirtilerek davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair karar verilmiş, iş bu karara yönelik davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Danışmanlık hizmetleri sözleşmesinin incelenmesinde; sözleşme taraflarının (danışman) … Aş, işverenin ise davalı olarak belirtildiği, sözleşme konusunun 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği çerçevesinde iş sağlığı ve güvenliği alanında işbu sözleşmede taraf olan işverenin Toroslar / Mersin adresindeki proje işyerinde işverenden istenilen yükümlülüklerini yerine getirmesi konusunda danışmanlık hizmetlerinin verilmesi ve hizmet koşullarının belirlenmesine ilişkin olduğu, sözleşmenin 01.08.2015 tarihinden itibaren Dia Mesk projesi kapsamında iş bitimine kadar geçerli olduğu belirtilmiştir. İtirazın iptali iptali davasında davanın taraflarından davacının icra takibine itiraz edilen alacaklı olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Nitekim husumet ehliyetiyle ilgili itiraz zamanı yasa ile tayin ve takdit edilmiş bir ilk itiraz veya mahkemece nazara alınması davalı tarafından ileri sürülmesi bağlı bir defi mahiyetinde olmayıp davanın her safhasında taraflarca dermeyanı mümkün ve mahkemece re’sen nazara alınması zorunludur. Sıfat, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın tarafların kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Bir subjektif hak dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir. (aktif husumet) Bir subjektif hak kendisinden davalı istenebilecek olan kişi o hakkı uymakla yükümlü olan kişidir (Davalı sıfatı, pasif husumet) Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka üçüncü kişiye karşı açılırsa, dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil davalının davalı sıfatına sahip olmadığından ( sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir .(Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Yetkin Yayınları, cilt I , Mart-2020, s 105) ”… Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan takip 2 adet faturaya dayalı ilamsız takiptir. Takip dayanağı faturaların incelenmesinden bu faturaların … adlı işletmeye sahip … ve ortakları Adi Ortaklığı tarafından davalıya keşide edildiği anlaşılmaktadır. Faturadaki … işletme adı olup, takip alacaklısı … Ltd.Şt’nin bu faturada herhangi bir sıfatı olmadığından takipte alacaklı taraf ehliyeti olmadığından açılan itirazın iptali davasında da aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu husus mahkemece resen dikkate alınması gereken dava şartıdır..” (Yargıtay 19 H.D. 2017/5168 k 2018/6211 K ) Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinde bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olacağı, ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kurallarına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği kanunun amir hükmünden anlaşılmaktadır. Davacı tarafın 15.02.2021 havale tarihli TMK 124 maddesi kapsamında taraf sıfatını değiştirmesi ve düzeltilmesine ilişkin dilekçesi sunduğu ve işbu dilekçede; davacı şirket ile dava dışı …A.Ş.’nin grup şirketi olduğu, her iki şirketin de yetkilisi merkezin aynı olduğu, davalı taraf ile hizmet ilişkisinin varlığının sabit olduğu ve bu sebeple icra takip alacaklısının davacı olduğu sabit olduğu belirtilerek yargıtay kararları ışığında davacı tarafın …AŞ olarak düzeltilmesi gerektiği belirtilmiş ve davalı vekilince mahkemeye sunulan 01.02.2021 tarihli yazılı beyan dilekçesinde öncelikle davalı tarafın taraf değişikliğine ilişkin talebine ilişkin muvafakatlerinin bulunmadığı ve davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece 06.04.2021 tarihli celsede davacı vekilinin davacı taraf yapılan hatanın HMK 183 maddesine göre düzeltilmesi ve HMK 124 maddesine göre davacı tarafta taraf değişikliği talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar vererek yargılamaya devam edilmiştir. Yargıtay HGK 14.12.2011 tarih, 2011/19-617 Esas, 2011/749 Karar, 03.05.2006 tarih 2006/19-260 Esas, 2006/251 Karar sayılı kararlarında ” İtirazın iptali davası, itiraz üzerine duran ilamsız icra takibinin devamını amaçlayan ve dayanağı olan icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan bir dava türüdür. ” olduğunun belirtilmesi karşısında takip dayanağı olan faturalarının … A.Ş. Tarafından düzenlendiği, takibe ise davacı tarafından girişildiği, her ne kadar her iki şirketin grup şirket olarak belirtilmiş ise de grup şirketlerin tüzel kişiliklerinin farklı olduğu, HMK’nın 124. maddesi anlamında davacının yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği, davalı tarafın da muvafakatinin bulunmadığı nazara alındığında davacının husumet yokluğu nedeni reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmakla; HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmakla; kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 162,10 TL’nin başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınan 59,30 TL’nin istinaf karar harcının hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1.g maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.29/12/2021