Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/172 E. 2022/377 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/172
KARAR NO: 2022/377
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/607
KARAR NO: 2019/1138
KARAR TARİHİ: 06/11/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kooperatifin 3 binin üzerinde üyesi bulunduğunu, davalının müvekkilinin .. no’lu ortağı olduğunu, kooperatifin aidat bedellerini ödemediğini, davalı aleyhinde ödenmeyen işbu aidat bedellerinin tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takip konusu meblağı ödemediğini, davalının 19/01/2017 tarihinde takibe karşı itiraz etmiş olduğunu, takibin durduğunu, davalının takibe itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, ileri sürerek, davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, borçlunun icra inkar tazminatına hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın ileri sürdüğü hususların ve istemlerin hiçbirinin kabul edilebilir olmadığını, Olağan Genel Kurullarda alınan kararların ortaklar tarafından mahkemeye taşındığını, 2009 yılından günümüze kadar olan Mali ve Olağan Genel Kurulların incelendiğinde yönetimlerin bütçe yapma yetkisi alamadığını, mahkeme tarafından kısmen veya tamamen iptal edildiğinin kanıtlandığını, yöneticilerinin yolsuzluktan ihraç edildiğini, yöneticilerin iptal edilen ve onaylanmayan bütçelere dayanarak borç tahakkuk ettirmesi ve aidat tahsil etmeye çalışmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın aidat toplama ve harcama yetkisinin olmadığını, şayet var ise kooperatifin ortağı olarak 14/07/2016 tarihinde yetki belgesini talep ettiğini, belgeleri vermediğini, davacı tarafın delil karartmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, tüm yasal haklarını saklı tutarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece ”… kooperatif aidat borcundan kaynaklanan İİK 67. madde uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır. Davacı yanın noter tasdiklerini ihtiva eden ticari defterleri, davacı tarafından Bakırköy …İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, T. Ticaret Sicil Gazetesinde yalınlanan Genel Kurul kararları, Kooperatif Defter ve Kayıtları dosya arasına alınmıştır. Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize fiziki olarak gönderilmiş olmakla; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine aidat borcu ve faiz toplamı olan 9.768,87-TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı davalı takip borçlusu tarafından süresi içerisinde takibe itiraz edilerek takibin durmasına sebebiyet verildiği görülmüştür. Davalı kooperatif üyesinin ödemesi gereken aidat borcunun faizi ile birlikte hesaplanması için HMK 266.madde uyarınca dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş alınan bilirkişi raporunda; davacı kooperatifin icra takibine konu ettiği alacak dayanağının, 03.06.2006 tarihinde yapılan 2005 hesap yılı Genel Kurulunun 8.Maddesi, 18.06.2011 tarihli 2010 hesap yılı olağan genel kurulunun 6. Maddesi, 29.09.2012 tarihli 2011 hesap yılı olağan genel kurul 7 .maddesi ve 22.02.2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulun 9 nolu kararı ile üyelerden tahsiline karar verilen alacak olduğu anılan bu genel kurul kararının iptal edildiğinin davalı yanca ileri sürülmediği ve alınan bu genel kurul kararının kesinleştiği dikkate alındığında, kooperatif üyesi olduğu sabit olan davalıdan, genel kurul kararı ile kararlaştırılan bu ödemelerin davacı kooperatif tarafından tahsilinin talep edilebileceği, davacı kooperatifin defter ve belgelerinin dava ve takip konusu dönemde açılış ve kapanış noter onaylarının yapılmış olduğu, usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil vasfının takdir ve değerlendirmesinin mahkeme de bulunduğu, davalının, icra takibine konu ödemeleri belgelendirmemiş ve ödemenin yapıldığını ispat etmediğinden davalının, davacı kooperatife borcu olmadığı yönündeki yaptığı itirazının haklı ve yerinde olmayacağı, icra inkar tazminatı hususunda takdir ve değerlemenin mahkemede olduğu, davacı kooperatifin, yasal muhasebe defter kayıtlarında davalının cari borç tahakkuklarını genel kurul kararı ile uyumlu şekilde yaptığının tespit edildiği, davalı ile aynı tip gayrımenkule sahip olan örnek ortak … No’lu …’ın cari hesabı incelenmiş, genel kurul kararlarına istinaden aynı aidatların cari hesaba kayıtlandığı, bu nedenle üyeler arasındaki eşitlik prensibine uyulduğu, davalının, davacı kooperatife 31.12.2016 tarihi ve takip tarihi itibarı ile: 6.816,50-TL aidat borcunun bulunduğu, yukarıda anılan genel kurullar ve ilgili maddeler gereğince ödemesi gereken asıl alacak tutarının: 6.816,50-TL üzerinden 2.957,37-TL faiz olmak üzere toplamda: 9.768,87-TL toplam alacağın tahsilini davalıdan talep etmekte haklı bulunduğunun bildirildiği görülmüştür. Davalı yargılama sırasında hakimin ve bilirkişilerin reddini talep etmişse de bu talepleri reddolmuştur. Tüm dosya kapsamında yapılan yargılama neticesinde; davacının davalıdan tahsili talep ettiği alacak nevinin site işletme aidatı olduğu, davalı üyeye tahsis edilen taşınmazın (işyerinin tipinin) B1 tip olduğu, davalının, 1163 sayılı kooperatifler kanunu ve ana sözleşme hükümlerine uygun olarak davacı kooperatif sınırları içinde bulunan; … Blok … numaralı … tipi iş yerini 16.02.2005 tarihli dilekçeleri ile kooperatifin … numaralı üyeleri …, …, …’ten devir aldığı, yine 16.02.2005 tarihli devir Sözleşmesi ile davalı …’ın … iş bu sözleşmede., “Bütün hak ve tecrübeleri ile devraldığını, devir bedelini kendilerine ödediğimi, bu günden itibaren bütün yasal zorunluluklarının tarafıma ait atacağım kabul ve beyan ederim” denildiği, yine 982 numaralı üye olan davalının 16.02.2005 tarihli taahhütnamesinde: … Tekstil İmalat ve satıcıları toplu İşyeri Yapı Kooperatifinin İstanbul Bakırköy 3. Bölge Atışalanı …pafta …, …, …, … parsellerinde inşa ettirdiği dükkanlardan proje ve tatbikatta … Blok … no’lu bağımsız bölüm … numaralı tipi İş yârine talibim kendi arzum ve iradem ile hiçbir tesir altında kalmadan, gayrikabili rücu olarak beyan, kabul ve taahhüt ederim. Denildiği ve yazılı olarak baş vurduğu, … nolu yeni ortak olarak kooperatif üyesi yapıldığı, yazılı yaptığı bu taahhüde istinaden üye olmuştur. O halde, davalı da kooperatif üyeliği devam ettiği müddetçe üyelerden tahsiline karar verilen tüm ödemelerden 1163 sayılı kanunun 23.maddesinde tanımlanan eşitlik prensibi gereği sorumludur. Davacı kooperatifin icra takibine konu ettiği alacak dayanağının, 03/06/2006 tarihinde yapılan 2005 hesap yılı Genel Kurulunun 8.maddesi, 18/06/2011 tarihli 2010 hesap yılı olağan genel kurulunun 6. maddesi, 29/09/2012 tarihli 2011 hesap yılı olağan genel kurul 7. maddesi ve 22/02/2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulun 9 nolu kararı ile üyelerden tahsiline karar verilen alacak olduğu görülmektedir. Her ne kadar davalı, gerek icra takibine gerekse davaya karşı sunduğu cevap dilekçesinde itirazlarında; “Olağan Genel Kurullarda alınan kararların … üyeleri tarafından mahkemeye taşındığı, 2009 yılından itibaren yönetimlerin bütçe yapmaya yetkileri olmadığı veya mahkeme tarafından kısmen veya tamamen iptal edildiği, yöneticilerin bazılarının yolsuzluktan ihraç edildikleri, onaylanmayan bütçelere göre borç tahakkuk ettirilemeyeceği,” yönünde itiraz ve beyanda bulunmuş ise de, davalının bu itirazlarının 1163 sayılı kooperatif kanununun temel hükümlerine aykırı olduğu zira icra takibi ile tahsili talep edilen alacak dayanağının, davalının üyesi olduğu kooperatifin 03.06.2006 tarihli 2005 yılı, 18.06.2011 tarihli, 29.09.2012 tarihli ve 22.02.2014 tarihinde yapılan genel kurul kararı ile kararlaştırılmış alacak olup, bu kurul kararlarının iptal edildiğini ispat edecek kesinleşmiş mahkeme kararını dosyaya ibraz etmediğinden dosya kapsamı çerçevesinde genel kurul kararı ile kararlaştırılan ve üyelerden tahsiline karar verilen işletme aidatı alacaklarını davalıdan tahsilini talep edebileceği anlaşılmış olup, davalının davacı kooperatife 03/01/2016 tarihinde yapılan 2005 hesap yılı, 18/06/2011 yapılan 2010 hesap yılı ve 29/09/2012 tarihinde yapılan 2011 hesap yılı genel kurulunda tahmini bütçe gündeminde kabul edilen kararlara dayanarak olan ödemesi gereken aidat ve diğer ödemelere ilişkin tutarın 6.816,50-TL olduğu, bu alacağa tekabül eden faiz miktarının da 2.957,37-TL olduğu, dosya kapsamındaki belgelerden ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Şu halde, kooperatif üyesi olan davalının dosyaya dayanak icra takibine itiraz etmekte haklı olmadığı anlaşılmış, davacının davasının kabulü yoluna gidilerek Bakırköy …İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 6.816,50-TL asıl alacak 2.957,37-TL işlemiş faiz yönünden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacak belirlenebilir ve likit olduğundan hükmolunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” kararı verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı tarafça yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemelerinde olduğu, davacı kooperatifi ve 23.05.2009,18.06.2011 ve 25.05.2013 tarihli genel kurul kararlarını mutlak butlanla batıl olduğu, benzer nitelikte mahkeme ilanlarında aidat alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilemeyeceğine dair tespit yapılmasına rağmen mahkemece bu tespitler nazara alınmadan hüküm tesisi yoluna gidildiği belirtilerek, mahkemece verilen kararın kaldırılması talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, kooperatif aidat borçlarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyasında, davacı tarafından (2012 Eylül-…-2016 yılı Aralık işletme aidatı alacağı+faiz olmak üzere) toplam 9.768,87 TL alacağın tahsili istemiyle 04/01/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığı ve davalı tarafa 18/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği ve 19/01/2017 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda özetle; davalının kooperatif üyesi olup olmadığına ilişkin uyuşmazlığın bulunmadığı, bu durumda kooperatif üyesi olduğunu kabul edilmesinin gerekeceği, icra takibine dayanak tutulan 03.06.2006 tarihinde yapılan 2005 hesap yılı genel kurulunun 8. maddesi, 18.06.2011 tarihli 2010 hesap yılı olağan genel kurulunun 6. maddesi, 29.09.2012 tarihli 2011 hesap yılı olağan genel kurulunun 7. maddesi ve 22.02.2014 tarihinde yapılan 2013 hesap yılı genel kurulunun 9. maddesindeki kararların iptal edildiği yönünde bir beyan bulunmadığından bu kararlar çerçevesinde üyelerden tahsis edilmesine karar verilen aidat ve ödemelerden davalının üye sıfatıyla sorumlu tutulduğu , davacı kooperatifin defter ve belgelerinin dava ve takip konusu dönemde açılış ve kapanış noter onaylarının yapıldığı ve usulüne uygun tutulduğu, icra takibine konu ödemelerin belgelendirilmemiş ve ödeme yapıldığına ilişkin bir beyanda bulunmadığından davacı kooperatife borçlu olmadığı yönündeki davalı itirazın haklı olmayacağı ve bu itibarla takip tarihi itibariyle 6.816,50 TL aidat borcunun bulunduğu, faizin 2.957,37 TL hesaplanmasıyla toplamda 9.768,87 TL toplam alacağın davalıdan tahsilini dosya kapsamına uygun olduğu, icra inkar tazminatı konusunda takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu görüş ve tespitinde bulunulmuştur. Görevli mahkeme yönündeki tespitler: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dayanağı, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanmaktadır. Anılan Kanun’un 99/1. maddesinde, bu yasada düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılacağı belirtilmiştir. Bu durumda söz konusu uyuşmazlıkla ilgili davada görevli mahkeme ticaret mahkemesidir. Açıklanan nedenlerle, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğu gözetilerek davalı tarafın bu yöndeki istinaf sebebinin dosya kapsamına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın esası yönünden inceleme: Davalı tarafça sunulan bilgi ve belgeler arasında davacı yapı kooperatifinin tüzel kişiliğinin kat mülkiyeti kanununun 73. Maddesine göre 29.12.2015 tarihinde son bulduğu ve bu nedenle huzurdaki iş bu davayı açamayacağı, dosyasından mahkeme ilamların incelenmesinde Bakırköy 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/320 esas sayılı dava dosyasında 07.03.2014 tarihinde verilen karar ile davacı kooperatifin 25.05.2013 tarihli genel kurulda alınan 1,2,3 ve 4 nolu genel kurul kararlarının mutlak butlan ile batıl olup yoklukla malul olduğunun tespitine, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/438 esas sayılı dava dosyasında görülen yargılama ile 16.01.2014 tarihli kararda 18.01.2011 tarihinde yapılan davalı kooperatif genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesi olarak görüşülüp alınan genel kurul kararının iptaline ve gündemin 5,6,8,9,10 ve 11 maddeleri ile görüşülüp alınan genel kurul kararların yoklukla malul olduğunun tespitine, birleşen dava dosyası yönünden aynı toplantıda gündemin 5,6,7,8,9,10 ve 11 nolu madde ile görüşüp alınan genel kurul kararının yoklukla batıl olduğunu tespitine dair karar verildiği, işbu kararın 26.03.2014 tarihinde kesinleştiğinin dosyaya delil olarak sunulan mahkeme ilamlarında tespit edilmiştir. Yine beyan dilekçesinde Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/62 esas, Bakırköy 6.a Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/471 esas Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/318 Esas ve Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/298 Esas sayılı ilamlarında iptal edilen genel kurul kararı olduğu belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda takibe konu alacak miktarın incelenmesi yapılırken takip alacağının dayanak gösterilen 2010,2011,2013, yılı hesap yılı olağan genel kurul kararları davacı kooperatifin 2012-2013-2014-2015-2016 yılı ticari defterleri üzerine inceleme yapıldığı belirtilerek rapor tanzim edildiği belirtilmiştir. Davaya konu uyuşmazlıkta, davalı tarafça sunulan cevap dilekçesinde farklı dönemlere ilişkin genel kurul kararların iptaline yönelik dosyasında dava açıldığı ve bazı dosyalar yönünden karar ihdas edildiği belirtilmiştir. Öncelikli genel kurul kararlarının iptaline yönelik açılan dava dosyalarının bir kısmının dosya arasına delil olarak sunulduğu anlaşılmakla, eksiksiz olarak davalının kooperatife üye olduğu tarihten itibaren yapılan genel kurul kararlarının ilgili yerlerden dosyaya kazandırılarak ve davalı olan genel kurul kararlarına ilişkin dava dosyalarının bir örneği ve karara çıkmış ise kesinleşme şerhlerini içerir karar örneklerinin dosya arasına alınması akabinde bilirkişi raporu alınması ve varılacak sonuç dairesinde karar ihdası yoluna gidilmesi gerekmektedir. İş bu nedenle; öncelikle yukarıdaki eksiklikler ikmal edildikten sonra icra takibine konu işletme aidatının her dönem yönünden talep edilen faiz yönünden inceleme yapılmak suretiyle, davacının haklılık durum ve oranının ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli raporla açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1.a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve Dairemizin kararına uygun şekilde yargılama yapıldıktan sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 2017/607 Esas, 2019/113 Karar ve 806/11/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İadesine, 4-Harçlar Kanunu gereğince davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye GELİR KAYDINA, istinaf karar harcının talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-g bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2022