Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1642 E. 2021/1104 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1642
KARAR NO: 2021/1104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/491
KARAR NO: 2019/1031
DAVA TARİHİ: 26/04/2017
KARAR TARİHİ: 17/10/2019
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 10/11/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı şirket arasında 01/06/2011 günü destek eleman hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin sözleşme gereği müvekkili bankaya gönderdiği çalışanların özlük dosyalarını tutmaya, maaşlarını ve SGK primlerini düzenli bir şekilde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı şirketin bu ekonomik yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, müvekkili banka tarafından Beyoğlu … Noterliği’nden 26.08.2011 günü … yevmiye ile keşide edilen ihtarnameyle 01/06/2011 tarihli destek elemanı hizmet sözleşmesinin feshedildiğini, davalı şirket çalışanlarından …’ün müvekkili bankanın işçisi olmamasına rağmen, hem davalı şirket ile hem de müvekkili bankaya karşı İstanbul Anadolu 22. İş Mahkemesinde 2013/860 E. sayılı işe iade davasının kabul ile sonuçlandığını ve kararın onandığını, kararın icra takibine konu edilmesi üzerine müvekkili bankanın 7.370,32 TL’yi icra baskısı sebebiyle ödenmek durumunda kaldığını, taraflar arasında düzenlenen destek eleman hizmet sözleşmesinin 5.4 ve 5.8 maddeleri ile 6098 sayılı TBK.m.167 hükmü uyarınca, davalının ödenen bu bedelden tek başına sorumlu olduğunu belirterek 7.370,32 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; “…Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede açıkça davalının çalıştırdığı işçilerin özlük hakları ile onlara yönelik hukuki tasarruflarından doğan borç ve yükümlülüklerden, sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı; Müteselsil sorumluluk kapsamında yükümlü olan davacının yaptığı ödemeyi taraflar arasındaki sözleşme gereği davalı taşerondan isteme hakkı bulunduğu, 13/01/2011 iş sözleşmesinin fesih tarihini takip eden 4 aylık devrede dava dışı işçinin asgari ücret üzerinden 2.519,64 TL talep edebileceği, işçinin işe iade başvurusu olmadığı için işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı bu durumda İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında kapak hesabının yapıldığı tarih itibariyle dava dışı işçinin talep edebileceği tutarın (ayrıntıları mahkememizce benimsenen bilirkişi ek raporunda görülen) 5.472,26 TL olduğu, davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereği 14/03/2017 ödeme tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizle birlikte tahsilini talep edebileceği belirlenmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle; “1-Davanın kısmen kabulü ile, 5.472,26 TL’nin 14/03/2017 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aşan istemin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Sözleşmenin 5.8 maddesi uyarınca banka tarafından, davalı şirketin işçileri olan destek personeline herhangi bir şekilde her hangi bir ödeme yaptığı takdirde bu bedelden ödeme tarihinden itibaren mevzuata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalının sorumlu olduğunu, mahkeme tarafından eksik inceleme neticesinde hatalı karar verildiğini, ödenen bedelin tamamının davalı sorumluluğunda olduğunu beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi kapsamında çalışan işçinin açmış olduğu dava neticesinde hükmedilen bedelin davacı tarafından ödendiği, imzalanan sözleşme uyarınca çalışan işçilere ödenecek bedellerden davalının sorumlu olduğu iddiası ile, icra baskısı altında ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Harçlandırma formunda 7.370,32 TL üzerinden harç yatırılmış, dava dilekçesinde dava değeri 7.370,32 TL olarak bildirilmiştir. Dava, 5.472,26 TL yönünden kabul edilmiş, 1.898,06 TL yönünden reddedilmiş, davacı vekili tarafından ise reddedilen kısım yönünden istinaf yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2. maddesinde “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı, miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir.”, aynı yasanın “Parasal sınırların artırılması” üst başlığı ile Ek Madde 1’de, “(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz. (2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükümleri yer almaktadır. İstinaf incelemesine konu kararın verildiği tarih 17/10/2019, reddedilen kısım 1.898,06 TL’dir. Ancak 01/01/2019-31/12/2019 (bu tarih dahil) tarihleri arasında istinaf kanun yoluna başvuru için parasal sınırı 4.400,00 TL olarak belirlenmiştir. Yani bu miktarın altında olan kararlar kesin olup, istinafa konu kararın verildiği tarih itibariyle, davacı yönünden kesin olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir. Açıklanan yasal düzenlemeler gereğince, kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 352/1.b maddesi uyarınca reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 352/1.b maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL başvuru harcının Hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, 4-İstinaf yargılaması için davacı tarafça yapılan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1.b bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/11/2021